Heyecanlıydım.
Bugün ilk kez Emir ile birebir iletişime geçmiş onunla konuşmuştum. Bir de yakınlaşmıştık! Nasıl sakin olabilirdim ki? Gömleğini kirletmiştim, kızmamıştı. Aksine ellerimi temizlemişti. Belimden de tutmuştu. Göz kırpmıştı. Bugün ne kadar da güzel bir gündü!
Hatta bugünü kendime özel sayacaktım. Her yılın bugünü bir parti falan yapsam çok aşırı kaşmazdı değil mi? Kendi kendime sırıttım.
Emir Saygın yakışıklı olduğu kadar kibar biriydi. Kibar erkeklerden hoşlanırdım.
Simge'ye dönüp "Nasıl olmuşum?" dediğimde elbisesini çekiştirip bana döndü ve gözlerini devirdi. "Acaba ne zaman oğlan çocuğu gibi giyinmeyi bırakacaksın?" diye homurdandığında kaşlarımı çatarak aynanın karşısına geçtim.
Siyah pantolon ve siyah bluz giymiştim işte. Ne yapmamı bekliyordu ki? Ona olan boş bakışlarımı fark ederek gözlerini devirdi ve kolumu tutarak gerisin geri yatağa oturttu. "Burada bekle sen." deyip dolabına gitti ve eşyalarını karıştırmaya başladı.
"Neye bakıyorsun? Değiştirmem üstümü beğendim ki." dedim kollarımı göğsümde birleştirerek. Gözlerini devirdi. "Sen bu kıyafetlerinle Emir'i etkilemeyi nasıl düşünüyorsun acaba?" diye honurdandı.
"Ben o kızlar gibi giyinemem ama!" dedim kaşlarımı çatarak. "Nedenmiş?" elini beline atıp hesap sorar gibi baktı. "Onlar gibi güzel vücudum yok çünkü."
"Saçmalama." deyip abartıyla gözlerini devirdi. "Giy şu elbiseyi." siyah bir hez parçasını yüzüme fırlatınca elimle tutup havaya kaldırdım ve üzerime tuttum. "Bu benim neyimi örtecek acaba?" dedim kaşlarımı kaldırarak.
"En gizli ve Emir'in merak ettiği yerleri." diyerek göğüslerimden başlayıp süzdüğünde elbiseyi yüzüne fırlattım. Kıpkırmızı olmuştum. "Salak mısın ya. Giymem ben bunu."
Oflayıp beni ayağa kaldırdı. "Bak hayatım Emir gibi erkekler neyden hoşlanır biliyor musun?" beni baştan aşağıya bir daha süzdü. "Özgüvenli ve bu seksi parçaları taşıyabilen kadınlardan."
Somurttum. "Özgüvenli değilim özellikle bu elbiseyi taşıyacak bir vücudum hiç yok!" homurdandım ve ayağımı sinirle yere vurdum. Kolumu tuttu. "Saçma sapan konuşup delirtme beni. Hadi hadi giy bunu." deyip beni sırtımdan banyoya ittirdi.
Oflaya oflaya banyoya girdim. Simge'den kaçışım yoktu. Mecburen giyecektim. Üzerimdeki parçaları çıkarıp siyah elbiseyi giydim. Straplezdi ve kalçamın beş karış altında bitiyordu. Aşağıya doğru ne kadar çekiştirsem de sürekli yukarı sıyrılıyordu.
"Giyinmedin mi?"
"Güzel durmadı!"
"Aç kapıyı bakacağım."
"Ya benden iyi mi bileceksin?"
"Tabii ki ben senin kankanım. Aç şunu." kapıyı açtığımda bana bakakaldı. Baştan aşağıya süzerken kapının arkasına yaslandım. "Kızım şaka mısın sen? Resmen ateş ediyorsun." ıslık çaldığında utanan yanaklarımla "Gerçekten mi?" diye fısıldadım.
"Şu göğüs dekoltesine şu kalçalara bak. Bir de utanmadan yakışmış mı diye soruyorsun?" homurdana homurdana omuzlarımdan ittirerek boy aynasının karşısına getirdiğinde gerçekten dediği gibiydi.
Obur biri sayılırdım. Yemek çok ama çok yerdim ve yediklerim orantılı bir biçimde vücuduma dağılırdı. Alt dudağımı ısırdım. Göğüslerim elbiseden taşmış, tam kalçalarıma doğru oturmuştu. Simge saçlarımı düzleştirip makyaj da yaptığında tamamlanmıştım.
Dolgun dudaklarım kırmızı rujumla daha fazla dolgunlaşmış gibiydi. "Emir olsam seni yatağa atardım." dediğinde omzuna vurdum ve heyecanla bir nefes aldım. "Heyecandan öleceğim."
"Fark ettim." deyip sırıttı.
"Verme sakın bugün." deyip uyarı yapınca gözlerim büyüdü. "Saçmalama geri zekalı tabii ki sevişmeyeceğim onunla." dedim net biçimde. Asla sevişmezdim.
Yani ilk gün.
Birazcık birbirimizi tanımalıydık. Hem belki o da bana karşı bir şeyler hissederdi. Yani keşke hissetseydi...Çok mutlu olurdum. Ama bugün dikkatini çekecektim.
Simge ile evden atrılıp parti alanına gelince Cengiz abi karşıladı bizi. Otuz beş yaşlarındaydı ama çok genç sayılırdı. CEO ortaklarındandı. Birkaç kere bana yanaştığı olmuştu ama onu yumuşakça başımdan savmıştım.
"Hanımlar çok güzel olmuşsunuz. Ah sizde kimsiniz?" diyerek yuvarlak gözlüklerini ovaladı. Kıkırdayıp topuklularımın etrafında döndüm. "Ben Duru Özveri. Siz kimdiniz?" elimi uzattım.
"Cengiz Ayverdi. Çok şık görünüyorsunuz Duru Hanım. Sizi burada görmediğime eminim..." elimi tuttuğunda kıkırdayarak "Ben de ilk kez geliyorum Cengiz Bey." dedim şakayla karışık.
Simge arkadan bana kaş göz yaparken kaşlarımı çattım. Bu esnada bir boğaz temizleme sesiyle yerimde sıçrayarak arkamı döndüm.
Emir tam arkamdaydı. Bakışları sertti. Benim ve Cengiz'in arasında gidip geliyordu. "Parti çocuğu da geldi!" diye dikkatleri üzerimize çekince herkesin odağı olmuştuk. Birkaç adım geriledim. Emir'in keskin bakışlarını hala üzerimde hissederken yerimde kıpırdandım.
Neden bakıyordu böyle?
Parti alanı şenlenmeye başladığında bir köşeye geçip onu izlemeye başladım. Bir sürü arkadaşı vardı, biri geliyordu biri gidiyordu. Hayatı çok güzel ve parlak gözüküyordu. Az önceki gergin hali gitmişti.
Kokteyli kafama dikerken Simge "Yavaş." diye uyardı ama dinlemedim. "Çok yakışıklı." dedim ağlamaklı bir sesle ve yüzümü sıvazladım. Ayıp değil miydi ama ya?
"Atla atla atla!" Emir'in etrafını saran arkadaşları havuza atlaması için bağırmaya başladığında Emir içkisini kafasına dikti. İçki dudaklarından taşıp boynuna doğru biz çizgi çektiğinde iç çektim. Kutuyu elinde buruşturup yere fırlattı ve "Boş yere atlamam." dedi.
"Ne istiyorsun bakalım?" dedi sarışın bir kız ve kolunu Emir'in omzuna atıp yüzünü yakınlaştırdı. Emir'in bakışları bir anda nokta atışı yapıp beni bulduğunda gözlerimi kırpıştırdım.
Şimdi neden böyle bakıyordu?
"Tek atlamam." itiraz sesleri geldi. "Geleneğimizi bozma lan! İlk önce pilot atlar.." diye gülerek kızdı biri. Sarışın kadın, Emir'in onunla ilgilenmediğini fark ederek bakışlarını takip etti ve beni gördü.
Bana küşümseyerek bakmaya başladı ve dudakları alayla kıvrıldı. "Emir'in isteğini çöpe mi atacağız beyler!" diye bağırdığında kalabalıktan "Hayır!" sesi yükseldi.
"O zaman kimi seçelim?" bakışları haince üzerimde durup "Şu kızın adı neydi ya?" anında önümde döndüm. Beni demeyeceklerdi herhalde değil mi?
"Duru." dedi Emir anında.
Sarışın kadın bozuldu. "Kabul etmeyecek gibi duruyor. Başka birini seç." deyip mırıldandığında Emir göz temasını kesmeden alt dudağını ıslattı ve "Boş ver." diye mırıldanıp birden diğerlerini iterek havuza atladı.
Emir'in havuza atlamasıyla herkes bağırarak havuza atlamaya başladığında elimi çeneme yerleştirdim. Emir, o sarışın kadını duvarla arasına aldığında yerimde sendeledim ve bakışlarımı kaçırdım.
Bira bardağını elimde sıkıp nefeslendim ve kimseye bakmamaya çalışarak evin içine yürümeye başladım. Topuklu giymeyi sevmezdim, doğru düzgün yürüyemezdim bile. Havuzun kenarı taşlıydı, sarhoşlardan biri bana doğru yalpaladığında dengede duramayarak bir çığlık attım ve sağ tarafa doğru düşmeye başladım.
Bedenimi soğuk hava dalgası sararken ıslanan bedenimle havuza düştüğümü anlamıştım ama ben yüzme bilmezdim ki. Telaşla nefes almak için çırpındığımda daha çok boğuluyordum sanki. Nefes alamadığımı fark ettiğim her dakika daha çok korkuyordum. Oksijene ihtiyacım vardı. Nefes almaya ihtiyacım vardı. Su yutmaya başladığımda kendimi bırakıyordum ki birisi belimden tutarak yukarı doğru çekti. Su yüzeyine çıktığımda bir an rahatladığımı sandım ama hala göğüs kafesim nefes almama izin vermiyordu sanki.
Gözlerim kapalıydı.
Bedenimin soğuk betona yatırıldığını hissettim. Bir el burnumu tuttu. Dudaklarıma yanaşan sıcak nefes beraberinde dudaklarımı aralayarak bana suni teneffüs yapmaya başladığında öksürmeye başladım.
Su, dudaklarımdan sızarak yanaklarıma doğru düştüğünde hızlı hızlı nefesler alıp veriyordum. Ben ölüp cennete falan mı düşmüştüm?
Lütfen biri bana suni teneffüs yapanın Emir olmadığını söylesin çünkü bir kere daha bayılırdım. Emir'in ıslak saçlarından dökülen damlalar yüzüme düşerken saçlarını stresle karıştırdı ve omuzlarımdan tutarak kaldırdı beni.
"İyi misin?"
Başımı göğsüne yaslayarak "İyiyim." dedim ama yüzümü buruşturdum. Çok fazla havuz suyu yuttuğum için boğazım çok acıyordu. Sanki yeni fark etmiş gibi üzerimi süzüp dişleri arasından "Bir şey verin." diye tısladı.
Simge koştur koştur yanımıza gelip ceketimi üzerime örtüp "Emin misin iyi olduğuna?" diye korkuyla sordu ve alt dudağını ısırdı. "İyiyim." dedim yeniden güvence vermek için.
"Sikerler." Emir homurdandı ve elini bacaklarımın altından geçirip birden kucağına aldı. Düşmemek için korkuyla boynuna sarıldığımda güçlü adımlarıyla eve doğru yürümeye başladı.
Başım yorgunlukla omzuna düştü. Son gördüğüm yüz, o sarışın kadının yüzünden geçen öfkeydi.