YÜZLEŞME
Hayat hiç kolay değildi, herkes en büyük dert kendinin sanır ama bilmezler ki herkesin derdi kendine büyüktür. Kimisi; dışarda yemek yerine, evinde yediği için üzülürken. Kimi yiyecek bir lokma ekmek bulamadığı için üzülür. Derdin kıyası olmaz ama dermanı olmayan derdin en çok üzüleni, derdin kendi sahibidir. Ahsen de tam da böyle bir derdin içindeydi dermanı yoktu. Dansın verdiği yorgunluk bile kafasının içindekileri durduramıyor, zihninde her girdiği yol çıkmaz sokağa çıkıyordu. Dansın her figüründe başka bir çare ile babasına gidiyordu ama hepsinin tek bir cevabı vardı, babası ona hep aynı cevabı veriyordu HAYIR küçüğüm dese olmaz, tanımıyorum dese cevap belli tanışırsın, evlenmek istemiyorum dese babasının cevabı çok ağır "ben istiyorum." Dansın da bir faydası yoktu bu gece yapamıyordu. Ama babasıyla son bir kez konuşmayı deneyecekti ikna ederdi yada etmek zorundaydı başka çaresi yoktu çünkü. Müziği kapatıp çıktı salondan babasının bu saatlerde çalışma odasında olduğunu biliyordu hiç değişmezdi gece geç saatlere kadar çalışır sabah erkenden işe giderdi babası. Hızla çıktığı salondan aynı hızda evine gelip kafasında dönen bin bir parça konuşma metinleri ile babasının çalışma odasının önüne geldi derin bir nefes alarak heyecanını bastırmaya çalıştı ama hem hızlı hareket etmesinden dolayı hemde ruhani heyecanı yüzünden yerinden çıkacakmış gibi atan kalbi ona hiç yardımcı olmuyordu. Yine bir kriz anına tutulmamak için heyecanını göz ardı edip konuşmasına odaklandı. Bir kaç dakikalık nefes alışverişin'in ardından kendini biraz toparlayarak babasının kapısını çaldı. İçerden sanki hayattan bezmiş gibi çıkan ses babasına aitti bu yıllardır böyleydi ve yıllarca da böyle olacağa benziyordu. Ahsen alışmıştı o yüzden yadırgamıyordu. Kapı aralığından kafasını uzatıp; "Müsait miydin baba, Gelebilir miyim?" Diye sordu Babasının başından bir an önce def etmeye çalışır gibi "söyle" diyerek kısa cevap vermesiyle zaten kafasının içinde dağılan cümleler iyice karışıyor Ahsen ne söyleyeceğini, nasıl söyleyeceğini iyice şaşırıyordu. Derin bir nefes alarak kapıdan içeriye adım attı çalışma masasının önünde ayakta sanki müdürün odasında disiplin suçu işlemiş öğrenci gibi ayakta dikilip ellerini önünde bağladı. Babasının "ne vardı?" Sorusuyla içinden ne yok ki diye geçirdi Ahsen 'hayatım' mesela o yok, 'kararlarım' onlar yok, bana ait özgürce yapabildiğim tek şey nefes alıp vermek. Bunlar haricinde her şey yolunda. Acı gerçeklerini içinde tutup esas konuya girmeye hazırlandı.
"Baba annem bana bugün bir şey söyledi." Bir şey mi? Sence onun bir şey olması için çok büyük bir durum içinde değil miyiz Ahsenciğim? İç sesinin mantıklı yaklaşımıyla Ahsen daha düzgün bir konuşma yapması gerektiğini anladı babası eskiden beri laf kalabalığı sevmez ne söylenecek veya istenecek ise direkt söylensin ister. Böyle bir durumda babasını kızdırmak istemezdi o yüzden olabilecek olan en makul cümleleri kurmaya çabaladı.
"Annem, Mehmet amcanın beni oğluna istediğini söyledi. Biliyorum bu konuşmaları yapmayı sevmiyorsun ama ben seninle de konuşmak istedim." Babasının kısık gözlerle dinlediği sözlere karşılık oldukça rahat olması Ahsen'in ikna edebilirim düşüncelerini iyice zayıflatıyordu. Çok geçmeden babası
"Evet Mehmet BABAN'la" baba kısmı iyice bastırılarak söylendiğine göre durum çok ciddiydi "öyle bir karar aldık uzun zamandır aklımızdaydı senin de yaş'ın gelince daha fazla ertelemenin bir anlamı yok dedik. Bir sorun mu var?" Son cümle aslında 'itirazın mı var' demekti bu çok netti Ahsen de bunu açıklığa kavuşturarak bir anda önünü ardını düşünmeden ne olursa olsun dercesine
"Ben istemiyorum." Demesiyle Babasının sinir ve şaşkınlığın karışımıyla kaldırdığı kaşlarına yeni bir itiraz cümlesi kurdu;
"Okuluma hayır dedin tamam dedim, nasıl olsa severek yaptığım bir işim var diye ses etmedim ama bu işin başka alternatifi yok baba ben hiç tanımadığım bir adamla evlenmek istemiyorum. Ne olur bana bunu reva görme yalvarırım." Babası düşündü haklı da buluyordu ama bir kere kararını vermişti öyle yada böyle o aile ile bir bağı olacaktı ilk başta düşüncesi büyük kızı Gülben'di ama işler o dönem rast gitmedi. Kızının, Mehmet'in kulağına giden kızın sevgilisi yüzünden "gençleri ayırmaya değmez" diyerek itiraz etmesi ve onun aracılığıyla Gülben ve Birol'a yapılan düğünle Gülben bu işten sıyrılmıştı. Bedir ise Ahsen'in varlığıyla bu iş'e razı gelmişti yoksa mümkün değildi kızına o müsadeyi vermezdi. Bedir'in sert itiraz istemez ses tonu ve sanki kızı ona manavdan elma alma demişte o gidip elma almış gibi gayet normal ve rahat bir şekilde;
"Tanışınca seversin merak etme. Sevmesende saygı duyarsın olur biter. Biz bu iş'e tamam dedik size de bir imzalık iş bıraktık daha ne istiyorsun." Demesi Ahsen'in zoruna gidiyordu artık dolan gözlerini hızla silerek ilk defa bir baş kaldırıda bulundu ama bu baş kaldırış en büyük hayal kırıklığı, son özgüven ve sevgi. saygı kırıntıları olacaktı bunu bilmiyordu Ahsen, bir kaç saniye sonra öğrenecekti.
"Olmaz baba benden canımı iste vereyim ama bu olmaz ben tanımadığım adamla evlenmem." Babasını hiddetle yerinden kalkıp hızla Ahsen'in önünde dikilmesi ile Ahsen biraz gerilip korktu ama bunu belli etmedi en fazla ne olabilirdi ki
Babasının; "ne demek ulan evlenmem sen bana karşı mı çıkıyorsun. Ahsen senin bu dilin çok uzamış kestirtme bana" Bedir'in bağırışıyla Demet odasından hızla çıkıp yanlarına geldi. "ne yaparsanız yapın evlenmeyeceğim. Gidip bunu onlara da söyle Ahsen istemiyormuş de." Demet kızının sözlerinin sonucunda ne olacağını biliyordu bugüne kadar onlar bunu görmemişti ama o çok iyi biliyordu. Bunun olmaması için kızına yaklaşacağı an kızının "imza benim imzam kimse beni zorla o masaya oturtam...." Sözü yarım kalmıştı, yarım kalmanın sebebi Demet'in kızına susması için ettiği müdahale değildi yada Bedir'in kızını sesiyle bastırmaya çalışması da değildi. Bir tokattı çok etkili beyaz tende anında kırmızı iz bırakacak şiddette ser bir tokattı. Herkes şok olmuştu. Demet o anda elini ağzına kapatmış gözünü kırpmadan kızını izlerken Bedir ilk defa kızına yaptığının şokundaydı ama enteresan bir şekilde pişman değildi bugüne kadar sevgisini esirgemişti farkındaydı hatta farkında olarak yapıyordu bunu, kızları ve eşinin psikolojik acı çekmesinden hiç rahatsız değildi ama dayak kızlarına dayak atmak bunu hiç aklından geçirmemişti bile. Ama ilk defa ve plansızca gelişen bu olay ona pişmanlık değil tuhaf bir rahatlama verdi. Ahsen'in gözünde donan yaşlar ile öylece yan tarafa düşen başını hafif çevirip babasının gözünün içine baktı işte Ahsen esas şok'u o zaman yaşadı ilk önce babasının gözündeki acımasız emareler gerçek mi diye düşündü sonra daha dikkatli baktı ve orada ki acımasızlığın yanında sadist bir cani'nin varlığı vardı, işte bu Ahsen'in kanının donmasına sebep oldu. Hiç bir şey söylemeden babasının gözlerinin içine daha fazla bakıp ruhunu daha çok yaralamamak için yanağını tutarak odadan çıkıp kendi odasına doğru ilerledi içerde kalan Demet kızına koşmak istiyordu onu sarıp sarmalamak ama bunu yapamazdı biliyordu ki eğer bunu yaparsa daha kötü şeyler olacaktı... Kızı da artık biliyordu bunca senenin acısına kızı da ortak olacaktı başka bir yol yoktu artık kızı babasının içindeki canavarla yüzleşmişti bir kere bundan sonra o canavar kızının en büyük düşmanı olacaktı kılıcını çekmiş kızını bekliyordu. Her ne kadar doğru olursa olsun ama yanlış olan bir hareket kızını geri dönülmez bir yola sokmuş, canavarının yemi olmak için gün sayıyordu. Artık o evde yaşayan iki insan için hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı her şey'i tek başına yaşarken kızının istemeden, farkında olmadan ortaya çıkardığı bu yeni canavar hayatlarını tam anlamıyla cehenneme çevirecekti bunu biliyordu.