Tanışma

2604 Words
İsra ve Mesut, Komiser Melek Ablanın şüphe çekmeden dükkanına dönmesini sağladıktan sonra koordinasyon merkezine geçtiler. Edinilen bilgileri aktaran İsra, "Müdürüm, Melek ablanın kızını kurtarmamız gerekiyor. Büyük ihtimalle hedef noktalardan birinde tutuluyor. İki önemli nokta temizlendi, henüz haberleri olmadı. Eğer durumu çözerlerse yerlerini değiştirirler." Daha kötü olasılıkla planladıkları eylemi farklı bi noktada hemen yapabilirler. Miran öne çıkarak, "2 gün çok fazla bir süre, müdürüm. Fazladan ekibe ihtiyaç var. Kalan 8 bölgeye en kısa sürede eş zamanlı operasyonu düzenlemek durumundayız, yoksa elimizden kaçmaları büyük olasılık." dedi. O halde düğmeye basıyorum, dedi Rıza müdür. Askeri birimden, MIT'ten ve diğer terörle mücadele birimlerinden gelecek olan ekiplerle eş zamanlı operasyon yapılacak. 8 bölge aynı anda temizlenecek, dedi Rıza müdür. Bu büyük çaplı bir operasyondu, sessiz halledilmesi gerekiyordu fakat işin rengi değişmişti. *** Tüm ekipleri 4 saat içinde koordine eden Rıza Müdür, operasyon için düğmeye bastı. Tüm ekipler yarım saat içinde elindeki bölgeleri temizleyip büyük bir operasyon gerçekleştirdiler. Ele başları kaçmayı başarmıştı ama elinde hiçbir şey kalmayan terör örgütü lideri elbette yakayı ele verecekti. Tüm ekipler, ellerindeki silahları ve patlayıcaları teslim ettiler. Zafer Timi ve Rıza Müdür'ün ekibi tekrar koordine merkezinde toplandı. "Sıfır zayiat, tebrik ederim arkadaşlar," dedi Rıza Müdür. "Büyük bir eylemi bertaraf ettik, ele başı kaçtı ama yakalanması an meselesi. O artık bizde." Zafer Timi, başta Miran Yüzbaşı ve özellikle İsra Teğmen, zekanız ve hızlı karar verme tekniğinizle büyük destek sağladınız. Tebrik ederim, teşekkür ederim Rıza Müdürüm, sizinle çalışmak güzeldi. Herkes birbiriyle vedalaşırken Mesut Komiser, İsra'ya, "Küçük hanım, Ankara'da bir abimiz olduğunu bilmeni isterim. Yalan yok, ilk başta seni birazcık hafife aldım ama sen dişi panter çıktın. Seninle çalışmak güzeldi," dedi elini uzatarak. "Teşekkür ederim abi," dedi İsra tebessümle. "Sizinle çalışmak da benim için iyi bir tecrübe oldu. Başarılar Miran Yüzbaşı, bu kızı kaçırma," diyerek göz kırptı. Miran sırıtarak, "O iş bende komiserim," diyerek vedalaştılar. Rıza Müdür ve ekibi ayrılırken, Zafer Timi de geri dönmek için hazırlıklarını tamamlamıştı. İsra'ya sürpriz yapmak için Kenan Albay'dan izni koparan Miran, Ankara'ya gelmişken İsra'nın annesiyle tanışmayı düşünmüştü. Tabii koşturma sırasında İsra ile bu meseleyi konuşmamıştı. Zafer Timi ayrılırken, Yaşar Alp, İsra'yı durdurarak, "İsra, gitmeden biraz konuşabilir miyiz?" dedi. " Buyurun Yüzbaşım, belgelerde bir eksik mi var?" diyerek konuyu tamamen işe bağlamıştı. "Hayır, İsra, eksik yok. Gitmeden şansımı denemek istedim. İsra, ben seni unutamadım. Bak, görevine başarılı bir subay olarak hayallerini gerçekleştiriyorsun. Artık önünde bana sunacağın bir engel kalmadı. Bize,bana bir şans veremez misin?" *** İlerden gelen Miran, ikilinin konuşmasına dikkat kesilip durmuştu. İsra'nın tepkisini merak eden Miran, yerinde durarak konuşmanın devamını merak etmişti. İsra, "Yüzbaşım, sizinle çalışmak ve tecrübelerinizden yararlanmak benim için çok önemliydi ama artık sizden rica ediyorum; benimle ilgili hayaller kurmayı ve bana adım atmayı bırakın. Sizi kırmak istemedim hiç bir zaman, lakin benim size karşı duygusal bir bağım hiç bir zaman olmadı. Nitekim hayatımda biri var, büyük ihtimalle hayat arkadaşım olarak onu görüyorum. Siz de lütfen yolunuza bakın," diyerek bu işte son noktayı koymuştu. Yaşar Alp, İsra'nın sözleriyle yıkılmıştı. Hep bir umudu vardı, lakin kimseyi zorla sevdiremezdi. Kendisi sevmişti ama karşı taraf hiç umut vermemişti. "Pekala İsra, ben son kez şansımı denedim ve görüyorum ki sen de başka bir aşka gönül kapını aralamışsın. Mutlu olmanı dilerim. Bundan sonra kardeşten farksızsın benim için. Başın sıkışırsa aramaktan ve yardım istemekten çekinme. Anlayışınız için teşekkür ederim, yüzbaşım. Umarım siz de sizi seven, değer veren birine kapılarını açarsınız. Hoşça kalın." Miran, konuşmanın üzerine olaya müdahale etmedi.Sevdiği kadın en güzel şekilde cevabını vermişti. Adamda edebiyle geri adım atmıştı. İsra'nın yanına gelerek, "Gidelim mi balım?" diyerek elini uzattı. İsra da, "Gidelim," diyerek elini tuttu. Yaşar Alp, yüreğindeki ateşle baş başa kalırken sevdiği kadının mutlu olmasını diledi. Evet, kendisini sevmemişti ama onun mutsuz olmasını dileyecek kadar aciz değildi... *** İsra'yı okulun dışına çekiştiren Miran'a bakıp, "Aşkım, askeri araç bekliyor, nereye gidiyorsun? Uçak kalkacak, bize değil, balım, ekibe kalkacak. Biz dönmüyor muyuz? Hayır, sevgili kayıvalidemi görmeden gitmek olmaz. Hem baldızda onu görmeden gidersek bizi tefe koyar." "Komutanım, bekleyin!" diyerek Aramda arkadan yetişmişti. "Sen nereye lan, hayırdır?" "Komutanım, Kenan Albayımdan rica ettim, iki güncük izin kopardım. Ben de size katılabilir miyim?" "Katıl tabii de, sen ne alaka koçum?" "Zehra, alaka mavişim!" diyerek araya girdi İsra. "Hımm, şimdi anlaşıldı. Gel lan, hadi!" Çıkışa geldiklerinde düdük çalarak gelen araca bakan İsra, "Nereden haberi oldu bu kızın?" diyerek bakışlarını Arama çevirdi. "Valla ben sürpriz yapacaktım, yenge, haberim yok." Miran sırıtarak, "Baldızla küçük bir konuşma yapmıştım, sonuç işte burada." Zehra camı açıp, "Atlayın askerler, hoş geldiniz Başkentimize!" diyerek İsra'ya göz kırptı. İsra ve Miran arkaya binerken, Aram öne binmişti. ** Arama dönüp "Hoş geldin Mardinli, sen niye dönmedin?" diyerek sırıttı. Burada bir kara kızı görmeden gitmek istemedim, kötü mü etmişim? Kara kız, "İyi etmişsin Mardinli, hoş geldin" diyerek aracı hareket ettirdi. "Önce komutanlarımız doyuralım, sonrasına bakarız. Öyle olsun, rehber sensin," dedi Miran. Zehra kendi restoranına getirmişti. Miran ve Aram mekâna hayran kalırken, İsra Zehra'yı sıkıştırmak için mutfağa sürüklemişti. "Ne iş, kızım? Çabuk açıkla, sen Aram'la mı görüşüyorsun?" "Yok, kızım, arada konuştuk, bir şey yok. Daha doğrusu net bir adım yok, öyle konuşuyoruz." "Bana pek öylesine gibi gelmedi ya neyse.. Kenan Albay'dan izin almış, Miran annemle tanışmak için kaldık," dedi ben daha annemle konuşmadım ki. "Konuşursun tatlımm, Seyhan Sultan mutlu olur eminim. Haa gidip anne al, bak sevgilim mi diyeceğim. Kızım, kadın şoka girecek, biraz önden hazırlamam lazım. Tamam, gider konuşursun. Adamlar masada kaldı, gidelim, konuşuruz detayları." Miran'la Aram'ın yanına geçen kızlar, Zehra'nın öncülüğünde yemeklerini seçmişlerdi. ** Yemekler geldikten sonra Miran, "Sunum şahane, bakalım tadı nasıl?" dedi. Aram, "Bence bu sunum asla kötü olamaz, komutanım," diyerek çatalını sapladı. Kestiği ete, "Mımmm, hakikaten çok güzel, eline sağlık kara kız, biliyorsun bu işi," dedi Aram. Miran da beğeniyle başını sallarken, "Hakikaten güzel baldız, eline sağlık. Bugünlük ben yapamadım ama tarif bana ait, afiyet olsun," dedi. "Balım, ne zaman gidelim valideyle tanışmaya? Aradın mı sen?" diye sordu Miran. "Daha yeni çıktık görevden, direkt buraya geldik. Ne ara arayacağım? Kaldı ki anneme henüz senden bahsetmedim. Önce gidip bir ortam yoklama lazım, yüz yüze konuşup seni arasam, öyle gelsen olur mu? Annemin tepkilerini kestiremiyorum," dedi. "Tamam aşkım, sen nasıl uygun görürsen ben beklerim. Aramla takılırız biz, sen haber verene kadar," dedi. Aram öksürerek, Miranı istemediğini, Zehra'yla baş başa kalmak istediğini söylemişti. *** Miran, tamam lan, ben dışarıda bir yerde beklerim. Sen de karakızla baş başa kal. Zehra'nın gözleri büyürken Aramı öksürük krizi tutmuştu. "Su iç, su!" diyerek sırıttı Miran.Abi, valla kimse senin eline düşmesin, bodoslama daldın yahu. Acele et, kızı kaçırma! diyerek göz kırptı. Yemeklerini yiyip İsra ve Miran birlikte çıktı. "Balım, sen annemle konuşurken ben de sizin evin oralarda bir kafede seni bekleyeyim. Arayınca gelirim, olmaz mı?" "Olur aşkım, ilk tepkisi farklı olur, seni zor durumda bırakırım" diye ilk ben konuşmak istedim. Annem biraz despottur. Olsun balım, ben senin için azar yemeye razıyım ama senin için rahat olsun. Nasıl uygun görüyorsan biz de onu yaparız." diyerek alnından öptü. ** Miranı evin yakınında bir pastaneye yönlendiren İsra, kendisi hem annesine sürpriz yapmak hem de Miran'dan bahsetmek için evlerine geçmişti. Kapıyı çalıp, dürbünle elini kapatan İsra, kimo diye seslenen annesine sesini değiştirerek "Bir siparişiniz var efendim," dedi. Seyhan Hanım, "Ben bir şey sipariş etmedim," diyerek kapıyı açtı. "Sipariş, kızın anneciğim!" Seyhan Hanım sevinçle, "Böyle siparişe can kurban, hoş geldin kuzum," diyerek sarıldı, hafif omzuna vurup, "Niye haber vermezsin deli kız, bir şeyler hazırlardım, yolunu gözlerdim, nasıl meraksızsın sen, anlamadım ki," dedi. "Ah Seyhan Sultan, dur bir soluklanayım," diyerek içeriye geçti. Tekrar annesine sarılıp koltuğa oturdu. "Canım annem, görev için geldik, görevi tamamlamadık, dönmeden önce de seni görmek istedim." "İyi yapmışsın, açsındır, dur hemen bir şeyler hazırlayayım," diyerek ayaklandı. Seyhan Hanım, "Yok annem, Zehra'nın mekanda hallettim o işi, hem gel otur biraz, koklayayım Sultanım seni," diyerek annesinin boynuna sokulup derin bir nefes çekti.Hasret giderdikten sonra kıvranan İsra dudaklarını kemirirken lafa nasıl gireceğini düşünyordu, "İsra, bir şey mi var kızım?" dedi Seyhan hanım, "Kıvranıp duruyorsun sanki." "Aslında var annem, sana telefonda bahsedecektim, lakin görev çıkınca arama fırsatım olmadı. Annem, ben hayatıma birini kabul ettim ve seninle tanışmak istiyor." Seyhan Hanım şaşırmıştı. "Öyle mi, kim peki bu şanssız çocuk, kim başına senin gibi bir cadıyı kabul etti?" İsra sahte bir küskünlükle yaa annee ne cadılıpımı gördüm şaka yapıyorum bak kuzum anlat bakalım kim memiş bu oğlan.. *** İsra, Miran'ı, niyetini detaylıca anlatıp aralarında geçenleri ama henüz evlilik teklifi etmediğini anlattı. Seyhan Hanım, kızının mutluluğunu gözlerinden okurken çocuğu adına mutlu olmuştu. "Şey, annem şu an aşağıdaki pastanede, ben den haber bekliyoru. Çağırsam olur mu? İznimiz sıkıntılı olduğu için hemen dönmek zorundayız, onun için bu kadar acele oldu." Anladım güzel kızım, çağır bakalım damat adayını da bir görelim. "Cansın Seyhan Sultan," diyerek öpücüğe boğdu annesini. Hemen Miran'ı arayıp, "Gelebilirsin aşkım, konuştum ben annemle, sıkıntı yok," dedi. "Tamam balım, geliyorum," diyerek kapattı. ** Seyhan Hanım, ah be kızım, keşke daha önce haber verseydin. Boş boş ağırlayacağız çocuğu, olmadı ki böyle. Annem Miran öyle şeylere asla takılmaz zaten. İnan, benim de haberim yoktu; ben döneceğiz diye biliyordum, iki güncük izin almış, diğer sabah döneceğiz zaten. Seni de görüp tanışmadan gitmek istemedi, küçük fırsatı da kaçırmadı. "Mavi ayıcık" diyerek kıkırdadı. Kız, ayıp denir mi öyle şey? Ne demek, ayı filan lakabı o. Annem gelince anlarsın zaten, diyerek göz kırptı. Kızım, sen zaten normal birini bulup getirsen şaşardım, kesin o da sen gibi zır delinin tekidir.Yaa, deli değil, fazla aşık, romantik ayım benim. Elini başına koyan Seyhan Hanım, Allah'ım kızıma ne yaptın, değiştirme lütfen böyle tam bir kız olmuş, diyerek kahkaha attı. Yaa anne, ne varmış? Ben kız değil, erkek miyim? Ee kızım, şimdiye kadar kimseyi almadın hayatına ve görünüşe göre bulutlardasın. Bu oğlan aklını başından almış, yumuşatmış benim sert kızımı, daha ne olsun? Seyhan Hanım ve İsra birbirleriyle atışırken kapı çaldı. Koşarak kapıyı açan İsra, elinde çiçeklerle gelen Miran'ı tebessümle karşıladı. "Hoş geldin, neden zahmet ettin? Eli boş gelmek olmaz, bitanem. Bu sana, bu da Seyhan Hanıma." O sırada arkada görünen Seyhan Hanım, "Hoş geldin oğlum, buyur, kapıda kaldın," diyerek içeriye buyur etti. ** Seyhan Hanım'a çiçeği uzatan Miran, elini öpüp ilk tebrik bakışlarını almıştı. "Teşekkür ederim oğlum, hadi geç," diyerek salonu gösterdi. İki dakikada baştan sona Miranın röntgenini çeken Seyhan Hanım, genç adamı oldukça çekici ve yakışıklı bulmuştu. "Bakalım huyu nasıl," diyerek arkadan ilerleyip odadaki tekli koltuğa geçti. "Efendim, önce beni evinize kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. İsra ile iş yerinden mesai ve takım arkadaşıyız, ismim Miran Akyüz." "Memnun oldum oğlum, ben de Seyhan Atahan. Efendim, biraz ani oldu gelişimiz," diyerek lafa girdi Miran. "Lakin sizinle tanışmadan gitmek istemedim. Görev için geri döneceğiz. İsra ile güzel bir ilişkimiz var, nasip olursa bu yolun sonu evlilik olacak. Sizinle tanışıp bu ilişkide rızanızı almak istedim." "Ah, teşekkür ederim oğlum. Belli ki ahlaklı, güzel yetişmiş genç bir adamsın. Kızımın kararlarını bugüne kadar hiç sorgulamadım, sağ olsun evladım da beni hiç yanıltmadı. Ben size ve ilişkinize destek olmaktan, yanınızda olmaktan başka, duacınız olurum. Hakkınızda hayırlısı olsun oğlum. Belliki sen kızıma, kızım da sana gönülden bağlanmışsınız. Mutlu olursunuz inşallah." "Anneciğim, henüz birbirimizi tanıma aşamasındayız ve yanımda olduğun için teşekkür ederim." *** O zaman kalk güzel bi kahve yap bakalım İsra hanım bana bişeyde hazırlantmadınız borcum olsun tammam annem diyerek mutfağa yöneldi . Ee oğlum ailen nerede? annen baban ne işle meşgul Efendim ailem Mardin'de Annemle ve kardeşleriyle görüşüyorum sizden saklayacak vi durumum yok babamla yıllardır görüşmüyorum sebebleri şimdilik bende kalsın sen nasıl arzu edersen oğlum aile içini sorgulamak elbette bana düşmez teşekkür ederim efendim anlayışınız için *** Kahvelerini içerken Seyhan Hanım da Miran'la oldukça iyi anlaşmıştı. Bu durum, İsrâ'nın rahatlamasını sağlamıştı. Her yerde ve her zaman olduğu gibi, Miran kendini sevdirmeyi başarmıştı. Epey sohbet edip Aram ve Zehra ile buluşmak için evden ayrıldılar; sabah da uçakla geri döneceklerdi. *** Miran'la İsra gittikten sonra Zehra da Aramla gezintiye çıkmıştı. Kış iyice yüzünü gösterirken hava epey soğuktu. Güzel bir kafeye gelen ikili, birer sade kahve söyleyip karşılıklı oturdular. "Ee, neler yaptın bakalım?" "Kara kız, yeni tarifler denedim. Vakit buldukça spora gidiyorum. Rutin ile gel git. İsra olsaydı, zaman daha eğlenceli olurdu ama yalnız yaşamak zor bazen. Mardinli, ailen nerede?" "Annem ve babam Ayvalık'ta yaşıyor. Babam emekli olduktan sonra oraya yerleştiler. Annem emekli öğretmen, babam da emekli astsubay kıdemli başçavuş." "Öyle mi? Demek sen de asker kızısın." "Ha evet, İsra'yla zaten ailelerimiz sayesinde tanışıp dost olmuştuk. İkimiz de tek çocuğuz, aynı lisede okuduk. Çocukluğumuzda neredeyse birlikte geçti. Murat amca şehit olunca bir yanımız hep eksik kaldı ama İsra'yla bağımız hiç kopmadı. Ne güzel, biz de Miran yüzbaşımla birlikte büyüdük. Miran yüzbaşım benden iki yaş büyük. O önce girdi sınavlara ama ben subaylığı kazanamadım. Hep askerlikti hayalimiz, çok şükür olduk da. Önemli olan bu vatan için savaşmanız. Önemli olan kıdem değildir ki. Öyle zaten ki yüzbaşım hiç rütbesini konuşturmaz, her birimiz için geçerli bu durum, bana özel değil. "Annen çok tatlı bir kadın, yanlış anlama. Siz aşiret çocuklarısınız, bildiğim kadarıyla ağalık sistemi var sizin oralarda. Siz nasıl askerliği seçebildiniz, merakımı maruz gör." *** Ben çocukluktan bu yana ağalık vasfını kendime hiç yakıştırmadım. Sağ olsun abim bu vasfı çok güzel idare ediyor ve bizim aşiretimiz zorba, geri kafalı değil. Kızlarımız okudu, mesela kardeşim mimarlık okuyor. Tabi annem ve babam geleneklere bağlıdır ama kararlarımızın arkasında dururlar. Ne güzel yurdumun her bölgesi, her insanı kendine özel, tabi kötüler hariç. Sohbet öyle güzel akıp gidiyordu ki zaman nasıl geçti anlamadılar. Aramın telefonu çalmasıyla "Miran abi arıyor, aç aç!" dedi. " Nasıl geçti acaba tanışma?" Aram, kısa bir konuşmanın ardından "Tamam abi, biz de geliriz, görüşürüz." dedi. ** Mavi göle gelmişti İsra ve Miran. Restoran oldukça güzeldi; ağaçlar ve göl manzarası eşliğinde canlı müzik sunuyordu müşterilerine. "Mekan güzelmiş, balım," dedi Miran. "Öyle, ben burayı çok severim. Bazen Zehra'yla buraya kaçamak yapardık; hem nezih hem de önüne gelen giremez, aile restoranı. Üstelik babamın arkadaşıdır Tufan amca. Hah, işte geliyor! O hangi rüzgar attı deli kız? Sen görevde değilmiydin? Ama ne hoş oldu Hoş geldiniz, kara kız yok mu?" "Delikanlı kim?" diye muzip bir bakışla sıraladı sorularını. "Hoş bulduk Tufan amca, erkek arkadaşım Miran," dedi. "Memnun oldum delikanlı," teşekkür ederim, dedi o da aynı nezaketle elini sıktı. "Zehra da geliyor birazdan, burada olurlar. Ne hazırlayayım size? Önden içecek bir şeyler alır mısınız, yoksa çok açsanız yemekle birlikte yollayayım." "Tufan amca, bugün içmeyelim. Sabah göreve döneceğiz, Ankara'ya görev için geldik." "Anladım, nasıl arzu ederseniz. Başka zaman kadeh kaldırırız," Tufan abi. "Samimiyetle eyvah koçum, her zaman beklerim ama bak, bu kızı üzersen külahları değişiriz, haberin olsun." diye uyarı geçmeyide ihmal etmedi. "Üzmem, şeref sözüm olsun abi. Helal olsun sana, ben size ortaya karışık hazırlatıyorum. Kara kız geldiğinde beklemeyin madem tamam amcam, sen daha iyi bilirsin, öyle olsun." *** Babacan adam öyledir, babamın arkadaşları hepsi öyledir. O şehit olduktan sonra hemen hemen hepsi beni de annemi de onun emaneti gibi gördü, sağ olsunlar. Hele Zehra'nın babası Nevzat amca ve Nevin teyze, onların desteği büyüktür. Yaşar Alp yüzbaşı, bu hikayenin neresinde balım? İsra, kıkırdayıp "Kıskandın mı yüzbaşı?" dedi muzip bir tavırla. "Seven kıskanır balım." Yaşar Alp ve Zehra teyze çocukları, çocukluğumdan bu yana tanırım ama liseden sonra, özellikle harp okulunu kazandıktan sonra daha sık görüşmüştük. Hem komutanım olmuştu, çok yardımcı oldu, hakkını yiyemem ama işin içine duygular girince ben hiç ona o gözle bakmadım, hep abi gözüyle bakmıştım. Karşılıksızdı, ümit de vermedim ama o yıllarca sanki bekledi, bugün son umutlarını da yıktım sanırım. Evet, medenice mutlu olmanı diledi. Farklı bir tepki verseydi ne olurdu, inan bilmiyorum Delikanlı adammış saygıyla pes etti. Evet aşkım, gerçekten takdir ettim seni, adama girişmedin. Gerektiğinde "Medeni oluyorum balım" diyip otuz iki diş sırıttı. İsra, Mira'nın çenesinin altındaki gamzeye dokunarak, "Benim gönlümü yalnız bir yüzbaşı çaldı, o da tam şu an burada" diyerek gözlerinin içine aşkla baktı. Miran İsranın elini avuçlarının içine alıp öptü.Seni çok seviyorum balım inan hayatımın geri kalanı bu eller bu kalp arasında geçsin istiyorum. Sözlerle adeta eridi İsra... Miranın aklının bir köşeside evlilik teklifindeydi henüz bulamasada kısa zamanda teklifi yapıp eşi yapacaktı İsrayı pek sabrı kalmamıştı mavi ayının...🤭🤭
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD