BC7642ZH
*Vedalar sevgilim, vedalar bile bize terk edemedi.*
*Keşke\'ler yapmadıklarının pişmanlıklarındır. Yaptıklarının ise bedelidir.*
İzmir\\24
Kitap kurdu📖
https://www.instagram.com/delikizinhikayeleri2/
Sırlar geçmişinde ihanetinin en acısını sırtında taşıdı. Kalbinde taşıdı... Aklında taşıdı.
"Sen bana yalan söyledin Çağrı! Sen benim canıma kıydın, ölüme terk ettin! Sen benim hayallerimdeki aşkı çaldın Çağrı! Sen benim kardeşimi vurdun, Mehtap'ı sen vurdun! Senin yüzünden bir hayata, bir cana kıydım ben! Ellerim kan içinde anlıyor musun, kan içinde! Senin yüzünden iki yıl boşuna hapis yattım. Bunun bedelini kim verecek Çağrı? Onca acının bedelini kim ödeyecek söylesene bana? Onca yalanın içinde tek doğrum vardı benim... Seni sevmek... Ben artık seni bile sevemiyorum... Sen bana ihanet ettin. Sen bana kıydın, intikam mı almak istiyorsun?" Dedi öfkeyle konuşurken.
Yanında getirdiği silahı çıkarıp daha sonra Çağrı'ın titreyen eline ağır cezasıymış gibi bırakırken kendi kalbine doğru hizalarcasına nişan aldırttı.
Çağrı eline koyulan silahı görür görmez kanı çekilmişe dönerken şaşkın ve acıyla yeşillere baktı.
Yapma der gibi acıyla karışık hüzünle gözlerine yalvarırcasına baktı. Her şeyi hak ediyordu. Bu zamana kadar yaptığı kötülüğün bedelini şimdi çok ağır ödüyordu.
Sevdiği kadın ödetiyordu...
Hera, güçlü ve dik duruşuyla kalbine isabet edilen silahı kalbine daha çok bastırıp "İntikam öyle değil böyle alınır." kararlı gözlerle tetiği hiç korkmadan çekti.
Etrafta yankılanan sesle anında buz gibi titredi Çağrı. Elindeki silahı ölü gibi tutuyordu, daha doğrusu tutamıyordu bile. Sevdiği kadının eli elinde olmasaydı eğer çoktan yeri boylamıştı.
Hera tetiği çektiğinde öldüğünü sanmıştı ve korkarak ardından gözlerini sıkıca yummuştu. Gözlerini açmaya korkuyordu. Sevdiği kadını kanlar içerisinde görmeye cesareti yoktu.
Ardından onun sert sesini işitti. Gözlerini hızla açarken yüzüne şokla bakıyordu. Bedeninde herhangi bir hasar, kan göremeyince ilk başta anlayama
Her şey bir planla başladı. Ve bu plan ölüme sürükleyecek kadar riskliydi. Umursamadı. O riskli yoldan kalbine girmeye çalıştı.Bir hayaldi belki de gözünde. Bir Ölü'ydü.Dışarısı mı yoksa içerisi mi daha tehlikeliydi bilmiyordu.Tek bildiği canı pahasına olursa olsun korumaktı.Bir uçurumun kıyısında bir mezarın başında oyunlar kuruldu.Yalanlar.Sırlar...Bitmek bilmeyen bir yıkılış hisleri...Ve hayaller...Ne kadar gerçek olmasa da âşık bir deliydi.Kardeşin uğruna ne yapabilirsin ne kadar kötüleşebilirsin veya ne kadar iyi bir yalancı olabilirsin.Her şey genç adamın kardeşini kaçırmalarıyla başladı. Oyunlar, satrançlar o zaman kuruldu.Bir insan deli olmadığı halde niye kliniğe kapatılır? Orada güvende olduğunu sanırken asıl tehlikenin kucağına düştüğünü fark etmez.
Hayat onun için neydi? Hapishane mi yoksa dışarıdaki hayat mıydı? Masum bir çocuk ne kadar masumsa o da o kadar masumdu. Doğduğundan beri dışarıyı görmeyen biri. Hiçbir şeyi bilmezdi. Sadece korkuyu bilirdi. İliklerine kadar korkkmayı...Biz doğduğumuz gün değil daha anne karnına girmeden belli olurdu kaderimiz.Doğduğumuz zaman neden ilk ağlardık? Çünkü kaderimiz yazılırdi alnımıza. Sonra da gülerdik hayatın acımasız olduğunu bilmeden...Büyürüz. Kocaman delikanlı adam oluruz ve o an gerçek hayat ile karşılaşırız. Acımasız diğer yüzüyle.Dimdik ayakta durmak zorundaydık. Dışarı hayat için güçlü bir şekilde durmalıydık. Korkumuzu yansıtırsak yenilirdik.Sen sen ol asla zayıf yönünü gösterme. Zayıf yerin varsa yok et onu! Zaaf yok! Korkmak yok! Sadece güçlü dur!TÜM KARAKTERLER HAYAL ÜRÜNÜDÜR VE OLAY ÖRGÜSÜ GERÇEKLİKLE HİÇ BAĞLANTISI YOKTUR.
UMUT DOLU DİYARLAR II' nin ikinci kitabı Aşk ve sevgi arasında kalan bir adam. Aşkta kaybettiğini sevgide bulabilir mi?İhanete uğrayan bir aşk ikinci bir şansı hak eder mi?Aşkının sonuna kadar giden bir kadın.Her şeyini kaybedecek kadar ilerlese tekrardan kaybettiği hayatını kazanabilir mi?Adam aşktan vazgeçti.Kadın kendinden...Adam sevgiye koştu.Kadın bir çift Yangın Çağrısı olan gözlere...
Büyük tuzaklar var etrafını kaplayan. Oyunlar var arkanı her an döndüğünde. Hileler var her düşmanın bakışlarında. Gülüşler şeytanca... Kahkahalar sahtece... Sözler, zehirli bir ok. Bir taht ve bir çokça düşman. Hepsi de bir güç gösterisi için... Sevgi yok! Merhamet yok! Güven yok! Şefkat yok, sadakat yok. Hepsi bir güç gösterisi için...
İhanet, sadakatsizlik, güvensizlik, yalan ve birçok zıt duygu... Sırf bir güç gösterisi için kurulmuş. Kalpleri körelmiş, zihinleri kötülüklerle yıkanmış. Gözlerindeki hırslar. Hepsi bir güç gösterisi için...
Oyun bir satranç. Kirli oyunlar şah ve matta. Piyonlar, harcanan birer kukla. Altmış dört kareli bir oyunda birden fazla düşman ve hepsi de bir güç gösterişi için ataktalar. Tarafını seç. Siyah mı daha kötü yoksa beyaz mı?
TÜM KARAKTERLER HAYAL ÜRÜNÜDÜR VE OLAY ÖRGÜSÜ GERÇEKLİKLE HİÇ BAĞLANTISI YOKTUR.