bc

İkinci Perde

book_age18+
53
FOLLOW
1K
READ
BE
drama
campus
secrets
like
intro-logo
Blurb

Hayatın hep iki seçenekten ibaret olduğunu düşünürüz, seçtiğimiz her yolda diğer tarafta kalan yolu kaçırdığımızı biliriz. Vermemiz gereken önemli kararlarda hep diğer seçeneği seçseydik hayatımızın nasıl ilerlemiş olacağını düşünürüz. Masal geçirdiği trafik kazasından sonra gözlerini hayatının başka bir boyutunda açar. Bu hayatına her şey istediği gibidir ta ki başına gelen kazadan sonra en başa dönene kadar.

Bir rüya ne kadar gerçek olabilir?

chap-preview
Free preview
1
Hayat sürprizlerle doludur. İnişlerle çıkışlarla, iyi anılarla, kötü anılarla. Bazen çok dolu bazen çok boş. Bazen ölümden bazen doğumdan ibaret. Hayat herkes için bir şeylerden ibaret. Kendi hayatım için tek kelime kullanma hakkım olsaydı bu belirsizlik olurdu. Koca bir belirsizlik, başı sonu olmayan bir hikaye. Bu hikaye benim hayatım. "Masal geç kalıyoruz!" "Geç kalacağımız için beni bırakıp gitme kararı alırsanız hiç alınmam." banyo halısının üzerinde otururken son kez şansımı denemek istemiştim. "Bekliyoruz Masal hazırsan çık artık banyodan ve gidelim." Savaşı kazanamadığımı anladığımda oturduğum yerden kalktım. Son çırpınışlarım da bir işe yaramamıştı. "Çıkıyorum hemen çok az bir işim kaldı." Üstümü düzelttikten sonra banyonun kapısını açarak dışarı çıktım. Kapıdan adımımı atmamla Ecrin'in gelerek kıyafetimin ucundan çekiştirmesi aynı anda olmuştu. "Masal abla sence ne olacak?" Ecrin'i kucağıma alırken sorusuna nasıl bir cevap vermem gerektiğini bilmiyordum. "Bunu gittiğimizde öğrenebiliriz şu an bir şey diyemem ablacım." "Hazırsanız çıkalım." Son olarak beklenen iki kişide hazırlanmıştı: Amcam ve ben. "Sizi bekliyoruz zaten biz hazırız Fatih." "Pekala hadi bakalım çıkalım." Ben Masal Özkan yirmi iki yaşında hayatını devam ettirmeye çalışan bir sürü kişiden sadece birisiyim. Daha doğrusu hayatının düzene gireceği bir süreçten geçerse gerçekleşek gibi vaad edilen kişilerden birisiyim. Liseye giderken yorulmaya başladığım zamanlar annemin beni kollarının arasına alarak üniversiteyi kazandığımda rahatlayacağıma dair kurduğu cümlelerin hepsini olmasa da bir kısmını hatırlıyordum. Gün sayarak dayanmaya çalıştığım bir anda destek bulduğum iki kişiyi kaybetmiştim: annemi ve babamı. Tek çocuktum ve annemin sürekli bir çocuk daha istemesi benim ikisini birden kaybetmeme sebep olmuştu. Tüp bebek tedavisi görmeye gittikleri sırada geçirdikleri trafik kazasında kaybetmiştim ikisini de. Bu defa karşıma geçen büyükler okuluma devam edip sosyalleşmeye başladığımda hayatımın düzene gireceğini söylemişlerdi. Bu sözlerin birer yalandan ibaret olduğunu ve hayatımın hiçbir zaman düzene girmeyeceğini biliyor olsam da inanmak istemiştim. Amcam vasim olduktan sonra onlarla birlikte yaşamaya başlamıştım tam olarak eski rahatlığım olmasa da bir şekilde bu düzene ayak uydurmaya çalışıyordum. Yengemle sorunlar yaşayacağıma dair içimde bir sürü düşünce olmasına rağmen olaylar düşündüğüm gibi olmamıştı. Üniversiteyi kazanırsam rahatlayacağıma dair o kadar konuşulmuştu ki ailemin yasını tutmaya bile zamanım olmadan derslerime daha sıkı sarılmak zorunda kalmıştım. Sonuç ne oldu derseniz vaad edilen şeyler yalandan ibaretti. Tıp Fakültesi üçüncü sınıf öğrencisi olarak stresten dökülen saçlarıma bir çözüm bulmaya çalışıyordum. Şimdilerde ise bana vaad edilen şey okulu bitirip mesleğimin başına geçince rahatlayacağım yönündeydi. Her yaşında yeni şeyler öğrenen Masal zor olsa da anı yaşamayı öğrenmişti. Yirmi iki yaşındaki kendime bunu öğretmem zaman almıştı aslında bunu sevdiğim insanları toprağa verdiğim an fark etmiştim ama o zamanlar yaşayan küçük Masal anı yaşayabilecek kadar bir özgürlüğe sahip değildi. Üniversiteyi kazanıp başka şehirde her şeye sıfırdan başlayan Masal sonunda anı yaşama fırsatını kazanmıştı. O an ne isterse yapabiliyordu. Hayatımı az da olsa düzene sokarak amcamın yanından ayrıldığımda eskisinden biraz daha iyiydim kimseye yük olmuyor kendi başıma devam ediyordum. Tatillerde yanlarında olsam da çoğu zaman okuldaydım. Ve bugün yanlarına gelmeyi tercih ettiğim en kötü gündü. Altı yaşındaki küçük kuzenim Ecrin'e eşlik edecek kardeş geliyordu ve yengemin yeni yeni ortaya çıkan geleneklere ayak uydurma isteğinden dolayı cinsiyet partisi yapmaya karar vermişlerdi. Amcam da yapılacak olan etkinlikten hemen sonra tatile gitme fikrini ortaya atmıştı. Okulum ara tatilde olduğu için bu olacaklardan habersiz bir şekilde dört gün önce yanlarına gelmiştim. Amacım üç hafta sakin bir şekilde yanlarında kalıp sonra okuluma dönmek olsa da bunu başaramamış cinsiyet partisi ve bir aile tatilinin içine düşmüştüm. Partiden sonra beni eve bırakıp ailecek baş başa vakit geçirmeleri gerektiği konusunda çokça dil dökmüş olmam onları pek etkilememiş amcamın benimde onların ailesinden biri olduğuma dair yaptığı uzun konuşma sonucunda beyaz bayrak çekmiş ve kabullenmiştim. Yengem ve Ecrin'in uyumlu bir şekilde giyindikleri mavi pembe renklerinin bir arada bulunduğu prenses kıyafetleri karşısında kusmadan günü bitirmeyi umuyordum. Arabaya valizleri yerleştirdikten sonra hepimiz yerimize oturmuştuk. Cinsiyet partisi düzenlemesi tamamen yengemin kardeşine aitti her şeyi kendi ayarlamış yengeme de yeri ve saati gönderip gelmesini söylemişti. Yola çıktığımızda tek isteğim saçma parti organizasyonun bir an önce bitip tatil için yola çıkmamızdı. *** "Kurtulamadın anlaşılan." "Buket yarama tuz basarak gelme yalvarıyorum." "Özür dilerim." "Bunu derken bile gülüyorsun, intikamını alırım ben bunun haberin olsun." derken dediklerimde kesinlikle ciddiydim o da bir gün hiç olmak istemediği bir ortamda olurdu ve bende bana yapılanın aynısını yapardım. "Tamam susuyorum. Cinsiyeti ne onu öğrenebildin mi bari?" "Her yerin mavi olması erkek olduğunu gösteriyordur sanırım." Telefonumun arka kamerasından etrafı gösterirken onun da benim çektiğim acıyı çekmesini umuyordum. Buket en yakın arkadaşımdı. Üniversiteyi benim için daha dayanılabilir hale getiriyordu. "Bende erkek olduğunu düşünüyorum sanırım bu konuda hemfikiriz." "Senin nasıl gidiyor tatil?" "Aile evinde hayata tutunmaya çalışıyorum, inanır mısın okulu özledim." "Okula gidince başlarsın yine evi özledim, yemekleri özledim demeye." "Yani insanız neye uzak kalırsak onu özleriz bu konuyu bu şekilde düşünelim." "Pekala Buket Hanım." "Neyse senin sohbetine doyum olmaz ama beni içeriden çağırıyorlar akşama gelecek misafirlerimiz varmış evin biricik kızı olarak iş yapmam gerek. Parti eziyetinden kurtulduktan sonra tatilde iyi eğlenceler, tadını çıkar." "Kolay gelsin görüşürüz sonra. Seni seviyorum." Görüntülü konuşmamız sona erdiğinde etraftaki kalabalığı inceleme işime kaldığım yerden devam etmeye başladım. Geleli iki saat olmuştu ve benim geldiğimizden beri tek sevindiğim kısmı yapılan yemeklerin çok güzel olmasıydı. Bardağa dolu tarafından bakmaya çalışıyordum. Etrafta koşuşturan çocukları gördükçe evlilik fikrine bakışım daha da netleşmişti: evlenmeyecektim. Amcam yanıma gelip boş sandalyeye oturduğunda çocukları inceleme işime ara verdim. "Masal Hanım sıkılmış gibi gözüküyor." "Yani sıkılmak demeyelim de ilgisini çeken bir şey olmadığı için köşeden insanları izlemeyi tercih ediyor diyelim." "Biraz daha izlemen gerekecek o zaman. Ama bu süre çok değil yarım saate kadar çıkarız malum daha yola gideceğiz." "Yarın sabah yola çıkmak daha iyi olmaz mı?" Saat üçte gelmiştik ve buradan çıkmamız altıyı bulacaktı, hava daha aydınlıktı ama gideceğimiz yol beş saat sürecekti "Yorulduğum yerde sen geçersin koltuğa." dediğinde ciddi olup olmadığından emin değildim. "Şehir içinde dediğini yapabilirim ama şehirler arası konusunda pek emin değilim." Ehliyeti alalı üç yıl olmuştu ama sadece tatillerde eve döndüğümde araba kullanıyordum. Bu durumu göz önüne aldığımızda uzun yolda araba kullanmam konusunda kendime pek güvenmiyordum. "Yavaş yavaş başlarsın." "Babamın eksikliğini hissettirmediğin için teşekkür ederim." dediğimde amcam cevap vermek yerine bana sarıldığında bir an içinde olsa doğru yerde olduğumu hissettim. Hayatımda çoğu zaman olduğum yerin olmam gereken yer olmadığına dair düşüncelere kapılırdım, kendimle çok çeliştiğim olurdu ama şu an kesinlikle olmam gereken yerde olduğumu düşünüyordum. Bir şeyleri başarmış Masal yolunu yavaş yavaş bulmaya başlamıştı. Yıllar önceki Masal'ın şu anki halinden mutlu olup gurur duyacağından çok emindim. "Pekala Masal Hanım ben ufaktan gidip yengeni artık gitmemiz gerektiğine ikna edeyim de misafirleri göndermeye başlasınlar." Amcam yanımdan kalkıp gittiğinde insanları inceleme işime tekrar döndüm. Biraz daha dayanmam gerekiyordu kısa bir süre sonra bulunduğum bu ortamdan çıkacaktım. En azından öyle umuyordum. *** "Her şeyi aldık değil mi?" Yengem aynı soruyu bıkmadan tekrar tekrar sorduğunda amcam sakin bir şekilde sorusuna cevap veriyordu. Çoğu zaman amcamın bu sabrına hayran kalıyordum. "Hayatım daha doğumuna üç ay olmasına rağmen hazırladığın doğum çantasını bile aldık o yüzden lütfen biner misin arabaya yola çıkmamız lazım." Yengem "Sana güveniyorum." dedikten sonra geçen on beş dakikanın ardından arabaya binmişti. "Hanımlar emniyet kemerlerinizi takınız. Yolculuğumuz beş saat sürecektir ama bu süre elimizde olmayan bazı nedenlerden dolayı uzayabilir. Varış yerimiz İzmir, kalacağımız süre ise bir hafta. Dilerim bu yolculuğun ve tatilin tadını güzel bir şekilde çıkartırsınız." Amcam her yolculuğa çıktığımızda yaptığı bilgilendirme konuşmasını yaptığında yola çıkmak için tam anlamıyla hazırdık. Ecrin'in emniyet kemerini vurduktan sonra kulaklığımı takarak kendi dünyama giriş yaptığımda yolculuk için hazırdım. Bu hazırlığım kısa sürmüştü telefonumun bozuk bataryası iyi geçmesini umduğum yolculuğuma kocaman bir engel olarak karşıma çıkmıştı. Müziği kapatıp, kulaklığımı da çıkarttıktan sonra telefonumu koltuğun öndeki bölmesine bıraktım. Etrafı seyredip, yengemin seçtiği müzikleri dinlemek zorundaydım. Belki bir süre sonra uyumayı başarabilirdim ve yolculuk hızlı geçerdi. Yanımda oturan Ecrin şimdiden uyumuştu. Uyumayı umarak verdiğim çaba da sonuçsuz kalınca etrafı izlemeye karar verdim. Hava kararmıştı ve arabanın etrafından geçen tırlar benim korkmama sebep oluyordu gece yolculuklarından oldum olası korkuyordum. Kaza riskinin en yüksek olduğu zaman dilimiydi. Kötü bir olayı andığınızda onun başınıza gelme olasılığı yüksektir ve bende farkında olmadan tam olarak bunu yapmıştım. Hızlı bir şekilde tırların yanından geçtiğimiz sırada karşımızdan gelen araba düşüncelerimin gerçekleşme hızını gösteriyordu. Panikle amcama seslendiğimde o da karşımızdan gelen araçtan korunmak amacıyla direksiyonu sağa doğru kırmıştı. Ecrin'e zarar gelmemesi adına üstüne kapandığımda çoğu şey için geç kalmıştım. Araba takla atmaya başladığında bedenime saplanan cam kırıklarının acısını hissediyordum. Uzun bir sürenin ardından araba durduğunda gözlerimi açmaya çalıştım arabanın içinde kocaman bir sessizlik vardı. Amcamın fısıldama sesini duyduğumda ne kadar rahatlasam da ben sesimi çıkartamıyordum. Uzun süre verdiğim çabalarımın sonucunu alamadığımda gücüm kalmamıştı. Bedenime saplanan bir parçanın acısını hissediyordum bu acının yanında cam kırıklarının battığı yerler hissizleşmişti. Sanırım belirsizlikle dolu hayatımın sonu bu şekildeydi. Son kez konuşmayı denedim. "Amca." Söylediğim son kelimem bu olmuştu. Amca.

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

O KIZA ŞİMDİ BAK

read
4.2K
bc

GECE GÜNEŞİ

read
2.2K
bc

PRENSİN KORUMASI

read
8.8K
bc

Zor Ajanlar

read
1K
bc

KIRIK ANILAR MAHZENİ

read
1.8K
bc

KARANLIĞIN GÖLGESİ

read
2.5K
bc

GİZ

read
6.9K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook