Beyaz Gecem +18Güncellenme zamanı Dec 19, 2025, 06:24
(Şiddet ve Olumsuz Öğeler içerebilir. Keyifli okumalar 😊)
Mahallede Aşk Başlasın 🥰🥰🥰
Yetimhanede birlikte büyümüş 4 delikanlı. İstanbul'un dar sokaklarında hayat mücadelesi verirken bir yandan da hayatlarını değiştirecek birini beklediklerinden habersizdirler. Hayatlarına bir gece ansızın giren Leyla, hepsi için yeni bir hayatın başlangıcıdır. Kelebek etkisi ile bizim tayfanın yaşamlarını bambaşka bir noktaya taşır.
Murat, Ateş, Furkan ve Göktuğ için yeni hayatlarının ilk adımı, Murat'ın, Leyla'yı çöp konteynırının önünde baygın bulduğu o gece başlar. Artık hiç bir şey eskisi gibi olmaz. Murat ise bu güzel yüzlü kıza ilk görüşte aşık olur.
Mahallede aşk başlıyor...
❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️
İlk karşılaşma❤️ İlk görüşte aşk❤️
Nihayet yoğun ve yorucu bir günün ardından akşam olmuştu. Artık Murat ve Ateş eve dönmek için inşaattan ayrılıyorlardı. Murat’ın bozuk moralini anlayan Ateş, onu çay bahçesine götürdü. Saatlerce manzaraya bakıp sessizce oturdular. Bugün de Murat için üzülme günüydü. Saat geç olmuştu ve artık çay bahçesi kapanıyordu. Murat, hesabı ödemek için elini cebine attığında şaşkınlıkla kalakaldı. Ne cüzdan vardı ne telefon. Hemen Ateş’e döndü ve:
“Oğlum, benim telefonum yok, cüzdan da yok. Tüh lan, kesin inşaatta unuttum. İnşallah birileri almamıştır,” dedi panikle.
Ateş ise Murat’ın ensesine ufak bir şaplak atıp:
“Âşık olan sen misin, ben miyim anlamadım ki. Hadi hemen gidelim,” dedi Ateş ve hesabı ödeyip hızla inşaata döndüler.
Ateş otobüs durağında oturdu. Otobüs gelirse biraz da olsa bekletecekti. Buraya gelen otobüs çok sık gelmiyordu, hele ki bu saatte.
“Hadi uç. Otobüs birazdan gelir, yetişelim,” dedi Ateş.
Murat koşar adımlarla inşaata yöneldi. Kıyafetlerini değiştirirken cüzdanı ve telefonunu masaya koymuştu. Bugün aklı başında değildi elbette; yüreğinde papatya kokulu annesinin yokluğu vardı. Eşyaları bıraktığı yerde görünce rahat bir nefes aldı.
Hemen telefonunu ve cüzdanını cebine atıp, hızla inşaattan çıktı. Çöp konteynerinin yanına doğru ilerlerken siyah bir arabanın hızla uzaklaştığını gördü. Buna anlam veremese de önemsemedi. Biraz daha ilerledikten sonra bir ayakkabı dikkatini çekti. Bej renk topuklu ayakkabıydı bu gördüğü. Merak ve tedirginlikle konteynerin yanına doğru yürüdü. Hava kararmıştı ve sokak lambaları bu kısmı yeterince aydınlatmıyordu. Telefonunun ışığıyla çöpün önüne doğru ilerlediğinde, karşısında gördüğü sahneyle şaşkınlıkla bakakaldı.
Gökten adeta bir melek düşmüştü yeryüzüne. Bu güzellik kesinlikle bu dünyadan olamazdı. Sarı ve kahverengi uzun saçları, ay parçası yüzü, uzun kirpikleri ve yay gibi kaşları vardı. Üzerindeki kıyafetlere bakılırsa fakir biri değildi. Kısa kollu, dizlerine kadar beyaz bir elbise giymişti.
Ona hayran hayran bakmaya devam ederken, kadının durumunu kontrol etmek için yanına yaklaştı. Evet, nabzı atıyor ve yaşıyordu. Hemen telefona sarıldı.
“Alo, Ateş! Hemen inşaatın yan tarafındaki çöp konteynerinin önüne gel, acil!” dedi Murat, sesi endişeli ve panik içerisindeydi. Bu kız ona kalbinin yerini hatırlatmıştı. Su gibi duru ve masum yüzünü izledi bir süre.
“Sen gönlüme düşen çiğ tanesi misin? Buralara benim için mi geldin?” dedi içinden.
Murat, bu ay yüzlü kıza ilk görüşte âşık olmuştu. Tek sorun, bu kız kimdi? Parmağında yüzük vs. yoktu. Demek ki evli değildi.
Ateş’in panik dolu sesiyle daldığı hayalden sıyrıldı:
“Oğlum, ses versene! Geldim diyorum. Bu kız kim? Nereden buldun bu kızı?” dedi Ateş panik haldeydi. Gördüğü manzara, devamlı gördüğü bir manzara değildi. Şaşkınlığını üzerinden bir türlü atamıyordu.
O sırada Murat kızın başını yukarıya kaldırdı. Elinde hissettiği ıslaklıkla eline baktı. Panikle Ateş’e döndü ve;
“Başında kan var! Hemen hastaneye götürelim. Yaşıyor, nabzını kontrol etmiştim. Kafasını çarpmış olmalı, kanıyor!” dedi Murat. Bu kız için çok endişeliydi. Ona bir şey olacak diye ödü kopuyordu.
“Oğlum bak, başımıza kalır, polisi arayalım,” dedi Ateş, sesi tedirgindi.
“Vaktimiz yok. Ne kadar zamandır böyle kim bilir? Hemen taksi çağır, acile götürelim!”
“Yanında eşyası var mı? Kimdir necidir, baksaydık,” dedi Ateş ve bir yandan etrafa bakınıyordu. Ama etrafta kimseler yoktu. Çöpün içine, etrafına, her yere baktılar ama kıza ait hiçbir şey yoktu. Sadece yerdeki tekerlek izleri vardı.
Murat, gözlerini kızdan alamıyordu. Kıza uzun uzun bakarken taksi geldi. Kızı kucağına alıp hemen taksiye yöneldi.
“Hastaneye çek abi, çabuk!” dedi Murat, endişeyle.
Hastaneye vardıklarında taksiden inip hızla acile yöneldiler