bc

Tevafuk

book_age18+
278
FOLLOW
3.3K
READ
dark
love-triangle
fated
forced
opposites attract
friends to lovers
badboy
mafia
king
drama
sweet
bxg
lighthearted
campus
city
mythology
wild
like
intro-logo
Blurb

Biri kendi ülkesinde alıştığı geleneklerin, diğeri bambaşka bir kültürün gölgesinde büyümüş… İki farklı hayat, iki farklı dünya.

Aralarında uzak yollar, diller, inançlar ve alışkanlıklar var. Ama kalplerin dili tek: Aşk!

Onlar birbirini tanımadan önce, yolları kesişeceklerini bilmeden yaşıyordu. Ama kader, çoktan kalemini almış, onlar için bir senaryo yazmıştı.

Bir tesadüf, bir bakış, bir dokunuş… Ve artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Çünkü bazı karşılaşmalar, dünyanın neresinde olursan ol, kaçınılmazdır.

Bu hikâye; aşkın sınırları aştığı, farklılıkların tutkuya dönüştüğü ve kalplerin aynı dilde konuştuğu bir yolculuğa davet ediyor. Bütün bunlar olurken, zaman zaman kavgalar, küskünlükler, kabul görmek için verilen ödünler! Hepsi zahmetli ve zor, ama Tutku dolu bir aşk için değmezmi?

chap-preview
Free preview
1.Bölüm
1. Bölüm (Hayat Zor) Bir hikayede bir karşılaşma olacaksa, her zaman Kader ağlarını örüyor! Türkiye'de bu iki genci bulusturmadan önce de taşları te tek sıralıyordu. Hemde ince bir dantel gibi, sık sık ve her anlamda sağlam, ve biraz karmaşık biraz da karışık! Kader onlari buluşturduğunda, karşılaşmalarına tevafuk etmek için kendi senaryosunu yazıyordu. Azra babasının amansız hastalığı ile uğraşırken, bankalara bulaşmış. Yüklü miktarda kredi borcu yapmıştı. Babasını kurtarabilseydi, Eski sağlığına dönseydi. O zaman ümide bağlardı herşeyini çabalar bir şekilde üstesinden de gelmeye çalışırdı. Yanlızda olmayacaktı Ozaman. Her gün yeni bir borç ödeme yükü şu anki çalışma durumunda bile geçine bilmesini babasının hastane masraflarını ödemesini her güne zorlu hale getiriyor ve bunalmasına ve sıkıntılanmasına neden oluyor, zaman zaman stres kaynaklı hastalanıyordu. Kırılgan bir yapısı vardı, stres ve üzüntü onu elegeçiren bir yırtıcı gibi, ellerini bağlıyor, zayıf düşürüyor, mücadele etme gücünü elinden alıyor ve herşeye engeli oluyordu. Ne yaparsak yapalım, makus kader, ne yazık ki her zaman kendi planları ile hareket ederdi. bizler kaderimizi şekillendirmek için elimizden geleni yaparken kader hep gülermiş ya! Ne kadar çabalasa da olacakları engelleyemedi genç kız, babasını amansız hastalıktan kurtaramadı. Bu kadar sıkıntı ya değseydi keşke, her şey hayatınca biranda terse dönmüştü büyük bir hayal kırıklığı ve yalnızlık duygusu ile uzun zaman içine kapandı ve kendine gelemedi, ama yaşam nefes alıp verme ile devam ediyor, bu yüzden de kendini bırakma lüksüne sahip değildi. Ayağa kalkmak hayatına devam etmesi gerekiyordu. Her şey bir yana bankaya çok borçlanmış olması gerçeği, onu bulunduğu durumdan çıkması konusunda da yeterince ikna etmiş olması gerekirdi. Yalnız tek başınaydı, mücadele etmesi zorunlu bir hayatı vardı. Bir gerçek vardı ki! Bankalar asla kimsenin gözünün yaşına bakmazdı. İcra geldiğinde de hiçbir şey yapamazdı. Azra babasını kaybettiğinde, yanında çocukluk arkadaşları, Şenol ve selvi vardı. Zaten hayatın ızdırabı ancak sevdikleri ile atlatılır ve sabredilebilirdi. Şenol ve selvi de onu hiç yalnız bırakmadılar. Hayatta gerçek dostlar olmadan nasıl ayakta durulurdu ki? Büyük bir borç ve üzüntüydü geri de kalan, ama yapılacak her zaman bişey var elbette ama ne? Ayrıca ölenle de, ölünmüyordu ki! Şenol ve selvi zaman içerisinde arkadaşlıkları sevgililiğe dönüşmüş ve geçen zaman içerisinde de evliliği düşünmeye başlamışlardı. Sürekli erteleyip durdukları sıkıntıları, evlenmekti. Elbette en büyük sıkıntı Para! İkisi de aynı işyerinde çalışıyorlar hayatlarını idame ettiriyorlardı. Azra’yı tanıyınca onu da aralarına aldılar hatta bir arada aynı evde ortak kira ödeyerek kalmaya başlamışlardı. her ne kadar, az maaş alsalar da geçinmeye çalışıyorlardı, pizzacı da servis elemanıydı selvi ve Azra! Şenol motor-kurye işi yapıyordu. Sıkıntılarına kendi çözümlerini bulmak konusunda da sürekli elbirliği ile hareket ediyorlardı. Azra’nın bu durumu da onların ortak meseleleri olmuştu. Genç kızın şuanda babasından sonra tek yakını onlardı. Birlikte bu işi bir şekilde halletmek istiyorlardı. Bir elin nesi var? İki elin sesi var? iki artı bir evde beraber yaşıyorlardı. Kirasını beraber verdikleri, masraflarını da karşıladıkları küçük sıcak bir ev! iyi de anlaşıyorlardı, ellerindeki bu imkansızlıklar olmasa elbette keyiflerine diyecek yoktu. Bütün bunlardan sonra şimdi En büyük sıkıntı, Azra’nın bankaya 700 bin TL olan borcuydu. Banka borcunun taksitleri, üstüne binen faiz yükü ile nerede ise ikiye katlanıyor elini kolunu her anlamda bağlıyordu. Azra’nın kazancı neredeyse faize gidiyor ona hiç br şey kalmıyordu. Şenol ile Selvi idare ediyorlardı etmesinede, onlarından durumu ortadaydı. Uzun süre götürülemeyecekti, belliydi. O yüzden de çözüm yolu arayışı içerisindeydiler, hal böyle olunca bu sıkıntılı durum bankaya olan borç sürekli gündemlerindeydi. Yoğun bir iş gününün sonunda, iki genç kız aksam yemeği hazırladılar ve sofrayı kurdular, her zaman ki gibi neşe ve huzur ile yemek için sofralarına oturmuşlar güncel durumlarını konuşuyor, kendi aralarında keyifli bir yemek eşliğinde yemek yiyorlardı. Yemek yiyorlar iken, yaptıkları sohbet sırasında, arkadaşı Şenol bir soru yöneltti ‘’ Aslında, bu dertten kurtula bileceğin bir seçenek. Var Azra!’’ dedi Şenol. heyecanlı, ve çok meraklı bir ses ile ‘’Ne, nasıl Yani? gerçekten mi Şenol? ‘’ diye kekeleyerek sordu Selvi. Sakin ve tedirgin, şaşkın bir şekilde ağzı dolu olduğu için bir an duraksayan Azra, Hem Şenol’a hemde Aynı anda Selvi’ye bakakaldı. Ağzındaki lokmayı yuttuğunda o da, cevap bekliyordu. ‘’Nasıl?’’ dedi Azra, lokmasını boğazında yutkunurken! ‘‘Bir göçmen buluruz burda kalmak isteyen, para karşılığı evlenirsin olur biter Bizim çocuklardan biri şaka arasında dedi, bende duyunca aklım yattı! Niye olmasın kızım?, bu aralar hep duyuyorum. Neden sende yapmayasın ki Azra? bundan çok daha iyi ve kesin bir çözüm yok şerefsizim!’’ diye belirtti düşüncesini Şenol. Selin’in yüzünde haylaz bir gülümseme, müstakbel kocasının bu dahi fikrine karşılık sevinmiş, ama elbette nasıl sorunusunu kendine sorarak. Diğer tarafta Ağzındaki lokmaları birden püskürterek, büyük bir şaşkınlık ifadesine büründü Azra, nerede ise boğuluyor du. Şenol espirili bir yapıdaydı, şaka yaptığını düşündü il başta, fakat yüzüne bakıyor şaka da yapmıyor gibi geliyordu. küçük bir zaman diliminden sonra ‘’ Sen Ciddisin?’’ dedi Azra. ‘’ Vay be! Kocama bak sen! Adam akıl küpü kızım! Valla olabiliyor ise bu harika bir fikir bence…’’ dedi Selin, sevinçli ve bu büyük sorunu hallediyor olmanın huzuru içerisinde. Azra arkadaşının bu fikrine büyük şaşırdı ama, onu dinlemek içinde heyecanını saklamadı ‘’ Biraz daha aydınlatıcı olursan eminim bir fikrim olacak, şu anlatımın ile ürkütücü geldi bana...hiç tanımadığım bir adam ve ben... (Gözünü devirdi .) aynı evde? bunu nasıl yaparım’’ diye sordu Azra. ‘’Ya, benden başka beklentileri olursa? bu hiç şaka götürmez bir konu şenol! Bir bakarız adam gerçek kocam olmuş, bu çok riskli’’ "Goçmen büro da, tanıdık bir arkadaş var, ara sıra bir araya geliyoruz, konuşuyoruz bende öyle bir sohbet sırasında konuşurken, konu içerisinde geçti ( diyerek başladı anlatmaya) Vedat in ( göçmen büro da çalışan Şenol un arkadasi ) tanıdığı gidip gelirken samimi olduğu İranlı FARJAD HASANİ diye zengin bir adam, nüfuslu birisiymis ona stratejik önemli anlarda büyük yardım edince, samimi olmuşlar. Adam vedat'a iş kurunca yardım edeceğine, ve ortaklık sözü vermiş. Vedat a Türkiye de vatandaşlık almak için 3 yıl evli kalacağı güvenilir edepli bir kadın aradığını, anlaşma yaparak evlilik yapmak istediğini ve bir sorunu var ise parasal halledebilecegini söylemiş" dedi Şenol. "Vedat bundan bahsedince hemen sen geldin aklıma ..bende vedat a konuyu açtım azcık, hatta dedim ki, bu bedel 700bin olsa da verebilecek kadar zengin mi bu adam deyince, vedat ın gözleri parladı birden ve ışık yandı bana bakışlarında dediki..." "ne o yoksa var mı öyle bir hatun, bak bu iş ciddi dostum bu adam iş adamı öyle cart curt yok kesin bişey söylemeliyiz. ciddi bi adam laf ebeliğinden hoşlanmaz biraz huysuz bir tip agzının tadı kaçtımı, bi daha bana da güvenmez böyle bir riske de ben girmek istemem sakın oyalama beni" dedi Bende senden bahsettim, durumundan bahsettim Vedat ta ''bu işi kızla konuş bakalım ne yapabiliriz razı gelirmi?'' ''Bende dedim ki, adam güvenilir mi? Kızı adamla aynı eve bırakıp ta sadist mi? Ne bok bilmeden tehlikeye atamayız...'' "Vedat; saçmalama lan kızı tehlikeye atacak birşey olmaz, adam güvenilir kendine karı aramıyor...tamam beraber yaşayacaklar, gecinecekler ama...kendi akitleri dışında bişey yok...yoksa bunu sana niye söyleyeyim. Arkadasligimiza sıkıntı gelsin istermiyim...istersen seni Farjad ile tanıştırayım " dedi "Ben, kısa bir süreliğine adamla görüşmeye gittim düzgün birine benziyor sonuçta en iyi tanıyan vedat..bende Vedat i tanıyorum pekte bana olumsuz gibi gelmedi, yani benim kafama yattı azra...ama yine de senin kararın tabi, düşün!..Bu bir nevi çözüm yolu tabiki, senin rızana bağlı..bu borcu kendi kendimize 50 yılda ödeyemeyeceğimize göre çare yine böyle bir çözümden geçecek gibi duruyor Azra...sen bunu bir düşün..." Azra: ben böyle konular da hiç cesaretli değilim biliyorsun şenol... fikir olarak kötü değil..ama tanımadığım bir adamla 3 yıl...biraz düşünmem lazım, karar vermek çok zor ...!!!! ama çarem de yok gibi değil mi!!! üzgün , çaresiz bir bakış atarak baktı arkadaşına ve başını önüne eğdi..gözlerine yaş doldu bir anda, bu nasıl bir çaresizlik ki her seferinde onu köşeye sıkıştırıyor, kendisini kapana kısılmış hissettiriyordu. Selin: aslında hiçte kötü değilmiş..bebeğim bunu düşün, hatta düşünürken beyin fırtınası yapalım senle, sen seversin masaya yatırmayı..ha ha ha ha!!!! selin moral düzeltmeki kendisini daha hissettirmek için kahkaha atmıştı arkadaşına. biraz kafalarını dağıtmak için başka konular açtılar ama azra hala o konuyu düşünüyordu. şenol bunu farketti, bu durumdan kurtulmasının başka da bir yolu olmadığını bildiği için de azra yı ikna etmek istiyordu. sadece 3 yıl evli kalacaktı topu, topu..!!! ne olurdu ki.. Şenol: bunu bir düşün, biz hep yanındayız... asla yanlız değilsin..!!! Çözüm bulmamız gerek çok sıkıntılı olacak banka üstüne gelecek ..bu borç yükü haciz yada başka bir sorunu da getiriyor peşinden sen benden iyi biliyorsun...sen bunu bir düşün arkadaşım...maaşına haciz koyarsa banka elin kolun bağlanır şuan ki durumdan bile daha kötü olur herşey..!!! Azra: tamam!!!( Endişeli, bir ilerisini göremeyen bir belirsizlikle hüzünlü bir ses tonu ile başını sallayarak) "teşekkürler arkadaşım" diyerek omuzunu sıvazladı ve masadan kalkti salon caminin onune,gecerek uzun bir sessizliğe daldı...çaresiz di ve hiç bir şey kontrolünde değildi..borç içindey di bu durum şuan en büyük sikintisi idi ve halledilmesi gerekiyor du... Onun bu haline iki arkadaş birbirine bakarak gözleri ile tebessüm ettiler ..uzuluyorlar di ama paraları da yoktu netice de... Bir çözüm büyük bir sıkıntıydı ve cözüm bulmak elzem olmuştu, her geçen gün sıkıntı olarak nefesimiz kadar yakın olan bu çaresizlik, kapıyı çalacak ve bizi bunaltacakti. Bazı çaresizlikler öylesine boğucu ki, evet demekten başka bir çözüm sunmuyor, pes ettiriyordu. Kapana kısılmış bir kedi gibi, çaresiz ve çığlık çığlığa....

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

30 Days to Freedom: Abandoned Luna is Secret Shadow King

read
310.7K
bc

Too Late for Regret

read
289.4K
bc

Just One Kiss, before divorcing me

read
1.7M
bc

Alpha's Regret: the Luna is Secret Heiress!

read
1.2M
bc

The Warrior's Broken Mate

read
138.0K
bc

The Lost Pack

read
402.2K
bc

Revenge, served in a black dress

read
147.9K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook