Bu kuytu benim zihnimin karanlığı.
Yazmış olduğum kurgalarım ve kitaplarım Şahsıma aittir.Dreame ve diğer platformlarda kopyalanma veya çalıntı gibi bir durumlarda gerekeni yapılır.
İletişim için;ayseegulaydgn
Silah sesleri dinmişti ama canı yanan bazı insanlar olmuştu. Onlar ise Leylanın kollarında son nefesini vermekten korkan Cengiz ve Leylaydı. Leyla sırtından vurularak soğuk zemine düştüğü anda geçmişi gözlerinin önünden bir film şeridi gibi geçerken yalızca ölmeyi dilemişti.
Bir dava uğruna bu hale geleceğini bilmiyordu. Cengiz hep uyarmıştı fakat Leyla hiç bir zaman bir adım bile geri atmayan bir kadındı.
Leyla'nın karşısında ki örgüt kimsenin tahmin edemeyeceği kadar pislik ve güçlü insanlardı.
Her bir adımlarını gizleyen örgüt mensupları Leyla'yı kurban etmek icin herşeyi yapmaya başlamışlardı. İsimleri bilinen veya bilinmeyen bir çok vatandaş anne baba ,çocuk ,aile ve çoğu kadın olmak üzere bir çok insanın hayatına son vermişlerdi.
İntikamdan doğan aşkı okumak istermisiniz?
Siyah beyazın düşman olduğu bu devirde ona kin ve nefretle yaklaşmak ne kadar doğruydu.Değildi içimdeki tutku ve arzuya engel olamamam beni öyle bir uçuruma sürüklemişti ki kendimi durduramıyordum.
Karanlık bedenimi esir almaya devam ederken tenimde gezen dil darbeleri bedenimi ıslatmaya devam ediyordu.Göğüslerimi avuçlayan iri avuçları kalçalarımı arsızca yoğuruyor onun esiri olmaya devam ediyordum.Boynumda gezinen sıcak nefesi nabzımı tüm nefretiyle hızlandırıyordu.
Yüzümdeki maske iplerine parmaklarını uzatarak çözmeye çalıştığında kasıklarına ve kulaklarıma arsız cümlelerini fısıldayarak ona kendimi bastırdığımda tüm sertliğini kadınlığımda hissediyordum.Bana bahşettiği erkeksi inlemesi kulağımı okşarken ona duyduğum arzu tutku,kin ,nefret ve intikamım her salise sönmeyecek bir yangın gibi körüklenmeye devam ediyordu.Dudaklarına dudaklarımı bastırdığımda hırıltıyla nefes vererek pozüsyonumuzu değiştirdildamaya başladı."Bu yatakta belini kırılana kadar seni becereceğim."Ona nefretim büyümeye devam ederken içimdeki intikam zehirli bir hançer gibi kalbine saplanmak istiyordu.Dakikalarca birbirimizin olurken birbirine dokunan tenlerimiz intikamımla erimişti.Doğduğum gün bu nefret bana aşılanmıştı o hâlâ üzerimdeyken maskemi tutan ince bıçağı saçlarımın içinden çıkararak maskeyi diğer tarafa fırlatmıştım."Yüzüme bak Marcus."Erkeksi inlemesi kulaklarımı tırmalarken arzu tutku ve şevhetle yoğrulan siyah gözleri mavi gözlerimde boğulmaya mahkum kaldı."Yüzüme bak Marcus bu gördüğün son yüz olacak."Gözleri yüzümde gezinirken Kalbine zehirli bir hançer saplamıştım.Çıplak bedeni üzerinde bir kum torbası gibi yığılmış onu yataktan aşağıya itmiştim.Ağzından gelen kanlı köpükler onu son görüşüm olmuştu.
"İntikamım gibi ruhunuda öldürdüm Marcus."
onu karanlığın esiri olan demir kapıların arkasında ölü bedeninin çürümesini izlemeye yemin etmiştim.Ben Lia Perlas Karanlığa Esir olmuş bir kadın.
Bir askerin gözünden anlatılan bu hikaye, savaşın acımasız gerçekliğiyle harmanlanan bir aşk ve hayatta kalma mücadelesini konu alıyor. Ana karakter, hem cephede düşmanla savaşırken hem de geride bıraktığı sevgilisine olan bağlılığıyla ruhunun derinliklerinde bir savaş verir. Ancak savaşın karmaşası, onları ayırmakla kalmaz; gizli düşmanlar, ihanetler ve beklenmedik olaylarla hayatını çıkmaz bir yola sürükler.
Kahraman, yalnızca düşman kurşunlarından değil, kendi vicdanı ve geçmişiyle de yüzleşmek zorundadır. Aşk mı, görev mi yoksa kendini bulma mücadelesi mi daha ağır basacaktır?
Zehirli zihnimde yarattığım karanlık kâbusların aydınlığı'nın sen olduğunu bilseydim,zihnimi zehrinle zehirlerlerdim,seni kendimde yaşatabilmek için.
Bol aksiyon,+18 içerikler ,intikam,kan ve geçmişten gelen derin bir yara konusu içeren bir kitap okumak istiyorsanız sizi kitabıma davet ediyorum aşklarım.
07.07.2023
Son defa aynadan kendime baktım.Dikkat çekmeyecek ve işimin gerektiği gibi fotoğrafları çekip gidecektim.İnce uzun koridordan geçerek sessizce dövüş ringine adımladım.Herkes onun lakabını sayıklıyordu.Her bir ağızdan "Demir yumruk."deniliyor yüksek sesler ile bağırmaya devam ediyorlardı.
"Demir yumruk."dedi adamın biri bana çarparak ringe koşarken.Demir yumruğun yüzünü bu gün ilk defa canlı canlı görecektim.Demir yumruk lakabıyla bilinen Aslan ALTINSOY adında güçlü yeraltı mafyalarından biriydi.
Ringe yaklaştığımda herkes birbirine çarparak ilerliyor,hırsdan gözü dönenler kavga ediyorlardı.
Bu gün gazetecilik mesleğimin en büyük oyununu oynayacaktım.Aslan ALTINSOY'un kim olduğunu herkes bilirdi.Ama Denir yumruğu herkes bilmezdi.
Çünkü geceleri yalızca yüzüne maske takarak dövüşür ve Demir yumruk kimliğini gizlerdi.
"Demir yumruk."dedi hayranlarından biri daha Ringe koşarken.
Hafif çiseleyen yağmurun altında
çalılıkların arkasında onu izlemeye devam ettiler.Adımları gerileyerek siyah aracın gölgesine pusmuşlardı.
Çizilen ellerinden ince ince çizikler hâlinde akan kan toprağa damlıyordu.
Hiç bir insanın geçmeyeceği boş arazide tırnaklarıyla kazmaya devam etti toprağı.
Aradığı şey ıslak toprağın altındaydı yıllardır.Asırlardır toprağın altında onu bekleyen bir tüp sıvıyı ve aramak üzere günlerini aylarını heba ettiği bir mezarı bulamamıştı.
Çığlıkları boş arazide yankılandı.
Yağmur damlaları onun ağlamasına eşlik ederken o kanayan ellerine inat ıslak toprağı kazmaya devam etti.
"Efendim daha ne kadar acı çekecek?"dedi hizmetkârı.
Sessiz kalmayı seçti.Hizmetkârı ona eşlik ederek ayaklandı onu daha net görebilmek için.
Çalılıkların ardında kıpırdanma hissedetti hizmetkârı.Silahına sarılarak itat ettiği adamı canı pahasına korumakdı tek gayesi.
Elini yavaşca kaldırarak hizmetkarın silahını indirdi.Onu görmemişti ama kimin geldiğini biliyordu.Çalılıkların ardındaki kıpırdanma git gide yaklaşırken zayıf ve çattalı çıkan kadın sesi duyuldu.
"Ona kaç yıl daha boş mezarları eştireceksin Ka?"
Ka sessiz kalmayı seçti.
İri cüssesiyle ardına döndü yüzüne yerleştirdiği insan derisinden yapılmış maskeyi çıkardı.
"Ben ona acı çektirmiyorum?"
"Acı çektirmiyormusun? Yıllardır boş toprakları kazıyor o kadın.Onun aradığı bir tüp sıvıdan ibaret sen ona bu panzehiri bile veremiyorsun.Hep onu boş mezarlarda bir tüp sıvı ararken mi izleyeceksin Ka? Senden haberdar olmayan bir kadını ne pahasına izlediğinin farkında bile değilsin."
Yağmur topraklarda çukurlar oluşturuyor,bulanık sulara yer veriyordu.Yüzüne damlayan yağmuru hissedebilmek için kapşonu başından sıyırdı pelerinini çıkararak çalılıkların üzerine bıraktı.
Islanan siyah sacları alnına düşerken, çıplak kalan bronz teninden yağmur damlaları süzülerek toprakla buluşuyordu.
Geniş sırtı onlara dönük bir şekilde dilinden bazı sözcükler döküldü."Onun yıllarca aradığı şey benim damarlarımda akıyor.Bir İmparator lordunun kanı kendi evreninden başka bir evrene düşerse o evren yok olmaya mahkumdur Samira."
Yüzünü ona cevirerek siyah gözlerini Samiranın kahverengi gözlerine dikdi konuşmaya devam etti.Samira ve hizmetkârı Ka'nın kurduğu her bir kelimeyi korkuyla dinledi.
"Ama efendim."
Hizmetkârına dönerek"Onu uzaktan bayıltın ve bir hastaneye yerleştirin.Sabah uyandığında yanında bir adam bulunsun.Kendisini taksiciyim ve yolda bayılmış bir halde buldum diyerek ifade versin konuyu daha fazla uzatmadan orayı terketsin."
Hizmetkâr başını sallayarak yavaş hareketlerle çalılıkların arasından uzaklaştı.
Bir süre sessizlik oldu.Kulakları dolduran tek ses yağmur damlaları'nın
toprağa düşmesiydi.İnce tiz bir ses
yankılandı boş arazide.Çok geçmeden çamur olmuş toprağın üzerinde kum torbası gibi yıgıldı kadın.
Dakikalar içinde yavaş hareketlerle oradan uklaştırılmıştı baygın beden.
Ka kazılmış toprağa adımlarını yaklaştırdı boş toprağın ne kadar hırçın bir şekilde büyük bir hırsla kazıldığını biliyordu.Samira'nın ardında olduğunu bilerek başıyla toprağı işaret etti.
"Söyle bana Samira,bir damla kanım bir evreni yok etmeye mahkumken ben onun nefes aldıgı tek gezegeni nasıl yok etmeyi göze alayım."