Arda denen adamın yanına yaklaşırken kendisini bir kez daha inceledim. Yakışıklı piç! Ondan iğreniyorum ama belli edemem. Gülümseyerek yaklaştım kendisine.
"Umarım fazla bekletmedim sizi. Kusruma bakmayın, trafik o kadar yoğundu ki çok zor yetiştim," dedim yüzümde sahte bir gülümsemeyle.
Arda babamı öldüren adamın oğlu, evin de en küçüğü. Üç erkek kardeş bir de kız kardeş. 4 çocuğu var Murat itinin, bense hep tektim. Bu adamın karşısında durmak bile zor geliyor bana, her saniye bir ağırlık çöküyor üzerime.
"Hayır tabii ki, hoşgeldiniz Seren hanım," dedi elini uzatırken. Uzattığı eli tuttum zarif bir şekilde, yerimize oturduk ikimiz de.
"Hoşbulduk. Sizin benimle iş yapmak istediğinizi öğrenince çok sevindim. Umarım bugün bunları konuşup halleder ve anlaşmaya varabiliriz."
İş ortağı olmak için Arda bana yazmıştı ama bunun olması için gereğinden fazla para ve zaman harcamıştım. Beni keşfetmeleri için harcadığım şeylerin haddi hesabı yok. Böylece onlar bana ulaştığı için kimse benden şüphe etmeyecek.
"Ben güzel bir sonuca varacağımıza inanıyorum. Bu arada çok gençsiniz, bu işe başlama kararını nasıl aldınız? Sonuçta ağır bir iş, riski de var. Bu yaşta iş insanı olmak ve hızla tanınmak çok zor."
Kendime öyle bir kimlik oluşturmuştum ki ben bile hayret ediyorum tüm bunlara. Bravo diyorum kendime, iyi bir iş başarmıştım!
"Risk almadan hiçbir şey başaramayız, buna inandığım için korkmadım. Zaten yeterince servetim var, batmak o kadar kolay olmaz diye düşündüm. Yani batarsam tekrar çıkacağıma emindim, bende gözümü kararttım işte."
Bunları dedikten sonra etrafı incelemeye başladım. O adamın oğluyla göz teması bile zor kurabiliyordum, sinirlerim gerilmişti ve bu yüzden gözlerim doluyordu.
"Güzel bir karar. Ben risk almayı sevmem, bir iş kesin olmalı benim için. Olmayacağına dair bir ihtimal varsa da bu işi yok sayarım!"
Ona dönüp baktım. Emin bir halde arkasına yaslanmış, beni izliyor tepkimi ölçmek ister gibi.
"Ne kadar risk alırsanız o kadar çok kazanırsınız Arda bey! Bu her konu için geçerli."
Arda;
"Batacağımdan şüphe ettiğim bir işe yatırım yapmaktansa batmayacağım işe odaklanmayı tercih ederim Seren hanım!"
Bu artık bir meydan okumaya dönmüştü. Kendimi gülümsemeye zorlarken ona doğru eğildim. Gücümü şimdi göstermek çok iyi olacak.
"Bir işte başarılı olup olmayacağınız hiçbir zaman belli olmaz. Bu kader işi, aniden bir sorun da çıkabilir sonuçta."
Arda yüzüme birkaç saniye baktı. Düşünür gibi duruyor. Ben tekrar laf atışmasına gireceğimizi düşünürken o tebessüm etti bir anda.
"Doğru, her zaman risk var. Ben her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünüp hesap etmek isterim ancak. Riski yok dereceye getirene kadar da o anlaşmaya imza atmam!"
Bana gözdağı vermek ister gibi konuşuyor. Birkaç saniye bakıştıktan sonra tekrar tebessüm ettim. Bu adama nasıl bir cevap verirsem vereyim boş. Her şeye bir lafı var!
Gülümsüyor olsam da içim hiç rahat değil. Bu benim sandığımdan, çalıştığımdan çok daha zor bir durumdu.
"Ben hemen geliyorum, izninizle," dedim yerimden kalkarken. Arda bakışlarını üzerimden bir an olsun çekmeden onayladı başıyla. Onun bu rahat hali beni şimdiden çıldırtmıştı.
Gülümsedim ve çantamı alıp lavaboya ilerledim. Her adımda yüreğim daralıyor sanki. Ben nasıl bir oyunun içine girmiştim böyle?
Bunun zor olacağını biliyordum ama bu kadar zor olacağını hiç düşünmemiştim. Düşmanımın oğluyla yemekteydim ve bu daha başlangıç.
Zamanı gelince onun koynunda olacaktım, tabi kendisini tavlamayı başarırsam. Belki de zamanı gelince de babamın katiliyle aynı masada oturacaktım. Bu adama ve ailesine dair aklımda bir sürü plan var ve hepsini tek tek yapacağım! Zor olacak ama yıllardır hazırlandığım şeyden vazgeçmem mümkün değil!
Lavaboya geçer geçmez derin derin nefesler alıp aynaya baktım, yüzüme su çarptım kendime gelmek için. Dağılan makyajımı tekrar yaptım.
Eskisi gibi güzel ve seksi görünmeliyim Arda’yı tavlamak için. Bu düşünce ile çıktım lavabodan, onu etkilemem gerek ve ilk günden zorlanırsam sonrası daha zor olur. Sakinleşince hızlıca masaya geçip oturdum.
"Bugün o kadar yoğun bir gün geçirdim ki yorgunluğumu atamadım bir türlü üzerimden," dedim samimi görünmeye çalışarak. Arda’nın benden habersiz yemekleri çoktan sipariş ettiğini görünce ona baktım.
"Uzun süre gelmeyince siparişleri vereyim dedim," dedi kendinden emin bir edayla. Bu adam sanki bana güç sergilemek ister gibi davranıyor, ya da başka bir şey var işte.
İçimden Arda’nın tam bir aptal olduğunu düşünüyordum ama tam tersini söyledim ona, sonuçta tavlamam gerekiyor.
"Sevdiğim bir yemek, sıkıntı yok," dedim gülümseyerek, devam ettim sözlerime. "İş konusuna dönecek olursak..."
"Dönmeye gerek yok, iş sizindir. Eğer müsaade ederseniz ben bugün iş konuşmak yerine böylesi güzel bir kadınla güzel bir yemek yemek isterim."
Düşündüğümden çok daha hızlı bir giriş oldu bu. O kadar ki böyle bir şey hiç beklemediğim için afallayıp kaldım. Bunu fark edince daha da gevşedi sanki.
"Bu sözlerim yanlış anlaşılmaya müsait sanırım, ama açıkça konuşmak gerekirse çok zeki ve etkileyici bir kadınsınız ve ben böyle bir kadınla güzel bir yemek yemek isterim," dedi Arda.
Arda’yı tam da istediğim gibi işliyordum belli etmeden, bu tam istediğim gibi ilerlediğinin göstergesiydi. Ya da adam çapkın ve o beni işliyor. Olsun, şimdi ipleri eline almayı planlıyor da olabilir. Ama işin sonunda kazanan taraf sadece ben olacağım.
"Ben de yakışıklı ve bilgili biriyle yemek yemekten şeref duyarım." Gerçek hislerimi ona söylemeyi çok isterdim ama bunun için çok zaman var. Yemeklerimizi yemeye başladık, arada bir sohbet ediyorduk.
"Yanlış anlamazsanız bir şey soracağım, acaba aileniz tanınan bir aile mi? Açıkçası Bilgin soyadını duymadım."
Bu saçma muhabbet beni çok daraltıyor. Sorması mantıklı ama ben bu adamla hiçbir şey konuşamıyorum. Off, bu iş gerçekten çok zormuş!
"Annem ve babam yıllar önce vefat etti, Türkiye'de aile olarak tanınmıyoruz. Biz yurt dışında iş kurmuştuk ama şimdi buradayım, yalnız başıma." Bir lokma aldım biftekten. Ardından onu sorguladım bende. "Peki sizin aileniz, yanlış bilmiyorsam başka işlerle de meşguller?"
Arda bunu duyunca bakışlarını kaçırdı, tam yerimden vurmuştum belli ki.
"Karanlık işler, emin olun bilmek istemezsiniz." Konuyu kapattı. Ben de sustum, üstüne gidersem Arda benden bunalır şimdiden. Erkeklerin istediği gibi bir kadın olacağım, en azından bugünlük. Saygıyla başımı salladım ve yemeğime devam ettim.
"Ee? Başka konu yok sanırım. O zaman biraz iş hayatından mı bahsetsek?"
Bilerek konu açıyorum. Bir şekilde istediğim bir noktaya varmam gerekiyor.
"İş hayatına hevesle giriştiğinizi biliyorum, isterseniz sizi farklı iş adamlarıyla da tanıştırabilirim. Böylece daha fazla iş imkanı sağlarsınız kendiniz için!"
Bu teklifin ucunda başka bir şey vardı sanki. Merakla ona baktım ne demeye çalıştığını sorgulayarak.
"Böyle bir şansım varsa tabi ki değerlendirmek isterim. Nasıl bir imkan sunacağını merak ediyorum!"
Arda arkasına yaslandı ve kırmızı şarabından bir yudum aldı. Havalı duruyor, bu tavrından nefret etmiştim.
"Eğer sizin için de sıkıntı olmazsa iki gün sonra bir davet var, yanımda partnerim olarak gelmenizi rica etsem çok mu ayıp etmiş olurum? Böylece hem yeni kişilerle tanışırsınız, hem de ben yalnız başıma gitmemiş olurum."
Arda konuştukça onun ne kadar aptal olduğunu daha da iyi anlıyordum. Adam iş demişti, şimdi partnerlik diyor! Bunda bile oyun var.
"Ah, hayır tabi ki. Aksine benim için de iyi olur. O kadar uzun süredir işten başımı kaldırmıyorum ki, iyice asosyalleştim. Bugünkü yemek olmasa ben yine iş başında olacaktım, teşekkür ederim. Hem şirketimi temsil ederim, hem de keyifli zaman geçirmiş olurum."
Arda’ya kendini iyi hissettirerek onun benden etkilenmesini sağlamayı planlıyorum, yüzüne bakınca bunu başardığımı fark ettim.
"O zaman o gün haberleşiriz, benim için de farklılık olur. Biraz aceleci olabilirim, kadınlarla fazla konuşmuşluğum yok. Normalde bu görüşmeleri ben yapmam, ama sizde farklı şeyler hissettiğim için yüz yüze görüşmek istedim."
"Çok iyi yapmışsınız, bu kader olmalı. Eğer ayıp olmazsa sizli bizli konuşmak yerine ismimizle mi hitap etsek birbirimize?"
Arda, zekamdan ve güzelliğimden etkilenmiş gibi duruyor, bu sorumla keyfi artmıştı. Normalde bu teklifi kendisi yapmalıydı, ama daha önce hiçbir kadınla arasında münasebet olmadığını kendi söyledi. Bende araştırdım ve doğru olduğuna emin oldum, tabi cinsel ilişkileri sayılmazsa. Her gün başka bir kadının koynunda sabahladığını çok iyi biliyordum!
"Benim için uygundur, Seren," dedi gülümseyerek. Gözlerini benden alamıyordu, kendisi de yakışıklı bir erkekti, bu olaylar olmasa dikkat çekici bile sayılırdı belki de.
"Arda, buradan çıktıktan sonra bir yerlere mi gitsek?" Arda’nın benden hoşlandığının farkındaydım, bu işlerin bitmesi için hızlı olmalıydım. Ne kadar acele olursa onlardan bir o kadar hızlı kurtulurdum.
"Olur, istediğin zaman çıkalım. Sen nereye dersen gidebiliriz."
"Açıkçası ben henüz ev bulamadım, bulsam seni eve davet ederdim. Otelde kalıyorum, oraya gidip biraz içebiliriz, sonrasında istediğin gibi takılırız." Bunu derken usulca yaklaşıp Arda’nın eline dokundum, Arda sanki elektrik çarpmış gibi tepki verdi buna.
"İstediğin buysa olur, sonrasına bakarız," dedi heyecanını gizleyerek. Arda’yı avucumun içine almıştım, artık ipler bendeydi.
"Ben doydum, tatlı yiyemeyeceğim, sen yemek istersen beklerim, yemeyeceksen çıkabiliriz." Ses tonumda gizem vardı, Arda benim büyüme kapılıp gidiyor.
"Kalkalım tabi," dedi. Hesabı ödeyip yerinden kalktı. Ben de ona ayak uydurdum. Restorandan çıktık.
"Ben de arabayla gelmiştim, ayrı arabalarla mı gidelim?"
"Gerek yok, benim şoförüm var zaten, o arabanı getirir, biz seninle benim arabama binelim," dedi. Tatlı bir gülümsemeyle başımı tamam anlamında salladım ve arabaya bindim onunla birlikte.
Otele vardığımızda saat geç olmuştu. Bu gece Arda’ya yaklaşmanın doğru olacağını düşündüm.
"Geç oldu, acaba şarabımızı benim odamda mı içsek, tabi sen bilirsin." Bu durumun onun hoşuna gittiğinden emindim!
"Tamam, geçelim. Ancak şunu açıkça belirteyim. Fazla yakınız, benim için sorun değil, ama bu kadar yakınlıkta kendimi tutamayabilirim!"
İlk ve en açık iması! Gülümsemeye zorladım kendimi bu söz karşısında. Biraz sonra olacakları düşününce tedirginlik ve heyecan hissettim.
"Tutmak mı? Seni tutmak istesem sence odama mı getirirdim Arda? Sen içinden geçeni sorgulamadan yap, odada yapacağın hiçbir şeyin sınırı yok!"
Arda kaşını havaya kaldırırken aklında ne tür görüntüler oluştuğunu anlamıştım. Şimdilik hevesini alsın, benimle oynamasının bedelini çok ağır ödeyecek!