Sabah erken kalkan Hevi ve Herdem mutfağa girerek, Heval ve annesi Züleyha ile sohbet ederek mükellef bir kahvaltı sofrası avluya kurmuşlardı. Babası, Argeş ve Mihra da aşağı indiğinde, herkes sofraya geçmişti. “Halamın yaptığı otlu peynir gibisi yok be!” Argeş önündeki tabaktan bir parça otlu peynir alıp ekmekle yediğinde, üstünde sıcak çayını yudumlayarak beğendiğini mırıltılar çıkararak gösteriyordu. Mihra, genç oğlana bakıp burnunu kıvırdı. “Ben hiç sevmem, yemem de.” Argeş işittikleri ile gözlerini hayretle açıp kıza baktı. “Kızım sen nasıl Kürtsün? Kürt evinde olmazsa olmaz kahvaltı çeşididir. Valla otlu peynir yemeyen, sevmeyen ben kürdüm demesin!” Yükselerek konuşması, Mihra’nın sanki vatan haini durumuna düşmesine sebep olmuştu. Mihra dişlerini birbirine geçirere

