PROLOG +18
Ama ben … Ben hayatımın en büyük kabusuna adım atıyordum .
Azize Hanım , Zümrüt ’ün odasının kapısına geldi .
" Bir şeye ihtiyacın olursa aşağıda Ayşe var . Bundan sonra Serhat senin kocandır . Ona sevgi ve saygıda kusur etmeyesin . Onun karısısın artık . "
Zümrüt gözlerini kaldırdı , derin bir nefes aldı ve hıçkırarak sordu :
" Sen Serhat ’ın annesi misin ? "
Azize Hanım bir an durdu , sonra başını dikleştirerek cevap verdi :
" Bundan sonra hem Serhat ’ın hem de senin annenim . "
Kapıyı sertçe çarpıp aşağıya indi . Yusuf Ağa ve Serhat bekliyordu .
" Oğlum , bizi bahtiyar ettin . Allah seni mahcup etmesin . " dedi Yusuf Ağa , Serhat ’ın omzuna vurarak .
Ama Serhat ’ın içinde fırtınalar kopuyordu .
Konakta herkes ayrılmıştı . Artık sadece ben ve Serhat kalmıştık .
Kapının önünde duruyordu . Odaya girmeye cesaret edemiyordu . Derin bir nefes alıp içeri adım attığında , beni yatağın ucunda otururken buldu . Başımda duvak vardı .
Gözleri gölgelerle doluydu .
Tam bir şey söyleyecekken elimdeki bıçağı hızla ona doğru savurdum .
" Bırak şunu , Zümrüt ! Ne yapıyorsun ? ! Konuşalım ! " diye bağırdı .
Bıçağı elimden aldı , bir kenara fırlattı .
Gözlerim öfke ve çaresizlikle doluydu . Olanları anlattım . Nasıl zorlandığımı , nasıl satıldığımı …
Serhat ’ın yüzü gerildi . Bir anda öfkeyle kapıyı açıp dışarı çıktı . Ayağının altındaki taşlar bile öfkesini hissetmişti .
Serhat
Konaktan fırladığım gibi babamın yanına gittim .
" Babam nerede ? ! " diye bağırdım .
" Yukarıda , Ağam . "
Hızla babamın yanına gittim .
" Baba , bu kız beni istemiyor ! "
Yusuf Ağa gözlerini kıstı , sesi keskin bir bıçak gibiydi :
" Sus , Serhat ! Birisi duyacak . İstemiyorsa ne olacak ? Siz evlendiniz , artık o senin karın , namusun . Berdel bozulursa neler olacağını biliyorsun . Gerekiyorsa zorla ! Bu gece gerdek olacak ! Aşiret senden bunu bekliyor ! "
yumruklarımı sıktım ama hiçbir şey söyleyemedim . Dişlerini gıcırdatarak geri döndüm .
Konakta yürürken ayaklarım titriyordu .
Kapıyı açtığımda , zümrüt hâlâ ağlıyordu .
" Bırak beni ! Ne olur bırak ! " diye yalvardı .
Olmaz , Zümrüt . Düzgün dur . "
" Ne olur bırak gideyim ! "
Sesi soğuktu :
" Bu gece o kanlı çarşaf çıkacak bu odadan , Zümrüt . Zorlaştırma işimi . "
Bütün vücudum titredi . Ellerimle üzerimdeki bindallıyı sıkı sıkıya tuttum . Ama Serhat , parmaklarıyla onu yavaşça çözmeye başladı .
Kelimelerim boğazımda düğümlendi .
" Yapma … Ne olur … "
Üzerinde bindallıyı yırttığım gibi yatağa yatırıp kendime doğru çektim . pantolonumun kemerini çözdüm.
Nolur serhat yapma bu iğrençliği .
Artık çok geçti zümrüt . Bacaklarını ayırdığım gibi kollarımın altına altım . Fermuarı açıp baksırımı indirdim . Zümrüt’ün kilodunu erkekliğimin ucu ile kenara kaydırdım bu gerdek olmak zorunda korkma sakin ol .
" Yapma diyorum serhat sana yapma ."
" Canını yakmak istemiyorum zümrüt . "
Yavaşça içine girmeye çalışıyordum Zümrüt'ün buna bile canı açıyordu hepsini alsa içine nolucaktı hali . Sıcacıktı kadınlığı çok zevk veriyordu çırpınışları içine girdikçe çığlıklar atıyordu .
" Yeter artık durr !!"
" Az kaldı sabret zümrüt . "
Git gel yapıyordum , kanlar akıyordu artık karımdı kızlığını almıştım .
erkekliğimde kan olmuştu altımızdaki çarşafın kenarını tuttum kendimi ve zümrütüm kadınlığını sildim yana kaydırdığım kilodunu yerine koydum . Zümrüt elleri ile yastığı kavramış ağlıyordu .
Ağlama zümrüt artık benimsin . Töre yerine geldi . Kemerimi bağladığım gibi odadan fırladım .
Keşke boyle olmasaydı .artık benim sesim çıkmıyordu .