İki saat sonra, gece karanlığı şehrin üstüne iyice çökmüştü. Demir, siyah ceketinin yakasını kaldırarak adımlarını hızlandırdı. Arkasında iki adamı daha vardı — Bora ve Zeki. İkisi de onun sadık korumalarıydı. Ama bu gece, korumaktan çok intikam alacaklardı. Tüm hatlar, tüm bilgiler, tüm bağlantılar… kurşunun geldiği yönden, silahın markasından, gözetleme kameralarına kadar ne varsa analiz edilmişti. Ve sonunda bir isim çıkmıştı ortaya. O isim şimdi, İstanbul’un terk edilmiş bir sanayi deposunda, elleri bağlı bekliyordu. Demir kapının önüne geldi. Adamlarına sadece bir bakış attı. Kapı zorlanmadan açıldı. İçerisi loş ışıklıydı, ağır yağ kokusu sinmişti duvarlara. Ortada bir sandalyede bir adam vardı — gözleri korkuyla açılmış, dudakları parçalanmış, üstü başı kir içindeydi. Başını kaldı

