bc

BANA MECBURSUN +18 (DELİ SERİSİ 3)

book_age18+
260
FOLLOW
1K
READ
age gap
second chance
mafia
heir/heiress
mystery
lies
like
intro-logo
Blurb

“Bu da kim?”

“Sevdiğim adam.”

Alparslan, Çimen’in yüzünün şeklinden ve zorda oluşunu fark edebiliyordu. Karşılarındaki at hırsızı kılıklı herifin laftan anlayacak bir tip olmadığını da görebiliyordu. Düğün son hız devam ederken sahnenin arkasındaki sıkıntı devam ediyordu. Dimdik durup “Doğru duydun. Sevdiği adamım. Sen hayırdır bilader. Benim sevdiğim kıza yan gözle mi bakmayı denedin?” dediğinde kolunu sıkan elin hafiflediğini fark etti.

“Ben bu kıza çocukluğumdan beri aşığım lan. Sana bırakır mıyım?”

Boynunu kütleten Alparslan “Af buyur duyamadım” derken kolunu kızdan kurtarmış kendinden kısa olan adamın üzerine doğru eğilmişti.

Hakkı yeniden diklendi.

“O kızı seviyirum ula. Benum olacak.”

Ve küt.

Yediği kafa darbesi yüzünden yere serilen adam burnunu tutarken “Hırta bak la bir de şive yapıyo, oğlum seni Karadeniz’de deniz feneri yapar gece gündüz yakarım lan.” diye bağıran Alparslan gözleri kocaman olmuş kıza döndü. Gözleri irileşmiş başkaları da vardı. Atalan ve Karamoloğlu aileleri.

Aynı anda “Çimen” “Alparslan” nidaları duyulurken sertçe yutkunan ikili göz göze geldi. Onlar da aynı saniyeler içinde “Artık bana mecbursun” diye kısık sesle söylendiler.

Bu mecburiyet başkaydı. İki delinin fırtınalı aşkının ve inatlaşmalarının mecburiyetiydi.

***

“Ya ben sana sormadım. Bu adamlar korumalar falan hayırdır. Senin olayın ne?”

“Mafyayım.”

“Ne? Mafya mı? Bildiğimiz eli silahlı olanından.”

“Aynen öyle.”

Ellerini açan genç kız dua etmeye başladı.

“Allah’ım sen bana bela verme ben nasıl olsa arayıp belamı buluyorum.”

Kahkaha atan Alparslan bu deli kızla epey bir eğleneceğini biliyordu. Çimen ise ormanlar gibi yeşil gözlü bu dev adamın yanında yaşayacağı fırtınaların habercisi rüzgar uğultularını duyuyordu.

chap-preview
Free preview
1. TUHAF HOŞLANMA
Genç kız dükkanın önüne geldiğinde hala arkadaşı ile telefonda konuşuyordu. Sağa sola bakındığında bir çok balıkçılık malzemesi ve kaliteli ürün vardı. Elindeki kağıttan adresi kontrol ettiğinde doğru yere geldiğinden emin oldu. "Çimen, Allah aşkına adama bir şey yapmadım de." Çimen içeri girdiğinde görünürde kimse yoktu. Ama büyük dükkan sayesinde market rafları gibi düzenli olan rafların arasında dolanmaya başlarken arkadaşına cevap verdi. "Yani, çok bir şey yapmadım. Kafasında olta yamulttum. Ağzına iğne taktım. En son bozuk balık yemlerini yedirmeye çalışıyordum ki bizimkiler geldi. Ama haksız mıydım? Sen tut bana bozuk balık yemi ver. Yahu ben senden alışveriş yapıyorum hep neden kazık atıyorsun ki? Gevşek gevşek konuşmalar, yılışık haller. Hiç haz etmem.” "Ay tövbeler olsun. Daha ne yapacaksın çatlak. Hoş haklısın elbette ama yine de fazla olmuş sanki. Bu arada sizinkiler nasıl haber almış ki?" Birkaç yem kutusunu inceleyen kız soluğunu bıraktı. Siniri hala tazeydi. Gözlerini kapatıp açtıktan sonra içten içe kendini telkin edip arkadaşını cevapladı. Hoş olay aklına geldikçe kahkaha atmak da istemiyor değildi. "Ya bunun yanında çalışan çocuk yok mu? Bizim akraba. Heh o aramış. Az daha bekleyemedi." "Eyvah eyvah. Ya bir de çocuğa kızıyorsun. Aman neyse kimler gelmişti?" Çimen sırıttı. Kimi sorduğunu biliyordu ama isim vermedi. Şeytan azapta iyiydi. Görümcelik damarı tutmuştu tutabilene aşk olsundu. "Sence?" Derken sesindeki eğlenceli tını belli oluyordu. "Bana hepsi deme sakın. Oha. Ciddi misin? Taylan bile mi?" "Çok ciddiyim. Abimler, amcamlar, dayımlar, babam, dedem, annem ve teyzem. Taylan abim bile. Nenem uyuyormuş onu kaldırmamışlar. Eve gidince bir posta fırça kaydı ama orası ayrı konu.” Karşı taraftan gelen kahkaha ile o da kıkırdadı. "Adamı elinden almak için resme ordu gelmiş ya. Üzüldüm şimdi garibe. Bilse senin bu huyunu ve yönünü bence yemi kendi yer sana tazesini verirdi." "Abartma kızım ya ne ordusu üç beş adam işte. Hem niye acıyorsun ya. Ama dur şimdi düşününce bende acıdım." "Çimen yavrum şu üç beş adamı bana bir saysana sana zahmet." Düşünür gibi yapan genç kız başladı saymaya. Dinlendiğinin farkında değildi. "Şimdi altı abim. Dört amcam. Beş dayım. Babamla dedem. Annemle teyzem ama onlar bakmışlar mevzu benim e kendimi de koruyorum sahile kafeye gitmişler. Eve geçerken oradan aldık onları. Şimdi hesap edince on yedi falan yapıyor." Duraksadı. Kendi kendine "Oha harbi çokmuş la" dediğinde arkadaşı yeniden kahkaha attı. "Yavrum bak şimdi bari gittiğin yerde olay çıkarma emi." Aradığını bulan kız gülümserken "Ben bela çıkarmıyorum ki onlar kaşınıyor. Neyse Tuğba'cım ben şimdi kapatıyorum. İstediğimi buldum. Etrafta kimse yok bulayım şunları. Çıkınca ararım yine." Dedikten sonra telefonu kapadı. Şöyle bir bakınıp "Kolay gelsin. Kimse yok mu?" Dedi nazik bir dille ama bir dakika kadar ses gelmeyince "İlla içimdeki kamyon şoförünü ortaya çıkaracaklar." Diye homurdanıp sesini az daha yükselterek "Hop bilader biri baksın buraya" diyerek bağırdı. Hemen arkasında "Bir sıkıntı mı vardı BİLADER?" diyen adamla "Hay ben senin ebeni..." diyerek geri dönen kız baş parmağı ile damağını kaldırıyordu. Alparslan ise ufak tefek bu kızın sohbetine şahit olmuş eh yalan yok biraz da eğlenmişti. Korku ile büyüyen kehribar rengi gözlerin, küfrü son anda yutan dudakların, inatçı bakışların, uzun saçların ve yaz olduğu için giydiği askılı elbiseden dolayı görünen omuzlarındaki kelebek dövmelerinin üzerinde yeşillerini dolandırdı. Sonra kendisinden utandı. Kendi kardeşlerine biri böyle baksa yıkardı ortalığı. Sağlamından hayali iki tokat atıp kaşlarını çatarak “Bir sorun mu var? Nasıl yardımcı olabilirim?” dediğinde Çimen kaşlarını kaldırdı. Daha saniyeler önce gözleriyle onu yemeye niyetlenen ve gözlerini kısmasına neden olan adamın şimdiki hali bocalattı. Ardından kendi formuna dönüp “Yem alacaktım.” diyerek kasaya doğru yürüdü. Alparslan, faturalar için çırağını gönderdiği için kendi bakıyordu dükkana ve kasaya geçip ürünleri poşetlerken bakışlarını yerden kaldırmıyordu. Fiyatı söyleyip parayı beklediğinde önüne uzanan ince parmaklar ve para ile durdu. “Yemler bozuk değildir inşallah.” Gözlerine baktığı kızın konuşmalarından yola çıkarak “Tazedir tüm yemlerimiz. Sürekli kontrol ediyoruz tarihlerini.” dediğinde başını sallayan genç kız poşeti alıp dükkandan çıkmak için arkasını döndü. Sırtında tam da sol omuz küreğindeki siyah çizgi şeklindeki kelebek dövmesi ile adam soluğunu tuttu. Siyah saçlı, gözlüklü, küçük burunlu, yüzüne göre biraz dolgun dudaklı çıtı pıtı kız otuz altı yaşında sanki tokat yemiş gibi hissettirmişti. Kız gözden kaybolduğunda arkasındaki sandalyeye oturup alnını ovaladı. Sağlam bir dayak yerse kendine gelebilirdi. Yol boyunca yürümeye devam eden Çimen ise hemen telefona sarıldı. Tuğba'yı arayıp kulaklığını taktığı için rahatça konuşabilirdi. “Çabuk çıktın.” “Sorma. Çok değişik bir şey oldu.” “Kızım adamı delirtme ne oldu? Ay yoksa yine o Hakkı denen kene mi karşına çıktı?” Durup yüzünü buruşturan Çimen “Yok, tövbe de üç gündür görmüyorum keneyi. Evrene mesaj yollama karşıma çıkar şimdi.” dedikten sonra yeşil yanınca duran araçlar sayesinde yürümeye devam etti. Telefonda konuşmak bir an çok sıkıcı gelince “Her zamanki kafeye gelsene. Acil ama.” dedi ve “Kızım ne oldu desene çatlatacak beni orta yerimden” diye yakınan kızın “Geliyorum” demesiyle telefonu kapadı. On dakika kadar sonra kafeye girip duvar dibine geçti ve oturdu. Garsonlardan Nilay “Abla hoş geldin, hemen tavşan kanı çayını getiriyorum” değince güldü. “Yanında şu fındıklı pastalardan da olsun. Ordu usulü olsun ama.” “Hemen abla.” Büyük bir soluk almaya çalışırken aklında doğduğu toprakların rengi olan gözler vardı. Yeşil. Zümrüt ile zehir yeşili arasında sıkışıp kalmış, sert ama bir o kadar da gizemli irisler. Bedenini süzdü diye ona kızmıştı ama sonrasındaki değişimi incecik bir tohum düşürmüştü içine. O yirmi beş yaşına yeni girmiş, kalabalık bir ailenin ilk ve tek kız çocuğu herkesin göz bebeğiydi. Abilerinden kavga etmeyi, amcalarından balık tutmayı, dayılarından tekne kullanmayı, babası ve dedesinden de prenses gibi yaşamayı öğrenmişti. Dikiz nakış yemek işleri nenesi annesi ve teyzesindeydi. Gemi ve yat tasarımı bölümünden mezundu. Okula bir yıl erken başladığı için -ki bu evdekilerin artık imdat diye çığlık atma biçimiydi- üniversiteyi de bir yıl erken bitirmişti. Amcasının yanında staj yaparken seçtiği bölüme daha bir aşık olmuştu. Şimdilerde işi yoktu ama en kısa sürede aile işinde o da yerini alacaktı. Erkek sineğin yanına yanaşmasına izin vermezdi. O verse ailesindeki erkekler önce bir güzel araştırır tek firede anında kilometrelerce uzağa fırlatırlardı. Oysa şimdi kemençe duyunca kıpırdayan kalbi değişikti. Çayından bir yudum alıp pastasından yerken bunun geçmesini bekledi. Geçmedi. Sinirle bir ısırık daha aldı. Yanakları şişmiş, tıpkı en sevdiği poğaçayı yiyen küçük kız çocuklarına dönmüştü. Çayından yutmak için bir yudum alıp pastasından ısırdı. Gözlerini bir yere sabitlemiş yedikçe yiyor ağzındaki lokmaları zor çeviriyordu. Gözünün önünde sallanan el ve “Kızım pastanın ırzına geçer gibi yemesene boğulacaksın” denmesi ile Tuğba’nın geldiğini fark etti. O an öksürmeye başladığında gözleri kocaman açıldı ve sırtını işaret etti. Tuğba telaşla kızın sırtına vururken “Su iç. Hey Allah’ım ya ölecek.” diyor kıza yüklendikçe yükleniyordu. Sonunda biraz olsun kendine gelen Çimen “Tuğba, sırtıma vur dedim sen Viyana kapısına dayanan Osmanlı gibi yüklendin gidiyorsun. Öyle ölmem yavrum git bana bıçak silah getir anca işe yarar”dedi. İkili sonunda normal bir şekilde oturup sohbet moduna girdiğinde meraklanan Tuğba “Anlat bakayım neler oldu?” değince iç çeken Çimen “Bilmem, ben galiba birinden hoşlandım.” dediği an yüzüne gelen çayla gözlerini kapadı. “Oha. Yuh. Çüşünüz ama. Kızım bu çay içerken mi söylenir pardon ya.” Masadaki peçete ile kızın yüzünü silmeye çalışan Tuğba hala şoktaydı. Çimen Karamoloğlu birinden hoşlanmıştı. Acaba dünyanın sonu geliyordu da haberleri mi yoktu? BÖLÜMLER EKİM DE GELMEYE BAŞLAYACAKTIR.

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

KALP HIRSIZI (Hırsız Serisi-2)

read
5.9K
bc

HÜKÜM

read
135.3K
bc

Kalbimin Derininde

read
7.6K
bc

SINIR (TÜRKÇE)

read
13.1K
bc

Leyl Tutkusu

read
306.4K
bc

Ufaklık | Texting

read
1.7K
bc

Yasak İlişki (+18)

read
8.0K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook