Eva
Rex'in bağırması ile Elena korkarak birkaç adım geriye gitti.Kimseden çıt çıkmıyordu.
"Elena neler oluyor burda!"
"Bir şey olduğu yok Alfa"
"O zaman neden kurdun Eva'ya saldırmak üzereydi!!"
"Ona ahırı temizlemesini söylemiştim o da işi Seth'e yaptırmış" bunu demesi ile kendimi savunmak için, "Ben istemedim kendisi dedi" dememle Elena öfkeyle bana baktı.
Rex yavaşça Elena'ya doğru yürümeye başladı taki onun iki adım önüne gelene kadar.
"Seni uyarıyorum Elena, Eva'ya saldırdığını görürsem bunu ağır bir şekilde ödersin" tehditvari sesiyle konuştuğunda karşısında ki kurdun sesli şekilde yutkunmasına neden olmuştu.
"Bu herkes için geçerli!" sonra bana dönüp, "Benimle gel!" ağzımı dahi açmadan onu takip etmeye başladım. Çalışma odası olduğunu tahmin ettiğim bir odaya girdiğimizde ,"Şimdi bana her şeyi anlatmaya başlıyorsun" anlamayan gözlerle ona bakınca "Buraya nasıl geldiğinle başlayalım"
Masaya yaslanmış şekilde benim anlatacağım şeyleri bekliyordu.
"Ne olduysa kaçarken oldu.Peşimdeki iki adamdan kaçarken bir mağaraya sığındım beni bulmasınlar diye mağaranın derinlerine doğru gitmeye başladım hiç ışık olmadığı için önümü göremedim ve bir çukurdan düşmeye başladım sonra burdaydım işte..."
Tek kaşını kaldırmış halde,"Kimden kaçıyordun?"
"Malını çaldığım adamlardan"
"Hırsızsın yani?" iğrenerek bana bakmıştı.
Derin bir soluk alıp,"Bizim yaşadığımız yerde hayatta kalabilmek için bunu yapmak zorundayım.Sizin kadar şanslı değiliz" bir şey demeden bir süre beni inceledi.
"Peki girdiğin mağara nasıldı? "
"Ormanın içinde sıradan bir mağara işte"
"Peki düştüğün çukur nasıldı? "
"Hiç ışık olmadığı için düşerken bir şey göremiyordum.Sadece çok derindi beş dakika boyunca düştüğümü hatırlıyorum" Biraz düşündükten sonra ,"En son bir ışık patlamasına benzer bir şey oldu sonra da bayıldım. Gözümü açtığımda sizin sürü üyeleri beni yakalayıp buraya getirdi" Rex sıkıntılı şekilde düşünmeye başladı.
"Tek miydin?" bunu sorması ile kanımın çekildiğini hissettim.
"Evet" bana dik dik bakıyordu yavaşça yanıma doğru yürümeye başladığında avuç içlerim de terlemeye başlamıştı. Dibime gelip yüzüme eğilerek "Bana yalan söyleme Eva, yalan söylediğin çok kolay anlaşılıyor"
"Do-doğru söylüyorum" gözlerini kapatıp derin bir nefes alarak ,"Evaa! hâlâ yalan söylüyorsun"
Lanet olsun bunlar yalan söylenleri anlıyorlar mıydı!
"Son kez söylüyorum eğer bana ne olduğunu yalan söylemeden anlatırsan seni zindana yollamam.Ama yok hâlâ ısrar edersen yalanda bundan sonra zindan da kalmak zorunda kalırsın" benden birkaç adım uzaklaşıp ,"Seçimini yap" konuşmamı bekliyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum ama yalan söylersem bunu anlayıp beni o pis yerden asla çıkartmazdı.
"Bütün gün seni bekleyemem!" bağırdığında kendime gelip,"Bi-Biri vardı yanımda ama gözlerimi açtığımda onu göremedim"
"Kimdi o?" öfkesi biraz yatışmıştı.
"Arkadaşım, onunla kaçıyorduk adamlardan ama bayıldıktan sonra onu göremedim" düşünceli şekilde çenesindeki kirli sakalını ovalamaya başladı.
"Nasıl biri?"
"Uzun kızıl saçları ve ela gözleri olan biri, yüzünde hafif çilleri var"
"Adı ne?"
"Sabrina" belli bir süre hiç konuşmadan düşündükten sonra tekrar düz bakışlarını bana çevirip ,"Yaşadığın dünya da senin gibi kaç insan var?" Sorduğu soru ile afalladım.
"Bilmem, bir milyardan fazladır" dediğim an Rex iki kaşını şaşkınlıkla kaldırıp, "Bir milyar mı?"
"Evet"
"Hayatta kalmak için neden hırsızlık yaptığın belli oldu" Ne demekti bu şimdi! Anlamadığımı görünce, "Dur tahmin edeyim birbirinizle sürekli savaş halindesiniz, çok fazla olduğunuz için yeryüzündeki kaynakları hızla tükettiğiniz kalan çok kaynak için savaşıp duruyorsunuz. Zenginler için sorun olmuyor ama sizin gibi fakir olanlar açlıktan ölüyor değil mi?" cevap veremediğimi görünce dudakları yukarı doğru hafif kıvrılınca haklı olduğunu anlamıştı.
"Atalarımız farklı boyutlardan bahsedip duruyordu ama bugüne kadar hiç buraya faklı bir boyuttan gelen tür olduğunu duymadım."
Bana bakarak konuşsa da aslında kendi kendine konuşuyordu.
"Rex bana ne yapacaksınız?Arkadaşımı bulmam gerekiyor.Burada kalamayız"
"Eve nasıl gideceğini biliyor musun?" bilmememin vermiş olduğu hayal kırıklığı ile başımı sağa sola salladığımda Rex ,"Tahmin etmiştim"
"Sizin hakkınızda bir şeyler bulana kadar burda kalmak zorundasın, arkadaşını da diğer sürülere soracağım belliki farklı bölgelere atılmışsınız" onu soracağını duymamla minnetle Rex'e baktım. "Gerçekten onu arayacak mısın?"
"Eva bizden deli gibi korktuğunu biliyorum ama sizin yeriniz burası değil boyutunuza bir şekilde dönmemiz gerekiyor yoksa burda çok fazla yaşayamazsınız" Şu an karşımda ki bu iri adamla ilgili düşüncelerim yavaş yavaş değişiyordu.
"Ya hiç dönemezsem?" bunu söylerken boğazımda bir yumru oluştu.
"O zaman ömür boyu sürü işlerini yapmaya devam edersin" Dalga mı geçiyordu Elena tepemde varken hemde...Bir şey demediğimi görünce "Şimdi git işinin başına dön" odadan hızla çıktım.
Tüm gün yine Elena'nın işkencelerin katlanmak zorunda kaldım. Rex azarladığı için daha kötü davranmaya başlamıştı. Fiziksel olarak kuvvet uygulamıyor çünkü buna artık cesaret edemezdi ama psikolojik olarak üstüme çok geliyordu.Yine herkesin yapması gereken tüm işi üstüme yıkmıştı.
İki Hafta Sonra....
Bu lanet yerden hâlâ kurtulamamıştım! Rex benimle ilgili bilgilere ulaşsa bile nasıl kendi boyutuma gideceğimi bilmediği için sürüde kalmaya devam ediyordum ve tabi sürü işlerini de yapmaya. İki haftadır resmen doğru dürüst dinlememiştim sürekli yorgunluktan dolayı ağrım oluyordu gecenin bir saatinde yatıp sabahın köründe kalktığım için uykumu alamıyordum bu yüzden gözlerimin altı mosmordu.
Rex'e birkaç defa bu durumu söylemeyi düşünsemde sonradan vazgeçtim. Sonuçta beni koruyacak hali yoktu.
"Evaa! Salonu hemen sil!" bu kadının sesi midemi bulandırıyordu.
Çenesini kapatsın diye hızla odaya geçtiğimde Rex'i gördüm.Oturmuş elindeki kağıtlarla uğraşıyordu beni görünce yüzümü biraz inceledikten sonra tekrar kağıtlara döndü.
"Burayı temizlemem gerekiyor Alfa"
"Temizle sana engel olmam" bir bu eksikti git dışarı bende rahat rahat temizlik yapayım.
Derin bir nefes alıp temizlemeye başladım koca odaydı! Bir saat geçtikten sonra sabahtan beri çok yorulduğum için başım dönmeye başladı. Elimle yanımda bulunan masadan destek aldığım sırada yanımda birinin varlığını hissettim."Neyin var?" Rex yüzümü inceliyordu.
"Başım döndü sadece"
"Hastalığın felan mı var"
Başımı hayır anlamında sallayıp, "Sadece yorgunluktan" alayvari şekilde gülünce içimdeki öfkede gün yüzüne çıkmaya başladı.Ona dik dik bakmam hoşuna gitmemişti yüzündeki dalga geçer gülümsemesi yerine ciddi bakışları yerleşti anında.
"Neden öyle bakıyorsun!?"
"Buraya geldiğimden beri evin bütün işlerini aşağıdaki manyak çalışanın üstüme yıktı. Herkesin işini ben yapıyorum! Bu da yetmiyor Elena'nın aşağılamalarına maruz kalıyorum! Gecenin bir saatinde yatıp sabahın köründe kalkıyorum! Neden? Senin sürü çalışanların daha az çalışsın diye! " bağırmamla bakışları sekteye uğrayan Rex şaşkınca yüzüme bakıyordu.
"Herkesin yapması gereken iş var Eva, bütün işi sen yapmayacaksın"
"Ama Elena bana yaptırıyor!"
Rex'in sinirlendiğini görebiliyordum.Öfkeyle yanımdan ayrılacağı sırada,"Sen burda beni bekle!" dedi ve gitti. Ardından bakakalmıştım.
On dakika sonra geldiğinde yüzündeki nerdeyse tüm damarları belirgin yüzü kıpkırmızıydı.
"Bundan sonra sadece yemek zamanı servis yapıp, benim ve Seth'in odasını toparlayacaksın bunların dışında başka hiçbir iş yapmayacaksın" birkaç adım önümde durup,"Neden daha önce gelip söylemedin" sesi normale göre daha yumuşak çıkmıştı.
"Birilerini şikayet etmek huyum değil bu kadar çok zorlanmasaydım yine de gelip söylemezdim"
"Ama söylemen gerekiyor Eva, ben ve Seth her şeyi takip edemeyiz.Bir daha bir şey olduğu zaman ya bana ya da Seth'e gidip söyle"
"Şimdi gidip yarına kadar dinlen.Yarın önemli misafirlerimiz olacak.Alpin Sürüsünün Alfası ve bazı üyeleri gelecek" koltuğa doğru ilerleyip ,"Misafirlerle sen ilgileceksin" bana izin vermesine o kadar sevinmiştim ki daha yeni öğlen olmuştu ve sonunda düzgün şekilde uyuyabilecektim.
Teşekkür edip odadan ayrıldığımda hızla uyumak için odama doğru hareket etmiştim bile...