3. Bölüm

3112 Words
Sabah gözlerimi çalan telefon la açmıştım. Abimin borozan sesi kulaklarıma doldu. * Alo Ecmel hemen kalkıp masanın üzerinde ki duran telefonumu kaptığın gibi getiriyorsun * dedi. Gözlerim hâlâ uykuya açken abim bağırtısı gözümün tekini açtım * Sen beni kimden arıyorsun ki * dedim * Volkandan * dedi telefonun ekranına bakarken tekrar konuştu * Hadi kap gel telefonu bekliyorum* * Abi köpek miyim de ben bi hadi kapta gel koçum demediğin kaldı * abimin kahkahası kulaklarıma dolarken hırsla kalktım yerimden aynanın yanından geçerken bir anlık gözüm aynaya kaydı aman yarabbim korktum kendimden üzerimi değiştirmek istemedim çünkü geri gelip yatağıma yatacaktım yerim soğumasın diye pikeyi bile kapattım. Üzerime peluş sabahlığımı giydim telefonu da sıkıca kavrayıp nere götüreceğimi sormamıştım. Ama volkan abiden aradığında göre kitapçı da idi muhakkak diye tavşanlı içeri terliği mi giydim ve çıktım dışarı bu kez anahtarı almayı ihmal etmemiş tim. Koca ağzımı açmış esnerken bir kaç öğrenci de sırtlarında ağır çantaları ile okula gidiyorlardı. Kitapçıya girdiğim de *Abiii neredesin * dedim *Gel arka taraftayız Ecmel * dedi *Zıkkım* dedim ve arka tarafta geçtim abim önce bacaklarıma baktı sonra yüzüme baktı *Kızım bu hâl ne sen salakmısın * *Salak değilim abi * *Seni döverim insan üzerine birşey giyer * *Eğer bana bir el kaldır yemin ederim ki geçen gün annemlerin evde olmadığı zaman eve kız attığını söylerim * dedim ve telefonu öfke ile uzattım telefon elimde hızla çekilirken ben de tam döndüm gidiyordum ki abimin hırıltısı duyuldu. *Otur şöyle ben seni götürürüm * dedi bende minnoş bedenimi Tolga abinin yanında duran sandalye ye attım kendimi. Ve bu öküzlerin yine ilk bahar geldiği için aşağı mahalle ile top oynuyorlar hatta bazen kavga ediyorlar dı bu düşmanlık tohumunu kim attı hala bulamadım. *Bu sefer çok iyi oynamalıyız o şerefsizleri oraya gömmemiz lazım *Sanki ne gömüyor sa öküz * diye homurdandım ama bu hararet ile beni kimse duymaz dı. *Hadi akşam görüşürüz, kalk hadi baş belası * *Baş belası imiş sen bensiz bir hiçsin* dedim ve kabarık saçımı savurarak arka tarafta olan kapıdan çıktım. Ardımdan gelen öküz abimin eli kafam ile buluştu bir anda öne doğru sendeledim ve abim tuttu öküz ya tam öküz dü. Geri parmakları ile saçlarımı tavuskuşu olma yönünde ilerleyen saçlarımı karıştırmış daha çok kabartmıştı. *Abi ya ne yapıyorsun sen * dedim güldü çekti beni kendine, abim diye demiyorum alakasız bir düşkünlüğü vardır bana karşı. Sonrasında ise yine ev kızı olmanın yolunda ilerlediğim bu mübarek yolda. 13 gün dolmuştu annem mutfakta yemek yaparken ben de koltuğa abanmış izlediğim belgesel programını bizim eve bağdaştırıyordum. Çünkü bizim evde de sevgili babam Ali Ilgın bey bir özel şirkette emekli olmayı bekleyen aslan yavrusu gibi günlük gidip geliyor, annem ise kraliçe arı idi çocuk ruhlu olan sevgili mehtap Ilgın hanımefendi, kraliçe arı gibi devamlı işler ve canı istemez ise akşama kadar kendine hizmet ettirmeye bayılır, sevgili boğa abim ise ne zaman bir kırmızı görse saldırır di ben ise ah sevgili dostlar işçi arı çünkü ne zaman ayak işi olsa ben giderdim. Ecmel ekmek al, Ecmel yumurta al, Ecmel sofrayı hazırla bu liste uzayıp gidiyor du, Yani ben tescilli işçi ari idim. * Ecmel kapı çalıyor kalk bak* dedi babam, hıh bunu unutmuştum sevgili babacığım. Oflayarak kalktım yerimden benim canım babam gözlüklerini burnunun önüne itmiş ve gözlük üstünden bakıyor bana. Kalkıp koridora doğru ilerledim ve kapıyı açtım ve pınar görüş alanıma girmiş ti. * Hadi gitmiyormuyuz Şakar şakir* dedi nereye gideceğimizi bilmiyordum * Nereye * dedim elim kafamı kaşırken *Maça * dedi kıkırdayarak *Ben gelmiyorum pınar sen git * dedim *Aaa olmaz ama ben annemlere seninle gideceğimi söyledim * dedi *Geri zekalı bana mı sordun * dedim omuz silkerek. Kıkırdadı omuz silkip bende kıkırdadım ve bu kız beni ikna etmeyi yöntemini biliyorum du * Anaaaa ben maça gidiyorum* diye bağırdım * Git ama geç kalma canım * dedi sevgi pıtırcığım. Ayakkabılık ta ki spor ayakkabımı ayağıma geçirip bizim sokaktan pınarın durdurak konuşması sonrasında nihayet gelmiştik saha ya pınar öyle çok konuştu ki kendimi ilk bulduğum koltuğa attım ve kafamı bir kaç kızdan oluşan yöne çevirdim. Bu geçen abimin yalan söylediği manyak degilmiydi, abim kendi affetmiş galiba gelmiş " Gürkan Gürkan " nidaları atıyor du. Aptal bı insan seni aldatiyorsa ikinci kez nasıl güvenirdi ki. Ben şahsen biri beni aldatacak yalan söyleyecek bende hiç birşey olmamış gibi devam edecektim. Düşüncelere dalmış gitmişken, pınar kolu ile dürtmüş ve gelen kişilere bakmıştım. İlk başta erkek erkek güzeli olan volkan abi göründü ardından abim göründü. Ve bir kaç tane mahalleden genç geçti ardından Tolga abi vakur bir edada yürüyor ken bir sporcu edasında hepsi manken gibi yürümüş ve Semihciğimin gözü bir ara bizim oturduğumuz yöne çevrilmiş ti utançla başka tarafa baktım ve maçın başlamasını bekledim ve beklenen düdük çalmış çoktan 20 dikikası geçmiş ve bizimkiler 2 tane gol atmışlar. İlk golü atan Semihciğiminin ta kendisi idi bir kaç kız Semih Semih diye çıldırıyor hatta bir ara pınar kalmış tepiniyordu bile ah baş ağrısı idi. Maç bitmiş benim beddua tutmak dursun hatta yemişler di bile şimdi o beddua ne diyor gibisiniz hemen söyleyeyim, abim öküzü telefonunu unutup bana baş belası dediği zaman *İnşallah yenilersiniz, yenilemek le kalmayıp 10 tane gol yersiniz inşallah inşallah inşallah* demiştim ama 5 3 yemişler diğer. Sporcular kırmızı domates edasında uzaklaşmışlar dı. * Kızlar hadi evinize biz iki tek atıp gelieriz * dedi. Volkan abi, ben ise hemen evimin yolunu tutmak için dönmüştüm ki. *Ama abi * diyen aptal pınarın sesini duymuştum. Bu geri zekalı bide onlarla içki içmeye gidecekti * Pınar bizim ne işimiz var hadi gidelim * dedim volkan abi işte budur bakışı attı gülümsedim ve eliyle pınarı iteklemiş ti ve bizde paşa paşa eve dönerken pınar yine bitmek bilmeyen enerjisiyle konuşuyor du *Ben hiç eve gitmek istemiyorum * dedi bıkkınlıkla içime bir nefes çektim. Pınara yönelttim bakışlarımı yavru köpek edasında bakış atarken *İyi hadi gezelim, hep onlar gezecek değil ya hadi * dedim kol kola girip bilmediğimiz sokaklardan geçerken sinirle soludum *Pınar biz eve nasıl gideceğiz * dedim ağlayan yavru köpek pınar bana baktı * Bi bilmiyorum ki Ecmel ne bilim ben sadece biraz eve geç gitmek istemiştim * dedi kafasına bir tane geçirip saçlarından tutup sürüklemek istedim. Ama suç onda değildi bende idi benim akılsız kafamda idi ne diye uyarsın bu aptala minnoş minnoş evine git anne ve babanla otur Hint dizisi izle ama yok Ecmel başına iş açmaz ise duramaz Anlı'ma bir tane vurdum sağıma soluma baktım aklıma telefonun konumu geldi tabi ya dedim telefonu açtım navigasyona bizim evin adresini girdim ama az gittik uz gittik dere tepe düz gitmişiz iki saatlik bir mesafe yürümüş ve nasıl yürüdüğümüzü bilmiyorum. * Kaybolduk galiba biz Ecmel * alayla bir kahkaha attım *Hadi ya ben bilmiyordum demi içinde olduğumuz bu durumu ya sabır * dedim ve yuremeye başladık *ya bana ne kıziyorsun ben istermiydim kaybolmayi* yüzüm ateş alırken çıkan alevi pınara yonelttim *Bizi bilmediğimiz yollara sokanda babam di zaten * kıkırdadı. * Eee sende bana uydun bana ama* *Deli danalar gibi almış başını gidiyordun, akşam vakti yanlız mi biraksaydim seni *bağırtım boş sokakta yakınlanırken adimlarimizı tekrar durdurmuş mal gibi bir birimizin yüzüne bakmaya başlamıştık. Tabi çok sürmeyen bu durumu atlatmamız için koluma giren beni tekrar sürükmeye çalışan pınar ile tekrar yürümeye başlamıştık. * Canım arkadaşım benim tabi beni yanlız bırakmazsın. İnsan en iyi arkadaşını nasıl yanlız bı* *Ooo bakın burda kimler varmış * Arkamızdan yükselen tanıdık erkek sesi ile aniden kesilen pınarın cümlesi yerine buz kesmiş bedene bırakmış tı *Pınar la yardakçısı sakar şakir* gevrek bir şekilde cümlelerini solurken içkinin esiri olduğunu ayan beyan belli ettiriyor du bu durum hiçte iç açıcı değil di. Bu durumda yapacağımız tek şey topuklamakti pınarın kolunu sertçe kavrayıp yürümesi için onu sürüklemeye başladım *Hadi ama Gül cemalinizi göstermeyecek misiniz bana * titriyordu göz bebeklerinin korku ile büyüdüğüne bahse bile girebilirdim lakin tek korkan pınar değildi. Arkamdaki adam dan bende deli gibi korkuyordum. Arkamda ki adam emre pınara takıntılı derecede bağlı idi lisede iken sürekli onun karşısına çıkar yerli yersiz onunla sevgili olması için pınarı taciz ederdi. İlk zamanda bu konuda haberim yoktu, lakin pınarın ruh halinde ki bozulmalar meydana çıktıktan sonra onu zorlamış ve en sonunda ağzından laf alamayi başarmıştım. Tabi sonrasında korumaya da çalışmıştım dibinden ayrılmadım lakin bu şerefsiz durmadı ben yanında iken bile tacizlerine devam etti dayak bile yedim bu öküzden. Pınarı korumak için en sonunda başka bir çarem kalmadığı için volkan abiye anlattım herşeyi tabi diyar duymaz dellendi volkan abi sonrasını bilmiyorum yok oldu çocuk görünmedi bir daha bizim mahallenin etrafında takı bizim onun çöplüğüne düştüğümuz bu güne kadar *Ssssiiittt kime diyorum * Bakışlarımı pınara çevirdim donmuştu sadece onu suruklememe izin veriyor du *Pınar sana koş dediğim zaman koşmaya başlayacaksın tamam mı * hızla adımlar atmaya devem etmeye devam ederken ardımızda ki homurtular çoğalıyor du pınarın kolunu tuttuğum gibi onu sarstım *İşte şimdi * bakışları bana yönelmiş ti *Sana koş dediğimde koşmaya başlayacaksın tamam mı * başını salladı derin bir iç çekip adımlarımı durdumdum önce ardımızda kaç kişi olduğunu öğrenmeli idim. Bedenimi yavaşça arkaya çevirirken karşılaştığım büyük iri bedenle elleri cebinde gevrekçe gülerek bana bakan emre olmuştu. Onun gerisinde ise iki at ağızlı tipli erkek daha vardı. Bildiğin sıçmış durumdaydık, tek avantajımizsa bu salakların içkili olması idi galiba. Derin bir iç çektim ardından bakışlarımı Emre'ye çevirdim. *Ne istiyorsun bizden ? * Kahkaha attı * Benim istediğim sen değilsin güzelim. Benim istediğim şu yüzünü bile bana göstermeye utanan yanında ki ceylan * korkma Ecmel başını dik tut ve savaş bu şerefsizle en fazla öldürür seni değil mi . *Utanmak mi senin gibi bir sığırdan mi utanacak dağ ayısı, bak eğer bizi rahatsız etmeye devam edersen avazım çıktığı kadar bağırır ortalığı ayağa kaldırırım anlıyormusun * ikinci bir kahkahayı ortaya bırakırken, bu sefer arkadaşları da onu yanlız bırakmamış tı. * Duydunuz mu oğlum avazı çıktığı kadar bağıracakmış * tekrar kahkaha attılar, lakin bu sefer aniden sustular. *Bak güzelim burası bizim çöplüğümüz burada bizden habersiz öten horozun başını keserim anlıyormusun* yutkundum evet bildiğiniz korkudan yutkundum. Sonra bı adım geriye gidip pınarla aynı hizaya kavuştum. Bakışlarımı hâlâ o pisliklerin üzerinde dolanırken sakin bir eda ile konuşmaya başladım. * Anlıyorum o zaman bize müsaade sizde boşuna tumak ol pınar koş * bağırtım kulaklarına dolarken direktifi mi bekleyen Pınar la birlikte hızla arkamı dönüp koşmaya başladık. Arkamızdan koştuklarını bağırtılarından nefesleri den ve adım seslerinden işite biliyordum resmen bildiğin değil Allah'ın it ürür kervan geçmez sokağın da resmen kedi fare oyunu oynuyorduk. Biz koşmaya devam ettik onlar da bizi yakalamaya. Takı bizim onların alkol mahmurluğundan yararlanıp arka sokaklar dan birine kendimizi atmanıza kadar sürdü bu durum * Ecmel lütfen biraz soluklanalım yoksa geberip gideceğim burada * arkamdan soluk soluğa gelen pınar daha fazla dayanamamış kendini kaldırımın soğuk zeminine bırakmış tı. Bakışlarım sokağın başına çevrilirken bı yandan da konuşmaya başlamaya başladım. * Kalksana kızım birazdan gelirler * *Dizlerimde takat yok Ecmel koşamıyorum artık anlasana * bakışlarım hâlâ sokağın başında iken bileğim de varlığını yeni yeni belli eden sizi istemsiz bir şekilde yüzümü buruşturdum. *Abini ara* *Ne hayatta olmaz * öfke ile bakışlarımı pınara çevirdim. *Şu saçma inadını bir kenara bırak ve gerizekalı telefonunu çıkarıp abini ara * ayak bileğimdeki acı gittikçe dayanılmaz bir boyuta ulaşırken istemsizce bir inleme dudaklarım da firar etti. *Anlamıyorsun tanımadığımız bir sokakta kaybolup emre ile karşılaştığımızı nasıl açıklarım ona artık dışarı ya adım atmama ömrüm boyunca izin vermez * ayak bileğimde ki dayanılmaz acıya inat ayağa kalkıp bir adım attım. Pınarın elinde ki telefona doğru uzandim. * Lan şimdi başlayacağım dışarıya adım atma isteğine, adamların bizi bulduğu zaman ne bok yapacakları belli değil. Hanımefendinin derdine bak, ver şu telefonu ben ararım * tekrar telefona uzandım lakin pınar eliyle buna engel oldu. *Tamam ya tamam bak * bakışlarıni bana çevirdi bir kaç basit işlem yapıp telefonun ekranıni bana çevirip büyük bir abimm yazısıyla karşılaştım gözlerim tekrar sokağın başına yöneldi tam bu sırada pınarın sesi kulaklarıma ulaşmıştı. * Abi buraya gelmen lazım imm biz sadec Ecmelle biraz dolaşmak istemiştik . Kaybolduk sonra emre karşımıza çıktı kaçtık ama peşimizde abi çok korkuyorum. Bilmiyorum burada bir tatlıcı var ismi metin kadayıf. Abi çok korkuyorum lütfen çabuk gelin * Bakışlarımı tekrar pınara çevirdiğim de görüşmeyi sonlandırmış tı. *Geliyorlar * dedi gülümseyerek. Bakışlarımı ondan alıp sokağın başında beliren iri gölgeye yönlendirdim. *5 dakikaya burada olurlarmış* gölge gittikçe belirli bir yol izlerken. Çok geçmeden onun emre olduğunu anlamış tım. *Çok geç* dedim, benim karşısında üşüdüğüm buz kütlesi ni andıran sesinden. Ardından bakışlarımı sokağa diğer köşesine yönlendirdim lakin koca bir beton yapı ile karşılaştım. Hepten köşeye sıkışmıştık * Çantanda ki parfüm şişesi ni bana ver * Emre'yi fark eden pınar arkama saklanmış söylediğim cümle ile birlikte çantasında ki parfüm şişesini bana uzatmış tı. * Nereye kadar kaçabileceginizi sanıyordunuz sakar şakir* alayla yoğrulmuş sesiyle gittikçe yaklaşıp bir kaç adım ötemizde adımlarını durdurdu *Doğrusunu söylemek gerekirse bu savaşçı yanını çok seksi bulmuşum dur. Aslında şöyle bir düşündüm de, (bir adım atıp aramızda ki mesafeyi kısalttı) aslında pınar kadar makyaj yapsan belki beni bile baştan çıkara bilirsin ha * Elimi saçlarıma doğru götürdü ve bir tutamıni havaya kaldırıp kokladı. *Hem de mistik bir havaya ait kokuya sahipsin, hem de bir erkeğin karşı koyamayacağı müthiş bir fiziğe * yutkundum, lakin şeytani bakışlarını gözleri pınarın gözlerine dikti. Birşeyler yapmalıydım doğru bulduğum bir anda hamle yapmalıydım. *Pısırık ve bencil kızları severim sakar şakir hele bide * dedi ve bakışlarına arkasına çevirdi "işte sırası" dedim ve elimde ki parfüm şişesini Emre'nin gözlerine sıktım bunun şoku ile şaşıran emrenin yere yığılan ve abimin kendimi savunmam için öğrettiği o biricik hareketi uygulayarak sert bir tekmeyi kasıklarına geçirdim. Yere yığılan Emre'nin ettiği küfürleri duymazdan gelerek pınarın kolundan tuttuğum gibi oradan uzaklaşmaya çalıştım lakin çabuk toparlanan emre deminki yaptığım hareketin intikamıni almak ister gibi kolumdan tutup beni çevirmiş ve öfkeli gözlerine inat esaslı bir tokatı yüzüme fırlatmış tı kafam yana doğru dönerken pınarın çığlığı kulağımı doldurmuş tu. Bakışlarımı ona çevirmedim çünkü adım kadar eminimdim şimdi bir köşeye sinmiş çaresiz ve korkarak bizi izliyor du. *.... Bak kaşık kadar aklı ile bizden kaçmaya çalışıyor* gülümsedim lakin bu onu daha çok sinirlendirdi saçlarımı koparırcasına çekip beni müthiş bir acı ile baş başa bıraktığında idrak etmiştim. * Delirdin mi lan ne gülüyorsun* gözlerimi onun gerisinde yer alan binaya çevirmiş tim ışıkları bir bir yanmaya başlamıştı, hatta bazıları ne olduğunu anlamaya bilmek için camlara bile doluşmuşlardı. Gülüm senin yüzümden silmeden bakışlarımı gerisin geriye Emre'ye yonlendirdim. * Sadece 2 dakikan kaldı Emre ya şimdi bizi bırakırap defolur gidersin yada etrafımızdaki binalar da oturan kişiler tepene binerler.* Kahkaha attı ardından saçlarımda ki ellerinden destek alıp adeta bir çuvalı fırlatır gibi yere savurdu. * Burası benim çöplüğüm dedim sana, hiç kimse bir bok yapamaz anladın mı o yüzden işime çomak sokma yoksa bu sefer seni konuşamacak hale getiririm* Kaburgalarıma giren ağrının şiddeti ile istemsiz bir şekilde inledim. Lakin şuan ağrıyı kafama takacak bir durumda değildim. Bu yüzden ellerimden destek alarak doğruldum ve bakışlarımı tekrar Emre'ye yöneldiğinde onun bir köşeye sinmiş şekilde ağlama krizine girmiş olan pınara doğru ilerlediğini görmüştüm. Bağırdım Emre'ye boğazım yırtılırcasına * Sana 2 dakikan kaldığını söyledim emre sadece 2 dakika sonra volkan abiler burada olacak ve sen çöplük diye bahsettiğin bu yerde bir çöp torbası gibi bile olamayacaksın* adımları durdu bakışları beni bulduğunda öfkeden kudurmak üzere idi. *Ne dedin lan sen * arsız bı eda ile güldüm. Bu onu daha çok sinirlendirmiş olacak ki bir kaç adımla yanıma ulaşıp doğrulmaya yüz tutmuş bedenime sert bir tekmeyi geçirmiş ti bununla sınırlı kalmadı tabi. Saçlarımı turp tekrar çekti ve yüzünü yüzüme yanaştırıp o iğrenç nefesi ile konuşmaya başladı. * Bu burda bitmedi sakar şakir, sana bunu öyle ödeteğiceğim ki ne yürüye bileceğin bir bacağın kalacak, ne insanlara bakabileceğin bu güzel yüzün kalacak.* Gülümsedim, "bir dakikadan az bir süren kaldı Emre" tekrar bedenimi yere savurdu. Kaburgalarıma giren ağrı ciğerlerime bir ok gibi saplanırken, pınarın ağlamaklı ses tonu kulaklarıma dolmuştu. *Ecmel iyimisin * şuan müthiş bir acı ile cebelleşiyor olmasam. Ağzının ortasına elimle bir tane çakardım herhalde soruya bak gerizekalı dayağı yiyen benim nasıl iyi olabilirim. *Dogrulmama yardım et* direktifime uydu ve elleriyle beni destekledi, ve kaldırım da oturur pozisyonda durmama yardımcı oldu. *Be be ben çok özür * burnunu ceke çeke konuşmaya devam ederken aniden öfkeyle yüzüne bakıp konuşmasını böldüm * Salak salak konuşup beni daha fazla öfkelendirme * elini ağzına götürüp fermuar çekiyormuş gibi bir hareket yaptı lakin ağlamaya hâlâ devam ediyor du. *Ağlamayı da kes * hıçkırdı ardından tekrar hıçkırdı ardından kafasını salladı ve kolu ile göz yaşlarını sildi. Lakin hâlâ göz yaşlarının süzülmesini engelleyemiyordu. Bu hali ile tıpkı azarlanan küçük bir çocuğa benziyor du. Kıkırdadım tam bu sira da sokağın başında tanıdık bir bağırtı yankılandı. *Pınar* bakışlarım koşarak gelen üç gölgeye takıldığında pınar beni bırakıp abisinin kollarına koşmak için harekete geçmiş ti. Alayla gülümsedim bir kaç metre uzağımda duran aile saadetine karşı. *Birşey yaptimi sana o şerefsiz * pınarın etrafına çevrelenen 6 çift gözlerden biri benim gözüme çevrilmedi. Sanki ben orada hiç yokmuşum gibi pınarın ağzından çıkan tek bir cümleyi merakla beklediler. Gerçi hep böyle olmuştu ben mahallede hep bir kara gölge olmuştum. Varlığı ve yokluğu belli olmayan kara bir gölge simdede onların benim için endişelenmelerini beklemek bir saçmalık tı. Derin bir nefes aldım ve kaldırımdan büyük bir destek alıp doğruldum. Topallayarak onlara doğru yürümeye başladığımda Pınar volkan'ın sorusunu cevaplamak için harekete geçmişti. * Ya ya yapmadı* hıçkırıklarınin arasında kurduğu cümle sonrasında derin bir oh çeken volkan kardeşine sarılırken, diğerlerinin de rahatladığını Görebiliyordum * Ağlama güzelim iyi olacaksın * bir kaç adım daha attıktan sonra bana çevrilen Semih ve Tolganın gözlerini takip eden volkanın gözleri önce topallayan ayağımda gezinmiş, ardından vücudumu tarayıp yüzümde durdurmuştu. Halime şaşırdıkkarını büyüyen göz bebeklerinden göre biliyordum. Aldırmadım alayla gülümseyip toparllayarak yürümeye devam ettim. Tam bu sırada pınar'ın hıçkırıkları tekrardan sokakta yankılandı. * Ben iyiyim abi ama ama Ecmel * tekrar ağlamaya başladı istemeden de olsa ufak bir kahkaha ağzımdan kaçmıştı. * Ölmüşüm gibi konuşuyorsun pınar saçmalama istersen iyiyim ben* * Beni korumak için * volkanın bedeninden ayrılıp, bedenini bana doğru çevirdi. * O adamın sana dokunmasına, yerde sürüklenmesi ne hatta tokat atmasına hatta tekme yemeye bile razı oldun. Hala daha nasıl iyiyim diyebiliyorsun* omuz silktim. Bir kaç adımı daha topallayarak attım zaten bu adımlar topallayarak attığım son bir kaç adım di. Sonrasında ise aniden çatık kaşları ile dibimde biten Semih hiç birşey söylemeden beni kucağına aldı. Yaptığı bu hareket ile bedenim ani bir sökün esiri olurken, alık alık onun gerilen çehresine bakmaya başladım. *Sen ne yapıyorsun ya indir beni * gülmeye başladı. *Kime diyorum indir beni* gözleri yüzüme çevirdi ve beklemediğim bir küfürü yüzüme doğru savruldu. Tabi tek küfür eden o değildi arkadan bizi takip eden volkan abinin de ondan eksik kalmadığını, hatta küfürlerinin farklı bir boyuta ulaştığını duyabiliyordum. Bir yanda da pınarın hıçkırıklarını işitiyordum. Bildiğin şuanda bir akıl hastanesinin içinde gibiydim sabır dilenircesine gözlerimi kapadım bir süre de öyle kaldım. Lakin bir kaç dakikanın ardından semihin karizmatik sesi kulaklarım da cıvılda dı. *Böyle bir salaklıgı yapabilecek başka birini tanımıyorum. Biliyormusun soğuk nevale* dudaklarım yukarı doğru bir ilme kazanırken gözlerimi usulca açtım. *Yapabileceğim en büyük salaklık bu değil aslında *
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD