4.BÖLÜM

1909 Words
Jadel çadırın önünde yaşadığı olaydan dolayı fazlasıyla gergin görünüyordu. Alnından akan kanı gömleğinin koluna silerek,sert bir şekilde James a doğru baktı. Ve yere doğru tükürdü. Mira ile arasında geçen konuşmayı net bir şekilde duymuştu.Aralarına girmemek için kendini zor tutsa da,genç kızın onunla baş edebildiğini görünce vazgeçti.Mira Jadel in öz kızkardeşi değildi ama çocuklukları birlikte geçmiş, bir arada büyümüşlerdi. Mira nın babası şuan ki Kral Jose Luis Almo,kendi babası Federico ya geniş bir arazi ve ev vermişti.Jadel in çocukluğundan hatırladığı kadarıyla,bunun sebebi daha bebekken kaybolan kızı Mira yı babası Federico bulmuş,annesi Juana minik kızı kısa bir süre emzirmişti.Jose Luis kızının hayatını kurtaran çingenlere minnet borcunu ödemek için onları İrlanda dan İngiltere ye getirmiş,himayesi altına almıştı.Mira çocukluğunun büyük bir kısmını çingeneler arasında büyüyerek ve gerçekten onları ailesi gibi benimseyerek büyüdü.Jadel annesi Juana nın sütünü emen Mira nın manevi kardeşi olmuştu.Kraliçe Rosemary ve Juana çok iyi dostular. Jadel aslında bir prenses olan Mira nın,çingene yaşamını sevmesine ilk başlarda şaşırsa da,artık bu duruma alıştı.Onlarla birlikte kasabaları dolaşarak gösteriler yapmak,insanları eğlendirmek Mira nın kuşkusuz en çok sevdiği şeydi.Dans etmek artık hayatının bir parçası haline geldi.Jadel Mira nın çok yetenekli olduğunu biliyordu.Ayrıca öz babası ve annesinin Mira yı bu konuda desteklemesi de genç prensesi daha çok cesaretlendirmiş,saraydaki sıkıcı hayatından bu şekilde kurtulmuştu. Jadel bir kaç adım atarak James a doğru ilerledi.Genç adamın Mira nın arkasından olduğu yerde donup kaldığını fark etti.Az önce onunla yumruklarını konuştururken kazanan belli olmamıştı ama Jadel, James ın Mira nın karşısında hezimete uğradığını bakışlarından anladı.Tahlihsiz adam basit bir çingene kızı olarak nitelendirdiği Mira nın İngiltere kralının biricik kızı Daniera olduğunu bilse,ne yapardı acaba diye düşünmeden edemedi.Onu bu kadar aşşaladığı için utanır ve ayaklarına kapanıp af diler miydi?Gerçi adamın kendini beğenmiş havası ve ukâla tavrına bakılırsa bu pek mümkün görünmedi.Jadel onun giyim tarzından asil bir sınıfa mensup olduğuna karar verdi.Kendine bu kadar güvenmesinin sebebi de kesinlikle buydu. Daniera çingelerin arasında yetişse de sarayda çok güzel bir eğitim almış, Londra nın en iyi okullarında yetişmişti.Şuan ki konumundan onun cahil bir çingene olduğunu düşünse de,prenses Daniera olduğu zamanlarda son derece hanımefendi ve eğitimli bir kızdı.Sanat üzerine aldığı eğitim sayesinde kendini mükemmeleştirmiş,harika dans etmesinin yanında çok iyi resim yapan bir ressamdı. Jadel Mira nın gittikleri yerlerdeki doğal güzellikleri ve ilginç manzaraları yanında taşıdığı tuvaline resmederken ne kadar mutlu olduğunu gördüğünde,onun bir sanat aşığı olduğunu her defasında bir kez daha anlıyordu. "Kardeşimi gördünüz ve konuştunuz.Şimdi burayı terk edin."dedi Jadel gayet ciddi ve sert bir ses tonuyla"Ve gördüğüm kadarıyla paranızı da aldınız.Ortada bir sorun kalmadı." James karşısında dikilen adamın yüzünde açtığı yaralara doğru baktı.Kendi yüzünün de onunkinden daha iyi durumda olmadığını tahmin etti.Adam bir an önce orayı terk etmesini söylerken James anlamsız bir şekilde orada kalmak ve çingene kızı Mira ya az önce söylediklerinin hesabını sormak istiyordu.Ama Mira son sözlerini söyleyip ortalıktan bir anda kaybolmuştu. "Kardeşinizin sorunu halletme şekli çok ilginçmiş doğrusu.."diye cevap verdi James alaycı bir gülüşle ve aslında az önceki konuşmadan tatmin olmadığını belirten bir ifadeyle."Parası çalınan ve zararlı çıkan ben olduğum halde,kendini bu işten bir şekilde sıyırmayı başardı.Hatta benden özür dileyeceği yerde benim ondan özür dilememi beklediğine yemin edebilirim.Bu nasıl bir kendine güvenmek böyle?" "Kardeşim sürprizlerle doludur.Ve bir şeyi yaptı ise mutlaka geçerli bir sebebi vardır.Ayrıca da bilmelisiniz ki sizin paranıza gerçekten ihtiyacı yok."dedi Jadel ciddiyetle. James bir kez daha etrafına bakındı.Orada öylece durmanın bir anlamı olmadığına karar verince, gitmek için adım attı.Vincent biraz ötesinde onu izliyordu.Kuzeni bu geceyi ikisine de heyecanlı hale getirmeyi başarmıştı.Ama en azından düşündüğü gibi James kimseyi öldürmemişti.Fakat çingene kızın karşısında beklemediği bir şekilde hezimete uğramıştı.Öfkesini alamadığının farkındaydı. James Vincent ın yanından hızlı adımlarla geçip yola koyuldu.Bu gece fazlasıyla sinirlendiğini düşündü ve bir an önce kalabilecekleri bir oda bulmayı planlıyordu.Yorgun olmasının yanı sıra bir de insan irisi bir adamla çarpışmıştı.Aklına yine Mira nın sözleri geldi.Çingene bir kızın onu bu kadar aşşalaması çok ilginçti. Vincent küçük bir hanın önüne bağladıkları atların yanına ulaşana kadar ağzını açmadı.Kuzeninin sakinleşmesini bekliyordu.James ın aksine yaşanılan olayı oldukça komik bulsa da,kuzeninin bu konuda şaka yapmasına tepki göstereceğinin farkındaydı. James hana girip kendileri için zorda olsa bir oda bulmayı başardı.Han sahibine oda için fazladan verdiği para umrunda değildi.Sıcak bir banyo ve rahat bir yatak şuan için gözüne çok cazip geldi.Çenesi düşük Vincent la aynı odada kalmak bile önemli değildi. İki adam atlarının üzerinde bulunan valizlerini alıp odalarına gittiler.Odanın genel görüntüsü çok iç açıcı olmasa da iki ayrı yatağın olması harikaydı. James odanın içinde açılan bir kapıdan banyo yapabileceği küçük odaya geçti.İçeride bulunan küçük ve kenarları paslanmış metal küveti banyo için kullanacaktı.Han sahibi bir kaç kova sıcak su için para alsa da,önemsemedi. Vincent rahat tavrı ile yatağına uzandı.Üzerindeki giysileri çıkarma gereği duymadı.Ellerini ensesine koyup tavanı izlemeye başladı.Bu arada dudaklarından çıkan ritimli ıslık sesi ile az önce olanları düşünüyordu. Bir kaç dakika sonra han sahibi bir kaç kova sıcak su ile odaya geldi.Küveti doldurduktan sonra James a gülümseyip odadan çıktı.Bu geceki müşterilerinden aldığı paranın memnuniyeti yüzüne yansımıştı. James çok oyalanmadan üzerindeki kirlenmiş ve bir çok yeri yırtılmış giysilerden kurtulduktan sonra kendini küveti dolduran sıcak suya attı.Bir süre vücudunu keseledi.Ardından bacaklarını öne doğru uzatıp,başını arkaya doğru yasladı ve gözlerini kapattı.Akşam yaşadıkları aklına geldi.En çok da çingene kızı Mira nın muhteşem dansı...Vücudunun kıvraklığı,teninin rengi,uzun siyah saçları... Kollarının arasında onu tutması ve bakışları... Mira nın güzelliği her erkeği rahatlıkla büyülerdi.Kendi kendine ondan etkilenmediğini söylese de,şimdi onu neden düşündüğünü anlayamadı.Oysa bu kız davranışları ve sözleriyle canını baya sıkmıştı. "Güzel ve asi...Mira..."dedi usulca James."Benden hoşlanmadın demek?Bende senden hoşlanmadım...Dua ette bir daha karşıma çıkma..." Kendi kendine konuştuğu için ister istemez gülümsedi.Mira nın çalınan parası için geri döndüğünü söylemesi oldukça komik geldi.Amacı o an para değildi.Aptal bir adam olmadığını akıllı geçinen çingeneye kanıtlamak istemişti. Banyosu bitince valizinden çıkardığı yünlü içliğini giydi.Yatağına uzandı.Vincent sinirlerinin yatıştığını fark ettiği kuzenine manidar bir şekilde gülümsedi. "James...bir an kızı öldüreceğini düşündüm.Öyle öfkeliydin ki..."dedi Vincent James ın yüzüne bakmadan çünkü gülümsediğini görmesini istemedi."Ama kız çok cesurmuş.Paranı çaldığı halde karşına korkmadan çıkabildi." James gözlerini kapatmış uyumaya çalışıyordu.Vincent ın söyledikleri hiç umrunda değildi. "Kapa çeneni Vincent.Uyuyacağım.."dedi James sert ama uykulu bir sesle. Ama Vincent konuşmaya ısrarla devam etti. "Kardeşi de dişli çıktı baksana...Merak ediyorum çingene kız gelmese hanginiz kazanacak..." "Vincent sus..."dedi James kuzeninin cümlesini tamamlamasını beklemeden ve bu kez daha yüksek bir sesle. "İtiraf et dostum...Kadın seni yerle bir etti.Aldığı parayı geri verirken söylediği sözler çok ağırdı."diye cevap verdi Vincent bu kez sesli bir şekilde gülerek"Yüzünün aldığı ifadeyi daha önce hiç görmemiştim kuzen...Bir kadına yenilmek nasıl bir duygu?" James bu kez gerçekten kızdı. "Biraz daha konuşursan geceyi atların yanında uyuyarak geçireceksin!İnan bu konuda çok ciddiyim."dedi James bağırarak. Vincent James ın şaka yapmadığını anlayınca susmaya karar verdi.Ve yan dönüp gözlerini kapattı.Hala sessizce güldüğünü James görmedi... James ın kaldığı odanın yan tarafındaki odada genç bir kız ıslak saçlarını kurularken,yan odadan gelen ama ne dedikleri tam olarak anlaşılamayan seslerin kesilmesiyle derin bir nefes aldı.Uykusunu bölecek hiç bir gürültü istemiyordu.Gerçekten çok yorgundu.Kaç gündür yollardaydı.Bu gece çadır yerine bu handa kalmaya karar vermişti.Hem güzel bir banyo hemde rahat bir yatak için ideal bir seçim olmuştu.Yardımcısı Ester elbiselerini temizlerken ona doğru gülümsedi.Bu kız onun sağ kolu olmuştu.Annesi Rosemary e ile gizli bir ittifak içinde olduğunu,başından geçen her şeyi ona anlattığını gayet iyi biliyordu.Ama bilmemezlikten geliyordu.Ester kötü niyetli değildi.Annesinin gereksiz kuruntuları ve endişeleri yüzünden zavallı kız köşeye sıkışmış,her şeyi rapor eder olmuştu. Mira bu güne kadar kötü bir olay yaşamasa da,Jadel in ona asılan adamları dövdüğü anları düşününce,kaç kişi olduğunu sayamadı.Sadece Jadel mi?Daha geride beş abisi daha vardı.İnanılmaz bir güvenlik duvarı ile korunuyordu.Jocep ,Jadel den bir yaş büyük olan abisi...Yohan bir diğeri...Gabriel...Gustov ve en büyük abi Dusten... Mira hepsini çok sevdiğine karar verdi.Birbirlerinden kişilik olarak oldukça farklı olan bu adamların tek ortak yönleri kuşkusuz bitmeyen neşeleriydi.Ve birde yetenekleri...Jadel küçük davulu ve kavalı ile harikalar yaratıyor,müzik ziyafeti sunuyordu.Gabriel in sesi ise mükemmeldi.Jocep çingene danslarında ise bir numaraydı...Dusten tam bir sihirbaz. Mira ait olduğunu hissettiği ikinci ailesini düşününce mutlu oldu.Onlarla olmak ve bir çadırda yaşamak sarayda yaşadığı hayattan daha güzeldi. Mira saçlarını toplayıp yatağına oturdu.Ester in işini bitirdiğini ve elbiseleri valize yerleştirdiğini fark etti.Yarın sabah yeni bir kasabaya doğru yola çıkacaklardı.Saraya ne zaman döneceğini kestiremese de,annesi ve babasını özlediğini anladı.Gözleri duvara yasladığı tuvale takıldı.İkisinin resmini yaptığı yağlı boya tabloyu asla yanından ayırmıyordu.Babası ayakta annesi bir sandalyede oturmuş,gülümsüyorlardı.İkisinin birbirine olan aşkına her zaman hayrandı.Gerçek aşkın ne olduğunun kanıtı gibiydiler. "Sizi çok seviyorum.."dedi Mira tabloya bakarak usulca ve gülümsedi. Ester işini bitirince kendi yatağına oturdu.Hanımının izlediği resme gözleri kaydı. "Birbirlerine bu kadar yakışan bir çift görmedim daha önce.Anne ve babanız ne kadar uyumlu ve sevgi dolu insanlar."dedi Ester gülümseyerek."Onlara sahip olduğunuz için çok şanslısınız Leydim." Mira Ester in söylediklerine tüm kalbiyle katıldı.Bunca yıldır bir kez bile birbirlerini üzdüklerini görmemişti.Babası annesine olan sonsuz sevgisini her zaman dile getiriyor,onu mutlu etmek için elinden gelen herşeyi yapıyordu. "Biliyorum Ester.."diye cevap verdi Mira."Babam gibi bir adamı bulmak çok zor.Öyle dürüst,samimi ve fedakâr ki,korkarım ona benzeyen birini bulamayacağımdan asla evlenmeyeceğim." Ester güzelliğine hayran olduğu prensesine bu konuda asla katılmadı.Ester e göre Onun peşinden koşmayacak,aşık olmayacak bir erkek yoktu.Prenses Daniera ya da çingene Mira,hangisi olursa olsun o çok mükemmel bir kadındı.Yetenekleri ise asla tartışılmazdı. "Size katılmıyorum Prensesim..."dedi Ester"Kalbinizi çalacak biri mutlaka olacaktır.Hatta aşkınızdan ayaklarınıza kapanıp yalvaracak." Mira küçük bir kahkaha attı. "Ayaklarıma kapanmasa da olur Ester...Sevgisine ve dürüstlüğüne inanmak yeterli.Bir de beni her halimle kabul edebilmeli.Hatta ne düşünüyorum biliyor musun?Bence çingene Mira ya aşık olsun.Prenses Daniera ya değil." İki kadın bir süre daha sohbet ettiler.Sabah erkenden yola çıkacakları için uyumaya karar verdiler.Mira yatağına uzanıp gözlerini kapattı.O gün yaşadıklarını düşünmeye başladı.Gösterileri çok güzeldi.Ve halkın coşkusu.Ama sonra gözünün önüne kollarının arasına düştüğü adam geldi.Tanrım bu kadar yakışıklı bir adam nasıl bu kadar kaba ve aptal olabiliyor? dedi kendince.Ayrıca da cimri...Neyse ki onu bir daha görmeyecekti.Düşünmesine ne gerek vardı? Sabah Ester telaşla yatağından fırladı.Kapının çalınması uyanmasına sebep olmuştu.Gelen kişi Jadel di.Yola çıkmak için hazır olduklarını ve onları beklediklerini söyleyince uyuya kaldıklarını anladı. İki kadın telaşla elbiselerini giydi,saçlarını allel acele tarayıp,valizleri ile hızla odadan çıktılar.Mira sarı çiçekli elbisesinin belindeki kuşağı bağlamaya çalışırken,hanın merdivenelerini resmen koşarak inmeye başladı.Bir kaç adım önünde ilerleyen adamı geçmek için acele etti. James arkasından gelen ayak seslerini merak edip,merdivenin en alt basamağını inince gayri ihtiyari dönüp o tarafa baktı.Karşısında telaşla basamakları inen kadını görünce donup kaldı.Çingene kızı Mira nın bakışları ile karşılaştı. Mira da aynı şaşkınlıkla adama bakarken önünde duran iki basamağı fark etmedi ve nasıl olduğunu anlamadan ayağı boşlukta kayınca küçük bir çığlık attı.Ve bir anda kendini genç adamın kucağında buldu. James üzerine doğru düşen kızı ani bir reflesle yakalamayı başarmıştı.Mira onu sıkıca saran kollarının arasında ve dün gece tartıştığı adamın kucağında yatıyordu. James bakışlarını Mira nın gözlerine dikti.Böylesi bir tesadüfü asla beklemiyordu.Elinden kaçan kadın,hiç beklemediği bir anda kucağına düşüvermişti.Gülmemek için kendini zor tuttu.Miranın elleri boynunda kenetlenmiş,ondan destek alırken "Her defasında seni düşmekten kurtarıyor olmam ne garip değil mi?"dedi James alaycı bir gülüş ve ifade ile."Artık bunu bilerek yaptığını düşünmeye başlayacağım" Mira kendini beğenmiş ve ukâla tavrına sinir olduğu adama bir nefes kadar yakındı ve bu durum hiç hoşuna gitmedi.Bir de onu bilerek kucağına atlamakla suçluyordu.Bu kadarı gerçekten çok fazlaydı. "Saçmalamayı kesin bay ukâla!"diye cevap verdi Mira öfkeyle."Kahraman olmanızı söylediğimi hatırlamıyorum.Beni kurtarmanıza gerek yoktu." James hala teşekkür etmeyen,üstelik nerdeyse kurtardığı için suçlayan kadına. "Haklısın.."dedi kulağına eğilerek usulca."Bundan sonra düşmene izin vermeliyim.Tıpkı şimdi olduğu gibi" Ve genç adam Mira yı kollarının arasında sıyırıp,acımasızca yere düşmesine izin verdi.Mira öyle hazırlıksız yakalandı ki,kaba etinin üzerine canı fena halde yanarak oturu verdi.Bu arada attığı çığlık etrafta bulunan bir kaç insanın dikkatini çekti. James gülürek ona doğru bakıyor ve oldukça eğleniyordu.Ellerini pantolonunun cebine koyarak ve üstüne üstlük sesli bir ıslık çalarak yerde oturan kadının yanından yavaş adımlarla uzaklaştı. Mira onun arkasından bakarken yüzünü bir ateş bastı.Öfkesi gözlerinden okunuyordu. "Seni gerizekalı...aptal..."dedi peşinden sesli bir şekilde bağırarak ama duyduğundan emin değildi.Çünkü genç adam hanın kapısından dışarı çıkmıştı....
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD