Herkes şok içersinde Heraya baktı kimse bunu beklemiyordu Ares dışında o kendinden ve kızdan çok emindi..
Hera babasına doğru gitti ve ona sarıldı,babası onun kulağına bir şeyler söylemek için eğildi.
ARES:,, Masal dünyası bitti,artık uyanma vakti"
Hera babasının ne demek istediğini anlamakta zorluk çekiyordu ama bir parçasıda onu anlamaya başlamıştı bile ..Sanki bu günün olacağını biliyormuş gibi Masalları aratmayacak şekilde bir çocukluk geçirmişti Hera ama şimdi gerçek dünyaya dönme vakti gelmişti ,gözlerini açıp uyanmalıydı..
ARES: Hazırlıklara başlayın ,kızım artık eğitim için hazır..Yarın sabahtan itibaren eğitimine başlanılacak..
HERA: Sandu amca neler oluyor?
SANDU: Eğitimin başlıyor küçük kuşum ..Bu dövüş,silah kullanma ,özel ajanlık bilgileri,bilgisayar uzmanlığı ve vb..şeyin eğitimini alacaksın demek..
HERA:Ama neden?
SANDU:Zamanı geldiğinde minik ,zamanı geldiğinde..
HERA: Peki bu eğitimler ne kadar zaman sürecek?
SANDU: bir düşünelim bir kaç şeyi zaten artık öğrendin ,hmmm onu şuraya bunu buraya hmmm fşştmmmm tamam yaklaşık 7 yıl kadar..
HERA:Neeee?!?!
Celasun karşıdan gülmeye başladı ve suratı hemen birden düştü çünkü babası ona..
SANDU: Boşuna gülme oğlum ,sen de Hera ile birlikte aynı eğitimden geçeceksin sonuçta onun yakın koruması olacaksın ileride..
Öyle de olmuştu yıllar geçmişti CEYHUN Sandu'nun küçük oğlu,bilgisayar ve hacker uzmanlığında çok yetenekliydi ve bu sayede tüm elektronik işleri o hallediyordu..
CELASUN hackerlik konusunda iyi olsada o daha çok savaşçı ruhunu eğitmişti ve yakın koruma olacağından tüm dövüş sanatı dallarından birer eğitim almıştı.
HERA ahh güzeller güzeli Hera
eğitiminin bitmesine 1 yıl kalmıştı o kadar büyümüş ve tam bir savaş makinesine dönüşmüştü ki ,güzelliğinin karşısında insanlar canlarını kendileri teslim etmeye hazırdı..
Yoğun antremandan sonra Ares kızını görmek için haber gönderdi..
Hera heyecanlıydı babasını aylardır çok az görebilmişti .
HERA:Baba ,seni çok özledim..dedi babasına sarılıp..
ARES:
Kızına sarılıp başından öpünce ,
Otur seninle bir konuyu konuşmam gerek ama ondan önce sana bir görev vereceğim..
Hera duyduklarına inanamadı onca eğitim ve geçen yıldan sonra ilk görevine çıkacaktı ama babasının ona söyleyeceği önemli şey neydi ?
ARES: Yarın sabah eve dönüyoruz , tabi bu görevini nasıl yerine getireceğine bağlı..
Senden istediğim bir toplantıya katılıp masanın liderini infaz etmen ve bunu yaparken ne kimliğin nede saldırı olduğu anlaşılmadan yapman..Kaza süsü olması lazım..
Yanına Celasun ve Ceyhunu alabilirsin ,şimdi git ve kızım olduğunu kanıtla..
Hera hemen masadan kalktı ve odadan çıktı ,bu kadar zorlu bir görev beklemiyordu sabaha kadar bitmiş olması ayrı bir sorundu ,ne hazırlanacak zaman ne plan yapmak için zaman vardı..her şeyin hemen olup bitmesi gerekiyordu..
HERA: Celasun ,Cey Cey hazırlanın çok vaktimiz yok bu gece ilk görevimize çıkacağız..
CEY CEY: Bilgiler geldi ,oturun da anlatayım..
Odaya geçtiler içeride bir sürü son model teknoloji aletleri dev ekranlar ve silahlar vardı..aradığınız her şey bu odanın içindeydi ve adı da ,,Mahsen" di
CEY CEY: Toplantının olacağı yer bir müze salonun altında ,yani müzeye giriş yapıldıktan sonra gizli geçitten geçip toplantı salonuna ulaşıyorsunuz..
geçitten geçilince ışık sensörleri devreye giriyor her köşede bir kamera mevcut ve her 15 saniyede bir diğer yöne için hareket ediyorlar..
korumalar 10 dakikada bir değişim yapıyor ve bu sırada 2 dakikalık bir molaya duruyorlar sonra yeniden yerlerine geçiyorlar..
Salonun kapısı 10 santim kalınlığında çelik paslanmaz titanyumdan yapılmış yani içerden ses gelmiyor ,dışarıdan ses içeri gitmiyor ,..odanın her bir yerinde sinyal önleyici cihazlardan var yani yerini bulmak için her türlü alete karşı sinyal vererek engel oluyorlar bu sayede kimse ses kaydı veya görüntü alamıyor..
evett benim anlatacaklarım bu kadar ,şimdi ne yapıyoruz?
CELASUN:İşimiz zor olacak gibi ,baksana kapısı bile 10 santim kalınlığında titanyum..
Bunlar içeride kadın mı sikiyor, bebek mi kesiyor bu ne güvenlik amına koyim.
HERA: Ne olursa olsun hedef belli infaz emri kesin..İlk işimiz çocuklar başaramazsak olacakları siz düşünün..
CEY CEY: Eğitimin bitmesine 1 yıl kalmışken olacak iş mi şimdi..
HERA:Ben diğer hazırlıklak için çıkıyorum 1 saat sonra gelicem ,planlarınız hazır olsun ,bir aksilik istemiyorum eyer olursa ,bir parmağınıza veda edin beyler..
Hera araba yer ve silahları hazırlamıştı ,çocuklarda diğer işleri halletti..
CELASUN:Sanırım her şey hazır bir sıkıntı görünmüyor..
HERA: Başlayalım !!
Çok geçmeden gece olmuştu müzeye siviller gelmeye başlamıştı açılış büyüktü kimse ne olduğundan habersiz tablolara bakıyordu..
Yer altı dünyasının iş adamları birer birer gelmeye başlamıştı Hera ve grubu yerlerini almıştı hedef Murtaza Demiroğlu'ydu evet ailesini katleden Hekta'nın amcası ..ama Hera bunu henüz bilmiyordu yakında öğrenecekti..
HERA:Hedef görüldü ,hazırlanın..
CEY CEY çatıda yerini almıştı güvenlik sistemine girmeye çalışıyordu CELASUN nışancılık rolündeydi ve işler ters gitmesi sonucunda devreye girecekti.
,,Hazırız Hera , 3..2..1.. Başla..
CEY CEY: Tam 2 dakikan var , olayı fark etmeleri ve virüsü silmeleri için ..
Sonrasında kameralar ve güvenlik yeniden çalışacak ..
CELASUN: Halâ oraya girmen konusunda pek emin değilim..
HERA: Oraya gireceğimi kim söyledi?
CEY CEY: Nasıl yani? Odaya girmeyecek mi sin?
CELASUN: Sakın bana ,yem oyununu oynayacağını söyleme ,bunu daha hiç denemedik işe yarayacağından nasıl bu kadar eminsin hayatını tehlikeye atıyorsun Hera ,oraya geliyorum..
HERA: Hayır.!
Yerlerinizde kalın ,bu bir emirdir..
Hera güvenliği aşıp korumaları etkisiz hale getirdi ,havalandırma borusunda zehirli gas şişelerini saldı ve zırhlı toplantı odasından birer birer farelerin çıkmasını bekledi..
Plan aslında tam tersiydi ,korumalar aşılınca kapıyı patlatım içeri girip hedefi yok etmekti ama Hera kalbinin sesini dinledi ve doğaçlama ile karışık bir plan yaptı..
Her kes odadan çıkmaya başladı ortalık duman olmuştu ve Hera patlayıcıları koridorlara yerleştirmişti birer birer patlayan küçük bombalar insanları daha çok paniğe soktu..
Mafia üyeleri arabalarına doğru giderken , kalabalıkta sivillerle çarpışıyordu ve o sivillerden biri de Hera'idi..
Hera kendini Murtaza'nın istüne vurdu yüzü saklıydı sadece gözleri gözüküyordu ama bir saniyeliğine de olsa Murtazanın yanında duran Reha Demiroğlunu'nun dikkatini çekmişti bu güzellik karşısında kim durabilirdi..Hera Murtaza'nın yakasına bir küçük patlayıcı yerleştirdi ve çıkışa yerleştirdiği bomba ile ikisi balantılıydı..Murtaza kapıya yaklaştığında bombalar sinyal aldı ve ilk önce göğüsünde sonra da etrafında patladılar ,Murtaza'nın bedeni parçalara ayrıldı kimse ne olduğunu anlayamıyordu..
Hera adamlarının yanına gitti ve beklemeye başladı..
Çok geçmeden kaos durdurulmaya başladı ve eski bir üyenin anlaşmazlık yüzğnden müzeyi kundaklamaya kaltığı kanatına varılınca hiç kimse bu olayın infaz olduğunu anlayamadı..
Hera ve adamları başarmıştı
hedef infaz edildi ve kaza süsü verildi..
Eve mutlu bir şekilde dönerken Hera'nın aklı o karşılaştığı çocukta kalmıştı 1 saniyelik göz göze gelmelerine rağmen Hera sanki kalbinde deyişik bir şeyler hissetmişti..
Eve döndüklerinde Ares ve Sandu onları kapıda karşıladı haberleri almışlardı ve çok mutluydular ..
ARES: Tebrikler çocuklar ,kızım seninle gurur duyuyorum ..işte şimdi herçekten benim kızım olduğunu kanıtladın ,şimdi gidin ve kutlayın bu gece kadehler sizin başarınız için kalksın..
Hera ve çocuklar dışarı çıktılar bar da takılıp bayılana kadar içki içtiler..
Cey Cey ve Celasun kendilerine eylenecek kız bulunca onlarla ilişkiye girmek için hotele gittiler Hera yalnız kalmıştı ve bu durum ona pek te önemli gelmedi çünkü halâ o anı düşünüyordu o çocuk acaba kimdi ?
Çok geçmeden iki adam Heraya sarkıntılık etmeye başladılar ama Celasun olması gerektiği gibi Hera'nın yanında yoktu ve Hera tek başına halletmesi gerekiyordu..
HERA:Hmmm ,birde onca yıl çalış dur e hani koruma ,her şeyi tek başıma mı yapmam lazım her zaman..?!!
Hera adamları pataklarken Celasun ve Ceycey başka işlerle meşkuldü
,,Yardımcı olabilirmiyim?"
Hera arkasını döndüğünde şok geçirmişti ama hemen kendini toparladı ve asaletinden ödün vermeden,.
HERA:Gerek yok sanki
REHA:Bana var gibi geldi sanki
Hera adamları iki saniyede yere serip bayıltınca sert bir bakış yapıp çıkış kapısına doğru yürümeye başladı.
Reha arkasından koşar adım yetişerek elininle Hera'nın omzunu dürttü..
REHA:Nereye böyle?
HERA:Senden uzak her yere.
REHA: Sebep? Sizi rahatsız mı ediyorum küçük hanım?
HERA : Hayır ,ben rahatsız olmam,ama işlerim var gitmem gerek..
REHA: Peki,o zaman sizi ne zaman tekrar görebilirim..
HERA:Bilmem , orasını bırakalım da kader belirlesin..
REHA: Bu arada gözleriniz bana hiç te yabancı gelmedi ,daha önce karşılaştık mı acaba?
HERA:Sanmam , dedi tedirgin bir şekilde çünkü yalan söylemek adeti değildi alışmamış bir şeydi..Genelde hep doğruları konuşmaya alışkındı Hera..
Bardan çıktı ve arkasına bile bakmadan oradan uzaklaştı ,telefonunu çıkarıp Celasunu'u aradı ama cevap yoktu ..
HERA: Hata üstüne hata, eğitim bittiğinde de böyle cevapsız brakacakmısın acaba aramaları mı?
Hera öfkeliydi Celasun ve Ceyhun'la bütün yılları geçmişti kardeş gibi büyümüştüler ama her zaman Celasun'la daha bir yakınlığı vardı kardeşlikten öte,ya da o korkunç gece yaşananlardan sonra ona başka bir travma hatırlatıyordu bu yüzden duygularını anlamakta kafası karışıktı..Daha önce tatmadığı bir duyguyu nasıl çözebilirdi ki ..
Bir saat sonra eve gelmişti Hera babası ve Sangu amcası ortalarda yoktu saat geçti uyuyordular belkide,odasına geçti yatağına uzandı uyumaya çalıştı ama nafile uyuyamadı bir türlü..Aklında halâ o çocuk ,kimdi o ?
REHA
Arabada eve giderken camdan dışarıyı seyrediyordu Reha ,,Allah'ım bu nasıl bir güzellik"..aklından çıkaramadı gördüğü kızı.
Nereden çıktı bu kız?
Öyle düşünürken eve varmıştı artık ,kapılar açıldı arabadan indi ve odasına doğru giderken annesi oturma salonunda onu bekliyordu ..
MELİS:Oğlum,neden geciktin?
REHA:İşlerim vardı ,anne .Sen neden yatmadın?
MELİS:Uyku tutmadı oğlum.Seni bekledim.
REHA:Anne yine aynı konularsa ,beni boşuna germe zaten yorucu bir gündü..hem zaten yarın amcamın cenazesi kılınacak dinlenmem lazım..
MELİS: Oğlum, ne zaman duracaksın ,babanla amcanın yolundan gitmeni istemiyorum ,bak amcana ne oldu,baban üzüntü ve öfkesinden başını içkiden kaldırmıyor saatlerdir..
Sende mi onlar gibi olmak istiyorsun, her gün acaba bu gün kötü haber alacakmıyım diye düşünmekten deliriyorum..
Reha tam annesine cevap verecekken Zoya geldi yanlarına ..
ZOYA: Abi ,hoş geldin .Açmısın bir şeyler hazırlamamı ister misin?
REHA:Hayır ,gerek yok sen odana git Zoya,yarın görüşürüz kardeşim..
ZOYA:İyi geceler abi,iyi geceler Melis anne..
MELİS:İyi geceler ,kızım..
REHA: iyi geceler anne.
Reha odasına geçti yatağına uzandı ama o'da uyuyamadı aklında sadece o kızı düşünüyordu acaba yeniden karşılaşırlar mı?
Sabah oldu cenaze töreni için her kes aşada Reha'yı bekliyordu .
HEKTA:Hazırsan oğlum hadi gidelim..
REHA:Hazırım baba..
MELİS:Oğlum ,cenazeden sonra bir yere kaybolma ,misafirler uğurlandıktan sonra eşyaları hazırlayıp yola çıkıcaz ,evimize dönme zamanı geldi ..
REHA:Tamam ,anne.
üzgün bir şekilde cevap verdi Reha ,hem amcasını kaybetme üzüntüsü hemde bir daha o kızı göremeyecek olma düşüncesi onu daha da çok üzüyordu..
Cenaze defnedildi ,misafirler uğurlandı ..Reha eşyalarını hazırladı şöföre verdi ,arabaya bindi ve 3 araba yola koyuldular ..Havaalanı yolunda belki karşısına çıkar umuduyla hep etrafına bakındı Reha ama malesef o kız ortalarda yoktu..Adını bile bilmiyordu ,acaba bir daha ne zaman onu görecekti .?!
CELASUN
:Allah kahretsin ,telefonum sönmüş..eyvahh kim bilir kaç kez aradılar beni..
Hemen kalktı yanında ki kıza bir kaç dolar braktı ve giyinip yan odaya gitti ..
kapıya tıklattı .
CELASUN:Kalk lan amına kodumunun pezevenki ,uyuya kalmışız telefonda şarj da bitmiş Hera kudurmuştur öfkesinden..CEY CEY KALK !!
Ceycey kapıyı açtı uykulu bir şekilde ,olayı hemen fark etti ve giysilerini giyinip hemen hotelden ayrıldılar ..
eve geldiklerinde kimse yoktu ,bir yere gittiklerini sandılar ama aslında her kez bahçede kahve içiyordu yokluklarının farkında bile değildiler..
HERA:Demek uyandınız,bu ne uyku kardeşlerim ,görende kış uykusuna yattığınızı sanacak..
CELASUN: Şeyy ,içkiyi..
SANDU:Hera ayı gibi uyuduğunuzu söylemese ,odanıza gelip uyandıracaktım ama brak uyusunlar çok yoruldular deyince tamam dedim..
Celasun ve Ceycey gözlerini Hera'ya doğru çevirdiler ,teşekkür eder gibi başlarını salladılar ve odalarına geri gittiler..
Bir süre sonra duş alıp üzerlerini deniştirdikten sonra Hera'nın yanına gittiler..
CELASUN:Çok mu kızgınsın ?
CEYCEY :Bir daha olmayacak,ablacım,lütfen beni affet..
HERA:Affettim canım ,hadi sen git birşeyler atıştır..
CELASUN:Peki beni affettin mi?
HERA: Hayır!
Cey Cey küçük bağzı şeyleri anlamaya bilir ama senle aramızda 1 ay var ve 19 yaşındayız o yaşta bir kızı barda sırf biraz meme görmek için tek başına brakman ve güya beni korumak için eğitim alman sadece sinirimi bozdu..
Bir tehlikede olsam ,seni arayıp acaba şuan müsaitsen beni kurtarır mısın dememi mi bekleyeceksin?
CELASUN:Özür dilerim,bir daha olmayacak..
HERA:Umarım..
CELASUN:Bir sorun oldu mu akşam?
HERA:Hayır,içkimi içip eve döndüm..
Neyse baba'm bizi bekliyor söyleyecekleri varmış ,fazla bekletmeyelim..
ARES:Gelin çocuklar.
Hazırlıklarınızı yapın 2 saat sonra Türkiyeye dönüyoruz,artık işlerimizi orada devam edeceğiz..
HERA:Bu süper bir haber ,evimi çok özledim..
SANDU:Sen gelmiyorsun Hera ,sen ve ben burada kalacağız ..
HERA:Ne kadar bir süre ?
SANDU:Kardeşlerin eğitimlerini Türkiyede devam edecekler ,sen de benimle burada devam edeceksin..
HERA: Ne kadar?
ARES: 1 yıl.
Hera gözleri dolu bir şekilde babasına baktı ama hiç bir şey demedi hemen odasına çıktı..çocuklar üzgün bir şekilde babalarına baktılar ve eşyalarını toplamaya gittiler..
Ares kızının odasına gitti..
ARES:Üzgün olduğunu biliyorum ama böyle olması gerekli kızım.
HERA:Neden baba?
ARES : Asıl eğitimin şimdi başlıyor ve sana anlatmam gereken şeyleri Sandu yarın sabah sana açıklayacak..
Her şeyi güzel anlayabilmen ve duygularını kontrol edebilmen için burada Sandu'ile olman gerek..
HERA:Tamam ,baba..
ARES:Seni seviyorum kızım ve her zaman seni saf ve temiz bir sevgi ile seveceğim,ne olur beni her şey için affet..
HERA:Bende seni seviyorum baba..
Ares odadan çıktı ama Hera neler olduğunu anlamıyordu,neden babası böyle konuşuyordu ondan sakladıkları şey neydi..
Yolcular uğurlandı ve Hera odasına uyumaya gitti çok yorgun ve üzgündü bu yüzden yarın sabaha kadar odasında kalmayı istiyordu..Sandu kararına saygı gösterdi ve ona izin verdi..
Sabah olunca kahvaltıdan sonra Sandu Hera'yı babasının çalışma odasına çağırdı..
Taro Kartaloğlu ,Zeyna Kurtoğlu ikiside birbirlerine delicesine aşık olmuştu Taro'nun babası Ahmet Kartaloğlu yer altı mafia babalarının lideri ve Mehmet Kurtoğlu yer altı mafiasının dış ticaret lideri..
Her şeye rağmen Taro ve Zeyna kaçıp evlendiler , 2 yıl gizlilikten sonra ortaya çıktılar ve ailelerine bir mesaj gönderip ikiz kız bebeklerini müjdelediler ama Hekta Demiroğlu ,Zeyna Kurtoğluna platonik aşıktı ve kaçtıkları günden o yana intikam alma zamanını beklemiş ve mesajı ilk o eline alınca , Zeyna ve Taro'nun evine tüm aile üyeleri de içerideyken saldırı yaptı ve her kesi infaz ettirdi ardından da yalıyı ateşe verdirdi..O gece oradan iki kişi sağ çıkabildi bir hizmetçi ve kucağında Taro ve Zeyna'nın ikiz bebeklerinden biri..
Kadın elinde bir notla ALFRED ailesinin evine geldi ve bebeği emanet etti,ardından öldürüldü çünkü küçük bir bilgi yanlış ellerde çok büyük maraz doğurabilir..
Ares Alfred bebeği sahiplendi ve ona soy adını ve gelecekteki veliaht tahtını sundu..
O bebek SEN'SİN Hera..
Rahmetli annen seni Ares'e emanet etti ve Ares ailenin intikamını almadı çünkü bir gün bu seçimi senin yapman için beklemek istedi..Şimdi söyle bana kızım, ailenin intikamını almak istiyor musun?
Hera'nın doğduğu geceyi anlatırken sesinde derin bir keder vardı Sandu'nun.
SANDU: "Kadın elinde bir notla kapımıza dayandığında, çaresizliğin nasıl bir şey olduğunu ikinci kez o zaman hissettim. Notta, 'Onu büyüt ve onu koru, çünkü bu dünyanın ona neler yapacağını kimse bilemez.' yazıyordu. Kadın, Taro ve Zeyna'nın kızı olduğunu söylediği o küçücük bebeği kucağımıza bırakıp, gözlerimin içine baktı. 'Diğer kızın akıbetini bilemiyorum,' dedi ve oracıkta ruhunu teslim etti. Hera, o bebek sendin."
Hera bu gerçeği duyduğunda kanı donmuştu. Kalbi göğsünde sıkışırken, bu korkunç hikâyenin merkezinde olduğuna inanamıyordu. Gözleri dolmuştu ama ağlayamıyordu. Sandu devam etti:
SANDU: "O geceyi takip eden yıllar boyunca seni en iyi şekilde yetiştirmek için uğraştık. Ares, senin baban değil ama seni her şeyden çok sevdi. Seni kendi kızı gibi yetiştirdi, seni korudu ve sakladı. Bunu yaparken kendi ailesini ve tüm suç örgütünü arkasına alarak bu büyük yalanı yaşattı. Ama artık büyüdün ve gerçeklerle yüzleşmek zorundasın. Hekta Demiroğlu, seni bulmaya çok yaklaştı. Senin eğitimin, bir intikam savaşının fitilini ateşlemek için yapıldı."
Hera, Sandu'nun söylediklerini sindirmeye çalışıyordu ama bu kadar yoğun bilgiyi aynı anda kavramak kolay değildi.
HERA: "Peki... ya diğer kız? İkizim ne oldu?"
Sandu’nun yüzü bir an için gölgeye büründü, gözleri sertleşti.
SANDU: "O geceyi sadece bir hizmetçi ve bir bebek sağ kurtuldu, Hera. İkizin hakkında bildiğimiz tek şey, Hekta'nın intikam ateşinde yanıp yok olduğudur. Ama... eğer o hayatta kaldıysa, tıpkı senin gibi büyüdü, güçlendi ve belki de bir gün o da gerçeği öğrenecek."
Hera’nın gözlerinde beliren öfke, bir kasırganın öncesindeki sessizliği hatırlatıyordu. Kendini yıllardır beklediği bu an için hazırlamıştı ama bu kadar ağır bir yükü kaldırmaya hazır mıydı?
HERA: "Hekta... o canavarı öldüreceğim. Bunun için ne gerekiyorsa yapacağım. İntikam alacağım. Beni bu gerçeklerin üzerine uyandırdınız. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak."
Sandu, Hera’nın gözlerinde kararlılığı gördü ve onun üstüne titreyen bir babanın endişesiyle kızın omzuna elini koydu.
SANDU: "Evet, bu bir savaş, Hera. Ama bu savaşı akılla kazanacaksın, öfkeyle değil. Seni bir ölüm makinesine dönüştürdük ama şimdi zamanı geldiğinde, bir lider olarak nasıl hareket edeceğini de öğrenmen gerek. Önümüzdeki bir yıl boyunca seninle burada kalacağız. Eğitimini tamamlayacaksın ve o zaman, sadece intikam değil, gerçek bir lider olarak savaşa hazır olacaksın."
Hera, Sandu’nun söylediklerini anladı. Kalbinin derinliklerinde bir acı vardı, ama aynı zamanda bir görev bilinci de doğmuştu. Ares’in ona her zaman söylediği gibi: "Masal dünyası bitti, gerçek dünyaya hoş geldin." Artık, bu dünyayı kontrol altına almanın vakti gelmişti. Hera, gözlerini kapattı, derin bir nefes aldı ve ardından kararlı bir şekilde Sandu’ya baktı.
HERA: "Beni daha fazla eğit. Tüm detayları öğrenmek, tüm planları yapmak istiyorum. Ama bir şey kesin... Hekta’nın sonunu ben getireceğim."
Sandu, Hera’nın bu kararlılığını gördüğünde, onun bir kez daha doğru kişi olduğunu anladı. Eğitimi zordu, ama Hera’nın içinde büyüyen intikam ateşi, onu her geçen gün daha güçlü kılıyordu. İntikam zamanı yaklaşıyordu ve bu savaş, yeraltı dünyasında yankı uyandıracak, tarihin seyrini değiştirecekti.
Eğitimlerinin son yılına girdiklerinde, Hera ve Sandu, her şeyi titizlikle planladı. Hekta Demiroğlu’nu sadece yok etmeyecek, onun adını tarihten sileceklerdi. Ve Hera, bu mücadelenin sonunda kim olduğunu, nereden geldiğini, ve kaderini tam anlamıyla kavrayacaktı.
Zaman, akıl, güç ve intikam... Hepsi bir araya gelecekti. Ve sonunda, dünya yeni bir liderin doğuşuna tanıklık edecekti.