-7-

2998 Words
Dudaklarıma yapışmasının verdiği şokla bir kaç saniye öylece kalmıştım. Ama bu sadece bir kaç saniye sürmüştü. Kendime gelip hemen geri cekildim. Şaşkın bakışlarımı Aras Bey'e çevirdiğimde kaslarını çatmış bir şekilde bana baktığını gördüm. Hiçbir şey demeden başımı çevirdim ve camdan dışarı baktım. Aras Bey'dende ses çıkmamıştı. Bu hayırdan anlıyor anlamına geliyordu. Durup dururken beni öpmesindeki sebep neydi Allah aşkına? Böyle durmadan öpmeye mi kalkışıcaktı? Bu adam cidden önüne gelen her kıza bu muameleyimi yapıyordu? Sinirli bir şekilde dışarı bakıyordum ama bir şey görmüyordum. Kimin eline düşmüştüm ben. Bir süre sonra araba durdu. Şoför kendi kapısını açıp inince geldiğimizi anladım. Bizim kapı açıldığında hızlı bir şekilde ayaklanıp indim. Nereye geldiğimize baktığımda 'Arslanoğlu Otel' yazdığını gördüm. Bu Emir'in çalıştığı yer olabilir miydi? Yani kaç tane otelleri olabilirdi ki? Ve ayrıca umarım buraya toplantı için gelmişizdir. Beni yatağa atmayı falan düşünmemiştir bu sapık. Otelin kapısına ilerleyip girdiğimizde bizi Emir karşıladı. Onu görünce yüzümde bir tebessüm oluştu. "Hoşgeldiniz Aras Bey ve Derin Hanım."dedi Emir. Benim adımı söylerken gülmüştü. Bende gülmüştüm. Hanım nedir ya. Çirkine alışmıştım ben. "Toplantı odasındalar dimi?"diye sordu Aras Bey Emir'e. "Evet ama-" Aras Emir'in cümlesini tamamlamasını beklemeden ilerlemeye başladı. Bende peşinden tabi. Emir de bizle geliyordu. Asansöre bindik. Emir 12. kata bastı. Asansörde sadece nefes sesimiz vardı. Ve bu beni germişti. Kata gelince kapı açıldı ve indik. Emiri takip edip bir kapının önüne geldik. Emir kapıyı açınca içeri girdik. Odada bir masa etrafına toplanmış bir sürü takım elbiseli adam ve bir kaç tanede şık bir şekilde giyinmiş kadın vardı. Masanın baş tarafı boştu-ki adım gibi eminim orası Aras'a aitti. Düşündüğüm gibiydide. Aras oraya ilerledi ve oturdu. Bende yanına ilerleyip arka tarafına geçtim. Masada 9 kişi vardı. Aras'la beraber 10. "Gelmeyenler mi var bana mı öyle geliyor?"diye sordu Aras sert bir ses tonuyla. Bende bakışlarımı ona yönlendirdim. Tabii arkasında olduğumdan ensesi ve saçları görüş alanımdaydı. Saçları çok gürdü ve de düzgün duruyordu. Utanmasam gidip karıştıracaktım. "Beyza ve Yusuf yok."dedi Emir. "Sebep?!"Aras'ın aniden sesini yükselmesiyle yerimden sıçradım. Masada ki herkes korkmuştu resmen. Benim yüzümden mı bu kadar gergindi bu adam... "İşi bıraktıklarını söylediler."dedi masadaki adamlardan biri. Aras elini yumruk yapıp masaya vurdu ve ayağa kalktı. "Kimse kafasına estiği gibi işi bırakamaz!"diye bağırdı. Kimseden çıt çıkmıyordu. Hepsi kuzu gibi dinliyordu. Emir de dahil."Patron siz misiniz ben mi!? Bu iş bırakma olayı niye size söyleniyorda bana söylenmiyor!?"diye çıkıştı Aras Bey. Sinirle hali oldukça korkunçtu. Açıkçası çok kötü hissetmeye başlamıştım. Çok sert ve gür bir sesi vardı. "Deniz?!"diye seslendi Aras. Masadaki kadınlardan biri başını Aras'a çevirdi. "Efendim Aras Bey?"dedi ardından. Hafif kumral ve güzel bir kadındı. "O iki gereksizin sözleşmesini düzenliyorsun."Dedi Aras o kadına bakarak. "Kerim sende çıkışlarını yapıp gerekli olan parayı alıyorsun onlardan. Ne şekilde olursa olsun."dedi Aras masadaki bir adama bakarak. Kel olan Adam başıyla onayladı. Bana hatırlatında işi bırakmayı aklımın ucundan bile geçirmeyeyim. "Toplantı ertelendi."dedi Aras ve kapıya ilerledi. Ben ve Emir de onun peşinden gidiyorduk. "Aras biraz konuşalım mı?"diye sordu Emir Aras Bey'e. Su an zamanı mı Emir. Adam sikicekti bizi... "Tamam."dedi Aras düz bir şekilde ve hep birlikte asansöre bindik. Açıkçası çok gergindim. Daha doğrusu herkes çok gergindi. İşten çıkan kızlar öldürmek istemiştim bir an. Ayrıca neden bu kadar büyük tepki verildiğini anlamıyordum... Asansör durunca indik. Biz Aras'la yan yana yürürken Emir önden gidiyordu. Başımı çevirip Aras'a baktığımda kaşları çatık bir şekilde önüne baktığını gördüm. Bugün bütün gün kaşlar çatık mı olacaktı acaba? Aras'ın Yüz hatları çok güzeldi. Ayrıca o kadar sert duruyordu ki... Bu adamı nedense kahkaha atarken hayal edemiyordum. Aras birden başını çevirip bana bakınca hızla başımı öne çevirdim. Bu adamla göz göze gelince aşırı geriliyordum. Hele ki o bu denli sinirliyken. Müdür odası yazan yerin önüne gelince Emir kapıyı açıp girmemizi bekledi. Onun odasıydı büyük ihtimalle. Aras içeri girinc onu takip ettim. Müdür masasının önünde karşılıklı duran tekli koltuklardan birine oturdu Aras. Bende karşısındakine oturdum. Ayakta durmak istemiyordum şu anda... Emir odasının kapısını kapatıp masaya doğru ilerledi. Masanın diğer tarafında duran kendi koltuğuna oturdu ve bakışlarını Aras'a sabitledi. Aras'a baktığımda onun bakışlarınında Emir'de olduğunu gördüm. "Beyza ve Yusuf."dedi Emir. Ardından derin bir nefes aldı. "Önder'le çalışmaya başlamışlar."diye ekledi. "Anlayamadım?"diye sordu Aras sinirle ve şaşkın bir şekilde. " Önder'le mi çalışmaya başlamışlar? Lan benle dalga mı geçiyorsunuz? Bu piç kurusu benle uğraşmadan yapamıyor mu?!"diye bağırdı Aras Bey. Ellerini yumruk yapmış sıkıyordu. Enişte ne yapıyorsun acaba... Aras'ın boynunda ve alnında belirginleşen damarlara kaydı gözlerim. Sinirden kudurmuştu. "Yeni çizim elemanları buluyorsun! Yeni bir taslak istiyorum!"dedi Aras Bey ve ayağa kalktı. Onunla birlikte bende kalktım. "Emir bir şekilde hallet bu işi. Sıfırdan bir taslak istiyorum. O iki it planı çoktan Önder'e vermiştir. Hırsız damgası istemiyorum üzerimizde."dedi Aras. Kaşlarını havaya kaldırmış Emir'e bakıyordu. "Halledicem."dedi Emir. Aras gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı ve kapıya doğru yöneldi. Emir'e dudaklarımı oynatarak 'gorusuruz' dedim ve Aras Bey'i takip ettim.Birlikte asansöre ilerledik. Asansöre bindiğimizde Aras 27. kata bastı. 27. Kat mı? Uçarak mı gidecektik? "Neden girişe basmadınız? Gitmiyor muyuz?"diye sordum Aras Bey'e. Kaşlarımı çatmış bir şekilde ona bakıyordum. Aras Bey ne baktı ne de cevap verdi. Kata gelince asansörden indi. Bende onun peşindeydim. Uzun bir koridor boyunca odalar vardı. Koridorda ilerleyeceğimizi sanarken Aras Bey köşedeki merdivenlere yöneldi. Mecburen bende peşinden ilerledim. Üst kata çıktık. Bu katta asansör yoktu. Asansörün olması gereken yer boştu. Bu katta da Yine uzun bir koridor vardı. Fakat bu katta 4 oda vardı. Oysa aşağıdakinde oldukça fazlaydı. Kral odası falan mıydı bunlar? İçleri kocamandır... Aras ilk kapıya ilerledi ve ceketinin cebinden anahtar çıkartıp odanın kapısını açtı. Ardındanodaya girdi ama ben girmedim. Kapının önünde dikilip ona baktım. Ne yapıyordu bu adam? "Şirkete niye dönmüyoruz?"diye sordum. Onunla otel odasında olmak hiç güzel bir fikir değildi. "Derin gir içeri beni sinirlendirme!"diye çıkıştı. Ama girmedim. Kaşlarım çatık bir şekilde ona bakmaya başladım. "Derin..."dedi ve derin bir nefes aldı. Ardından gözlerini kapatıp açtı. "İnan bana yeterince sinirli ve gerginim. Aynı zamanda uykusuzum. Sen geçer televizyon izlersin bende birkaç saat uyurum. Şimdi gir içeri yoksa zorla sokarım."diye ekledi. "Bence şirkete dönelim, sizde evinize gidip uyu-" Lafımı bitirememiştim çünkü Aras Bey kolumdan tutup beni içeri sokmuştu. Düşmemek için dengemi kurduğumda bakışlarımı Aras Bey'e çevirdim. O ise önce kapıyı kapatıp ardından bana doğru baktı. "Fazla ses yapıp sinirimi bozma."diye uyardı Aras Bey beni ve arkasını dönüp yürüdü. Başımı çevirip odaya baktığımda buranın oturma bölümü olduğunu anladım. Ve aşırı güzel dizayn edilmişti. Sade ve zarif duruyordu. Aras ise ilerlediği tarafta olan büyük kapıyı açtı ve oraya girdi. Açık olan kapı sayesinde içeriye bakındım. Büyük bir yatak vardı. Daha fazla bakmama fırsat olmadan Aras kapıyı kapattı. Çok meraklıydım senin odana zaten... Odada ki koltuğa ilerledim ve elimdeki dosyaları koltuğun önündeki masaya bıraktım. Kapıyı kapatmış mı diye bir kez daha kontrol ettim ve sonra ayaklarımı koltuğa uzattım . Çok ağrımıştı ayaklarım-ki topuklu giyinmemiştim. Bugün Spor olmayı tercih etmiştim. Pantolon tişört ve spor ayakkabı. Gayet rahattı. Ama benim ayaklarım buna rağmen ağrıyordu. Koltuğa iyice yayıldım. Televizyon izlemektense bende biraz uyuyabilirdim... •••• Çalan telefonun sesiyle gözlerimi aralad. Cebimde olan telefonu çıkarıp ekrana baktım. Neşe arıyordu. Açtım. Ama gözlerim kapalıydı. "Effffeeeeeendiiiiiiimmmmm"dedim esneyerek. Ağzım yırtılacaktı resmen. "Aras'dan izin alda kafede buluşalım. Sana anlatmam gereken şeyler var."dedi Neşe. Ayılamamıştım daha ne buluşması ne anlatmasıydı bu? "Biz şirkette değiliz."dedim Neşeye. Telefonun ekranına baktığımda saat 6'ya geliyordu. Nasıl yani? Kaşlarımı çatıp tekrar baktım saate. 17:48. Biz 12.30 de gelmiştik buraya. Bir kaç saat uyuyacaktık... "Nerdesiniz? Ve biz derken?"diye sordu Neşe meraklı bir şekilde. "Aras Bey'le ben işte. Oteldeyiz." "Ne!? Çüş! Yuh! Seni otelemi attı?! Ciddi misin? Derin sarhoş musun-" "Sus be sus. Saçma sapan konuşma. İş için geldik. Aras Bey de biraz uyumak için odaya geldi. Bende onu beklerken uyuya kalmışım."dedim ve yattığım yerde doğruldum. Oturur pozisyona geçtim. "Hıhı. Kesin öyledir. Detaylı konuşucaz bunu." "Tmam kapat artık. Gidip Aras Bey'i kaldırcam. Çok uyudu- uyuduk. Dönmemiz gerekiyor."dedim. "Ya şöyle uyuduk deme fesat anlıyorum, bak."dedi Neşe ve kahkaha attı. Kaşlarımı çatıp telefonu kapattım. Ya sabır. Ayağa kalkıp üstümü başımı düzelttim. Ardından Aras Bey'in kapısına ilerledim. Kapıyı tıkladım. Ses gelmeyince tekrar tıkladım. Ama yine Ses gelmedi. Kapıyı yavaşça açtım. İçeriye baktığımda Aras Bey'in yatakta yüz üstü yattığını gördüm. Çıplak sırtı oldukça parlıyordu. Soyunmuş muydu bu birde... "Aras Bey..."diye seslendim. Ardından yavaş adımlarla içeri girdim. Ne derin uykusu vardı bunun. "Aras Bey..."diye seslendim tekrar. Üzerindeki örtünün yarısı yerdeydi. Sırtınında yarısı örtülüydü. İyice yanına gidip baş ucunda durdum. Yarısı görünen suratı o kadar güzel duruyordu ki... Üstelik saçı ıslaktı. Terlemişti. Terli olan saçları anlına yapışmıştı. Keşke hep uyusaydı. En azından sakindi. Aras'ın anlına yapışmış olan saçları sinirimi bozmuştu. Elimi uzatıp saçlarını yana doğru taramak istiyordum. Onu rahatsız ediyor olmalıydı. Elimi uzatıp saçına dokunmamla Aras'ın koluma yapışması ve beni kendine doğru çekmesi bir oldu. Ben ayakta durmaya çalışsam da resmen adamın üzerine düşmüştüm. Doğrulmaya çalıştığımda Aras gözlerini açıp beni yatağa yatırdı. Ardından üzerimi çıktı! Şaşkın bakışlarla Aras'a bakarken ellerimi aramızda bir duvar olarak onun göğsüne koydum. Üzerimde ki cüsse oldukça ağırdı. Bakışlarım Aras'ın gözlerine kaydığında göz göze geldik. Ardından Aras bakışlarını dudaklarıma oradan da boynuma indirdi. "Aras Bey Napıyorsunuz?"diye sordum sesimin çıktığı kadarıyla. Üzerimde ki ağırlık nefes almamı zorlaştırmıştı. Aras cevap vermek yerine başını boynuma doğru götürdü. Benim kalp atışım hızlandırken vücudum yanmaya başlamıştı. Aras nefesini boynuma doğru verdiğinde istemsizce dudaklarım aralandı. Şaka mıydı bu? Nefesinin boynuma değmesi kasıklarımda bir baskı oluşturmuştu. "Korkuttun beni."diye fısıldadı Aras Bey ve bunu derken dudakları tenime değmişti. Dudaklarının tenime her değdiği an karnımda bir kasılma oluşturmuştu. Gözlerimi sımsıkı kapattım ve derin bir nefes aldım. Deliricektim şimdi. Neler oluyordu bana? Aras'ın beni baştan çıkarıyor olması... Aras yavaş bir şekilde üzerimden kalkıp yanıma uzandı. Bunun üzerine gözlerimi aralayıp tavana baktım. Derin kalk ve siktir git buradan kızım! Yataktan kalmak için hareket ettim. Oturur pozisyona geldiğimde ayaklarımı yataktan aşağı doğru götürüyordum ki Aras Bey kolumu tuttu. Bakışlarımı ona çevirdiğimde tavana baktığını gördüm. Ama eli benim kolumdaydı. "Kalkma."dedi Aras Bey bakışları hâlâ tavandayken. Ardından kolumu tuttugu eliyle yatağa geri uzanmamı sağladı. Yatağa geri yattığımda yutkundum. Aras Bey elini kolumdan çekmişti. Ben bu yatakta onun yanında ne yapıyordum? "A-aras Bey artık gitsek mi?"diye sordum. Ardından Bakışlarımı Aras'a çevirdim. "Bunun için mi kaldırdın?" "Evet."dedim. Ne için kaldıracaktım başka? "Saat kaç?"diye sordu Aras Bey gözlerini kapatarak. "6."dedim. 6 olmuştur herhalde. Derin nefes aldı. Hâlâ gözleri kapalıydı. Hâlâ... Ve hâlâ.... Odada sadece nefes sesimiz vardı. O kadar güzel duruyordu ki yüzü. Dizi karakteri gibiydi. Şu meşhur Başroller olur ya... Aras'ın telefonu çalmaya başladı. Aras gözlerini açmadan yanındaki masadan telefonu aldı. Ardından gözlerini açıp ekrana baktı. Ekranı tamamen kendine çevirdiğinden ben görememiştim kim olduğunu. Telefonu açıp kulağına götürdü. "Ne var?"diye sordu açar açmaz. Öküzdü bu adam. Bir ahıra bağlanması şarttı. Karşı taraf her ne dediyse Aras Bey kaşlarını çattı. "Siktir!"diye çıkıştı ardından ve yatakta doğruldu. "Unuttum ben onu!"diye ekledi. Neyi unutmuştu bu kadar önemli? Hazır Aras da doğrulmuşken bende tekrar oturur pozisyona geçtim. Ardından yataktan kalktım. "Tamam."diyip telefonu kapattı Aras Bey o sırada. Ve bakışlarını bana çevirdi. "Alışverişe gidiyoruz küçük." "Anlamadım?"diye sordum kaşlarımı kaldırarak. Alışveriş mi demişti o? Aras yataktan kalkıp gömleğini aldı ve giydi. Ah bu adam birde çıplaktı değil mi? Onu bile idrak edememiştim! "Ufak bir parti var."dedi Aras Bey ve bunu derken gömleğinin düğmelerini ilikliyordu. "Yani?"diye sordum. Anlamıyordum ne demek istediğini. Parti mi vericektik? "Dosyaları al ve beni takip et küçük."dedi Aras Bey ve ceketini alıp odanın kapısına yöneldi. Sabır yarabbim ya! Oturma bölümüne geçip masadan dosyaları aldım. Aras Bey çoktan odadan çıkmıştı. Bende çıktım ve kapıyı kapattım. Merdiven tarafında bekliyordu. Yanına ilerledim. Beraber merdivenlerden inip asansöre bindik. "Şu alışveriş işi-" "Biraz susmayı denemeye ne dersin, küçük."diye Lafımı kesti Aras Bey. O küçük lafını sokucaktım şimdi bir taraflarına. Hayır bana küçük demesinde ki sebep neydi? Benden 6 yaş büyük olması mı? Yoksa boyunun benden uzun olması mıydı? Asansör durunca indik. Gözüme çarpan ilk şey girişte olan Emir oldu. Görevlilerle konuşuyordu. Bizi görünce kaşlarını çattı. Ardından yanımıza geldi. "Siz gitmemiş miydiniz?"diye sordu Emir. Bakışlarını bir bana bir Aras Bey'e çeviriyordu. "Gitmiş gibi mi duruyoruz?"diye cevapladı Aras Bey sert bir şekilde ve hızla çıkışa ilerledi. "Aksam görüşürüz."dedim Emir'e ve sarıldık. Ayrıldığımız da Aras Bey kapının önünde durmuş, kaşları çatık bir şekilde bize bakıyordu. "Aç gelicem."dedi Emir. " Ne zaman toksun ki."dedim gülerek ve Aras Bey'in yanına ilerledim. Şirketten çıktık. Araba bizi bekliyordu. Arabanın yanına gidince şoför kapıyı açtı ve bindik. Elimdeki dosyaları karşımdaki koltuğa koydum. Aslında bir açıklama yapsa iyi olacaktı. "Şu alışveriş konu-" "Sus demiş-" "Ama sizde lafımı kesip durmayın!"diye benim Lafımı kesen Aras Bey'in lafını kestim sinirli bir şekilde. O da kaşlarını kaldırarak bana baktı. Tamam bu hali komikti ve gülmemem lazımdı."Yani şurada bir soru sordurmuyorsunuz. Şu alışveriş meselesini adam akıllı açıklamazsanız hiçbir yere gelmiyorum!"diye çıkmıştım. O sırada Aras Bey tebessüm ederek bana bakmaya devam etti. Bunun üzerine kaşlarımı çatarak ona baktım. Ben kızar diye düşünmüştüm oysa. Bakın açık konuşuyorum bu adamın sorunları var. Ne zaman ne yapacağı belli olmuyor. Dengesiz. "Şirketlerin patronlarının gittiği bir parti var."dedi. Bu sırada yüzündeki gülümseme gitmişti. "Sende benimle geleceksin. Saçma sapan giyinip beni rezil etmemen içinde alışverişe gidiyoruz." "Niye ben?"diye sordum kaşlarımı kaldırarak. Herkes asistanıyla mı geliyordu? Alsın manitasını gitsin işte. "Sende iyice yüz buldun. Soru sormak yasak."dedi kaşlarını çatarak ve cama dönüp dışarıyı izlemeye başladı. Yasakmış! He he. "Parti ne zaman?"diye sordum. "Ne dedim ben sana biraz önce?"diyerek bana döndü Aras Bey. "Ama-" "Pazar."dedi ve cama geri döndü. Bende kendi tarafımdaki cama doğru döndüm. Bir süre sonra araba durdu. Bir alışveriş merkezine gelmiştik. Alışveriş merkezinin kapısında girince Aras Bey XR ( güvenlik cihazı) yerine kenardan geçti ve güvenlik hiçbir şey demedi. Bende onunla birlikte ilerledim. Hayır adam hiçbir yerde karizmasını bozmuyordu. Güvenliği mi tanıyordu? Burda mı tanınıyordu bilemiyorum. Ah Aras ah. O nereye ben oraya. Asansöre ilerledik. Ömrüm asansörlerde çürüdü resmen. Asansöre bindik. Biraz kalabalıktı. Aras 5. kata bastı. Ama o zamana kadar her kata basılmıştı. İlk katta 3 kişi indi. Bende derin bir nefes aldım. Aras'ın dibindeydim çünkü. Kapı kapanmadan 3 kişi bindi. 2 erkek bir kız. Binen erkeklerden biriyle göz göze gelmiştim. Ama Yakışıklı değildi açıkçası. O yüzden bakışlarımı diğer erkeğe çevirdim. Onun biraz daha gideri vardı. Ve diğerine göre daha büyük duruyordu. Belimde hissettiğim elle Aras'a baktım. Belime elini koymuştu. Ama pek oralı değildi. Bakışları asansörün camından dışarıya bakarken eli belimde duruyordu. Amaç neydi?O elini belime koyunca burası nedense 10 kat daha sıcak olmuştu. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım o sırada 4 katta iki erkekde indi. Bir kız ve biz kalmıştık. 5. Kata gelince asansörden indik. Asansörden inince de Aras Bey elini belimden çekti. Bir mağazaya girdik. İçerisi para kokuyordu resmen. Çok güzel şeyler vardı ama eminim deli paradır. Yanımıza görevli kadın geldi. "Hoşgeldiniz Aras Bey."dedi Aras Bey'e Bakarak. Ayni zamanda 32 diş sırıtıyordu. Aras Bey? Bu Adamın soy adı gibi bir şey olmuş 'bey' lafı. Herkes tanıyor ve Bey diyordu. Aras yanımıza gelen kadının kulaklığa doğru eğildi, bir şeyler söyledi. "Siz kabin bölümüne geçin ben geliyorum."dedi kadın ve gitti. Sanırım elbise istemişti. Peki neden kulağına söyledi? Kabin bölümüne geçtik. Bir kaç kişi vardı burada. En sondaki kabine doğru ilerledik. "Denediklerinin hepsini göreceğim."dedi Aras Bey kaşlarını kaldırarak. Ardından kabin kapısının karşısındaki oturağa oturdu. Bende kabine girip kabindeki oturağa oturdum. Kabin kapısı açık olduğundan birbirimizi görebiliyorduk. "Neden ben geliyorum?"diye sordum Aras Bey'e başımı iki yana sallayarak. "Çünkü öyle istiyorum."dedi Aras Bey de kaşlarını kaldırarak. "Çok mantıklı bir cevap."dedim yüzümü buruşturarak. "Siz her asistanınızla alışverişe çıkıyor musunuz?"diye de ekledim ardından. "Fazla merak iyi birşey değil küçük. Bence sus." "Yani önünüze gelen her kızı alışverişe götürüyorsunuz?"diye sordum. Cevabı alacaktım. Aras Bey derin bir nefes aldı. "Susmayı düşünüyor musun?"diye sordu Aras Bey. Ses tonu sinirlenmeye başladığını gösteriyordu. "Her asistanınızı alışverişe götürmekten zevk mi alıyorsunuz?"diye sordum hafif bir tebessümle. Amacım onu sinir etmekti. "İlk defa bir kadınla alışverişe geliyorum. Oldu mu?"diye sordu Aras Bey başını aşağı yukarı sallayarak. "Neden peki?"diye sordum. Bu özel biri olduğum anlamına mı geliyordu? Nedense bu içimde güzel bir duygu oluşmasına neden olmuştu. "Murat yüzünden."dedi Aras Bey. Bu cevap kaşlarımın çatılmasına sebep olmuştu. Murat Bey nereden çıkmıştı? "Neşenin gelmesini istiyor. Sen gelirsen Neşe de kesin gelir diye düşünmüş. Yoksa seni yanımda götürmeye meraklı falan değilim." Sanki... azcık... Çok azcık... minnacık kırılmıştım. Yani... bildiğiniz 'benim senle işim olmaz Murat için sana katlanıyorum' dedi. Bunu dedi bildiğiniz. "Aras Bey getirdim birkaç elbise."gelen kadın sesiyle Bakışlarımı sese doğru çevirdim. Daha demin yanımızda ki kadındı bu. Elinde bir aşkı dolusu elbiseyle gelmişti. Bunların hepsini denemeyecektim herhalde? Aras Bey beni işaret etti kadında elindeki elbiseleri kabine girip astı. "Bunların hepsini denemeyeceğim herhalde?"diye sordum Aras Bey'e. O sırada kadın yanımızdan ayrılmıştı. "Beklemeyi sevmem. Hızlı ol."dedi Aras Bey. O kadar umursamazve sertti ki... Zaten kırılmıştım. Kabinin kapısını kapattım. Ve elime ilk gelen elbiseyi giydim. Siyah kısa bir elbiseydi. Omuzları açıktı. Üstelik oldukça kısa. Kötü durmamıştı. Vücuduma yapışık olmasını sevmiştim. Dikkat çekiciydi. Kabinin kapısını açtım. Kabinden çıkmamıştım. Çünkü Aras Bey zaten görebiliyordu. Aras Bey Gözlerini bütün vücudumda gezdirdi. Ve bu rahatsız edici bir durumdu. Kendimi moda programındaymış gibi hissetmiştim bir an. "Beğenmedim."dedi Aras yüzünü buruşturarak. Bende gözlerimi devirip kabinin kapısını kapattım. Başka bir model seçtim. Tek istediğim bir an önce bu işi bitirip eve gitmekti. Bu sefer elbise değildi. Etek ve büstiyerden oluşuyordu. Büstiyer taşlarla kaplıydı. Altında da mini bir etek vardı. Beyaz renkliydi. Bu kombini sevmiştim. Bacaklarım güzeldi ve bu göz önüne çıkarmıştı. Memelerim büyük değillerdi ama bu büstiyer güzel durmuştu. Kabinin kapısını açtım. Aras yine gözlerini vücudumda gezdirdi ve bakışları bacaklarımda takılı kaldı. "Uzun bir şey yok mu içeride?"diye sordu. Bu soru gülümsememe neden oldu. "Anlamadım?"diye sordum ardından., "Partiye giderken yerlere kadar uzanan bir şey giymemi mi bekliyorsunuz?" Bakışları hâlâ bacaklarımdaydı. Evet güzel bacaklar biliyorum... "Değiştir."dedi Aras Bey. Bende sıkıntıyla iç çektim ve kabinin kapısını kapattım. Allah'ım neler yaratıyorsun! Bu sefer siyah bir elbise giydim. Bel kısmında açıklıklar vardı. Kısa ve vücuduma yapışan bir elbiseydi. Ama diğeri kadar kısa değildi. Bu elbisenin boyun kısmıda kapalıydı. Kabinin kapısını açıp Aras'ın yorumunu bekledim. "Tamam alıyoruz."dedi Aras Bey. Gülümsedim. Oh be! Derin bir nefes aldım. Kabinin kapısını kapatacağım sırada Aras Bey ayağa kalktı ve kabinin kapısını tutup kapatmama engel oldu. Ardından içeri girip kapıyı kapattı. Kaşlarımı çatarak suratına baktım. Ne yapıyordu gene bu?Aras Bey üzerime doğru Bir adım gelince bende bir adım geri gittim ve sırtım aynayla buluştu. Soğuk bir aynaydı ve açık olan bel kısmıma değmesi ürpermeme neden olmuştu. Aras bir adım daha gelip aradaki mesafeyi kapattı. Sonra yüzüme doğru eğildi. Onun bu hareketiyle dudaklarımı aralayıp ağzımdan nefes alıp verdim. "Biliyor musun? Bugün sabrımı çok zorladın..."diye fısıldadı nefesini yüzüme vererek.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD