Duştan sonra Ardil ve Elvin yatağa geçmiş, yumuşak ışıkların altında birbirlerine sarılmışlardı. Suyun verdiği rahatlıkla tenleri hâlâ sıcacıktı. Elvin, kocasının göğsüne yaslanıp sessizce mırıldandı: “Peki… gidersek kurs ne olacak?” Ardil, karısının saçlarına parmaklarını daldırıp yavaşça okşadı. Yüzünde hafif bir gülümseme belirdi ama sesi sakindi: “Onu da halledeceğiz, gülüm. Kursu öyle ayarlarız ki biz döndüğümüzde başlar. Çocukları da mağdur etmeyiz, senin gönlün de rahat olur.” Elvin başını hafifçe kaldırıp kocasının gözlerine baktı. “Yani… gerçekten olur mu?” diye sordu çekingen bir sesle. Ardil, bakışlarında en ufak bir tereddüt olmadan başını salladı. “Olur. Hem gidişimiz de dönüşümüz de planlı olacak. Sen sadece tatilin tadını çıkar, kurs da senin istediğin gibi başlayacak.”

