İngiliz prensesi 👸👸

1424 Words
Mirandan... Hafta sonu çok güzel geçmişti. İsrayla arayı tamamen düzeltip komutanlık sıfatından komşuluk, hatta Havin teyzenin girişimleriyle iş biraz flörtleşmeye bile gitmişti. Bol kahkahalı, neşeli kahvaltı sonrası çıkıp çarşıda dolaştım, sevdiğim esnaflarla sohbet edip mahalle kahvesinde Ezman amcayla tavla bile oynamıştık. Zıpkın komutanım bu akşam biraz kafa dağıtalım mı diye sorunca, bir sorun olduğunu düşünüp kabul etmiştim. Mardinli ve zıpkını alıp rotamı Rıza'nın bara çevirdim. Komutanım, geçen çocuklar söyledi, yeni bir solist başlamış, acayip iyi söylüyormuş. İyi oldu, Rıza abinin mekânına gittiğiniz çocuklar pek bir anlattı, merak ettim solisti dedi. İyi bakalım, haberim yok eski solist ne olmuş, o da güzel söylüyordu. Bilmiyorum komutanım, neyse gidince Rıza'ya sorarız. Mekana girinceye kadar her şey yolundaydı; lakin solistin Ayça olmasına mı, komutanlarım diyip sanki sürekli geliyormuş gibi karşılaması mı, daha da kötüsü sahneden inip beni öpmesi mi felaketti, anlayan beri gelsin. Çocuklarla da sanki tanışıyormuş gibi selamlaştı. Bir masaya geçip oturduk, ikisi de soru dolu bakışlarla bana bakıyordu. *** Ne bakıyorsunuz oğlum, birkaç kez takıldık kızla aramızda bir şey yok zaten. Burada çalıştığını bilseydim kesinlikle gelmezdim. İlişkimi sorgulamadılar ama Mardinli'nin bakışları manidardı. Derken zıpkın ana, bizim kızlar da burada ya. Hangi kızlar? Bizim Melike, Elif. Arkaya bakmaya korktum. Bir an başka kim var dedim, sadece ikisi var komutanım. Bir rahatlama gelmişti, yeminle İsra olsaydı kesin yanlış anlardı. Komutanım, kızları da masaya çağırsak ya diyerek bombayı attı. Hayırdır oğlum, ne alaka? Rahatsız etmeye gerek yok derken Elif ve Melike yanımıza geldi. İyi akşamlar komutanım, görünce selam vermek istedik. Zıpkın atlayıp, "İyi yaptınız, rahatsız etmezsek buyrun beraber eğlenelim hanımlar," dedi. Bu puştun vardı bir karın ağrısı ya, çözerdik elbet, olur tabii, dedi Melike de. Onlar oturunca zıpkın ve Melike arasında bayağı koyu bir sohbet başladı. Aslında İsra teğmen de yanımızdaydı demin, hatta siz girdiğinizde o da vardı ama sanırım rahatsızlandı. Çok geçmeden kalktı. "Bir arasam mıydık acaba Melike?" derken kulaklarımın işittiğiyle, "Ahanda boku yedin Miran," dedim. Her şeyi belli ki görmüştü ve bu sefer kesinlikle yanlış anlamıştı. Bu arada Ayça da mola vermiş, bizim masaya gelip oturmuştu. İyice şaşırmışlıkla beraber,Melike "Komutanım, Ayça bizim üst katta oturuyor, sağ olsun davet etti," dedi.Sanırım sizde tanışıyorsunuz. Ah evet Miran komutanı epeydir tanıyorum diyerek kızların imalı bakışlarını üzerine çekti. *** Bir bayan daha vardı, o gitti mi dedi imayla bana bakarak. "Evet, rahatsızlandı sanırım." "Hımm, kötü olmuş. Neyse, başka zaman yine gelir belki," dedi. "Bilmem," dedi Melike de. Ayça'nın her şeyi bilerek yaptığı da anlaşılmış oldu. İsrayı tanımıştı, belliydi ama ne amaçla yaptı, işte onu çözememiştim. Ben sıkıldım, gençler, size iyi eğlenceler. "Mardinli, araba sen de gece kızları bırakırsınız," ee siz komutanım, dedi Zıpkın. "Ben biraz hava alacağım, yarın görüşürüz," diyerek ayaklandım. Tam kapıdan çıkmak üzereyken biri koluma asıldı, tabii ki Ayça. "Ne oluyor, ne bu tavır?" "Bir tavrım yok." " Seni çok özledim. İki şarkım daha var, söyleyeyim, birlikte çıkalım." "Sen beni ne zamandır bu kadar sahiplendin? Ayça, bizim yatak dışında bir ilişkimiz mi vardı? Üstelik bunu teklif eden sen değil miydin? Şimdi ne bu, sevgilim gibi davranan ayakların? Hayırdır kızım?" "Ben sana aşık oldum Miran, inan, senden başka kimseyi almadım ben koynuma. Külliyen yalandı." "Kes sesini," dedim. "Bir daha sakın yoluma da karşımda çıkayım deme, sakın beni aramaya kalkma. Ayça, belliki o zilli kafanı karıştırmış Miran ama o benim sana verdiğimi veremez, seni mutlu edemez." "Kes dedim sesini, sakın Ayça, sakın benim sınırlarımı sakın zorlama." Ayça bir adım gerilerken, "İyi be, siktir git Allah'ın ayısı, sana iyilik yapanda kabahat," diyerek saçını savurup geri girdi içeriye. "Allah da belanı verdi işte Miran, uçkuruna sahip çıkmasan burnun boktan çıkmazdı. Bakalım İsraya kendini nasıl açıklayacaktın..." *** Ertesi gün korktuğum başıma gelmiş, İsra aramıza kesin ve net duvarlar örmüştü. Ne kadar konuşmaya çalışsam, ne kadar kendimi anlatmaya çalışsam da her defasında iş dışında ağzımı açtırmıyordu zalımın kızı. Görev araya girince benim kendimi anlatmam bir başka zamana kalmıştı. Şerefsizler masum insanları diri diri patlatmıştı. Amaçlarını çözdüğümde bir strateji geliştirmiştik; lakin Kenan albayın son gölünden benim de şimdi haberim olmuştu. Gizli görevde yer alacak kişinin İsra olacak olması nevrimi döndürmüştü. Üstelik görevi pezevengi bir nevi etkileyip baştan çıkaracaktı ve elimize koz verecekti. Bu koz sayesinde şantajla Türkiye üzerinde kurulan planı bertaraf edecektik. Ee, onlar pisleşip daha kötüsü birçok masuma zerre acımadan bu planı kurduysa, bizim de bir yerde onlara uymamız kaçınılmazdı. Ama işte, İsra değildi bu görev için uygun olan; o değildi. İtirazımı resmen tınlamamış, üstelik fena halde sinirlenmişti. ** Ben yaparım bu işi, komutanım. Yüzbaşının düşüncesinin aksine, iki yıl askeri istihbaratta görev aldım, gizli göreve de katıldım. Tabi her şey gizlilik içindeydi. İlk görev yerim burası olabilir ama toy değilim, yapabilirim. Vatan için gerekirse biraz yoldan çıkmaktan çekinmem, dedi. Kenan albay gururla, "İşte benim dişi aslanım. O halde görev senin. Hazırlıklar tamam, yarın Dubai'ye uçuyorsunuz. Görevde sana Elif Mardinli ve tabii ki Miran yüzbaşı eşlik edecek. Tüm talimatlar elinizdeki dosyada mevcut. Gerekli çalışmayı yapıp helikopterle önce merkeze, oradan jetle İstanbul'a, sonra direkt Dubai'ye uçacaksınız. Gerekli izinler alındı, otel sahibiyle bizzat anlaşma yapıldı. Bu görev sekteye uğramayacak," dedi. "Dikkatli ve çevik olun, yolunuz açık olsun. Güzel haberlerinizi en kısa zamanda bekliyorum." "Emredersiniz, komutanım," diyerek el mahkum kabul ettik. Vatan görevi bir yana, içimde anlamlandıramadığım hisler biyanaydı... ****** En hızlı şekilde Dubai'ye ulaşıp otele giriş yapamadan önce hazırlıklarımızı tamamladık. İsra, İngiliz prensesi olarak giriş yapacaktı; gösterişli ve dikkat çekici olması önemliydi. Dover puştunun dikkatini çekmek ilk hedefimizdi. Biz Mardinli ile koruma görevini üstlenirken Elif de yardımcısı rolündeydi. İsra hazırlandıktan sonra yanımıza geldiğinde adeta gözlerim kamaşmıştı. Bir kadın ne kadar güzel olabilirdi ve ne kadar dikkat çekici! Eminim Dover puştunun da dikkatini çekecekti. Umarım sadece o puştla sınırlı kalırdı; yoksa pislik öldürme listem bu görev yüzünden epeyce kabaracaktı. Yüzü ayrı, saçı ayrı, kıyafeti ayrı, tabii bir de asil dekoltesi ayrı. "Ben prensesim!" diye bağırıyordu adeta. Bu görev bitene kadar kalpten geberip gitmessem bir daha ölmezdim sanırım. *** Ulan neydi beni bu kadar çığırdan çıkaran, ne yaşadım lan ben kızla ki bu kadar sardı benliğimi. Mardinli'nin dürtmesiyle kendime gelip, komutanım ışıldıyordunuz dedi. İsra'ya tebessümle karşılık verip, "Teşekkür ederim Mardinli, ah pardon Charlie. Komutanım, başka isim bulamadınız mı? Ya kendimi maymun gibi hissedeceğim, yeminle!" diyince kızlar da bende kahkahama engel olamadım. Ne yapalım oğlum, emir demiri keser, hadi bırak huysuzanmayı. Allah'ın carlisi, oflaya tıslaya indik arabadan. Otele girişimiz epey ses getirmişti personel ve müşteriler tarafından. İsra prenses tavrıyla lobiye geçip oturdu. Giriş işlemleri yapılırken biz onun yakın koruması olarak oturduğu yerin hemen yanında ayakta bekliyorduk. Etrafı kolaçan ederken, döver puştunun dikkatini çoktan çekmişti. Prenses. O da oturduğu yerden İsra'yı dikizliyordu. Odası hazırlandığı bilgisini verdi görevli, yavaşça Elif'e yanaşıp bilgilendirdi. O da İsra'ya söyleyip bir yudum aldığı kahvesini yarım bırakarak ayaklandı, biz de peşinden odasına çıktık. Kapısına dikilip nöbet dururken, görevli de bahşişini alıp girmişti. Onlar gidince içeri girip ilk değerlendirmeleri yaptık. Adamın dikkatini sanırım çektim, umarım bana gelmesi de uzun sürmez dedi. Eminim gelecek, puşt dedim. İstemsiz olarak ağzımdan çıkan küfre Elif ve Mardinli dışında İsra'da şaşırmış görünüyordu. "Ne dedim?" hepsine birden. Sen giriş yaptıktan sonra gözleriyle yedi seni, pezevenk komutanım haklı dedi Mardinli. "Çok dikkat çekiciydiniz komutanım, bu iş fazla sürmez," dedi Mardinli sırıtarak. "Umarım," dedi İsra. Tabi benim içimde kopan fırtınadan hiç birinin haberi yoktu... **** Akşam yemeği için hazırlanan İsra yine ve yine göz alıcıydı. Bu defa daha sınırları zorlayan bir elbise giymişti. Saçları ve makyajıyla yine ve yine göz kamaştırıyordu. Benim de ayarlarım bozulmadan, neyse ki yemeğe inmiştik. Tek başına masasına geçip, yemekleri gelene kadar ikram edilen şampanyayı yudumluyordu. Yemek gelince aheste aheste yemeğini yedi. Döver puştu da yemekteydi; elbet yine gözlerini İsra'ya dikmiş, avına yaklaşan bir yılan misali kıvrılıyordu. Sanki pezevenk.Garson elinde servis tepsisiyle gelip, "İsra efendim, ilerideki beyefendi bunu sizin için gönderdi," dedi. Tepsinin üzerinde duran kapağı kaldırdığında, küçük bir elmas figürlü pasta ve tek bir gül eşliğinde İngilizce yazılı bir not duruyordu. İsra, garsona teşekkür edip uzaklaşmasını sağladıktan sonra notu eline alıp okudu. *** İsradan.... Notu elime aldığımda bir elmas gibi ışıldıyorsunuz hanımefendi. Işıltınızın gölgesinde biraz aydınlanmak için sizi yemek sonrası bir içki içmeye davet etmem mümkün mü acaba? Ahanda beklediğim fırsat tepsiye konup elime uçmuştu. Zafer edasıyla gülümseyip pastayı dilimledim, birazını kesip kağıda not yazıp aynı şekilde garsonla geri yolladım. Nota jestiniz için teşekkür ederim. Sizinle bir içki içerim, lakin statüm gereği ortada sizinle içki içmem uygun olmaz diyerek kaçan kovalanır hesabına gittim. Amaç kesinlikle şüpheye düşürmemekti. Hemen kabul edip atlarsam, pisliği şüphelendirebilirdi. Sonuçta prenses olan bir kız, önüne gelenle içki içemezdi, değil mi? Garsonla tepsiyi tekrar dovere gönderdim. Kısa bir zaman sonra garson elinde tepsiyle yeniden geldi. Pastanızı benimle paylaşmanızı büyük umutlarla ektim yüreğime ama ben pes etmeyi seven biri olmadım. Sizinle mutlaka bir içki içeceğim. Gülümseyip elimdeki kadehi dövere doğru döndürüp kibarca kaldırdım ve böylece hedefin ilk kurşunu atılmış oldu.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD