“ZORLA”

1048 Words
Annemin söyledikleri canımı yaksa da aldırmadan, tüm gücümle derslerime odaklanmaya başlayacaktım. Derslerim iyi olurda babamlardan destek alırdım bi türlü anneme engel olurlardı belki. İçime bi huzursuzluk çöreklense de aldırış etmeden var gücümle çalışmaya başladım. Onun bu isteğine asla boyun eğmeyecektim. Sapık bi kocam olacağına ölürdüm daha iyi… Ben kararımı vermiştim. Annem niyetini belli ederse evden kaçmayı, belki Yiğitin yanına Ankara’ya bile gitmeyi göze almıştım. Tabi babamlar bana destek vermezse… Bi gün konağa geldiğimde annem, “hazırlan dayınlara gideceğiz Miran çıkmış” dedi. Benimle ilgili hayallerini bildiğim için, “ anne benim sınavım var sen git” dedim. “Olmaz, sende geleceksin! Hem dayın seni özlemiş Asmini getir de bi göreyim diyor” Ben bunların amacını biyordum ama… neyse… “Ders çalışmam lazım anne, bidahakine gelirim” diye oyalamayı düşündüm. Annem birden önümde bitip, eliyle çenemi tutup kendisine çevirdi. “Bana bak Asmin sen iyice azıttın ders diye, topla kendini yoksa ben toplamasını bilirim.” İçimde sessiz bi çığlık yükselirken gözlerim dolmaya geldi. Kendimden beklemediğim bi tavırla, “Aklımdakini çıkar anne!” dedim. Pörtlek gözlerini bana öfkeyle belertirken, “neymiş ha benim aklımdaki?!!” Diye öfkeyle soluyarak bağırdı yüzüme. Artık saklamamın bi anlamı olmadığını düşündüm. “Beni Miran abiyle evlendirmek istediğini biliyorum ama o sapığa ölsem varmam anne ben oku..” Cümlemi tamamlamadan yüzüme yediğim tokatla koltuğun üzerine savruldum. “Seni varya parçalarım Asmin sen Dicle’ye bakıp iyice kudurdun. Kim veriyor sana bu akılları! Sidra mı giriyor aklına? Elfin mi fiştekliyor seni! “ “Kimse girmiyor aklıma anne benimde düşüncelerim hislerim var asla o pisliğe kadın olmam ben!” diye var gücümle bağırdım. Annem saçıma yapışıp kafamı kendisine çekince çatır çatır yolunan tellerim canımı yakınca bağırarak ağlamaya başladım. “Şimdi kalk hazırlan! Peşime düş yoksa seni mahvederim. Miranı seni kurtarması için kendin ararsın!” Fısıltıyla, “hiç mi vicdanın yok senin kızın değil miyim? İnsan kızını bi pisliğe miras hakkı için peşkeş çeker mi?” Son kelimelerim benim ağzımda bile kaybolmuşken annemin duymasını beklemiyordum. Annem, “ne diyorsun sen?!” Diye üzerime tekrar gelirken yengemin bağırtısı koptu avludan. Annem camdan bakıp, “salak merdivenlerden düşmüş” diye söylendi. Sonra yüzüne sahte bi telaş takınarak yengemlerin yanına koştu. Ondan sonraki günler annem, konakta yeni olaylar olduğu için beni bi süre rahat bıraktı. Üzerime gelmedi. Belki verdiğim tepkiden aklı başına gelmiştir diye düşünüyordum. Sidranın hamilelik haberi konakta sevinçle karşılanırken, Gülşah ablalarda düğün hazırlığına girişmişti. Ben ise annemden olabildiğince uzak durup aynı evin içinde yüz yüze gelmeye bile korkar olmuştum. Ama Gülşah ablanın düğününde beni rahat bıraktığı düşüncesi bir bir kaybolurken annemin nasıl bir şeytan olduğunu da bir kez daha görmüş oldum. Hattapoğlu konağında düğün eğlenceleri sürerken annem, bana dönüp, “Asmin üşüdüm git arabadan şalımı al gel!” Deyince babamdan anahtarları alıp masadan kalktım. Annemin hain planına alet olduğumun farkında bile değildim. Konaktan çıkıp, arabaların arasında ilerlerken bi bedenle çarpıştım. Karanlıkta seçemesemde kim olduğunu cüssesinden iri yarı biri olduğu belliydi. Elindeki şişeyle arabasına yaslanırken, zifiri gözleri gözlerime takılı kaldı. “Ayy pardon!” diye özür dileyip koşarak kendi arabamızın olduğu yere yöneldim. Arabanın arka tarafını açıp annemin bıraktığı şalı aldım. Arabanın kapısını kapatınca bi elin koluma yapışmasıyla irkildim. Acaba az önceki adam mı diye korkuyla başımı arkama çevirirken Miran abinin pis sırıtışıyla karşılaştım. “Gel bakalım güzelim sen şöyle…” diye kolumdan ilerde çalışan arabanın içine çekiştirmeye başladı. Elimdeki şal yere düştü. “Miran abi napıyorsun bırak!” Diye yalvarırken sert parmakları kolumu acıtarak beni arabasına bindirdi. Hızla yan koltuğa oturup açtım kapıdan beni tekrar arabaya çekerken, kapıları kilitledi. “Zorluk çıkarmazsan bu gece sana bir şey yapmam” deyince midem bulandı. Onun bana dokunacak olma hissi bile iğrençti. “Bak annem bekliyor. Gitmezsem şüphelenirler nolur bırak beni!!” diye ağlayarak yalvarıyordum. “Sağolsun zaten halamın fikriydi…” diye bana sırıtırken ne olduğunu bile anlamamıştım. Ne yani annemin olacaklardan haberi varmıydı? O mu istemişti Miranın böyle yapmasını… Arabayı çalıştırıp uzaklaşırken beni bırakması için yalvarmalarım ona vurmalarım sonuçsuz kalıyordu. Annem bu kadar ileri gidemezdi. Bi kaç km ilerleyip ıssız patika bi yola dönünce iyice korkum artmaya başladı. Bu pislikten her şey beklenirdi. Arabayı sağa çekip kontağı kapatınca korkuyla kapının köşesine sindim. Kapıyı yokladım ama kilitliydi. “Boşa debelenme Asmin bi müddet benimlesin.” Artık yapacak bir şeyim kalmamışken yalvarmaya başladım. “Abi ne yapıyorsun niye buraya geldik. Bak babam öğrenirse kötü olur. Bırak beni söz kimseye söylemem” dedim. “Ah Asmin ne kadar safsın zaten baban duysun diye bunu yapıyoruz küçük sevgilim” Ona şaşkınlıkla bakarken, “ ben senin sevgilin değilim! Aklında ne düşünce varsa sil at!” diye öfkeyle bağırdım. “Önce istemedim ama şimdi senin şu hallerini gördükçe babama teşekkür ediyorum. Zaten sıkıcı bi evliliği istemezdim. Öyle yada böyle okul bitince karım olacaksın!” “Asla! Senin karın olacağıma ölürüm daha iyi!” diye yüzüne bağırdım. “Bana bak şansını zorlama istersem seni şurda karım yaparım. Ama dua et halama şimdi dokunmayacağıma söz verdim. “ Korkuyla geriye sinerken, “bu kadar aşağılık olamazsın” diye fısıldadım. Göz yaşlarım elbisemin önünü ıslatırken bakışları değişmeye başladı. “Asmin çok güzelsin” derken sesi boğuklaşmıştı. “Halama söz vermesem…” Cümlesini tamamlamadan elini pantolonunun kemerine atıp çözdü fermuarını açmaya başlayınca korkum iyiden iyiye artmış arabadan çıkmanın bi yolunu arıyordum. Yokladığım kapı hala kilitliylen elini sertçe göğsüme atıp sıktı. “Aah bırak nolur beni!” “Rahat dur! Bu asi tavırların beni daha çok sertleştiriyor” Ne sertleşmesi neyden bahsediyordu bu pislik. Elbisemin yakasından tutarken bi eliyle diğer eliyle de cinsel organını çıkarıp gözümün önünde okşamaya başlayınca üzerine öğürmek istedim. “Sen tam bi pisliksin!” “Amına dokunmayacağıma söz verdim. Ama götün için aynı şey geçerli değil. Sonuçta gerdek sabahı vermemiz gereken kanlı bi çarşaf var…” dediğinde bulanan midem ağzıma geliyordu. “Kurban olayım dokunma bana! Ne istersen yaparım bak lütfen dokunma!” “O zaman izle beni! Sana dokunmamı istemiyorsan izleyeceksin. Erkeğini nasıl tatmin etmen gerektiğini evlenene kadar iyice öğreneceksin!” O an hayatımın en zor sınavını ben o arabada verdim. Söz verdiği gibi bana dokunmadı ama kendisini tatmin edişini zorla izletti adi pislik. Annemden o an nefret ettim. Beni nasıl bu pisliğin insafına bıraktığını aklım almıyordu. Ne içindi ha para için mi? Sırf bi kaç dönüm arazi fazla düşsün, kendi şirketten pay alsın diye bunu bi tanecik kızına reva mı görüyordu? Haberi varmıydı bana bunları yapacağından. Kalbimdeki cam kırıkları içimi kesik içinde bırakırken o arabada izlediklerimden sonra tüm hayatım değişecekti…
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD