bc

Ateş Çemberi +21

book_age18+
232
FOLLOW
1.8K
READ
dark
mythology
childhood crush
like
intro-logo
Blurb

Mahallede herkes ona abi derdi. Benimde ona hitap etme şeklim böyle başladı. Abi diyordum ama onu bir kez bile söylediğim şekliyle görmemiştim.

Onun dudakları üzerimdeki dudakları bir gerçeği fısıldadı.

Onun dudakları benimdi. Benim dudaklarım onun olmak için tutuşuyordu.

chap-preview
Free preview
1.bölüm
***** Zennure masaya çıkan Letafeti indirmeye çalışıyordu. Letafet içkiyi o kadar kaçırmıştı ki masaya çıkmıştı. Masanın üzerinde dans ettiğini düşünürken bence pekte dans etmiyordu. Daha çok zor güç masanın üzerinde ayakta durmaya çalışıyordu. Şura ise onun bu halini kayda alıyordu. Ben? Ben ise onların bu haline gülmekle yetiniyordum. Bugün Zuhal'in doğum günüydü. Doğum gününü kutlamaya gelmiştim. Adresin bir barda olduğunu bilmiyordum. Bilseydim gelir miydim pekte emin değilim. Sanırım gelmezdim. "Kız in şu masadan. Bir yerini kıracaksın başımıza bela olursun." herkes fazlasıyla içkiliydi. Ben ise kızlarla içmek yerine sadece oturmuştum. Aramızda en ayık olanı bendim. Zennure iyi bir içici olduğu için o da pek sarhoş sayılmazdı. Diğerleri sanırım çoktan kafayı bulmuştu. Zuhal'e baktım. Masadakilerden bağımızsız sanki buraya tek gelmiş gibi içiyordu. Keyfi deseniz o da pek yok gibiydi. Canını sıkan sanki bir şey vardı. "Sen iyi misin?" sesimle onu kendine getirmiştim. Tüm dikkatimi Zuhal'e verdim. Pek iyi görmemiştim onu. Sorum üzerine bana bakıp başını salladı. "Canım sıkkın." aklına ne geldi bilmiyorum elindeki kadehi sıktı. "Yakında istifa edeceğim." Letafet sonunda çıktığı masadan inmişti. Kızlar Zuhal'in ne söylediğini duydukları için konuşmaya onlarda katıldı. "Et o zaman." Zuhal uzun süredir bir holding de çalışıyordu. Gelin görün ki patronu ile arası pekte iyi değildi. "Sana yardımcı olacağım." diyen kişi Şura'dan başkası değildi. O nasıl olacak diye ona bakarken telefon ekranını gösterdi. Şura bir milyona yakın takipçisi olan bir youtuberdi. Bunu hepimiz biliyorduk. Zuhal bir ekrana bir Şura'ya baktı. Aklında ne dönüyordu bilmiyorum ama ayağa kalktı. Baş parmağını havaya kaldırıp konuşmasıyla hepimiz susmuştuk. "O diktatör adamdan nefret ediyorum. Onu götür Zuhal, şunu kaldır şuradan Zuhal. Bu neden burada Zuhal? Bıktım." başımı salladım. Senelerdir aynı sorunu yaşayıp duruyordu. Başladığı günden beri istifa edeceğim derdi de yapmazdı. Şura'nın ekranına bakıp kaşlarını çattı." Size diyorum Fatih bey. Duyun sesimi. Sizden ve sizin bana verdiğiniz emirlerden bıktım. Ya siz benden ne istiyorsunuz?" bugün onun doğum günüydü ama çokta mutlu değildi. "Bugün benim doğum günüm. Sizin yüzünüzden doğum günüm bile bana zehir. Neymiş yarına toplantı varmış ve ben erkenden taslakları E postanıza atacakmışım." en son yaptığı ile kızlar gülerlerken benim gözlerim fal taşı gibi açıldı. Zuhal kameraya bakarak orta parmağını çıkardı." Bir siktirip gidin Fatih bey..." Şura dışında kızlar Zuhali alkışlarken onu kolundan tutup yerine oturttum. Ne saçmalıyordu Allah aşkına. "Bırakın beni daha söyleyeceklerim var." diyen kızı zorlukla susturdum. Aklı varsa susardı. Yoksa yarın istifa edeceği bir işi bile olmayacaktı. Şura'ya baktım. Telefonu açmış ve ekranı bize döndürünce başımı salladım. "Hadi kızlar gülümseyin." el mecbur onlarla gülümserken ayyaş kızların her dediğine tamam diyordum. Mahalleden arkadaşlarımdı. Çocukluktan bu yana dostluğumuz devam ediyordu. Şura Halil abinin kız kardeşiydi. Letafet ve Zennure dört kardeştiler. Zennure en küçük kardeşken Letafet evin en büyüğüydü. Ben ise tek çocuktum. Zuhal deseniz onlar yedi kız kardeştiler. Sekizincisi erkekti. Zuhal ise altıncı kız kardeşti. "Garson içki getir." artık aslında kalksak çok daha iyi olurdu. Saat gecenin onunu gösteriyordu. "Kızlar kalkalım artık." hepsi de çok içmişlerdi. Üstelik saat akşamın onuydu. Gidelim istiyordum artık. Kutay? O barda olduğumuzu öğrenirse canımızı okurdu. Duymasından korkuyordum. Garson masaya yeni bir içki getirince garsona baktım. "Hesabı getirir misin?" kızlar o son şişelerini de içsinlerdi yeterdi. Eve gitmeden bir Cafeye uğrar bir kahve alırdık. Eve zil zurna sarhoş gitsinlerdi sabaha sağ çıkarlar mı bilmiyordum. Aslında her birimiz burada gizli gelmiş ve gizlice içiyorlardı. Ben ise buraya zaten habersiz geldiğim için içkiyi ağzıma sürmemiştim. Biliyordum ki Kutay abi beni evin önünde beklerdi. Ben gelmeden de ne uyku tutardı ne evine girerdi? Üstelik benim bu tür yerlere tek başıma gelmemi istemiyordu. Kendince de hakkı vardı. İçmek istiyorsan götürüz der ve yanında içmemi isterdi. Ben içkiye kızlar kadar dayanıklı değildim. Garson masaya hesabı getirirken telefona bir mesaj geldi. Ekranı açarken az önceki fotonun mahallemizin grup içi grubunda olduğunu gördüm. Üstelik resmi atan Şura'ydı. "Şura." diyen Letafet ile bende Şura ya baktım. Kutay abi görürse onu kimse sakinleştiremezdi. Ben bile onun öfkeli halinden korkuyordum. Şura bunu biliyordu. "Ne?" demesi ile Zuhal ona grubu gösterdi. Şura ilk öylesine bakarken yaptığını şimdi fark etmişti. Göz bebekleri büyürken bakışları beni buldu. "Kutay abi hepimizin ağzına sıçacak." Hemde öyle böyle değil. Geldiğimiz yer mahalleye taş çatlasa on dakika mesafesi vardı. Kızların ve benim bildiğim bir yerdi. Ve Şura mesajı atalı on beş dakikadan fazla olmuştu. Kutay abi de gruba dahildi. Ellerim titrerken çantamı elime aldım. Elimi yüzümü Yıkayacaktım." Ben lavaboya gidiyorum." Sadece ben değil kızlarında beti benzi atmıştı. Kutay abiden çoğunluk korkardı. Sinirlenince gözü pek bir şeyi görmezdi. Sakinleşmesi ise öyle kolay olmazdı. Sadece ben değil Kutay abi onlarında canlarını okuyacaktı. Kendimi zor güç bela tuvalete atarken ne yapacağımı bilmiyordum. Kutay abi mahalledekilerine fazla değer verirdi. Allah korusun birimizin başına bir şey gelecek olsa ilk koşan o olurdu. Kızlara çok daha düşkündü. Öyle sıkan biri değildi. Sadece yalnız başımıza bu tip yerlerde takılmamızı istemezdi. Mevzu böyle bir yerde beni bulması iseyse Kutay abi hepten çıldırırdı. Ben ve kızlar onu çocukluğumuzdan beri tanıdığımız için yadırgasamazdık. Benim başıma bir şey gelecek olması en çok onu korkuturdu. En çok benim üzerime titredi ki onun zaafı da bendim. "Minel..." işte korktuğum başıma gelmişti. Kutay abi bana seslenirken bulunduğum lavabonun kapısı -burada olduğumu bilir gibi- açıldı. Tek kelimeyle gözlerinden ateş saçıyordu. Öyle öfkeli ve kızgındı ki ne diyeceğimi bilmiyordum. Gözleri bana ve giydiklerime bakarken sinirden çenesini sıktı. Üstümde kısa mini etek ve göbek kısmı açık olan bluzum vardı. Gözlerini kapadı. Çenesini öyle sıkıyordu ki bir an çene kemiği kırılacak sandım. "Şura nerde?" diye sorunca hiçbir şey diyemedim. Gelirken kızları görmemiş miydi? "Kaçtılar." ciddi miydi? Beni bırakıp kaçmışlar mıydı? Niye şaşırıyordum. Kutay abinin sinirini hepimiz bilirdik. Daha geçen gün mahallemizde bir kız saldırıya uğramışken Kutay abi bizim dikkat etmemizi isterdi. Şura inadına yapar gibi resim çekip atmıştı. Onu da hiçbir yere değil mahallemizin grubunda paylaşmıştı. "Minel sakinleşemiyorum. Bir şey yap!" üstüme ve bulunduğumuz ortama baktıkça Kutay abi sanki daha çıldırıyordu. Aklıma onu sakinleştirmenin hiçbir yolu gelmezken sessizce olduğum yerde duruyordum. Kutay abi bana zarar vermezdi. Gelin görün sakinleşmesi de pek kolayına onun olmazdı. Geldiğimiz yer pek tekin bir yer değildi. Çenesini daha çok sıkarken elini hırsla cam aynaya vuracakken onun elini tuttum. Sinirden elleri bile titriyordu. Sinir hastası değildi. Gelin görün sinirini atmadan durmazdı. Çünkü beni kaybetmenin korkusunu iliklerinde yaşayan bir isimdi Kutay. "Benden habersiz sana böyle yerlere gelme demiştim." sinirden gözünün altındaki damar atıyordu. "Senden sadece tek bir şey rica etmiştim Minel. Zarar gelecek yerlerden uzak durmanı söylemiştim. Ya benimle," diye konuşmaya devam ederken ellerimi omuzlarına koydum. Söylemişti. Kutay bana senin gölgen olurum sen anlamazsın bile demişti. Yeri gelir kalkanın olurum sen yeter ki gittiğin her yerde peşinde olmama izin ver demişti. Korumam için söz ver habersiz iş yapma diye bana söz bile verdirmişti. Ellerim omuzlarını tutarken ona doğru yükseldim. Onun gibi aklı başında biri nasıl mevzu ben olduğumda hemen sinirleniyor ve deliriyordu aklım bunu ve bu kadarını almıyordu. konuyu çok bilmesem de yüzlerimizi eşitledim. O daha ne olduğunu anlamadan dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Aklımda onu sakinleştirmek için milyon fikir varken ben milyon birinci şıkkı seçmiştim. Dudaklarımla onu sakinleştirmeyi dilemiştim. ***** Minel Ve Kutay. Peki Kutay geleceği sıra ortamdan tüyen kızlara ne demeli °^>

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

Kan Kırmızı (Türkçe)

read
4.1K
bc

Tutku'nun Esiri

read
23.2K
bc

evli kadın evli adama aşık oldu

read
10.0K
bc

ALFABETA (+18)

read
28.9K
bc

Ölüm Yıllıkları

read
1.1K
bc

ÇAPKIN +18 (365 Gün Serisi)

read
24.2K
bc

SENİ HİSSEDİYORUM ( 2 )

read
7.9K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook