Operasyon Hazırlığı
Şırnak – 23. Sınır Komutanlığı / Saat 06:12
Operasyon odasının içinde zaman durmuş gibiydi. Haritalar, telsizler, gece görüş cihazları... Her şey olması gerektiği yerdeydi. Fakat içerideki gergin sessizlik, birazdan kırılacaktı. Kapı açıldı. İçeriye sert adımlarla biri girdi. Omzunda sorumluluğun, bakışlarında yılların yorgunluğu vardı.
Albay Halil Demir.
Odaya adım attığı anda herkes ayağa kalktı. Göz göze geldiği askerleri tek tek süzdü.
Baran, Rojin, Emir, Galip, Ramazan. Her biri, gözleriyle hazır olduklarını söylüyordu. “Rahat,” dedi Halil. “Şimdi beni iyi dinleyin.”
Elini haritanın üzerine koydu, işaret parmağı kıvrımlı bir dağ yolunun ucundaki köyün üzerinde durdu. Sesi tok, kararlıydı. “Bu sabah vereceğim görev, sadece bir operasyon değil. Bu, insanlık görevi. O köyde masum çocuklar var. Ve bir öğretmen var... Ahu Kıran. Oraya gitmeyi yılları sonra kabul eden tek öğretmen! Terör unsurları o okulu hedef alacak. Amacımız sadece çatışma değil, koruma. O çocuklar o okulda okuyamazsa, bu topraklarda gelecek olmaz.”
Odada bir süre kimse konuşmadı.
Albay devam etti. “Alınan bilgi net: 09.00’da Kavaklı Köyü İlkokulu’na silahlı saldırı düzenlenecek. Maksat ses getirmek. Korku salmak. Eğitimi vurmak. Halkı yıldırmak. Ama siz izin vermeyeceksiniz.”
Yüzbaşı Baran yani timin lideri bir adım öne çıktı, haritaya baktı. “Sızma rotamız belli mi?”
“Tepeden gireceksiniz. Güneybatı hattından iniş yapılıyor. Helikopterle yarım saat içinde hareket edeceksiniz. Sessizlik esas. Temas halinde öncelik köy halkı. Özellikle okul çevresini koruma altına alacaksınız.”
Rojin sessizce dürbününü kontrol etti. Emir çantasını açmadan önce yanındakilere baktı. Galip çenesini sıktı, Ramazan yakasını düzeltti. Herkesin gözünde tek bir cümle yankılandı:
“Bu, sadece görev değil.” Albay Halil son kez konuştu. “Bu gece Kasırga Timi onların başına çökecek. Sizi buraya yazıyla seçmedik. Yaptıklarınızla seçildiniz. Şimdi o köye gidin ve karanlığın ne demek olduğunu gösterin.”
Kapıdan çıkarken başını çevirdi: “Çocuklar uyurken rahat nefes alsın istiyorsanız, önce siz sessizce savaşmalısınız.”
Ardından odadan çıktı.
İçeride, ölüm sessizliği yerini harekete bıraktı. “Yarım saat,” dedi Baran. “Donanım odasında buluşuyoruz. O hainler nefesini keseceğiz. Hazır mısınız Kasırga Timi?”
“HAZIRIZ KOMUTANIM!”