AZAD Sigaramın son dumanını gökyüzüne savurdum. Gece serindi. Şanlıurfa’nın ıssız sanayi bölgesinde, eski bir kamyon garajına doğru ağır adımlarla ilerledim. Adamlarımdan biri, kazadan sonra ağır hasarlı bir tırın burada tamir ettirildiğini söylemişti. Eğer şansım varsa, o tır hala burada olabilirdi. Demir kapıyı usulca araladım ve içeri süzüldüm. Garajın loş ışıkları, yerdeki yağ lekelerini ve paslı aletleri belli belirsiz aydınlatıyordu. Motor yağı ve mazot kokusu burnuma çalındı. Derin bir nefes aldım, gözlerimi gezdirdim. Derken, farı kırılmış ve ön tamponu hala yamuk olan mavi bir tır gördüm. Kalbim hızlandı. Bu o olmalıydı. Tırın önüne eğildim, çamura bulanmış lastik izlerini inceledim. Ön tamponda hala bir darbe izi vardı. Eliyle dokunduğumda, metalin hafifçe içe göçtüğünü hi

