Afran gittikten sonra hepimiz Kalender Ağa’ya büyük bir dikkatle bakıyorduk. Ne konuştuklarını kimse anlamasa da fısıldaşarak konuşmaları Asude Hanım’ı biraz tedirgin etmişti. Fırat’ın ismini zar zor içinden seçebilmiştim. Sabah erkenden onu şirkete gönderdiğini anlayabilmiştim ve sevinmiştim zira Kalender Ağa Fırat konusunda oldukça ciddi davranıyordu. Biraz yumuşamışa benzemesi beni biraz huzurlandırmıştı.
“Baba, Fırat bu işi yapabilecek mi dersin?”
Selim Amca’nın sorusuyla dikkatler tamamen Kalender Ağa’ya çevrildi:
“Öğrenecek, öğrenmek zorunda. Her zaman başında biri olmayacak.”
“Şirketin nesi zor da neyi öğrenir Kalender Ağa? Ne işler karıştırırsın de hele ben de bileyim.”
Asude Hanım, masanın bir köşesinden diğer köşesine öyle keskin bakışlar atıyordu ki ben bile bakışlarımızı i
