bc

İNTİ-AŞK +18

book_age18+
94
FOLLOW
1K
READ
revenge
dark
forbidden
love-triangle
contract marriage
one-night stand
reincarnation/transmigration
family
HE
escape while being pregnant
time-travel
teacherxstudent
love after marriage
system
age gap
fated
forced
opposites attract
second chance
friends to lovers
pregnant
arranged marriage
shifter
curse
playboy
badboy
kickass heroine
confident
sporty
neighbor
stepfather
mafia
single mother
billionairess
gangster
heir/heiress
blue collar
drama
tragedy
sweet
bxg
lighthearted
serious
kicking
bold
single daddy
game player
campus
city
medieval
mythology
office/work place
pack
small town
high-tech world
another world
ABO
cheating
childhood crush
disappearance
enimies to lovers
lies
rejected
secrets
soul-swap
superpower
rebirth/reborn
dystopian
war
musclebear
ancient
love at the first sight
affair
friends with benefits
polygamy
surrender
addiction
assistant
actor
substitute
like
intro-logo
Blurb

Arda kapıyı açtığında gözlerinin kızardığını gördüm, onun da benden pek bir farkı yoktu. Arda bana öyle bir baktı ki herşeyin bittiğini anladım. Elim karnıma gitti, Arda’nın bebeğine.

Ona ilerledim, korkuyla sarıldım sakinleştirmek ister gibi. Bedeni gerilmişti sanki dokunmamla.

“Arda, seni çok seviyorum, yemin ederim ki seni çok seviyorum.”

İnandırmak istiyordum Arda’yı aşkıma, bir anda beni ittirdi. Gözleri dolmuştu, benim karşımda ağlamak istemese de tutamadı kendini.

“Buna inanmayı çok isterdim Asel, tabi ailemi ve beni mahvetmemiş olsaydın!”

Sesi gereğinden fazla sakindi. İsmimi duyduğumda gerginlikle ondan uzaklaştım. O beni Seren olarak biliyordu, bu nasıl olur? Arda aniden koluma yapıştığında yalvarır gibi konuştum.

“Arda, lütfen dur. Hiçbir şey bildiğin gibi değil,” dediğimde Arda dişlerini sıkarak beni kendine çekip kolumu daha da sıktı.

“Ben sana inandım, beni sevdiğine inandım. Herşeyi biliyorum, beni kullandığını biliyorum!”

Canım yanıyordu, gözlerim dolmuştu kolumun sızlamasından.

“Mecbur kaldım, beni buna mecbur bıraktılar. Kolumu bırak, doğru düzgün konuşalım, lütfen!”

Arda’nın gözlerinden yaşlar akarken bana çaresiz bir yüzle baktı.

“Yapmadım de Seren, inanmak için çaba harcarım. Herşey yalan de, o zaman gördüğümü de, duyduğumu da unuturum! Bana babamı ve abilerim öldürmediğini söyle.”

Yalvarıyordu, gerçekten inanırdı herşeyi inkar etsem. Başımı olumsuz anlamda salladım konuşmamak için. Arda bunu görünce gözlerini yumdu.

“Özür dilerim Arda, seni üzmek istemiyordum ben, ama buna mecburdum,” dediğimde Arda başka bir şey demesine müsaade etmeden beni yere itti sertçe.

Yere düştüğümde dizimdeki sızlamadan çok bebeğimi düşündüm. Ona bir şey olmasından ilk kez korkmuştum, oysa Arda az sonra kıymayacak mıydı bu cana?

“Karım diye düşmana sarılmışım. Yıllar önce baban, şimdi de sen! İkiniz de hayatımızı mahvettiniz, bunun bedelini sana en ağır şekilde ödeteceğim!”

Ayağa kalktım, tam Arda’ya yaklaşacağım sırada belimden düşen bıçakla yerimde durdum. Arda fark edince eğilip aldı eline bıçağı, ardından histerik bir kahkaha attı.

“Demek sana göre bugün benim de ölüm günümdü desene, ama planın bozuldu Asel. Benim yerime ölen sen olacaksın!”

Başımı reddeder gibi salladım korkuyla, onu istesem de öldürmeye kıyamazdım. Arda beni hırsla yere itti tekrar, ardından beklemeden belindeki silahı çekti ve bana doğru tuttu.

“Hamileyim!” derken elimi karnıma götürdüm. "Beni düşünmüyorsan kendi kanını düşün!"

chap-preview
Free preview
PROLOG
Arda kapıyı açtığında gözlerinin kızardığını gördüm, onun da benden pek bir farkı yoktu. Arda bana öyle bir baktı ki herşeyin bittiğini anladım. Elim karnıma gitti, Arda’nın bebeğine. Ona ilerledim, korkuyla sarıldım sakinleştirmek ister gibi. Bedeni gerilmişti sanki dokunmamla. “Arda, seni çok seviyorum, yemin ederim ki seni çok seviyorum.” İnandırmak istiyordum Arda’yı aşkıma, bir anda beni ittirdi. Gözleri dolmuştu, benim karşımda ağlamak istemese de tutamadı kendini. “Buna inanmayı çok isterdim Asel, tabi ailemi ve beni mahvetmemiş olsaydın!” Sesi gereğinden fazla sakindi. İsmimi duyduğumda gerginlikle ondan uzaklaştım. O beni Seren olarak biliyordu, bu nasıl olur? Arda aniden koluma yapıştığında yalvarır gibi konuştum. “Arda, lütfen dur. Hiçbir şey bildiğin gibi değil,” dediğimde Arda dişlerini sıkarak beni kendine çekip kolumu daha da sıktı. “Ben sana inandım, beni sevdiğine inandım. Herşeyi biliyorum, beni kullandığını biliyorum!” Canım yanıyordu, gözlerim dolmuştu kolumun sızlamasından. “Mecbur kaldım, beni buna mecbur bıraktılar. Kolumu bırak, doğru düzgün konuşalım, lütfen!” Arda’nın gözlerinden yaşlar akarken bana çaresiz bir yüzle baktı. “Yapmadım de Seren, inanmak için çaba harcarım. Herşey yalan de, o zaman gördüğümü de, duyduğumu da unuturum! Bana babamı ve abilerim öldürmediğini söyle.” Yalvarıyordu, gerçekten inanırdı herşeyi inkar etsem. Başımı olumsuz anlamda salladım konuşmamak için. Arda bunu görünce gözlerini yumdu. “Özür dilerim Arda, seni üzmek istemiyordum ben, ama buna mecburdum,” dediğimde Arda başka bir şey demesine müsaade etmeden beni yere itti sertçe. Yere düştüğümde dizimdeki sızlamadan çok bebeğimi düşündüm. Ona bir şey olmasından ilk kez korkmuştum, oysa Arda az sonra kıymayacak mıydı bu cana? “Karım diye düşmana sarılmışım. Yıllar önce baban, şimdi de sen! İkiniz de hayatımızı mahvettiniz, bunun bedelini sana en ağır şekilde ödeteceğim!” Ayağa kalktım, tam Arda’ya yaklaşacağım sırada belimden düşen bıçakla yerimde durdum. Arda fark edince eğilip aldı eline bıçağı, ardından histerik bir kahkaha attı. “Demek sana göre bugün benim de ölüm günümdü desene, ama planın bozuldu Asel. Benim yerime ölen sen olacaksın!” Başımı reddeder gibi salladım korkuyla, onu istesem de öldürmeye kıyamazdım. Arda beni hırsla yere itti tekrar, ardından beklemeden belindeki silahı çekti ve bana doğru tuttu. “Hamileyim!” Bunu can korkusuyla söyledim, belki de o an tek niyetim bebeğimi korumaktı. Arda’nın silahı tutan eli titredi sanki, belki yalan söyleyediğimi düşündü ölmemek için. “Yaşamak için olmayan bir bebeği mi kullanıyorsun?” Bunu dese de emin değildi doğruyu söyleyip söylemememden. “Yemin ederim ki hamileyim! Eğer inanmazsan test yaptırırız. Bana acımıyorsan bebeğimize acı, o senin kanından!” Şüpheyle kolumdan tutup ayağa kaldırdı Arda beni. Gözlerimin içine baktığında canının nasıl yandığını daha iyi anlamıştım. “Ben ne yapayım? Ailemi bitiren kişiden bebeğim olsa bile onu kabullenir miyim?” Başımı hayır anlamında salladım. Kendi günahımın vebalini onun yaşamasını istemiyordum. Arda bu durumu kabul edip etmemek arasında kalmıştı. “Bebek doğduktan sonra öldür beni, ama şu an olmaz, ona kıyma!” Arda kolumu bırakıp uzaklaştı. Silahını geri beline yerleştirdi. Ağlıyordu, ne yapacağını bilmediği için ağlıyordu! “Ona kim bakacak sonra, ben mi bakacağım? Ailemi mahveden kişiden bir anım kalsın istemiyorum, o bebeğe asla bakmam!” dedi ve bir anda karar vermiş gibi gelip silahı çıkar hep bana doğrulttu. "Öleceksin Asel!"

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

30 Days to Freedom: Abandoned Luna is Secret Shadow King

read
312.2K
bc

Too Late for Regret

read
297.5K
bc

Just One Kiss, before divorcing me

read
1.7M
bc

Alpha's Regret: the Luna is Secret Heiress!

read
1.3M
bc

The Warrior's Broken Mate

read
138.9K
bc

The Lost Pack

read
415.9K
bc

Revenge, served in a black dress

read
149.8K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook