''Gel içeri, Ferhat.'' dedi tehlike saçan adam, bakışları buz gibiydi ama bir o kadarda keskin. Ferhat, içeri girmek ile girmemek arasında kaldı çünkü korkuyordu. Patronunun nasıl bir insan olduğunu, tehlikeli yanlarını biliyordu. Yinede onun emirine saygısızlık yapamazdı, içeri girmeye karar verdi ve kapıyı kapattı. Baştan aşağı siyah giyinmiş, ela gözlere sahip adam, gözleriyle deri sandalyeyi işaret etti. ''Otur.'' diyerek sandalyesine sakince yaslandı. Ferhat, derin bir nefes alırken cesur görünmeye çalışıyordu. Aklında bir çok soru işareti vardı, ilk sorusu bir kusur işleyip işlemediğiydi. Her ne kadar cesur davranmaya çalışsa dahi, çelimsiz bedeni onun nasıl korkak bir adam olduğunu gösteriyordu. Patron ise bunu seviyordu, korkak cesurlardan hoşlanırdı çünkü onlara istediği

