-ŞEYDA Odanın kapısının açılmasıyla irkilmiştim. Koridorun ışığı bir anda içeriye dolmuştu ve adeta gözlerim parlamıştı. Başımı güçlükle doğrultmaya çalışırken Cabir ile göz göze geldim ve başımı tekrar yastığa koydum. Cabir'in elinde küçük bir yemek tepsisi, bir bardakta su vardı. İçeriye girdiğinde cebinden küçük bir fener çıkarıp yaktı ve kapıyı tekrar kapattı. Sonrada yatağımın ucuna bıraktı tepsiyi. Yüzünde hiçbir ifade yoktu. Gelip yatağın köşesine oturdu ve yemek tepsisini de kucağına aldı. " Değdi mi doktor için? " diye sordu ve eliyle başımı kaldırarak bana su içirmeye çalıştı. Ona karşı koyacak gücüm yoktu, zaten çok susamıştım. Sonrada yavaşça yemek yedirmeye çalıştı. " Cabir böyle boğulurum, ne olur çöz ellerimi. Canım çok acıyor, lütfen! Yemeğimi yedikten sonra bağlarsın t

