B7- {ZEHR-ÜL DEVA}

1700 Words
Çektim gözlerimi onların üstünden. Yanağımda ki yaşı silerek banktan kalktım. Derin nefesler alarak hızlı atan kalp ritmim düzelsin diye bekledim. Sarsak ve yavaş adımlarla arabanın arkasına geçtim ve yavaşça yere çöktüm. Göz yaşlarım cehhenemimi söndürmüyordu. Ağlamam faydasızdı fakat yine de düşüyordu yaşlarım. Kaderime dökülüyordu usul usul akan yaşlarım. Söndürmeye çalışıyordu içimdeki kor alevleri çaresizce. Bir süre sonra gelen ayak sesi ile hızla gözyaşlarımı sildim ve ayağa kalktım dönen başım bedenimin sarılmasına neden olurken arkadan belimi tutan ellere tutundu ellerim. Dengemi sağlayınca sinirle arkamı döndüm ve belimi tutan elin sahibi Berdan'a sertçe tokat attım. Hızlı hızlı aldığım nefesler boğazıma takılırken gözlerim yeniden doldu. Yüzü sağa düşünce beklemediğim bir şekilde dudağı kıvrıldı. "O kadın hamile ve sen bana nikah mı kıydın pislik herif? Senden nefret ediyorum Allah belanı versin. Tiksiniyorum senden midemi bulandırıyorsun. Benim İlyas'tan bahsetmeye bile hakkım yokken, Bade diye bir kadının seni arayıp sevinç nidalarıyla hamileyim demesini duyuyorum. Aşağılık bir pislikten başka bir şey değilsin sen." Konuşmamı bölmeden beni dinlemesi beni oldukça şaşırmıştı. Tüm sinirimle kinimi yansıtırken o sakince sordu. "Bitti mi?" "Bitmedi. Kim o kadın Allahın cezası?"Aldığım soluk ciğerlerime batarken arabaya yaslanarak sakinleşmeye çalıştım "Abimin karısı.." Sadece iki kelime benim bu denli utanmama sebep olmuştu. Ne diyebilirdim ki şimdi… Çok kısa bir anda oluşan sessizliği şaşkın sesimle sonlandırdım. "İnanmıyorum sana." "İnandıralım o zaman seni karıcığım," diyerek cebinden çıkardığı telefonla Bade'yi aradı. Birkaç çalıştan sonra açılan telefonu hoparlöre aldı ben şaşkıca ona bakarken o telefonun diğer ucunda bekleyen Bade’ye sorusunu yöneltti. "Bade abim yanında mı?“ "Evet yanımda." "Telefonu ona ver şimdi." Bade’nin neşeli sesi doldurdu kulağımı. "Tamam. Aşkım Berdan seninle konuşmak istiyor. Sanırım tebrik için." "Berdan kardeşim kusura bakma işim vardı uğrayamadım." "Önemli değil abi. Hayırlı olsun. Sağlıkla gelip şifa olsun.“ Utançla sadece telefon ekranına baktım. "Sağol aslanım, eksik olma darısı en kısa zamanda sizin başınıza." Berdan'ın telefonu kapatması ile başımı hafif önüme eğdim. Ama sonra omuzlarımı dikleştirip başımı kaldırdım fazlasını haketti. "Kusura bakma ama çok daha fazlasını hak ediyorsun keşke biraz daha hızlı vursaydım. Beni ertelemek yerine söyleyebilirdin." Kendimi haklı gördüğümü alenen belirttim. "Kıskançsın ve beni buna yavaş yavaş alıştırmaya çalışıyorsun gibi geldi,” dedi oldukça keyifli bir tonlamayla. "Yeryüzünde kıskanacağım son adam bile değilsin. Ayrıca kimin kıskanç olduğunu az önce doktor odasında gördük.” Cümlemin bitimiyle kınayan bakışlarım üzerinde gezdirdim. "Tartışmaya açık bir konu ama şuan burada seninle tartışamam. Gel seninle bir anlaşma yapalım ikimizde rahat edelim." Merakla gözlerine baktım. "Ne anlaşması yapacağız?" "Bir kaç güne kadar düğün yapılacak. Düğünde insanlara ayak uydurup mutlu olduğunu belli edercesine davranırsan seni tamamen özgür bırakırım. Yani benimle ne konuşursun ne de en ufak bir tartışmaya girersin. Temas da olmaz. Birbirimizi görmezden geliriz. Ama düğünde tek yanlış bir hareketini görürsem sana hayatı zindan ederim. Karar senin sadece ayak uydurup bir kaç saat mutlu gözükeceksin." Karışan kafamla bir kaç saniye düşündüm. "Bunu düşüneceğim düğün gününe kadar. Ama birlikte uyumayacağız hatta bana dokunmayacaksın." Başını aşağı yukarı onaylarcasına salladı. Her ne kadar o düğünü istemesem bile olacağını biliyordum bu yüzden o konuda bir şey demedim. Yaptığımız anlaşma sonrası sessiz bir yolculuğun ardından konağa döndük. Arabadan inmeden önce sordum. "Gelecek misin, gidecek misin?“ "Bir kaç işim var. Halledip dönerim, ilaçlarını da gelirken alırım." Başımı aşağı yukarı sallayıp arabadan indim. Ben konağa girene kadar çalışmayan arabaya kaşlarımı çattım, konağın kapısında arkamı dönüp yanımdaki korumalara rağmen Berdan'a çocuk gibi dil çıkarıp hızla içeri girdim ve kapıyı kapattım. Evet kabul ediyorum biraz saçma oldu fakat kendimi tutamadım. Avluda oturan kadınların hepsinin bana baktığını görünce sahte bir utançla başımı eğdim. Yanlarına gidip selam verdim ve sevimsiz saçma sohbetlerine beni tutmalarına izin verip kafamı dağıttım. Konuşma boyunca hiç konuşmadan bir köşede sessizce anlatılanları dinlerken karanlık çökmüştü. Kurulan masanın ardından izin isteyerek yukarı çıktım. Arkamdan gelen ayak sesleri ile duraksadım. Zümrüt hala "Odana çıkmadan bir yanıma uğra güzel kızım," deyince biten merdivenlerin sonunda ona döndüm. "Burada mı konuşacağız odanızda mı konuşacağız?" "Gel odama geçelim,” diyerek elini sırtıma koyup beni yönlendirerek odasının kapısını açtı. Karşılıklı koltuklara oturunca lafı hiç dolandırmadan konuya girdi. "Arin düğün olacak biliyorsun, senden ricam sadece bir gün, bir gün sabret ve o düğünü yüzünün akıyla bitir. Düğün olsun diye Berdan'a söylemediğim şey kalmadı. Sonunda kabul etti çok şükür. Bu düğün sadece senin için Arin kimsenin senin hakkında tek kelime konuşmaması ve herkesin seni el üstünde tutması için. Daha nicesi ama bil ki bu düğün sadece senin iyiliğin için,” dediğine yüzümde tebessümle karşılık verdim. "Anlıyorum Zümrüt hala fakat ben hala yaralıyım daha tam iyileşmedim bile,"diyerek şikayetimi dile getirdim. Elini elimin üstüne koyup sevecen tavrıyla yaklaştı. "Biliyorum canım emin ol seni hiç yormalarına izin vermem. Düğün gününe kadar sadece dinlenirsin. Sen alışverişe de gelmezsin o ara da dinlenirsin bol bol. Hatta Urfa'dan benim çocuklar da erken gelsin. Sana hem destek olup hem de yardımcı olurlar.” Kadının saf kalbi beni ona bağlarken tebessüm ettim. "Çok teşekkür ediyorum Zümrüt hala."Kıs ave öz konuşmanın sonunda bütün yetkileri ona bıraktığımı çabası için de ayrı ayrı teşekkür ettiğimi belirterek odadan çıktım. Karanlık gökyüzünü esir almışken yukarı çıktım. Kapıyı açıp içeri girdiğimde odanın karanlık olmasıyla Berdan'ın hala gelmediğini anlamıştım. Işığı açmadan direkt giyinme odasına girerek oranın ışığını açtığımda Berdan'ı görmemle önleyemediğim bir çığlık peyda oldu dudaklarımdan. Gömleğinin düğmelerini iliklerken elimi kalbime koyup "Neden ışığı açmadın? Ödüm koptu,” dedim hala hızlı hızlı atan kalbime rağmen. "Daha yeni geldim zaten, ışığı da açmaya gerek duymadım. Ne bileyim senin küçük çocuklar gibi bu kadar korkacağını?" Kendime siyah bir elbise seçerek ona döndüm. "Bir daha çocuk olduğumu ima etme." Başımı kaldırıp göz göze gelmemizi sağlayarak çemkirdim. Eğlenir halde alayla "Çocuksun ama hala sen,"deyince tek kaşımı kaldırdım. “Madem çocuğum ne diye evlendim benimle? Aksi halde sübyancı olduğunu düşüneceğim.” Tıpkı onun gibi alayla kurmuştum bu cümleyi. Kaşları sinirin verdiği duyguyla çatılırken cevap vermek yerine pantolonunun düğmesini açınca "Hopp Berdan Ağa madem çocuğum, çocuğun karşısında soyunmaya kalma sakın,” diyerek her seferinde elime verdiği kozu kullanmaya karar verirken ona arkamı döndüm ve aldığım elbise ile giyinme odasından çıkıp banyoya girdim. Hızla işlerimi halledip üstümü değiştirdikten sonra banyodan çıktım. Berdan'ın da giyinmiş olması ile aşağı indik ve masanın kurulması herkesin etrafında oturması üzerine afiyet olsun denerek yemekler yendi. Pek iştahım olmaması yemek yememe engelken dağıtılan çayı hiç hayır demeden güzelce içtim. Aşağı indiğimden beri bana sorulan ufak tefek sorular dışında konuşmadan onları izliyordum. Hic birine haz etmiyordum aksine nefret ediyordum hepsinden sadece Zümrüt hala ve Welat hariç. Zümrüt halaya farklı bir sempatim vardı. Welat'ta abim gibi olmuştu. En ufak bir şey de bile hemen beni savunmaya geçiyordu. İçilen çaylar sonrası herkes odalarına dağıldı. Yavaş uykulu ve sarsak adımlarla merdivenlerden çıkarken ardımda bir ayak sesi işittim. Arkamı dönüp baktığımda Berdan'ın ne ara geldiğinden habersizdim. Hiç konuşmadan odaya girererek yatağa oturdum ve kendimi birden geri atarak ayaklarım yere basar halde yatağa uzandım "Dünya varmış bu günde bitti,"diyerek gözlerimi kapattım. "Daha yolun başındayız karıcığım. İlk günden sıkıldın mı hemen?"Gözlerimi açmadan yerimde rahatsızca kıpırdandım. "Sence de normal değil mi yeryüzüne gelmiş en anlayışsız adam?" Sorumla az önce yürek yediğimi kanıtladım. "Arin senin uykun gelmiş uyu sen yoksa hiç hoş şeyler olmayacak gece gece." Tek gözümü açtım ve başımı onun olduğu yöne çevirdim. Gömleğini çıkarmış kenarı atarak bana döndüğünde kafamı diğer tarafa çevirdim ve yataktan kalkarak giyinme odasına girdim. Uyumak için çıkardığım pijama takımını Berdan'ın yatağa geçtiğinden emin olduğumda hemen üzerime geçirdim. Saçlarımı da örerek bağladıktan sonra giyinme odasından çıktım. Berdan yine üstü çıplak yatakta telefonu ile ilgilenirken Gözlerimi merakla etrafta gezindirirken sordum. "Ben nerede uyuyacağım?" Beni boydan boya süzdükten sonra imalıca konuştu. "Bu nasıl soru Arin? Nerede uyuman gerekiyorsa orada uyuyacaksın." "He yani diyorsun ki misafir odasına git orada uyu,"dedim ciddiyetle. "Arin gece gece beni sınama. Zaten canım sıkkın bir de seninle uğraşmayayım,” deyince omuz silktim. "Banane senin canından kalk git misafir odasında uyu sen, ben yatakta uyuyacağım,"diyerek biraz hayallerimden bahsettim. Bir kaç saniye ciddi miyim diye gözlerime bakınca başımı aşağı yukarı salladım. Bana "Tamam olur ama önce gel şu telefonu şarja tak sonra ben gideyim,” diyerek telefonu uzatınca dudaklarım kıvrıldı. Mümkün müydü ki böyle bir şey? Keyifle yanına yaklaşıp elimi telefona uzattım. Ben yaklaştıkça Berdan telefonu kendine doğru çekince birden elimi uzattım tam telefonu tutacakken benden önce davranarak bileğimi tuttu ve ani bir hareketle kendine çekip yatağa yatırdı. Sinirle gözlerimi kapattım ve bir kaç saniye bekledim sakinleşmek için ardından sinirle gözlerimi açıp öfkeyle tısladım."Yine aynı saçmalığı yapmayacaksın değil mi?” "Saçmalık tam olarak az önce senin söylediklerin oluyor benim karıcığım,"diyerek beni biraz daha kendine çekti. Kendimi olabildiğince geri çekip tenine değmemek için çabaladım. "Tamam bırak beni şu köşede uyurum ben,” dedim ve başımı hafif kaldırarak siyahtan daha siyah olan gözlerine baktım. Başını sağa sola sallayıp "Yatakta uyuyacaksın Arin. Buna da alışacaksın, zorundasın,"deyincegözlerimi devirdim. "Yeter Berdan bırak beni yoksa..."dedim cümlenin devamını getiremedim. Yoksa ne yapabilirim ki? "Yoksa ne?"Sorusuyla göz kırptı. Aklıma bir şey gelmezken öylece bakakaldım gözlerine. Tekrar göz kırptı ve o an aklıma geleni söyledim "Siyahtan da siyah olan gözlerini oyarım,” diyerek saçmaladım. Tam bir şey söyleyecekken çalan telefonla gözünü oraya çevirdi,telefonu eline alırken yerimde kıpırdandım kollarından çıkmak istercesine fakat daha sıkı tuttu. Arayana bakmadan telefonu açıp kulağına koyunca ortamda bir sessizlik oluştu. İşte fırsat bu fırsat beni tutan kolunu ısırdığımda refleksle kolları gevşedi o anda kollarından çıkınca yataktan çıkmamam için bileğimi sıkıca tuttu. Sessizce karşı tarafı dinlerken bana kaşlarını çatarak bakıyordu. Birden bağırıp "Tamam siktirin gidin bu saatte bir daha sakın beni aramayın yoksa sabah kendinize yeni bir iş aramak zorunda kalırsınız,"diyerek telefonu kapattı. Gözüm bileğimi tutan elinde sabitken beni tekrar yanına çekti. "Berdan lütfen bırak beni söz veriyorum sabaha kadar sessizce uyurum yatağın bir köşesinde yeter ki beni sıkma.“ İsyan ettim yorulduğumu belli eden bir sesle. "Hemen uyuyacak mısın?“ "Söz veriyorum hemen uyuyacağım. Yeter ki bana dokunma." Çok şaşıracağım bir şey yaparak başını salladı aşağı yukarı. Tatlı bir tebessümle bileğimi elinden çektim ve yorganın altına girmeden sırtımı ona dönerek gözlerimi kapattım. Bir süre uykuya dalmak için beklediğim anda hiç beklemediğim bir soru yöneltti bana. "Ben sana çok mu zarar veriyorum Arin? Canın çok mu acıyor?" "Sen bana sadece zarar vermiyorsun Berdan, sen beni yaşarken öldürmeye çalışıyorsun. Ve son olarak şunu söyleyeyim canım son bir kaç haftadır o kadar acıdı ki, 21 senedir ufak aşk acısı onun yanında bir hiç oldu." Acı içinde derince yutkundum. Ardından devam ettim "Gecen zehir olsun Berdan."dedim ve gözlerimi sımsıkı kapattım. "Gecen deva olsun Arin." Kısık sesiyle söylediği cümlelere kulağımı kapattım ve kendimi uykunun güzel kollarına bıraktım.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD