bc

Zor Aşk II

book_age18+
1.1K
FOLLOW
3.5K
READ
dark
possessive
fated
arrogant
kickass heroine
drama
heavy
rebirth/reborn
twink
spiritual
like
intro-logo
Blurb

Bazen çekip gitmeyi bilmek gerekir. Eğer gitmeniz gereken yerde halen durmaya devam ederseniz mutsuz olduğunuzda da kimseyi suçlayamazsınız.

Bende gitmem gerektiğine inandığım yerde her şeyi bırakıp gittim. Çok sevsem de kocaman bir yalanın içinde mutlu olamazdım. Eğer orada o gün kalsaydım mutluyum desem de kocaman bir yalan söylemiş olurdum. Bu yalanı ise kimseye değil kendine söylemiş olurdum.

Bende yalan söylemek yerine kendine yeni bir hayat kurmaya karar verdim.

chap-preview
Free preview
1.Bölüm- Giriş- Arınmak
Ruhum paramparça, kalbim paramparça. Nefes aldıkça o parçalar canımı yakıyordu. Ben ilk kez kalbimin sesini dinlemiştim ve oda beni çok büyük bir pişmanlığı sürüklemişti. Kızgınlığım, kırgınlığım sadece kendimeydi. Kimseye kızmaya veya kırılmaya hakkım yoktu çünkü aptal olup, hiç bir şeyi görmeyen bendim. Aptal bir oyunun içinde mutlu olacağımı sanıp, bir ömür boyu süreceğine inanmıştım. Adımlarımı düz ama sonbahar dan dolayı yerlere serilmiş olan yaprakların üzerine basa, basa yürüyordum. Şimdiye kadar akıtmadığım göz yaşlarım da, artık bana eşlik etmeye başlamıştı. Canım yanıyordu kalbimin tam ortasında kocaman bir ateş ve o ateş beni kül etmişti. Arkamda kalan ve beni bunca zaman yalanları ile kandıran adamı bırakmıştım. Artık onun gücü yetmezdi beni durdurmaya, beni hapsetmeye. Sustu ve oda benim gidişimi kabullendi. Bunca zaman beni yanında yalanları ile tutmuştu. Olamayan bir düşmanı varmış gibi gösterip, beni korkutup yanında tutmuştu. Onun yüzünden ailem bana küsken kaybetmiştim. Hayatımda her şey onun yüzünden yerle bir olmuştu ve o bunca şeyi sadece beni sevdiği için yaptığını söylüyordu. Yalanlar ile bir sevgi olmazdı. Korkular içinde bir aşk olmazdı ve ben yapamazdım onunla daha fazla, yürüyemezdim bu yolu. Şimdi uzun zamandır gelemediğim deniz kenarına gelip bir bankta oturdum ve uzun uzun denizi seyretmeye başladım. Çok uzun zaman olmuştu denizi seyretmeyeli, çok uzun zaman olmuştu buraya gelmeyeli. Son gelişim ise Demir ile karşılamam olmuştu. Her şeyde o vardı ama ben onu bugün bu denize gömmeye gelmiştim. Her şeyden arınmaya gelmiştim. Yaşadığım iyi, kötü, güzel, çirkin ne varsa ben bütün anılarını bugün bu denizin dibine gömeceğim ve onu unutacağım. Bana bunca yalanı söyleyen, aileme hasret bir şekilde kalmam sebep olan bu adamı içimde öldürme vakti gelmişti. Deli gibi seven kalbimi kör, sağır ve dilsiz etme vakti gelmişti. Bir daha onu görmeyecek, onun adını anmayacak ve onu duymayacak. Deli gibi dalgalanan denize bakıp içimde olan her şeyi bıraktım. Her şeyi serbest bir şekilde bırakmıştım. Beni yakan, beni mutsuz eden her şeyi serbest bırakmıştım. Bu banktan kalktığım zaman yepyeni bir Vera olarak kalkacağım. Bu bankta kalktığımda yepyeni bir Vera olarak kalkacağım. Demir'in bana yaşadığı bunca şeyi büyük, büyük yaşayıp kendimi üzmeyeceğim çünkü o bunu bile hak etmiyordu. Oturmuş olduğum yerden kalktığım etrafıma baktım. Kaç saattir öyle otmuşum ki, akşam olmuştu ve farkında değildim. Yeni bir hayata şimdi adım atıyordum ve kendime yemin ettim. Beni üzen, bana ihanet eden hiç kimseyi hayatıma almayacağım. Kimsenin artık benim üzerimde plan yapmasına izin vermeyeceğim. Artık o eski Vera olmayacak "Yeni hayatıma merhaba" acı bir tebessüm edip elime çantamı alıp bir taksiye binip yola çıktım. Gideceğim yer belliydi. Zamanında çalışıp kendime küçük bir daire almıştım ve bundan kimsenin haberi yoktu. Sanki bu günü yaşayacağımı biliyormuşum gibi gizliden bir ev yapmıştım. Bende artık orda tek başıma yaşayacağım. Babamın yanına gidemezdim çünkü beni artık istemezdi. Bir kez bile birbirimize küsmediğimiz babamla Demir yüzünden bozulmuştu aramız. O belki farkında değildi ama benim hayatımda çok büyük zararı vardı. Taksiciye adresi verip, bakışlarımı cama çevirip bu kez de boş boş yolu seyretmeye başladım. Kendimde değildim aldığım nefesin bile farkında olamıyordum. Ama artık tam anlamıyla kararlıydım. Kendime yeni bir hayat, yeni bir düzen kuracaktım. Evet içimde çok büyük bir boşluk var. Bir yanda Ailemi kaybetmiş olmam, bir yanda ne kadar seversem seviyim affedemediğim adam var. Ama ben bunlara rağmen ayakta durmak zorundaydım. Demir'i arkamda öylece bırakıp kendimi özgürlüğümün kollarına bıraktım. Bir zamanla gerçekten özgürlüğüme kavuşa bileceğimin hayalini bile kuramazdım. Ama şimdi her anlamda her iki taraftan da özgürdüm. Yüreğimde büyük bir yangınla özgürdüm. Aradan geçen yarım saatin ardında eve gelmiştim. Taksiden inip apartmanın içine girdiğimde, elimde ki çantayı asansörün önüne bırakıp kapıcı dairesine inip zile bastım. Kapıyı 60 yaşlarında kapıcı Sami amca açtı. "Aaa Vera kızım hoş geldin" şaşkın ama gülen yüzüyle karşılamıştı beni. "Hoş buldum Sami amca. Nasılsın?" Çok halim yoktu konuşmaya ama Sami amcayı uzun zamandır görmüyordum ve onu gördüğümde hal, hatır sormak istemiştim. "İyiyim sağ ol kızım sen nasılsın" içten bir ve samimi biriydi, Beni gördüğüne de gerçekten sevinmiş gibiydi. En azında halen samimi olan insanlar vardı bu dünyada. "Bende iyiyim Sami amca sağ ol. Ben benim evin yedek anahtarını senden almaya geldim. Benim anahtarı kaybettim de" aslında kayıp değildi babamın evinde kalmıştı her şeyim ama bunu şimdi Sami amcaya söylemeye gerek yoktu ve en makbulü buydu. "Tabi hemen getireyim" deyip tekrar evin içine girdiğinde kapının önünde bir süre bekledikten sonra anahtarı alıp geri gelmişti. "Buyur kızım" dediğinde elinden anahtarı alıp tam gidecekken yeniden Sami amcaya doğru döndüm. "Sami amca ben bundan sonra burada kalacağım da, bana yarın evi temizlemek için birini ayarlaya bilir misin?" Yarın uyanır utanmaz işe başlayacağım için temizlikle uğraşmak istemiyordum. Hızlı bir şekilde kendime bir düzen kurmam gerekiyordu ve buna ne kadar hızlı başlarsam benim için o kadar iyi di. "Tabi kızım ayarlarım. Hatta benim hanım gelir" dediğin zoraki bir şekilde gülümsedim. İnsanın içinde gelmediğini de gülümsemek ne kadar zormuş. Sahte gülüşler her zaman samimiyetsizdir. "Tamam teşekkür ederim hayırlı geceler" deyip asansöre binip 3. Katta çıktım. Bismillah deyip eve girdiğim de ışıklar kapalı ve etraf karanlıktı. Elimde ki çantayı bir kenara bırakıp kapıyı kapattım. Yavaş adımlarla yürürken elimi de duvarda gezdirip lamba düğmesini bulmaya çalıştım. Düğmeyi bulup bastığımda etraf birden aydınlanmaya başladı. Keşke kalbimizi de bir düğmeye basarak aydınlata bilsek. Gözlerimi biraz etrafta gezdirdiğim de her taraf toz içindeydi ama bunu şuan çok umursayacak durumda değildim. Direkt yatak odasına gidip üzeri tozlanmasın diye daha önceden örtüğüm beyaz örtüyü kaldırıp, bir kenara bıraktım. Kendimi ise bir un çuvalı gibi yorgun bir şekilde o yatağın üzerine attım. Uyumak istiyordum, üzerimde sanki tonlarca ağırlık varda, taşıyamıyorum gibi hissediyordum. Belki uyuyunca bu ağırlık geçer belki bir nebzede olsa rahatlarım diye gözlerimi uykuya kapattım...

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

Ne Olacak Halim (Türkçe)

read
14.2K
bc

ÇINAR AĞACI

read
5.6K
bc

HÜKÜM

read
222.4K
bc

AŞKLA BERDEL

read
78.8K
bc

MARDİN KIZILI [+18]

read
517.8K
bc

PERİ MASALI

read
9.5K
bc

Siyah Ve Beyaz

read
2.9K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook