Hera öğrendiklerinden sonra derin bir üzüntü içindedir ve arabasını yakıp dışarı çıkar Sandu yanına koruma almadığını öğrenince çok kızsada ona bu ağır yükü verdiği için onu bu gecelik rahat bırakmaya karar verir..
Hera bir mekâna gider bara oturur ve arkası arkasıya içkileri içmeye başlar..Bir sıra yanına biri oturur ve sarkıntılık edeceğini düşünerek sert bir şekilde ona dönüp
HERA: Yaylan bakalım ihtiyar ,der ama karşısında ki kişiyi görünce şoka girer..
Reha karşısındadır ,uçağa binmeden önce merakına yenik düşer ve annesine daha sonra geleceğini söyleyip havaalanından ayrılır..
REHA:İhtiyar mı? Sözleriniz ne kadar'da kaba küçük hanım
HERA:Kusura bakma ,seni yine sapık biri sandım.
Hera önüne asık bir surat atarak döner ve içkisini içmeye devam eder.
REHA:Bu yüz ifaden beni gördüğün için mi yok sa başka bşr şeye mi canın sıkkın?
HERA:Neyse ne, adın ne?
Reha tam adını söyleyecekken alışkanlık olarak her zaman yaptığı gibi başka bir ad söyler .
REHA:Özgür..ya senin?
Hera yeni tanıştığı birine adını söylemeyecek kadar akıllı olduğu için o da başka bir ad söyler..
HERA: Hayat..memnun oldum..
el sıkışırlar ve gece devam eder içip eylendikten sonra ..
REHA : bu halde araba kullanamayız bir taxi çarayım seni evine brakayım..
HERA: Eve gitmek istemiyorum... Biraz yürüyebilir miyiz?
Reha, Hera'nın teklifini sıcak bir gülümsemeyle kabul eder ve birlikte yürümeye başlarlar. Havanın karardığı o anlarda, birden yağmur yağmaya başlar. İkisi de hızla bir otobüs durağına sığınır, ama Hera'nın titrediğini fark eden Reha, ona kendi ceketini verir ve usulca ona sarılır.
REHA: Gel, seni biraz ısıtayım. Üşümene dayanamam, küçük hanım...
Reha'nın kollarında, Hera güvenle dolup taşarken, ikisi de birbirlerine ilk kez bu kadar yakın olduklarını hissederler. Gözleri birbirine kenetlenir, kalpleri sanki aynı ritimde atıyordur. O ana kadar hiç hissetmedikleri bir duygunun içinde kaybolduklarını fark ederler, ama bu duygunun sıcaklığı, onları tedirginlik yerine derin bir çekimle sarmalar.
Reha, bu yoğun duygulara daha fazla direnemez ve Hera'nın dudaklarına hafifçe dokunur. İlk öpücük, kısa ama derin bir dokunuş gibi gelir. Ancak aralarındaki elektrik o kadar güçlüdür ki, ikisi de kendilerini kaybederler. Tutkulu bir şekilde öpüşmeye başlarlar; Reha, Hera'nın belini nazikçe kavrar, onu daha yakınında hisseder. Bu an, aralarındaki aşkın ilk kıvılcımını ateşler, her öpücük, birlikte olma arzusunu daha da güçlendirir.
Reha, Hera'yı dikkatlice bir otele götürür. Onun çekingenliğini hisseder ama aynı zamanda gözlerinde o saf arzuyu da görür. Reha, Hera'yı yavaşça yatağa yatırır, gözlerinde sevgi dolu bir ifade vardır.
REHA: Sana zarar vermem, Hera. Kendini bana bırak, bana güven...
Hera, Reha’nın sesindeki güven ve şefkatle tamamen teslim olur. Ellerini Reha’nın ellerine bırakır, dudakları bir kez daha buluşur ve bedenleri adeta birbirine bağlanır. O gece, birbirlerine tutkuyla sarılır, duygularını özgürce yaşarlar. Her öpücük, her dokunuş, onları birbirine daha da bağlar.
Sabahın ilk ışıkları odayı aydınlattığında, Hera yavaşça gözlerini açar. Reha'nın yanında huzurla uyuduğunu görür. Kalbi hüzünle karışık bir mutlulukla doludur. Sessizce kalkar, kıyafetlerini giyer ve Reha'yı uyandırmamak için bir not bırakır.
NOT: Her şey çok güzeldi. Seni uyandırmaya kıyamadım. Uyandığında lütfen beni ara...
Reha, uykusundan uyandığında yanında bulduğu notu eline alır. Onu aramayı aklından geçirmese de, bu sefer notu özenle cebine koyar. Geceyi düşündükçe, hissettiği şeylerin ne kadar farklı olduğunu fark eder. Telefonuna uzanır, ama o an yatakta bir şey dikkatini çeker. Şok içinde, ellerini başına koyar.
REHA: Tanrım, bu kız bakire miydi? Ne yaptım ben? Sandım ki... Of Tanrım...
Bu düşüncelerin ağırlığı altında bir süre donakalır. Ancak bir süre sonra, şoktan sıyrılır, duş alır ve kıyafetlerini giyer. Otelden çıkarken düşünceler kafasında dolanır durur. Daha önce hiçbir kızla böyle bir bağ hissetmemişti. O kız, Hera, ona dokunan hiç kimse olmamıştı ve şimdi tamamen onun olmuştu. Bu düşünceler onu iyice sarar, Reha’nın duyguları gittikçe yoğunlaşır. Kendini toparlamaya çalışsa da, Hera’nın hayatında çok derin bir iz bıraktığını fark eder. Sonunda dayanamaz ve Hera’ya bir mesaj yazar.
MESAJ: Her an aklımdasın. Seni düşünmeden duramıyorum. Dudaklarının tadı, saçlarının kokusu, teninin sıcaklığı... Beni benden alıyor. Bana ne yapıyorsun? Seni görmek istiyorum, lütfen mesajıma cevap ver... Reha
Hera mesajı okuduğunda, içi heyecanla dolar. Ne yazacağını, nasıl cevap vereceğini bilemez. Duyguları karmakarışıktır, bu yüzden telefonu bırakarak yüzünü yıkamaya gider.