Ardil’in babası Adar Ağa, misafirlerini saygıyla karşılarken oğluna da sessizce mesajını vermişti. Misafir baş tacıdır, kendine gel. Ahu Hanım da kocası gibi, dünürlerini güler yüzle selamlamıştı. Elvin, daha fazla bekleyemedi. Ardil’in elini tutan ellerinden hızla kurtulup annesinin kollarına koştu. Annesi onu sımsıkı sardı; Elvin, uzun zamandır özlemini duyduğu o sıcaklığı bulmuştu. Roza ise kirpiklerinin altından bu sahneyi imrenerek izledi. Çünkü ailesi, kocasının ailesine karşı ılımlı dursa da ona hiç böyle sarılmamıştı. Elvin, annesinin kollarında bir süre öylece kaldı. Annesi, saçlarını okşarken gözlerinden yaşlar süzülüyordu. “Canım kızım… nasılsın, iyi misin?” diye sordu titrek bir sesle. Elvin boğazına düğümlenen sözcüklerle cevapladı: “İyiyim anne… çok özledim sizi.” Anne

