Poyraz
Arabayı Selin’in apartmanının önüne park ettim. Motoru susturup bir süre direksiyona yaslandım. Derin bir nefes aldım.
Bu buluşma, geçmişin sayfalarından biriydi. O sayfayı kapatmadan Naz’a tam anlamıyla ait olamazdım.
Apartman kapısına girdiğimde her şey tanıdıktı ama bir o kadar yabancıydı. Defalarca geldiğim bu yer artık bana ait değildi.
Zile bastım.
Kapıyı Selin açtı. Her zamanki gibi kusursuz görünüyordu. Yüzünde geniş bir gülümsemeyle, “Hoş geldin canım,” deyip boynuma sarıldı.
“Hoş bulduk,” dedim soğuk bir şekilde.
“Hadi içeri gel, harika şeyler hazırladım,” dedi ve elimi tutup salona çekti.
Sofra hazırdı: mumlar, şarap, arka planda hafif bir müzik… Ama benim aklımda tek bir kişi vardı: Naz.
Selin dikkatle beni izliyordu.
“Evet, bir şey söylemeyecek misin Poyraz?”
“Her şey harika görünüyor Selin, zahmet etmeseydin.”
“Zahmet olur mu? Kaç gündür seni görmedim, çok özledim,” deyip tekrar boynuma sarıldı ve dudaklarıma yöneldi.
Başımı çevirdim, dudakları yanağıma değdi.
“Poyraz, her şey yolunda mı? Canın sıkkın gibi,” dedi.
“Selin… konuşalım mı biraz?”
“Tamam ama önce bir şeyler yiyelim, birer kadeh içelim. Hem biraz gevşersin, sonra konuşuruz olur mu?” dedi heyecanla.
Onu kırmak istemiyordum ama bu konuşmanın bir an önce yapılması gerekiyordu.
“Selin, gel oturalım,” deyip koltuğa geçtim.
“Her şey yolunda mı?” diye ciddiyetle sordu.
“Selin, sen benim için çok değerlisin. Hep öyle oldun. Seninle güzel ve özel şeyler yaşadık. Hepsi benim için kıymetli anılar…”
Derin bir nefes aldım.
“Üzgünüm ama aramızdaki bu adı konmamış durumu sonlandırmak istiyorum.”
Bir süre sessizlik oldu. Sonra Selin konuştu:
“Şaka yapıyorsun değil mi Poyraz? Bu konuşma gerçek olamayacak kadar saçma.”
“Selin, ne söylesen haklısın. Ama bizim aramızda duygusal bir ilişki yoktu, hiçbir zaman da olmayacak.”
“Ciddisin…” dedi inanamayarak. “Aramızda her şey harika giderken bir gün gelip bitsin diyorsun, öyle mi? Ve bu durumu normal karşılamamı bekliyorsun?”
“Selin, özür dilerim. Sana karşı duygusal bir şeyler hissetmiyorum. Aramızda ciddi bir şey yoktu zaten.”
“Poyraz, beni delirtmek mi istiyorsun?” diye bağırdı.
“Ne demek aramızda ciddi bir şey yoktu? Hemen hemen her gece yatağımdaydın. Elimden tutup ailenle tanıştırdın. En yakın arkadaşlarınla bir araya getirdin, aile yemeğine davet ettin. Bütün bunlardan sonra aramızda ciddi bir şey olmadığını mı söylüyorsun? Delirmişsin sen!”
Bu yaptıklarına hangi kadına yapsan arkasından ciddi şeyler bekler hemen hemen her gün annenle anne kız gibi konuşuyoruz biz ve özür dilerim poyraz bey evet bunlar ciddi şeyler değil diye alaylı bir şekilde gülmeye başladı.
Bu söylediklerine sessiz kaldım. O haklıydı.
“Selin, milyonlarca kez özür dilerim. Hata yaptım. Aramızdakileri yanlış anlayacağın ortamlar yarattım. Seni üzmek, kırmak en son isteyeceğim şeydi.”
“Poyraz, ben sana aşığım. Bunu göremiyor musun? Gerçekten bunun farkına varamadın mı bunca zaman?”
Şaşkındım. Selin’in bana âşık olabileceği aklımdan geçmemişti.
Yüzü hayal kırıklığıyla kasılmıştı.
“Tabii ki farkında değildin… Bu kadar mı değersizdim senin için? Üniversiteden beri sana aşığım. Onca yıldır seni seviyorum.”
“Selin… ben hiç anlamadım.”
“Çünkü beni görmüyorsun Poyraz. Yıllardır görmediğin farkına var diye etrafında pervane oldum. Ama haklısın Poyraz… Babasının sevmediği kızı sen niye sevesin ki?” Gözlerinden yaşlar dökülmeye başladı.
“Yapma Selin, bununla alakası yok. Sen çok özel bir insansın. Sadece ben doğru adam değilim.”
Yaklaşıp göz yaşlarını sildim.
“Lütfen ağlama…”
“Hayatımda yine aynı şey oldu Poyraz. İkinci kez, her şeyden çok sevdiğim adam da babam gibi beni terk ediyor.”
“Selin, arkadaş ve dost olarak hep yanındayım. Ama başka şekilde olmaz. Sana da kendime de bunu yapamam. Lütfen anla.”
“Poyraz… O kıza âşıksın değil mi?”
“Anlamadım, hangi kız?”
“Yapma Poyraz. İkiniz arasındaki çekimi fark etmemek mümkün mü sence? Naz’dan bahsediyorum. O küçük kıza âşıksın değil mi?”
Bir süre sustum.
“Evet,” dedim kararlı bir sesle. Tüm kalbimle.
“Bu benim elimde olan bir şey değil Selin. Gönül kimi seveceğine kendi karar veriyor.”
Gözlerinden yaşlar süzüldü.
“O senden çok küçük! Ne buldun onda?”
“Sakinliği… saflığı… gerçeği. Ben onda kendimi buldum Selin.”
Selin sandalyesine yaslandı. Gülümsedi ama gözleri acıyla parlıyordu.
“Poyraz, sen hiçbir zaman sıradan bir adam olmadın. Ama şimdi… bir çocuk için her şeyi bırakıyorsun. O sana yetmez, onunla yapamazsın,” dedi kararlı bir sesle.
“O çocuk dediğin kız benim hayatıma anlam kattı. Aldığım nefes oldu. Beni anlamanı beklemiyorum, sadece saygı duymanı istiyorum,” deyip ayağa kalktım.
“Her şey için teşekkür ederim Selin. Ama artık bitti. Lütfen bunu kabul et.”
Kapıya yönelirken sesim titremedi.
“Naz’dan sonra, hiçbir kadınla olamazdım. Naz benim sonum…” dedim ve kapıya doğru yürüdüm.
Selin ağlıyordu ama geri dönmedim.
Apartmandan çıktığımda gökyüzü ağırdı. Yağmur yeni başlamıştı. Arabaya bindim. Motoru çalıştırmadan önce telefonumu açtım. Ekranda Naz’ın ismini gördüm ama aramadım. Önce biraz nefes almam gerekiyordu.
Evime doğru arabayı sürmeye başladım. Farlar suya vuruyor, yağmur damlaları camda yarışıyordu.
“Bitti,” dedim kendi kendime. “Artık sadece o var.”
Düşündüğümden daha zor olmuştu ama doğru buydu. Selin de alışacaktı zamanla… Umarım en kısa zamanda kendini sevecek ve mutlu olacağı bir ilişki yaşar diye içimden temennide bulundum.
Naz – Aynı Saatlerde
Evde Esin’le oturuyorduk ama aklım Poyraz’daydı. Kahkahalar arasında bile gözüm sürekli telefondaydı.
Her bildirim sesinde kalbim hızlanıyor, ama arayan o olmayınca içim daralıyordu.
Esin sonunda dayanamadı:
“Naz, senin suratın bir açılıyor bir kapanıyor. Ne oluyor?”
“O şimdi Selin’le konuşuyor.”
“Hâlâ mı o kadın?”
“Evet. Bitirmek için buluştu ama… Ya bir şey olursa?”
Esin gözlerini devirdi.
“Naz, abimi tanımıyor musun? Eğer o bir şeye karar verdiyse, kimse onu değiştiremez.”
“Biliyorum ama yine de… içimde kötü bir his var.”
Koltuktan kalkıp balkona çıktım. Yağmur başlamıştı. Elimi cama koydum. Telefonu elimde sıktım.
Tam o sırada mesaj geldi.
Poyraz: “Bitti Naz. Artık sadece biz varız. Seni seviyorum. Eve geçince seni arayacağım güzelim.”
Mesajı okudum. Gözlerim doldu. Göğsümden taşan o sıcaklıkla fısıldadım:
“Ben de seni seviyorum, Poyraz.”
Arkamdan Esin’in sesi geldi:
“Ne oldu?”
“Her şey bitti Esin. Artık gerçekten bitti.”
O an sanki bütün dünya susmuştu. Yağmurun sesi, kalp atışım, hatta zaman bile durmuştu.
Poyraz, söz verdiği gibi aramızdaki bütün engelleri tek tek kaldırmaya başlamıştı.