Kader ağlarını onları bir araya getirmek için örüyordu. Evren onların birlikte olabilmesi için her şeyi yapıyordu ama gerçek dünyada işler farklı yürüyordu. Vera suçtu, Parker ceza. Birliktelikleri ise yıkımdan başka bir şey değildi. Güzel bir hırsız, ajan Parker Robinson’un kalbini çalmış ve geri vermemişti.

Başlangıçlar ve sonlar. Aydınlık ve karanlık. Yaşam ve ölüm. Her şey, hayat çizgisindeki perdenin kalkmasıyla başladı. Başlangıçlar sonlara, aydınlık karanlığa karıştı. Ölüm ve yaşam bir oldu. Bir lanetti bu insanların üzerinde. Artık bu lanetin kırılmasının zamanıydı. Bir büyüyle yok olmuştu ruh avcıları, ancak çocukları hâlâ buradaydı. Yarattıkları her bir ölümsüz, şimdi güç için saldırıyordur. Leydi Sophie, bu kanlı savaşa son verecekti, çünkü bir fedakar olmanın kahramanlıkla ilgisi yoktu. Artık kimse sevdiklerini feda etmek zorunda kalmasın istiyordu. Bu yüzden eski düşmanları yeniden çağırma zamanıydı. Ölüm Meleği, bu devam hikayesiyle yeni maceralara atılıyor. Leydi Sophie ve Martin Benson, son savaş çağrısını veriyor. Peki ya kim kazanacak? Ölüm mü, ölümsüzlük mü?

Av ve avcının hikâyesi bu... Avın avcıya bile bile kalbini teslim etmesinin hikâyesi. Dişi bir kurttu Meyra ve kendine çok zorlu bir av seçmişti. Avdı Doruk, avcının ellerinde öleceğini kabullenmişti. Tutkunun esiri olan kalpleri tehlikeli bir tuzağın pençesine düşmüştü. İlk vazgeçen cehennemde sonsuza kadar yanacaktı, dirense hep arafta kalacaktı. Başarılı, zeki ve yakışıklı grafiker Doruk Karan, iş görüşmesine gittiğinde karşısında görmeyi beklediği son kişi acımasız, ateşli ve güçlü CEO Meyra Acar’dı. Soğuk bakışları ve sert duruşuyla en güçlü erkeği bile korkutmayı başaran Meyra, siyah takım elbisesi, kirli sakalları, dağınık saçları ve güzel gülüşüyle karşısında oturan Doruk’u daha ilk andan gözüne kestirmişti. Kurdun kalbi buzdandı, av ona bin bir gece masallarını yaşatacak ve kaybolmuş her bir tutkuyu bir bir alevlendirerek o buzları kıracaktı. Av, bu masala son noktayı koyacaktı…

Huzurlu değildim. Mutlu değildim. Kahretsin yaşamıyordum bile. Son iki aydır bu dünyaya sıkışıp kalmış bir bedenden farkım yoktu. Ruhumu kaybedeli 65 gün 14 saat ve 8 dakika olmuştu… Saniyeleri sayar olmuştum… Bu hayatta en korktuğum şey kaybetmekti. Tekrar kaybetmemek için her şeyi yapmıştım. Kalbimi her türlü acıdan korumuştum. Ta ki o gelene kadar… Benim cici kızım… Benim Calla’m… Onu kaybetmemek için her şeyi yapmaya hazırdım ama şimdi o gitmişti. Sonsuza kadar! En azından insanların söylediği buydu. Bir mezarı bile olmayan bir kız için ‘ölü’ diyorlardı. Bunu kabul edemezdim. Ölümün üzerine çöken soğukluğuna şahit olmadan bunu kabul edemezdim… Etmeyecektim! Ölü ya da diri onu bulacaktım. Ama biliyordum… O yaşıyordu ve ben, Calla’yı bulup geri getirecektim. Tek ihtiyacım olan onunla bir şans dahaydı. Yaşamak için bir şans daha…

"İkisi de inatçıydı. İkisi de savaşçıydı. Ve belki farkında değillerdi ama ikisi de aşıktı. O an her şey küçük bir heyecandan ibaretmiş gibi geliyordu onlara. Yaz aşkı çok tatlıydı. Her bir dokunuş, her bir öpüş, o her küçük sevgi sözcüğü güzeldi şimdi. Ancak sonu ateşti bunun. Aşkı itiraf etmemek, onu hissetmekten daha çok yakardı. Çünkü bittiğinde keşkelerle dolardı kalp. Ve keşkeler, fena kalp ağrısı yapardı." Bir insana ünlü olduğu için âşık olmak mümkün. Peki, bir insandan ünlü olduğu için nefret etmek mümkün mü? Hilal, Mete Karahan'dan sırf ünlü olduğu için nefret ediyordu. Onun şöhret budalası, kendini beğenmiş bir süper star olduğunu düşünüyor ve başına gelen her şeyden onu suçluyordu. Mete, ondan nefret etmek istiyordu, ona kızgın olmak... Ama Hilal onu anlıyordu. Kimse onu anlamamıştı bugüne kadar. Başka hiçbir kadın ona böyle davranmamıştı ve bu kalbinin ondan nefret etmesini zorlaştırıyordu. Bir oyun sahnesiydi Mete'nin dünyası ve ona yazılan hayatı oynuyordu. Mete Karahan iyi bir oyuncuydu ve rolünü en güzel şekilde sergiliyordu. Hilal, Mete'nin sahte dünyasındaki tek gerçek şeydi. Bu yüzden ondan uzak duramıyordu. Mete ona çekildikçe, Hilal de ağına daha çok takılıyordu. Kendi dünyalarında, kendi oyunlarını oynuyordu Hilal ve Mete, yolun sonunu görmeksizin... Peki, yolun sonunda ne vardı? "İki ayrı dünyanın yabancısıydı onlar. Ve kurdukları bu yeni dünyada geçici misafirlerden başka hiçbir şey değillerdi. Bir tiyatro... Onların dünyası bundan ibaretti."

"Hayat denen oyunda birer kelebekten farkımız yoktu. Ya zamanımız dolardı ya da biri sizi oyun dışı bırakırdı..." Her şeyin en iyisine sahip olmak, her zaman mükemmeliyete sahip olmak demek değildi. Eğer küçük bir kızın elini tutacağı bir kahramanı, yoksa ve eğer küçük, korkmuş bir çocuğun sığınabileceği tek şey, soğuk duvarlarsa, mükemmellik henüz o hayatları ziyaret etmemiş demektir. O hayatlar, karanlığın gölgesindedir... Calla tüm hayatı boyunca kahramanı olarak bildiği adamı o karanlığa kaybetmiş, Taylor hayatını aynı adamın karanlığına esir olarak geçirmişti. Calla'nın hayatını mahveden sırları çözmeye ihtiyacı vardı, Taylor'ın ailesine... Bu oyunda sadece birbirlerine sahiplerdi. Şampiyon, kralın kızına kahraman olacak, kızıl saçlı prenses de ona özgürlüğünü sunacaktı. Ya yer altının korkutucu gölgelerine karşı birlikte savaşacaklardı ya da oyun dışı kalacaklardı. Yer altı karanlıktı; ancak her yolun sonu mutlaka ışığa çıkardı. Tüm karanlık sırlar ortaya çıktığında, güneş yeniden doğacaktı.

Tek hatası yanlış kişiye aşık olmaktı. Şimdi ise bir hain. Katharina bir hata yaptı ve onu koruyup,büyüten insanlara ihanet etti. Geri döndüğünde herşey için çok geçti. O bir haindi. Tekrar ettiği yemin bile onu bu damgadan kurtaramadı. Hatasının bedelini sonsuz itaatle ödüyor. Kraliçesine itaat ediyor. Lord Mason asistanı olarak Katharina’yı istedikten sonra onun için herşey değişti. Bir hain ve bir kahraman. Birbirine aşık olabilir mi? Aşkları ikisininde hayatını değiştirecek… Katharina hayatını mahveden kişiden intikamını alacak. Ailesini öldüren ruh avcılarından intikamını aldığında herşey daha da güzel olacak. Ancak açığa çıkması gereken çok fazla sır var. Karanlık sırlar. Peki Kate tekrar mutlu olacabilecek mi? Adını haklayıp bir hainden bir kahramana dönüşebilecek mi? Ruh avcıları, Kurtulanlar ve Lord Mason’la, Kate’in sürükleyici aşk hikayesi. Ölüm Meleği Çok yakında….