1.BÖLÜM
Siyah uzun saçları yastığı komple kaplamış, beyaz teni ise terden ıslak olmuştu. Genç kadın, daldığı derin uykuda gördüğü kabus ile kafasını sağa sola sallayıp duruyordu.. Ellerini sıkıyor, tırnaklarını avuç içine geçiriyordu. Uykusunda bile acı çekiyordu
"Ali" dedi .. Acıyı dudaklarında inletiyordu.. Acı ile devam etti "ne olur yumma gözlerini" diye devam etti, ne gördüğü kendine saklı olan bu kadın, "ALİİİİİİ" diye çığlıkla uyandı..
Ela gözleri, dolu dolu olmuştu, elini kalbine götürdü, o kadar hızlı atıyordu ki öleceğini hissetti genç kadın o an. Komodin de duran saatte baktığın da, sabahın 6'sını gösteriyordu, gün daha yeni doğuyor ve Hazan yine aynı saatte kalkıyordu.. Hergün aynı kabusla uyanmak canını, her geçen gün daha da çok yakıyordu.
Eşofman takımlarını üstüne geçirip, saçını tepeden bağladı, kulaklığını da takıp, sahilde koşmaya başladı.. Koşarak rahatlamaya çalışıyordu genç kadın. Harika bir fiziği olmasına rağmen, Bu kez zayıflamak için değil acılarını unutmak için koşmayı seçmişti. Sahilde, denizin kokusu ona o kadar iyi geliyordu ki. Güne azda olsa pozitif başlamasına sebep oluyordu..
Bir saatlik koşunun arkasından eve geldiğinde, banyoya attı kendisini, ılık suda kendisini dinledi genç kadın.. Banyodan çıkıp, saçlarını balık sırtı ördü, üstüne rahat bir kombin uyguladı, kot ve üstünde salaş bir gömlek. Altında spor ayakkabı , solgun yüzünü biraz rahatlatacak bir pembe ruj, her şeyi tamamlıyordu.. Hazırlığı bitmişti sonunda. Tam odadan çıkacağı anda, kapı çalınmadan içeri topuklu ayakkabısını yere sert bir şekilde vurarak Alev girdi.
"Ooooo günaydın prenses"Alev'in arsız tavrı sınırları zorlayan cinstendi
"Odama böyle girme demedim sana" Hazan'ın sert uyarısı, yeterli miydi
"Kusura bakmayın Hazan hanım, kendi evimde kapı çalma adetim yoktur"
Zoraki gülümseme yayıldı Hazan'ın yüzüne "Şaka gibisin, ama senle uğraşamam. Vaktim senden o kadar değerli ki"
Alev, "Bir şeyi merak ediyorum , mutlu musun gerçekten de böyle yaşamak dan"
"Değilim" Hazan değildi mutlu hatta hiç değildi.. Ama En çokta bu kadın hayatlarına girdiği için mutsuzdu
Alev, dişlerini de ortaya sererek gülümsedi "Belliydi"
"Çünkü hala seni görüyorum" dedi ciddi bir sesle
Alev , kollarını doladı birbirine, "Bana bak , yarın önemli bir davet var sende geleceksin oraya"
"Sen kimsin ki bana emir veriyorsun, haddini bil Alev"
"Senin yüzünden şuan baban, bitmek üzere biliyorsun değil mi? Bak Hazan, en azından bu davete gel. Beni sevmiyorsun biliyorum ama aklın kalmasın, aynı duygular karşılıklı. Bu davet baban için çok önemli, bir çok iş adamı gelecek oraya, eğer şirkete bir ortak bulunmazsa ne olacağını az çok tahmin edersin diye düşünüyorum"
Yutkundu Hazan, "Çok mu kötü" diye sordu merakla
"Çok kötü cicim, sayende daha da kötüye gidiyor"
"Çık Odam dan" dedi Hazan,
Alev çıktı dışarı.. Hazan, yatağa oturarak derinlere daldı. Hayatı bir girdap üzerinde gel git dercesine sallantıdaydı. Nefes almakta çok zorlanıyordu bu evde. Bu ev artık ona cehennem gibiydi .Ama ne kimseyle dertleşe biliyor, nede içinde yanan ateşi birisine anlatabiliyordu. Babası bile artık ona çok yabancıydı. Tek derdi ya kumar yada yeni karısı Alev'di. Oysa önceden hiç öyle birisi değildi Ahmet. En azından annesi sağ iken, daha çok ilgi gösterirdi . Sevgisini gizlemezdi. Şimdi ise, babasının öz olup olmadığını sorgular hale gelmişti. O denli uzaktı artık kendi öz babası..
**
Hazan, odada yatan genç çocuğa baktığında gülümsedi. Yanında duran doktor orta yaşlar da , hafif sakallı bir adamdı. "Sayende, her geçen gün daha iyiye gidiyor"
Hazan, gülümsedi "İnanmasaydı bu olmazdı"
"Hazan hanım, bence kendinizi hafife almayın. Sayenizde kaç tane genç bu illetten kurtuldu"
"Umarım, daha çok gence ulaşırız"
"Umarım"
**
Gece çökünce , Hazan eve gelmişti . iki katlı villaya baktı. Ufak bir bahçesi , içinde yeşil çimenleri vardı, aralarında çıkan çiçekler çoktan solmuştu. Bu evde sığıntı olarak kalmak dan nefret ediyordu..
Kapıyı anahtarı ile açıp içeri girdi. Merdivenler den çıkarken, arkasında bir ses belirdi "İyi akşamlar demek bu kadar zor olmamalı" yaşlı adamın bu sesi, sert ama uyarıcı çıkmıştı.
Hazan, dudağını kıvırdı arkasını döndü "İyi akşamlar"
Alev, gülümseyerek baktı "Bize katılmayacak mısın"
Sofra kuruluydu, Hazan açtı ama o sofraya oturmak , en son isteyeceği şeydi. "Aç değilim"
"Hazan" dedi sert çıkmıştı bu kez sesi "Geç otur, madem aç değilsin en azında kızımın yüzünü göreyim"
"Baba" dedi , kırmak istemiyordu ama sabrı da son sınırdaydı artık.
"Bu kadar mı zor Hazan, bak halimize"
"Suçlu ben değilim" Alev'e baktığında, suçun kimde olduğu aşikardı.
"Ne yani suçlu ben miyim"
Ahmet , kibarca "Ne alakası var hayatım"
"Beni bir sevemedi Ahmet ,, bu neyin kini Hazan. Bu adam senden mutlu olmanı istedi ama sen hepimize"
"Mutlu olmak öyle mi, şirketi ortak bulmak için resmen beni satışa çıkardı"
"Haddini aşma"
"Baba, bir kez olsun . senden sadece bir kere rica ediyorum, şuna karşı beni de savun. Haklı olduğumu bildiğin halde"
"Benimle ne derdin var senin Hazan. Benden ne den bu kadar nefret ediyorsun, Okulu yarıda bıraktın ve bunu babana ben söyledim diye mi bu kinin"
"Senin yüzünden" hırçınlığı yüzüne yansıyordu Hazan'ın, gözleri dolu dolu baktı "Annem kalp krizi geçirdi, sonra öldü. O çeneni tutsaydın şuan annem ait olduğu yerde olacaktı, Babamın yanında"
"Sen seçtin bunu Hazan, annen Alev yüzünden ölmedi. Bu olayı öğrendiğinde de zaten kaldıramazdı"
"Baba yete, senle bu konu için tartışmayacağım artık"
"Asıl sana yeter, şımarıklığının bedelini ben ve Alev ödüyoruz. Senden sadece Cevat beyin oğlu ile evlenmeni istedim ama sen"
"Sen beni aptal bir anlaşmanın kurbanı yapmak istedin. Evlenmeyeceğim baba, bunu iste yada isteme, sırf sen şirketini kurtaracaksın diye ben sevmedim , istemediğim bir adam ile evlenmeyeceğim"
"Yarın, o davete geleceksin Hazan"
"Gelmeyeceğimi daha önce belirttim, sevgili eşine" İmasına bozuldu Alev. Arsını dönüp gideceği o anda,
"Eğer gelmezsen Hazan.. Sana yemin ederim , seni evlatlıktan red ederim"
Hazan'ın bakışları, babasını bulduğunda Ahmet bey'in ne kadar net olduğunu anladı. Bu durumda , bu ortamda en büyük keyif alan Alev ise, sinsi bakışlarını yayıyordu.. Hazan odasına gitti. Eşyalarını toplamaya başladığında, Komodin de duran Annesinin resmine baktı.. Eline aldığında, gözleri dolu dolu bakıyordu.. Canı yanıyordu Hazan'ın, şimdi dizlerine yatıp ağlamak istediği kadın, onun yüzünden artık yoktu..
Alev haklıydı, kendi hatasının bedelini ödüyordu Hazan.
**
Bir çok firmanın buluştuğu gece de, davetliler arasında Alev ve Ahmet'te yerini aldı.. Avını bekliyordu ikisi de, bir an önce şirketi kurtarıp, eski yaşantılarına devam etmek istiyordu her ikisi de. İçkisinden bir yudum alan Alev, etrafa bakışlarını süzdü. "Görünmüyor hala Hazan"
"Gelir birazdan"
"Ahmet, ya bulamazsan ortak olacak bir firma o zaman ne olacak"
Ahmet , gözlerini kaçırdı. Olabilecek en kötü şeyi şimdi düşünüp canını sıkmak istemiyordu. Alev'in ellerini sıkıca tuttu "Söz veriyorum geçecek bunlar hayatım, Hazan, sayesinde halledeceğiz bu mevzuyu"
Alev, hırsla çekti elini "Hazan'a kaldıysa işimiz, o işten umut yok demektir"
"Yapma Alev, Hazan beni kırmaz. Göreceksin. "
"Bu kızın cidden canımı sıkıyor. Aptalca yardımlaşma vakıfları ile uğraşıyor ama burada babasına bir destek olamıyor. Zamanın da ne güzel o adamın oğlu ile evlenseydi, bizim de kafamız rahat ederdi, kendide sosyetik ailenin gelini olurdu. Ama şımarıklık diz boyu kızında"
"Ona da hak ver Alev"
"Beni sevmiyor Ahmet, beni hala sevmiyor. Gözlerinde ki o nefreti göre biliyorum. Sanki annesini ben öldürdüm, kendi aptallığının bedelini , zavallı kadıncağız çekti. Ben onun iyiliği için söyledim her şeyi. Nereden bileyim kadıncağızın bu acıyı kaldıramayıp kalp krizi geçireceğini"
"Düşünme bunları Alev lütfen"
Masaya sert bir şekilde içki bardağını bıraktı "Bizim evliliğimizi bile ima kullanarak davranıyor. Seni paran için sevseydim şuan bu durumda hala yanında olur muydum Ahmet. Senin acın benimde acım"
Ahmet, karısının ellerini sıkıca tuttu, elleri ile solgun yüzünü okşadı.. "Seni seviyorum Alev, Hazan'ın bu deli saçmalığı bir gün geçecek, o gün yaptığı hatayı da görmüş olacak. Söz veriyorum her şey güzel olacak. Yeter ki, benim sevgimden şüphe etme ne olursun"
Alev, amacına ulaşmıştı sonunda, Ahmet'in merhametli bakışları altında gülümsedi genç kadın. Kapıya kaydığında gözü Hazan'ı buldu.. "Sonunda geldi "
Ahmet'in de bakışları Kapıyı bulduğunda Hazan'ı gördü "Çok şükür"
Alev, Hazan'ı süzdüğünde morali daha da bozuldu "Bu kız , buranın ne olduğunu sanıyor Allah aşkına Ahmet, giydiğine bakar mısın"
Ahmet'in de canı sıkıldı.. Genç kızın altın da bol paça kot pantolon hemen üstünde, beyaz bir gömlek altında da , yumurta topuklu bir ayakkabı kullanmıştı.. Ahmet, elini sıktı.. Hazan, babasını görünce yavaş adımlarla ona doğru ilerledi.
"Biraz daha düzgün bir şeyle giyine bilirdin" Ahmet, sinirle söylemişti bunları
"Anca bunlar vardı dolabımda, bende bunları giyindim" dedi kendinden emin bir şekilde
Alev, derin bir nefes aldı "Ben yatağının üstüne giyeceklerini bırakmıştım"
Hazan, tek kaşını kaldırıp baktı Alev'e, genç kadın, dekoltesini oldukça fazla kullanmış, askılı elbisesinden fırlayacak derecede duruyordu, kalçası da belirgin olmasına rağmen , bunu gizlemek yerine kırmızı bir elbise giyip , cüretkar oluşunu gösteriyordu genç kadın. Kendinden emin bir şekilde "Kendimi pazarlamak için bir kıyafete ihtiyacım yok"
Alev dişlerinin arasından, sadece kendisi duyabileceği şekilde "Hadsiz sürtük" dedi.
Ahmet, beyin canı sıkılsa da belli etmemeye çalışıyordu yaşlı adam . "Senden tek ricam var Hazan, lütfen şu ortaklığı halletmeme yardım et"
Hazan, derin bir nefes aldı. "Tamam" dedi genç kadın, madem babasının bu halinden bir ortak bularak kurtulacaktı, oda destek verecek ortağı bulacaktı.
Birkaç firma sahipleri ile tanıştı genç kadın. Hepsi ile hoş sohbet yaparken, şirketten de bahsediyordu ama hepsinin tek amacı genç kadın ile bir yemek yiye bilmekti. Bu pasif hali bile, adamların dikkatini çekmeye yarıyordu. Güzel kadındı Hazan, beyaz duru teni , siyah up uzun saçları, düzgün fiziği ve onunla bütünleşen uzun boyu , her erkeğin dikkatini çekiyordu. Üstünde çuval olsa o bile yakışırdı genç kadına.
Bir masaya geçtiğinde, kimse yoktu. Erkeklerin bel altı yorumları canını sıkıyordu genç kadının , bu ortamları oldu olası sevmezdi zaten. Garson yanına geldiğinde "İçecek bir şey alır mısınız" diye tepsi içinde ki içecekleri gösterdi.
"Alkolsüz içeceğiniz yok mu" diye sordu, kibarca genç kadın.
"Elbette, buyurun hanım efendi" diyerek, bardağı uzattı.
Alev , Hazan'a bakarak "Hazan'cığım" dedi oldukça yapmacık bir tonlamada .
Hazan, arkasını döndüğünde birkaç metre ilerisinde duruyordu babası, Alev ve yanların da genç bir adam da duruyordu.. Gözlerini kaçırdı genç kadın, canı sıkılmıştı, Yanlarında duran adamın, kendisini süzmesi canını sıksa da, önüne döndü, elinde ki bardağı alıp onlara doğru gitmeye yeltenmek için döndüğünde, bir anda bardak birisine çarparak yere düşmüştü. Bardağın yere düşmesi ile kırılmış.
Davetliler şaşkın bakışlarını onlara dikmişti. Hazan'ın gözleri kocaman açıldı.. Beyaz gömleği komple vişne suyu olmuş kişiye bakıyordu, henüz yüzüne bakmadığı kişinin bir erkek olduğunu anlaması uzun sürmedi "Çok özür dilerim, ben çok özür dilerim, nasıl oldu anlamadım"
"Sorun değil " dedi, sesi hem sert hemde güzeldi
Genç kadın, masada duran peçeteyi alıp adamın üstünü silmeye kalktı "Gerçekten özür dilerim, zararınız neyse karşılamaya hazırım"
Genç adam, kadının peçete ile silen elini tuttu "Gerek yok dedim" bu kez bu uyarı daha da sertti.
Hazan, kafasını kaldırdığında, Adamın gece karısı gözlerinde takılı kaldı.. Uzun boyu, atletik yapılı vücudu, kirli sakalı ve kısa saçları, her kadının gözdesi olacak bir adam vardı kaşısın da,. İster istemez çekindi. Elini çekti adamın, sert ellerinden "Kusura bakmayın" dedi. Genç kadın. Ne kadar özür dilese de, bu hatanın bir telafisi olamazdı. Özel bir davette, şirketler arası toplantı da, beklide çok önemli bir iş adamının üstüne, meyve suyunu dökerek, onu bu ortama rezil etmişti.
"Ben zararınızı karşılarım" dedi genç kadın.
Adam, kızın yüzüne bakmadan, gömleğine gitti gözü, sahiden de rezil olmuştu gömleği üstelik ortama rezil olması da cabasıydı. Canı sıkıldı genç adamın, çok uzatmadan kadını arkasında bırakıp çıkışa doğru ilerledi. İlerlerken, Alev ve Ahmet'in yanında geçiyordu. Alev'in gözleri genç adamı buldu.. Çok yakışıklı bir adamdı ve adamın harika bir vücudu vardı. Bir kadın olarak duygularını gizleyemedi.
Genç adam çıkışa giderken, kolundan başka bir sert el tuttu "Abi ne oldu"
"Görmüyor musun, beceriksizin biri üstüme meyve suyunu döktü"
"Beceriksiz dediğin kadın için buradayız yalnız"
"Anlamadım"
"Hazan Gökkaya o Demir"
Demir, arkasından gözlerini ayırıp davetliler arasında duran kadına baktığında ellerini sıktı.. "Demek o kadın bu kadın"
"Aynen öyle abi, sen bilerek yaptın sandım"
"Ben böyle basit planlar yapacak bir adam mıyım Levent , aptal kız dönerken çarptı"
Güldü Levent "Yalnız sahiden güzel kızmış da, niye böyle giyinmiş anlamadım. Şu kırmızı kadın da Üvey annesi Alev , kadının gözleri bir dakika senden ayrılmadı"
"Rezil bir aile oldukları belli zaten. Sen git, adam ile görüş, bende şu rezillikten kurtulayım"
"Tamam dostum , bende o iş"
Hazan, uzaktan üstünü mahvettiği adamı gördü. Genç kadın, çantasını da alıp adamın arkasından çıkışa gitti. Yalnız adamı bir türlü bulamıyordu, sağına soluna bakarken, bu kez kapı dışında gördü genç adamı , Yanında koruması gibi duran birisi vardı.. uzaktan baktı genç kadın, adama..
Yanlarına gelen siyah bir minibüse bindi.. ve gitti. İç geçirdi Hazan "Benim yüzümden gecesi de mahvoldu"
Akşam eve geldiklerin de, Alev burnunda soluyordu.. Ahmet bey ise sakinliğini korurken, Hazan'ın vurdum duymaz halleri canını sıktı Alev'in. "Demir Soylu gibi bir adamın üstüne meyve suyu dökmek"
"Ben odama çıkıyorum, yarın erken kalkacağım"
Alev, burnun solurken Ahmet bey, oturdu tekli koltuğuna. "Bu kızın yine başardı Ahmet"
"Kimse ortak olmak bile istemedi" Dedi Ahmet, kravatını açarak , Alev'i duymuyordu artık yaşlı adam ."Delireceğim" diye isyan ederken, Ahmet'in telefonu çaldı.
**
Hazan, odasına girdiğinde aklına o gece karası gözlü adam geldi. Adının Demir olduğunu öğrenmişti . canı sıkılmıştı genç kadının. "Benim yüzümden gecesi mahvoldu" diye üzüldü yine
Yatağının üzerine oturduğun da, adamın yine yüzü geldi gözünün önüne . İçimde anlamsız bir duygu vardı, tarih etmek imkansızdı bu duyguyu. Hiç bilmediği o duyguyu düşündü genç kadın. Bu duygular ile boğuşurken, odasına Alev yine kapıyı çalmadan girdi.
"Bana bak Alev, bir daha odama kapı çalmadan girersen"
"Ne yaparsın mesela"
Hazan, gözlerini kısıp Alev'in üzerine doğru giderken , Ahmet bey içeri girdi. "Söyledin mi" diye keyifli ses tonu, odayı rahatlatmıştı.
Hazan, tek kaşını kaldırdı , "Neyi söyledi mi"
Alev, kollarını doladı bir birbirine. "Yarın akşam Demir Soylu, bizimle akşam yemeği yemek istiyor"
Gözünü kaçırdı Hazan, gece karası gözlere sahip o adam , yarın ailecek yemek yemeğe mi davet etmişti. Şaşkındı ama şaşkınlığını da gizleyemedi "Neden"
Alev, gözlerini kaydırdı "Neden olacak, baban ile iş yapmak için"
"Hazan, sonunda şirketimiz kurtulacak. Bu adam ile tek bir iş yapmam demek, kariyerimizde başarı demektir"
Hazan, yatağına oturdu, Ahmet bey keyifle odadan çıktı. Alev, gülerek yanına geldiğinde "korkma cicim, baban o adam ile fingirdeşmeni istemeyecek"
"Bana bak" dedi genç kadın sinirle
"Öyle bir adam sana neden baksın ki zaten"
Alev umursamadan odadan çıkarken, genç kadı gözlerini kıstı, sakin kalmaya çalışıyordu. "Allah'ım sabır ver bana"
**
Genç kadın , üstüne giyindiği siyah takımı ile kürsüye çıktı. Gelen tüm davetliler alkışlarken , Hazan aldığı ödüle gururla baktı..
"Bugün burada , yine bir ödül almak için bulunuyorum. Ama aldığım ödülden ziyade, başarmış olduğumuz bu güzel görev bizi buraya getirdi." Derin bir iç çekti "Arık bu illet , çocuk, genç ,yaşlı anlamıyor. Satıcılar , neredeyse kundakta ki sabilere bile satmanın derdinde. Onlar için kazanç ne kadar önemliyse bizler içinde bu illetten kurtaracağımız gençler önemli. Şuana kadar 2 bini aşkın gençlerimizi bu illetten kurtardık, sizlerin de desteği ile daha çok gençlere ulaşacağız. Bu illetten, o alçaklara rağmen kurtaracağımız gençlerin başarısı adına alıyorum"
Herkes ayağa kalkıp alkışlamasını daha da gürleştirdi. Tam 4 yıldır Hazan, uyuşturucu ile mücadele kampanyaları ile uğraş veriyordu. Bu uğurda, sayısız bir çok genleri kurtarmayı, onlara ter temiz bir dünyaya geri dönmelerini sağlamıştı. Yine aynı şekilde , bazılarına da yardım edemese de, yine savaşmaya devam ediyordu Hazan.Yaşadığı korkunç olaydan sonra üniversiteyi yarıda bırakıp sadece bu iş üzerine yoğunluğunu sürdürdü. Ne olursa olsun, bu illet ile savaşacak, o tuzağa düşen gençlere yardım edip kurtaracaktı..
Bu savaş kolay olmadı, çok tehdit aldı ama yine de zarar görmemişti . Bu tehditler onu yıldıramaz dı zaten, ne olursa olsun sonuna kadar bu genlere kucak açacaktı. Biriken tüm yardım paralarını da bu şekilde kullanmıştı, hiçbir zaman zimmetine geçirmeyi düşünmeden, babasının bu zor durumuna rağmen o gençler için toplanan bağışı sadece o gençler için harcayan bir kadındı Hazan.
**
Akşam davete hazırlanmak için odasına girdiğin de yatağın üzerinde bu kez kıyafet yoktu. Alev'in saçma düşüncesi altında, o adamın zaten kendisine ilgi duymasını beklemiyordu. Dolabını açtığında, diz üstü pembe bir elbisesi vardı , daha önce hiç giymediği bu elbiseyi bu akşam için giyecekti. Günü birlik bir elbiseydi ama kendisinde harika durduğu da kesindi. İster istemez , solgun yüzüne bir makyaj yapma isteği oluştu. Dolgu topuk ayakkabısını da giyince , oldukça şık ve güzel durduğunu gördü ayna karşısında.
"Abartın mı oldu acaba" diye içten içe düşüncelerle boğuşurken bu kez odasının kapısı alındı.
İçeri giren babası , kızının güzelliğine hiç bakmadı bile "Hazır mısın kızım"
"Hazırım baba" dedi Hazan.
Alev yine cürretkar bir elbise seçmişti bu gece için. Ayna karşısında kızıl saçlarına bakarken, eli vücuduna gitti , dolgun göğüsleri , çıkık kalçası üstüne giydiği mavi elbisesi ile harika görünüyordu.. Aklına Demir geldiğinde dudaklarını ıslattı genç kadın.. Kapı aniden açılınca kendini toparladı.
"Hadi hayatım, Hazan da hazır"
"Geldim" kendisine tekrar aynada baktığında, bugün amacına ulaşmak istiyordu , gülümseyerek Ahmet'in koluna girdi.
Akşam yemeği için geldikleri lokanta da , kimse yoktu.. Genç adam pencere den dışarı baktığında tam arkasın da Hazan duruyordu. Pencere yansımasından genç kadını gördüğünde arkasını döndü. Hazan'ın yüzüne bakmadan Ahmet bey'in elini sıktı.
"Hoş geldiniz Ahmet bey"
"Hoş bulduk Demir bey" elini sıktığında, Alev'i gösterdi "Eşim Alev"
Alev, elini Demir'in dudaklarına götürürken, Demir sadece elini sıkmak ile yetindi "Hoş geldiniz hanım efendi" diye cevap verdi
Alev, bozulsa da belli etmemek adına "Bizi bu gece ağırladığınız için teşekkür ederiz"
"Rica ederim, davetimi kırmayıp gelmeniz beni çok mutlu etti"
Ahmet, gülerek "Bu arada Kızım Hazan"
Hazan, Yutkundu . Sert bakışlarına dün maruz kaldığı adamın, şimdi sıcacık bakışları altında kala kaldı. Elini uzatıp "Memnun oldum"
"Bende" diyerek elini kibarca sıktı Demir, gözlerini ilk defa kadına diktiğinde güzel kahve gözleri ile buluşturdu gözlerini. Kadının zarafeti görülmeye değerdi.
"Buyurun, şöyle geçelim"
Alev ve Ahmet çaprazında dururken , Hazan tam karşısına geçti. Daha sonradan Levent de aralarına katıldı.
Alev etrafına baktığında, sadece çalışanları gördü "Burası kapalı sanırım" dedi gülerek.
"Ben kapattırdım" dedi net bir cevapla.
Tek kaşını kaldırdı Hazan, Demir ile göz göze geldiğinde bakışlarını tekrar kaçırdı. "Neden" diye sordu Ahmet bey.
"İş konuşacağız Ahmet bey, o kadar sesli ortamda hem hanımlar rahat edemez , hem de biz iş konuşamayız"
Ahmet cevabını alınca mutlu oldu, Levent dosyaları hazırlarken , Hazan yine bakışlarını , belli etmeden Demir'e sunduğunda, Kendisine hiç bakmadığını fark etti. İlk defa bir erkeğin kendisine ilgi duymadığını fark ettiğinde şaşkındı genç kadın. İşi bahane ederek çok kişinin , taciz bakışlarına denk gelmiş bu yüzden bu tarz yemek davetlerine asla gitmezdi. Bu yemeğe ise, Demir'e bir özür borçlu olduğunu bildiği için gelmişti.
"Buranın yemekleri meşhurdur , daha önce geldiniz bilmiyorum" dedi Levent
Alev, derin bakışlarını genç adama sunduğun da, adamın kendisine olan ilgisizliği canını sıkıyordu. Ayakkabını çıkarıp genç adamın bacağına yavaşça dokundurduğunda, Demir, sert bir şekilde kadına baktı . Alev bu kez çekinerek ayağını hemen çekti.
Yemekler söylediğinde iş konunsa geçildi. "Açıkçası , bu kadar iyi bir firmanın, benimle ne iş yapacağını hala anlayamadım" diye sordu Ahmet.
Bir bardak suyunu içip meraklı gözlerle Demir'e baktı, Hazan "Aslında benimle iş yapmak isteyen binlerce firma var ama benim için sizin firmanızın geçmişi önceliğim oldu. Aile şirketiniz , bunca yıldır bu piyasa da çok güzel işler başarmış adını da güzel duyurmuş bir firma"
"Evet" dedi kibar bir tonda.
"Böyle kariyeri sağlam olan bir firmanın ilk çöküşte bitmesine gönlüm el vermedi. Sizinle bir inşaat işinde ortak olmak, şirketinizin de %51 hissesine talibim"
"Neden %51" diye sordu Hazan
Demir, tek kaşını kaldırıp genç kadına baktığın da "Kabul edersiniz ki, bitmiş bir firmaya ortak olmak istiyorum. Büyük payı da istemeye hakkım olduğunu düşünüyorum"
"Ama bu istediniz şey"
"Küçük hanım, ben sizi zorlamıyorum . Bu bir teklif kabul ederseniz böyle, etmezseniz de siz bilirsiniz"
İkisi de birbirine bakıyordu.. Araya giren Ahmet bey "Bu teklifinizi , eğer izin verirseniz biraz düşünmek istiyorum"
"Ama baba"
Kendisi yokmuş gibi davrananlara baktı masada.. Bu masada madem yok sayılacaktı neden davet edildi, diye içinden sitem ediyordu Hazan..
"İstediğiniz kadar düşünün. Bu arada ortak olduğumuz zaman da, Bodrumda ki otel inşaat işin de bana destek olmanızı da istiyorum. Sizin görüşlerinize önem veriyorum Ahmet bey" oldukça sakin konuşuyordu Demir, amacına ulaşması an meselesiydi
Hazan ayağa kalktı , "Müsaadenizle biraz hava almak istiyorum" genç kadın adımlarını terasa attı. Derin bir nefes aldı, İstanbul'un eşsiz manzarası olan kız kulesini izliyor sakin kalmaya alışıyordu.
"Bu kadar gerilmenizin sebebi ben miyim" dedi arkasında kalın ve güzel sesli adam.
Genç kadın yüzünü adama döndüğünde burun buruna kaldı. Hemen arkasına doğru gittiğinde, adamın kendisini hiç bozmadan eli cebinde bakışlarını kadına sunuyordu. "Ne alakası var" dedi biraz ters bir üslup kullanıyordu.
"Açıkçası" derken, kız kulesine bakışlarını çevirdi "Ben sadece işimi iyi yapmanın derdindeyim. Yoksa amacım , sizi germek falan değil"
"Gerilmedim" dedi
"Bu ters cevabınızın başka ne gibi bir sorunu olabilir" gece karası gözlerini , kadına sunduğunda, hazan'ı süzüyordu.. Gerekten de çok duru bir güzelliği vardı , her erkeğin başını çevirip tekrar bakacağı kadar güzel bir kadın vardı karşısında
"Bakın, babamın durumu çok iyi değil kabul ediyorum ama %51 lik ortaklık teklifi çok fazla . Babamın bir ortağa ihtiyacı var evet ama orası babamın şirketi , ailesinden kalan bir şey . Bu düşüşte böyle bir teklif, çok üstüne çökmelik bir durum. Bakın babamın bir isim hakkı var size o payı verdiğinde isim hakkı da kalmayacak kendisinde"
"Babanızın nasıl bir çukurda olduğunu biliyor musun? "gayet net bir soru sordu..
Hazan, gözlerini kaçırdı "Ne demek bu"
"Eğer bu teklifi kabul etmezse başına gelecekler daha kötü, sadece bu kadarını bilsen iyi olur"
Hazan gerildi. Bu adam ile daha fazla konuşup , daha çok canını sıkmak istemiyordu, içeri doğru gireceği anda, Adam tam önüne geçti. Şimdi ikisi de, biraz öncekinden daha da yakındı. Kadının boyu adamın çenesine varıyordu. Şimdi birbirlerinin nefes alışverişleri , karışıyordu.
"Amacım sizi üzmek değildi, bunu bilin" Adamın derinler den gelen kısık sesi etkileyiciydi
"Sorun değil"
Gen adamın bakışları kadının pembe dudaklarına kaydığında, ister istemez etkisi altında kalmıştı. Kadının bakışları ise adamın gözlerine kaydığında , anlamsız bir huzur kapladı. Huzur ama korkutucu bir huzurdu.
Genç adam , kadının önünden çekilip gitmesine izin verdi. Sert bakışları kız kulesini bulduğunda, dişlerini sıkıyordu..
**
"O şirket senin ailenden kaldı baba, nasıl bu adama güvenip ortaklığın büyük payına evet dersin"
"Hazan, görmüyor musun ? bu adam benim, bizim tek kurtuluşumuz"
"Baba, Allah aşkına sağlıklı düşün bu adamı tanımıyoruz bile"
Alev, atıldı hemen "Demir Soylu , onunla herkes iş yapmak için çıldırıyor"
"Geçmişi peki"
"Derdin ne senin Hazan , adam sana ilgi göstermedi diye mi bu kin" Alayla baktı genç kadına.
"Bana bak ağzını topla yoksa ben toplarım senin o ağzını"
Ahmet araya girdi "Karıma saygı göstermeyi öğren artık Hazan. Küçük çocuklar gibi bu şımarıklığın yetti. Ben kararlıyım, bu ortaklığı kabul edeceğim"
"Sen bilirsin, sonunda pişman olacaksın baba"
Hazan, arkasına bile bakmadan, odasına gitti. Öfkeliydi genç kadın.. çok öfkeliydi , bir anda çıkan bu gece karası gözlere sahip adamın derdinin ne olduğunu merak ediyordu.. Ellerini sıktı, derin derin nefes aldı..
"Kimsin sen Demir Soylu"