SERT ÖPÜCÜK

1027 Words
Beni öptüğüne inanamıyorum. Bu adamın beni her zaman öptüğünü düşünmek, gecelerimi hatta rüyalarımı süsleyen bir ibaretken beni gerçekten öpüyordu. İtiraz etmeme fırsat vermeden elini çeneme koydu ve başımı geriye itti. Bu itişiyle beraber vücudumla aynı anda duvara yapıştığımda Emir'de önüme geçti. Bacaklarını iki yanımdan açıp bacaklarımı kıstırdı. Hareket edecek alanım kalmadığında hala öpüşüne karşılık vermiyordum. Bir anda alt dudağımı ısırdığında derin bir nefes aldım ve öpücüğüne karşılık vermeye başladım. Şu an ben bile bu gördüklerimden sonra neden karşılık veriyordum bilmiyordum. Emir alt dudağımı parçalamak istercesine öperken ben de üst dudağını kavradım. Emir, dudağımı çekiştiriyor, ona yetişmeme izin vermiyordu. Nefes almak için açılan ağzıma memnuniyetle mırıldandı ve dilini ağzımın içine soktu. Dilimle kavuşup ağzımın içini talan ederken nefes nefeseydim. Ellerimi boynuna doladığımda Emir, elini çenemden ayırdı ve boynuma sarıldı. Sıkıyordu ama acıtmıyordu. Aksine orada varlığını hissetmek çok güzeldi. Tatmin ediciydi. Üzerimde baskınlığını görmek iyice nefeslerimi hızlandırdığında omuzlarından ittirdim. Nefes alamıyordum. Emir Saygın resmen nefesimi kesiyordu. Bir an çekildiğinde hızlı hızlı nefesler alıp vermeye başladım. Bittiğini düşünmüştüm ama saniyelik olsa da göz göze geldiğimizde sanki anlaşmışız gibi aynı anda dudaklarımıza kapandık. Emir, 1.95 civarındaydı ben ise kısa değildim ama onun yanında kısa kalıyordum. Onun sert öpücüklerine yetişmek için parmak uçlarımda yükseldiğimde iyice belime sarıldı ve sıktı. Acıyla inlediğimde elini kalçalarımın üstüne getirdi ve bir anda beni kucakladı. Şaşkınlıkla çığlık atarken düşmemek için ellerimi boynuna doladım. Artık ona üstten bakan bendim. Emir'in karanlık ve arzulu bakışlarını gördüğümde ben de mi böyle görünüyordum acaba diye düşündüm. Dudaklarımızın üstünde nefesleniyorduk. Beni öpmüyordu ama sıcak nefeslerimiz birbirine karışıyordu. Emir'in dudakları yukarı doğru kıvrıldı ve gözlerimin içine bakarak boynuma yanaştı. İnce deriyi dudaklarınım arasına kıstırdığında inleyerek bacaklarımı beline iyice doladım. Aksi bir tepki vermediğimi gören Emir gülerek boynuma öpücükler kondurmaya başladı. Bir yerde durup dudaklarını dinlendirirken birden orayı ıslattı ve emmeye başladı. Öyle hoyrat öyle sert davranıyordu ki yarına orada koca bir morluk olacağından emindim. İnleyerek kendimi ona bastırdım ve Emir'in ensesindeki saçları çekiştirmeye başladım. Az önce sanki hiç sertçe öpüşmemişiz gibi beni kucağından indirdiğinde yere yapışmamak için duvara tutundum. Bacaklarım zevkten tir tir titriyordu. Arka cebinden çıkardığı şeyi görünce gözlerimi kırpıştırdım. "Sigara mı kullanıyorsun?" diye sorduğumda güldü. "Gördüğüm o kadar şeyden sonra bunu mu sormak aklına geldi?" haklıydı. Nefeslerimi düzenleyip "Beni neden öptün?" dediğim esnada yanımıza birileri geldi. Kaçtığım korumaları görünce yerimde kıpırdandım. Adamlar bir bana, bir boynuma, hatta dudaklarıma bakıp Emir'e döndüklerinde başlarını eğdiler. "Sıkıntı mı var?" diye sordu Emir umursamazca ve sigarasını içmeye devam etti. "Yok..yok abi bir yanlışlık olmuş olmalı." dedi içlerinden biri korkuyla ve geriye çekildi. Neler olduğunu kavrayamazken "Sen de kusura bakma yenge." dedi bana karşılık. Kaşlarımı çattım. "Ne yengesi ya..." yanımızdan koştur koştır gittiklerinde "Neler oluyor?!" diye sordum büyük bir öfkeyle. "Takip et beni." dedi umursamazca. Sigarasını parmaklarının arasına aldı ve dumanı üfleyerek duvarda söndürdü. "Bir katilin peşine takılacak değilim!" dedim sertçe "Bir katili öpüyorsun ama!" diye karşılık verdiğinde bana ayaklarımı yere vura vura ilerlemeye başladım. Kolumdan sertçe tutulmamla geriye savruldum. Dudaklarımdan bir çığlık koparken "Ne yapıyorsun?" diye sordum. "Yürü." dedi çenesiyle. "Gelmiyorum ben hiçbir yere!" "Sana seçenek sunmadım. Yürü dedim." çenesi kasılmıştı. Öfkeliydi. Kolumu çekmeye çalışarak "Bırak beni dedim!" diye bağırdığımda dişlerini sıktı ve birden yere eğildi. Kaşlarımı çatarken kendimi omzunda bulmamla çığlık attım. "Bu yaptığına zorla alıkoymak derler!" çemkirdiğimde bacaklarımı sıkıca kavramıştı. "Zorla alıkoyuyorum zaten." dedi gülerek. Öfkeyle yanaklarımı şişirdim. Şu an kıpkırmızı olduğuma emindim. İnsanların arasından geçerken bizi görenler yol veriyor, hatta hayret edenlerin seslerini duyuyordum. Ellerimle yüzümü kapattığımda kalabalıktan sesler yükselmeye devam ediyordu. "Demir Yumruk'un sevgilisi mi var?" "Görmediniz mi? Ona baktığı için dikkati dağıldı." "Gördüm! Resmen gözlerini ayırmadı. Demir'i bu halde mi görecektik?" "Demir'i bilmiyorsunuz sanki? Her zamanki takılmalık kızlardan biridir işte." "Omzuna atmış bildiğin götürüyor." Utançla inleyerek Emir'in sırtına vurduğumda bacaklarımı sıktı. "Şımarma." diye homurdandı ve diğerlerine doğru "Başka konuşacak işiniz mi yok? Kaybolun." diyerek bağırdı. Seslerin kesilmesiyle biraz olsun rahatlamıştım. Bir odaya girince beni omzundan indirdi. Işıkları açtığında gözlerimi kırpıştırarak ovuşturdum ve etrafıma baktım. Ona özel soyunma odası olmalıydı. Her yerde fotoğrafları vardı. Onları incelememe fırsat vermeden çenemi tutup kendine çektiğinde yüzümü buruşturdum. "Acıyor." diye mırıldandım. "Umrumda değil." İttirmeye çalıştığımda karşı çıktı. "Burada ne işin var tamirci kız? Açıkla." başımı iki yana salladım. Kimseyi yakmak istemiyordum. "Dövüş izlemeye geldim." dedim titreyen sesimle. "Dövüş? Sen mi?" aşağılarcasına süzdü bedeni. Dişlerimi sıktım. "Ne varmış bende?" "Boş boş trip atma bana açıkla düzgünce." dediğinde boynuna çıkan damarlara baktım. Gerçekten sinirli görünüyordu. "Geldim işte sana ne ya!" dedim korkuyla ve çıkmak istedim ama kapıyı kilitledi. "Ben olmasam buradan ölün çıkardı aptal kız." deyince kaşlaımı çattım. "Yaptıklarını görünce emin olamadım." dibime gelerek kollarını iki yanımdan duvara yasladığında sıkışıp kalmıştım. "Burada ne işin var?" "Bilet aldım geldim işte." "VIP biletler sadece onur konuklarına verilir. Sen kimsin?" dediğinde gözlerimi kaçırdım. "Kaçırma gözlerini. Bak bana." ona bakmadığımı fark ettiğinde çenemi tutup kendine çevirdi. "Arkadaşım verdi." dedim fısıldayarak. Gözleri parıldadı. "Kim?" cevap vermediğimi görünce sıkıntılı bir nefes verdi. "Cevap vermediğin her dakika ömründen gidiyor tamirci kız." "O ne demek?" dedim korkuyla. "Şöyle demek..." dibime girerek fısıldadı. "Buraya herkes elini kolunu sallayarak giremez. Girerlerse eğer ilk önce kim o bileti tedarik ettiyse onun işi biter, daha sonra ortada kanıt bırakmamak için senin gibilerin." sertçe yutkundum. "Ben bilmiyordum ki!" dedim korkuyla. "Yemin ederim böyle bir şey olduğunu bilsem asla gelmezdim ki gerçekten bilmiyordum!" "Bununla ilgilenmezler." dedi omzunu silkerek. Gözlerim kısıldı. "Ben de buradaki her şeyi polise anlatırım hatta Zincir'i nasıl öldürdüğünüzü." hiçbir tepki vermedi. "Söyle ve sonun Zincir gibi olsun." diyerek resmen seni öldürürüm demek istediğinde sertçe yutkundum. "İğrenç birisin." sesim titremişti. "Gözlerini üzerimden alamıyordun, ne değişti?" diyerek gözlerini kırpınca omzundan ittirdim ve çıkmıyordu bir türlü. "Çünkü o zamam insanları öldüren bir katil olduğunu bilmiyordum!" diyerek yüzüne doğru öfkeyle bağırdığımda kolumdan tuttu. "Anlaşılan seninle anlaşamayacağız." deyip bir yere sürüklemeye başlayınca ayaklarımı yere sertçe bastırdım ve kapının kulpunu tuttum. Ama Emir benden daha güçlüydü. Dizlerimin üzerine düştüğümde omzunun arkasından bana baktı. "Ayağa kalk." dediğinde gözlerimi devirdim ve kolumu ondan kurtardım. Mecburen peşinden gittiğimde karanlık bir koridordan geçtik. Büyük kapılı odanın önüne geldil. "Seni teslim edeceğim." deyince kaşlarımı kaldırdım. "Patrona." diye devam ettiğimde dehşetle baktım ona. "Beni dinlemedin ama büyük ihtimalle onu dinleyecek vaktin de olmayacaktır." kaçmak istedim. Kolumdan tuttu. "Bırak beni! İstemiyorum bırak beni." belimden tutup havaya kaldırdığında boşluğa tekme atıyordum resmen. Bağırarak ellerinden kurtulmaya çalışırken kapıdan içeri girdik. Beni, ölümüme getirdi.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD