AŞKA SÜRGÜN ( MAFYA +18 )

Alarmın sesini duymamla huzurlu bir uykunun kollarından, hızla gözlerimi açarak kurtuldum. Yataktan adeta fırlayarak kalktım. Daha doğrusu kalkmaya çalıştım ama bacağıma dolanan battaniye yüzünden hızlı bir şekilde yeri boyladım. Çıkan gürültüyle, Salih biraz homurdandı ve diğer tarafına dönüp, uyumaya devam etti. Bacağıma dolanan battaniyeden kurtulup Salih’in üzerine örttüm. Diğer yanda bulunan beşiğe yaklaşıp melekler gibi uyuyan oğlumun yüzüne bir kaç öpücük sıralayıp istemeye istemeye odadan çıktım. Banyoya girerek elimi yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçaladım ve geri odaya girerek üzerimi giyinip evden çıktım. Bu arada ben Melek. On sekiz yaşıma kadar yetimhanede büyüdüm. Beni bir otobüs durağında bulmuşlar. Polisler bir süre soruşturmuş annemi babamı ama kimse çıkıp gelmemiş. Yetimhanedeki bakıcı ablalar da bana Melek adını vermişler. Çok güzel olduğumu söyleyip dururlardı hep. Okul hayatım boyunca derslerim hep iyi olmuştu. Kendime güzel bir hayat kurmak için ve güzel bir meslek sahibi olmak için bol bol ders çalışırdım. Üniversite de ders çalışmalarımın verimini almış, öğretmenlik kazanmıştım. Her şey güzeldi. Sonra bir gün bir kaç arkadaşın ısrarı ile Salih’le tanıştık. Hukuk fakültesinde okuyordu. Güzel bir ilişkiye başladık. İkimizde bir birimizi çok seviyorduk. Ama ailesi benim yetimhanede büyüdüğümü öğrenince pek onaylamadılar bu durumu. Karşı çıktılar. O zamanlar deli dolu halimizle bir karar verdik ve evlendik. Belki evlenirsek beni kabul ederler diye. İşler bu sefer daha kötü oldu. Ailesi Salih’in üzerindeki bütün destekleri kesti. Arabasını aldılar, kartlarına el koydular. Biz yine de bir şekilde arkadaşlarımızın da yardımıyla, kendi ayaklarımızın üzerinde durmaya çalıştık. Küçük bir daire tuttuk kendimize, içine bir kaç ikinci el eşya koyduk. Bu arada ben okulumu dondurdum. Salih devam etti. Bende çalışmaya başladım. Pek tecrübem yoktu bu yüzden yevmiyeye gitmeye başladım komşu ablalarla. Limon, portakal, mandalina, çilek hepsinde çalışarak zamanla işlerin nasıl yapıldığını öğrendim. Sebze meyve toplamaya devam ederken, bir gün lise öğretmenlerimden biriyle karşılaştım. Muhasebe ofisi açtığından bahsetti, bende başımdan geçenleri kısaca anlattım, bana istersem onunla çalışabileceğimi söyledi. Lise de bilgisayarlı muhasebe bölümü okumuştum. Bildiğim kadarıyla yardım edebileceğimi söyledim. Artık daha rahat bir işim vardı. Tatil günlerimde yine yevmiyeye gitmeye devam ediyordum. Evliliğimizin bir yılı dolmuştu ki hamile olduğumu öğrendim. Yevmiyeye gitmeyi tamamen bırakıp öğretmenimin yanında çalışmaya devam ettim. Salih’in ailesi bebeğin cinsiyetini öğrendikten sonra yavaş yavaş daha ılımlı olmaya başladılar. Babası yine pek konuşmasa da annesi bize gelip gitmeye başladı. Oğlum doğduğunda adını Salih’in annesinin ısrarı ile Murat koyduk. Sütüm pek gelmediği için mama veriyorduk oğluma. Salih’in babası da bir kaç kere görmeye gelip sevdi torununu. Arabasını da geri verdi. Arada para da vermeye başladılar ama yetmiyordu. Bir süre sonra Salih’in annesinden rica ederek beneğe bakmasını istedik. Kabul etti ve bende çalışma hayatına geri döndüm. Yevmiyeye gitmiyordum sadece muhasebe ofisinde çalışıyordum. Oğlumu akşamdan akşama görmeye başlamış, çok da özlüyordum. Salih’in okulunun bitmesine bir yıl vardı. Okuldan sonra da zorunlu olarak bir sene staj yapması gerekiyordu. Rahatlayacağımız günleri düşünerek hiç gocunmadan çalışmaya devam ediyordum. Bir süre sonra öğretmenim ofisi kapatacağını memleketine gideceğini söyledi. Ama benim için muhasebe şirketi olan bir arkadaşıyla görüşmüş adam da herhangi bir elemana ihtiyacı olmadığını sadece çaycı ve temizlikçi aradığından bahsetmiş. Bende sorun olmadığını çalışabileceğimi söyledim. Evden daha erken çıkmaya daha geç gelmeye başlamıştım çok da yoruluyordum ama maaşım daha yüksekti. Bu şekilde çalışarak bir sene daha geçti Salih okulunu bitirmiş, avukatlık mesleğine giriş sınavına hazırlanıyordu. Evde ders çalışıyordu sürekli bazen de oğlumuz huysuz olduğu zamanlar, kütüphaneye gidiyordu. Bir senenin sonunda sınava girmiş ve başarılı bir şekilde geçmişti. Oldukça iyi bir de puan aldığı için, şehrin en iyi avukatlarından birinin yanında babasının da yardımıyla staja başlamıştı. O da bazı zamanlar geç geliyordu ama annesi oğluma bakarken bir kere bile söylenmemiş, özenle ilgilenmişti. Bende işten sonraları eve geldiğimde ilgileniyor oğlumun anne sevgisi almasını sağlamaya çalışıyordum. Elbet bu günlerde bitecekti. Son bir kaç aydır, Salih işten sonraları daha geç gelmeye başlamıştı. Önceden ben gelmeden evde olan adam, artık ben eve geldikten çok sonraları geliyordu. Avukatların zor bir işi olduğunu biliyordum ama Salih henüz bir stajyerdi. Hafta sonları tatili vardı ama bazı zamanlar hafta sonu da evden çıkmaya başladı. Genelde söylediği şeylerde, müvekkille toplantı yapılacak beni de çağırıyorlardı. Benim ise sadece pazar günü tatilim vardı. Eşimle ve oğlumla bir gün geçirmek istiyordum ama çoğunlukla Salih evde olmuyordu. Cumartesi çok bir iş yapılmıyordu şirkette ama temizliğe çok önem veriyordu patron bu yüzden gidiyordum. Otobüsün gelmesiyle hızla şehir içi kartımı sensöre okutarak binip, boş bulduğum bir yere oturdum. Camdan dışarıyı izlerken, hayatım gözlerimin önünden geçiyordu sanki. Çok yorulmuştum bu zamana kadar ama az kalmıştı. Yakında Salih mesleğine başladığında bende okuluma devam edecek, mesleğimi elime alacaktım. Sınıf öğretmenliği yapmak en büyük hayalimdi küçüklükten beri. Otobüs ineceğim durağa yaklaşırken ayağa kalkarak durması için düğmeye bastım. Otobüs durunca da inip hızla şirkette yol aldım. İçeri girerken güvenlikçi ağabeylere selam verdim. Hemen temizlik odasına girip, önce üzerimi değiştirdim ardından spreyimi ve temizlik bezlerimi alarak ofislerdeki masaları silmeye başladım. Ardından, mutfağa geçerek kazana çay suyu koydum. Yaklaşık bir saatin ardından çalışanlar yavaş yavaş şirkete gelirken bende çayı hazırlamıştım bile. Bir kaç belirli çalışan her geldiklerinde kahve istedikleri için onların kahvesini yaparak masalarına götürdüm. Çay isteyenlere çay verdim. Akşama, mesai bitip de çalışanlar gidene kadar bu şekilde rutinim devam etti. Onların gitmesinin ardından öncelikle mutfağı bir güzel temizleyip, sonrasında ofisleri de dip köşe elden geçirdim. İşim gittiğinde saat sekize geliyordu. Yeniden temizlik odasına geçerek malzemeleri yerine düzgün bir şekilde yerleştirip üzerimi de değiştirerek şirketten ayrıldım. Otobüse bindim, evime geldim. Her günüm bu şekilde geçiyordu. Bir gün yine erkenden kalkıp iş yerime gittim. İçimde değişik bir sıkıntı vardı bugün. Salih’in stajını bitirmesine az kalmış, yanında çalıştığı avukat ona ortaklık teklifi etmişti. Akşam söylemişti haberi, çok sevinmiştik. Hatta oğlum Murat bile sevincimizi anlamış gibi gülüp durmuştu. Üç yaşına yaklaşmış, çok da güzel konuşuyordu. Sürekli siyah saçlı bir periden bahseder bende güler geçerdim. Benim saçlarım kızıldı, rüya gördüğünü düşünürdüm. Masaları silip çay hazırlığı için mutfağa geçtim. Bir bardak su içtim, ama içimdeki sıkıntı geçmek bilmiyordu. O şekilde iki üç saat çalışmanın ardından telefonum çaldı yabancı bir numaraydı. + Alo. - Alo merhaba efendim ben araştırma hastanesinden arıyorum. Melek Soydan ile mi görüşüyorum acaba. + Evet ben Melek Soydan. - Efendim eşiniz ve oğlunuz bir kaza geçirdi. Şu anda hastanemizin yoğun bakımında bulunmaktalar. Buraya gelebilir misiniz lütfen. + Şey ben hemen geliyorum. Telefonu hızla kapatıp, patronun ofisine çıktım olayları kısaca anlatıp izin istedim hemen kabul etti. Hızlıca üzerimi değiştirip şirketten fırladım. Bir taksi durdurarak hastanenin adını söyledim. Biraz da acele etmesini belirttim. Çoktan ağlamaya başlamıştım bile. Eşim ve çocuğum şu anda yoğun bakımdaydı. Araba hastanenin önünde durunca parayı vererek hızla aşağıya indim. Danışmaya gidip eşimin ve çocuğumun trafik kazası sebebiyle bu hastanede olduklarını adlarını söyledim. Hemen beni gitmem gereken kata yönlendirdi. Yoğun bakımın önüne geldiğimde Salih’in annesi ve babası da vardı. İkisi de ağlıyordu. Bende yoğun bakımın kapısına gidip duvara yaslanarak durdum. Bir yandan ağlıyor bir yandan da dualar ediyordum ikisi içinde. Hele oğlum her aklıma geldiğinde hıçkırıklarım daha da çoğalıyordu. Az sonra doktor çıktı hemen yanına koştuk. “ Hastanemize geldiklerinde durumları çok kötüydü. Babanın zaten yolda getirilirken iki kez kalbi durmuştu. Elimizden geleni yaptık, şu anda durumu stabil, herhangi bir tehlike de görünmüyor. Önümüzdeki yirmi dört saat çok önemli. Küçük çocuğun ise hayati tehlikesi devam ediyor. Kendinizi her şeye hazırlayın lütfen! “ Salih helen yoğun bakımdaydı. Ama hayati tehlikeyi atlatmıştı. Oğlumun hayati tehlikesi ise devam ediyordu. Salih için sevinmiştim ama oğlum için ağlamam devam ediyordu ne yapacağımı bilemiyordum. Her şeye hazırlıklı olun demişlerdi. Dua etmekten ve ağlamaktan başka elimden bir şey gelmemesi de canımı daha da acıtıyordu. Salih’in anne ve babası da ağlamaya devam ederken, bir anda kadın bayıldı. Hemşireler sedye getirerek onu bir odaya götürdüler. Eşi de arkasından gitti. Orada öylece durmuş ağlamaya devam ederken yanıma yaklaşan ayak sesleriyle başımı kaldırdım. Siyah uzun saçlı çok güzel bir kadın yanıma gelmişti. Kim olduğunu bilmiyordum. “ Merhaba ben Banu. Salih’in hemen hemen bir yıllık sevgilisiyim. “ Kadının dediklerini algılamam bir hayli sürmüştü. Sevgilisiyim mi demişti o? Anlamsız gözlerle kadına bakmaya devam ederken ağlayarak o da bana bakıyordu. “ Yanında çalıştığı, Mesut Korel’in kızıyım. Banu Korel. Bende avukatım. Staja başladığı zaman tanışmış sevgili olmuştuk. Evli olduğunu biliyordum ama yine de duygularımın önüne geçemedim. Üzgünüm. “ “ Sen ne dediğinin farkında mısın? Nasıl evli bir adamla birlikte olabilirsin? “ “ Salih de aramızdaki çekime karşı gelmeye çalıştı ama yapamadık. Bir çok günü geceyi beraber geçirdik. Bazen oğlunuzu da getirirdi yanıma. Hatta avukat olunca senden boşanıp benimle evlenecekti. “ Karşımdaki yüzsüz kadın ağlamaya devam ederken, ne hissedeceğimi şaşırmıştım artık. Aldatılmıştım. Yanımıza Salih’in anne ve babası yeniden geldi. Salih’in annesi Banu denilen kadını görünce hemen ona sarıldı. Demek o da biliyordu bu durumu. “ Demek sizde biliyordunuz. Salih’in beni aldattığını. Bunu nasıl yaparsınız? “ “ Tabii ki biyordum. Banu kızım kaç kere geldi oğlumla eve. Ailemize denk bir kız kendisi. Senin gibi kimsesiz ne idüğü belirsiz biri değil. “ “ Ben size ne yaptım Allah aşkına? Bir kere saygısız bir laf mı ettim? Kalbinizi mi kırdım? “ “ Sen en başından beri ailemize uygun biri değildim zaten ama Salih bunu kabul edemedi. Neyse ki sonunda bir gün Banu ile geldi yanıma. Çok sevinmiştim. Mesleğine başlar başlamaz boşanacak, torunumu da alarak Banu ile evlenecek. Bir ayağa kalksın oğlum. Bir iyileşsin sen hayatımızdan çıkıp gideceksin! “ “ Allahım sizi bildiği gibi yapsın. Ben bir şeyler için çabalarken arkamdan kuyumu kazıyordunuz. Ama bakın tutmadı planınız. Her şey ortaya çıktı. Oğlum bir iyileşsin onu da alıp çekip gideceğim buradan. Göreceksiniz. Ne siz ne de Salih umurumda bile değilsiniz artık! “ “ Sakın bunu aklından bile geçirme. Hiç bir yere göndermem torunumu. Sen nereye istersen gidebilirsin ama torunum bizimle kalacak. “ “ Kim olarak söylüyorsun bunu? Torununun annesinin aldatılmasına çanak tutmuş bir kadın olarak mı? Yoksa bunu hiç acımadan başka bir kadına yapılmasına izin vererek mi? “