bc

Dönüm Noktası Aşka Tutsak

book_age18+
373
FOLLOW
3.8K
READ
HE
gangster
heir/heiress
drama
mystery
loser
like
intro-logo
Blurb

Nefesim kesilmişti bir anda. Bu büyük gürültünün sebebi çalan müzik değildi. Bedenim neden düşüyor gibiydi? Neden kanım canımı terk ediyor gibi hissediyordum? Temine değen sıcaklık içimi neden ürpertmişti?

Gözlerim donuklaşırken gördüğüm yüz hiç tanıdık değildi. Dudaklarım aralanmıştı ama sesimi bulamıyordum. Karşımdaki adam bir şeyler söylüyordu ama anlamıyordum.

Bu tenin, bu gözlerin bir devinim olacağından bihaberdim. O an sadece elimi kaldırıp gözlerime çarpan dolgun dudaklara dokundum. Hissettiğim acının yanında belki de bu güne kadar aldığım en rahat nefesti. Gözlerimden tenime doğru akan yaşa anlam veremedim.

Halbuki istediğim tek şey biraz eğlenmekti. Tanımadığım yüz daha çok yaklaştı yüzüme. Ve o anda karanlık bir dünya belirdi hayatımda. Hayatım karanlıkken aşka tutsak olacağım aklımın ucundan geçmezdi.

Bu yolun adı dönüm noktası. Aşkın kollarında aşka tutsak...

chap-preview
Free preview
Tanıtım...
5.11.1995 Karşıyaka / İZMİR Hayata veda; Anneme çatık kaşlarla bakıp babamın yanına yürüdüm. Kucağına tırmanıp "yine bana cevizli incir vermedi baba" diyerek annemi babama şikayet ettim. Annem kıkırdayıp "mis kokulu çiçeğim benim. Dört tane yedin zaten. Fazlası yine alerji yapacak gül yanaklarına" dedi. Burnumu kıvırıp "ben istiyorum ama" diyerek ağlamaya başladım. Babam "ver Emine, üzme benim aşk kızımı. İlacı var nasıl olsa. Gece yatmadan önce içiririz olur biter" dedi. Hızla babamın boynuna sarılıp gerdanından öptüm. Coşkuyla "kahraman babam benim". Keşke hep kahraman kalabilseydi... Gece öyle bir yağmur yağmaya başlamıştı ki, annemin koynuna daha çok sokulup gözlerimi sıkı sıkıya yumarak uyumaya çalıştım. Ertesi gün okul vardı ve sağa doğru tek çizgi öğrenecektik. Neşe öğretmenim öyle söylemişti. Okulu ve sınıfı sevmesem de öğretmenimi çok seviyorum. Ara sıra ayakları ağrıyor ve yürüyemiyordu ama anne kokuyordu. Annem gibi kokuyordu benim öğretmenim. Annem bir yandan beni uyutmaya çalışırken bir yandan da kız kardeşim ile ilgileniyordu. Artık gök gürültüsü bile ninni gibi gelmeye başlamıştı kulaklarıma ve uyku esir almıştı zihnimi. Sarsıntı hissettim. Gözlerimi korku ile açıp beni yataktan ağlayarak kaldıran anneme baktım. Anlımdan öpüp "korkma kızım sarıl bana annecim" dedi. Ağlayarak anneme sıkıca sarıldım. Yatak odasından çıktığımızda gözlerim evimizin geniş sokak kapısına takıldı. İki yetişkin insanın kollarını genişliğinde evimizin içine su giriyordu. Babam "Emine acele et. Su seviyesi elektrik duyularına ulaşmak üzere" diye bağırdı. Annem "Hüseyin Melisa'yı al lütfen. Ver Peri'yi benim kucağıma ve evden çıkın hemen" dedi. Babam "oylanma çık artık" diye anneme bağırırken annem önemsemeden yeni okula başladığım için formamı, çantamı ve özenerek üşümeyeyim diye aldığı kaşe yeşil kabanımı eline almıştı. Annem "ay Hüseyin altınlar" diyerek arkasını döndü ve gümüşlük takımına doğru koştu. Babam ayakkabı imalatçısıydı. Bütün birikimiz ise babamın her hafta cumartesi günü aldığı haftalıktan ayrılan para ile yapılan çeyrek altınlarımızdı. Annem o çeyrek altınlara ulaşmaya çalışırken baban "çık artık bırak" diye bağırdı. Koca Nergis mahallesi babamın bağırışı ile inlerken annem dinlemedi babamı. Elektriklerimiz hala daha yanıyordu ve su gittikçe artmıştı. Babam "Emineeeee" diye tekrar bağırdığında gördüğüm tek şey annem ve kız kardeşimin evimizi istila eden suya gömülüşüydü. Gün ağardığında biz hala daha karanlıkta kalmış gibiydik. Artık bir evimiz yoktu. Ne annem vardı yanımda ne de ağlayışları ile beni deli eden bıcırık kardeşim. Evden sular çekildiğinde annem ve kız kardeşimin cansız bedenini görmüştüm. Sonrası ise ayrı bir dönüm noktasıydı. Ben o gece sadece ailemi değil kahramanım olan adamı, babamı da kaybetmiştim. *** Melisa Bozok'tan anlatım... Kader; İnsanın anlına yazılan ve hayat boyu yolunu bilmediği o ince çizgi. Benim hiç inanışım yoktu böyle bir yola. Kader mi beni yuvasız bırakmıştı? Başımı sağa sola doğru sallayıp yürüdüğüm sokaktaki insanlara bakmaya başladım. Birçok insan Barcelona diyordu ama tarihi o kadar güzeldi ki Katalonya'nın iyi ki buraya gelmiştim. İspanya'ya geleli yaklaşık dokuz yıl oluyordu. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Uluslar Arası İlişkiler Fakültesini kazanmıştım. Yaşadığım zorluklar öyle büyüktü ki, düşündükçe nefes almam imkansızlaşıyordu. Sahi babam yaşıyor muydu acaba? En son erasmus kazanıp hocalarımın desteği ile buraya gelmeden önce görmüştüm onu. Bitip tükenmişliğiyle. Sanki ailemizin yok olmasına ben sebep olmuşum gibi yıllarca bana yaşattığı acılar ile büyümüştü çocukluğum. Ben 05.11.1995 yılından sonra çocukluk ne demek unutmuştum zaten. Şimdi otuz yaşını aşmış, olgun ve hayatını kurtarmış bir kadındım. Burada master yapmaya başladığımda tanışmıştım Agustin'i. Barcelona Üniversitesi öğretim üyesiydi. Yakışıklı ve oldukça fantezilere düşkün bir adamdı. Okuldan mezun olduktan sonra aynı evde yaşamaya başladık. Yaklaşıl alt yıldır birlikteyiz. Güzel, keyifli, heyecan dolu bir birlikteliğimiz var. Mesela geçen sene İspanya ve dünya derbisi olan Reel Madrid – Barcelona maçında tribünde ve o kadar insanın içinde beni becermesi manyak bir anıydı. Harika bir adamla birlikte olduğumu düşünüyordum. Ta ki o güne kadar... Hayatımın ilk dönüm noktası ailemi kaybedişimdi. Ama hayatımın ikinci dönüm noktası Piroğlu olmuştu. Kartal PİROĞLU beni aşka tutsak eden dönüm noktam...

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

Azrail +18 Efden

read
3.6K
bc

HAYATIM

read
10.8K
bc

KELEBEK ÖLÜMÜN KIYISINDA

read
1.6K
bc

APOLLON

read
2.2K
bc

Zümra

read
23.0K
bc

Masal Rüzgarı

read
2.5K
bc

Mafya - Koreli +18

read
4.8K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook