BULUTLARIN ARDINDA

6. BÖLÜM

* * * * * ŞU AN * * * * *

'' Angelina? '' Kulağıma sık nefeslerim ve motor sesleri dışında gelen tanıdık ses ile nefes almayı bıraktım. Ellerimi gözlerimden çekerken gözyaşlarım yüzünden bulanık olan görüşümü netleştirmek için gözlerimi kırpıştırıyordum. Tüm yorgunluğum, adımın aşina olduğum ses tarafından dile getirilmesiyle uçup gitmişti. Kafamdaki tüm sorular; ceza hücresinde uyanmamdan kara maddeye kadar olan muamma uçup gitmişti. Yerimde doğruldum derin bir nefes alarak.

Görüşümü netleştirmek için uğraşırken görüşüm az olsa da bulunduğum yeri inceledim. Yuvarlak olarak dizayn edilmiş yolcu taşıma biriminde daire şeklinde sıralanmış tüpler vardı. Tüplerin içinde de bu sabah isimleri okunan gençler yüzlerinde şaşkın bir ifadeyle yerde oturan bana bakıyorlardı. Sırtımı dikleştirdim ve gülümsemeye çalıştım. Ben gerçekten başarmıştım değil mi?

'' Kalkandan geçiyorsunuz. Şiddetli bir geçiş olacak bu yüzden tüplerinizden çıkmayın. Acil durumlarda - '' mekanik ses cızırdayarak anlaşılmaz hale gelirken ayağa kalkmaya çalışıyordum. Cızırtı devam ediyordu ama hiçbir şey anlaşılmıyordu. Gemi o kadar şiddetli sarsılıyordu ki dengede durmak için tüm eforumu kullanıyordum şu anda.

'' Lina! Burada ne işin var? Bu yaptığın delilik. '' diyen Sam'i bulmak için gözlerimi tüplerde bulunan gençlerin yüzünde gezdirdim. Sam'in siyah saçları ve çekik gözleri görüş alanıma girerken hala daha doğrulmaya çalışıyordum. Ayaklarımın altındaki zemin sallanıyor ve dengede durmamı imkansız hale getiriyordu.

'' Seni görmek de güzel Sam. Neler oluyor? '' diye sordum dengemi sağlayamayıp dizlerimin üstüne düşerken. Ellerimden güç alıp doğrulurken bacaklarımı açtım ve dengede durmaya çalıştım.

'' Lina, tüplerden birine girmen gerekiyor. '' diyen Sam'e baktığımda boş tüpleri gösteriyordu. Tüpleri inceledim. Kapakları kapalıydı ama yan taraflarında panel vardı. Bir şekilde açabilirdim onları.

'' Olmaz! Tüm tüpleri kilitlediler. İnene kadar da tüpler açılmayacak. '' Diyen kıza çevirdim hızla bakışlarımı. Siyah saçlı kahverengi gözlü kız, yüzünde onu itici gösteren bir somurtmayla bana bakıyordu. Tüpe binme ihtimalim yok olurken somurtmamaya çalıştım. Sarsılan bir transporter gemisin içindeydim. Yolcu taşıma birimi güvenliydi, en azından solunum açısından. Ama gemi böyle sarsılmaya devam ederse yer yüzüne indiğimizde sağlam kemiğim kalmayabilirdi vücudumda.

'' Bir şey olmaz değil mi? Yolcu taşıma birimi güvenli. Solunum sistemi çalışıyor. '' dedim bir bakıma da kendimi rahatlatmaya çalışarak. Kızın yüzüne alaycı bir sırıtış yayılırken daha da itici göründüğünü düşünerek sarsak adımlar ile Sam'in bulunduğu tüpe doğru ilerlemeye çalışıyordum.

'' Gemi hasar alabilir, patlayabilir, çakılabilir. Ama tüplere bir şey olmayacak. Tüpler her türlü durumda içinde bulunan konağı koruyacak şekilde yapıldı. '' Kendinden emin bir şekilde ve kendini beğenmişlikle bunları söylediğinde Sam'e ulaşmama metreler kala şiddetli bir sarsıntıyla yere düştüm. Metal ızgaranın delikleri arasından görünen motora korkuyla baktım. Keskin kanatlarıyla dönen kocaman bir pervane vardı ve göbeğinden kıvılcımlar çıkıyordu ara sıra. Demek tüpler bu kadar sağlamdı ha? Bu keskin kanatları olan pervane zarar vermez miydi şimdi?

'' Bunları nasıl bildiğini sorabilir miyim? '' dedim emekleme pozisyonunda Sam'in tüpüne giderken kıza kısa bir anlığına kafamı çevirip bakarak. Dikkatimi pervaneden uzaklaştırmaya çalışıyordum.

'' Bu tüpleri sahibim olan Bay Kant ile birlikte tasarladık. '' dedi kendinden gurur duyduğu anlaşılan bir ifadeyle. Sam’in tüpüne ulaştığımda zafer kazanmışcasına gülümsedim. Sam'in tüpünün cam yüzeyinden destek alarak yerden doğrulurken cızırtılı sesin kesildiğini fark ettim. Yüzümdeki gülümseme silinirken kaşlarımı çattım. Pek hayra alamet olamazdı sanırım?

'' Yayına ne oldu? Niye kesildi? '' diye sordum sonunda doğrulup Sam'in tüpünün çıkıntılı bulduğum yerlerine yapışıp dengede kalırken. Sam'e baktığımda dudaklarımı bir gülümsemenin germesiyle başımı tüpe yasladım. Buradaydım.

'' Manyetik olan kalkan tüm sistemlere kısa devre yaptırmış olmalı... '' kız konuşmaya devam ederken dediklerini duymamaya başladım.

'' Başardım, '' diye fısıldadım yaptığım şeyin farkına yavaş yavaş vararak. Ben ceza hücresinden kaçıp; gizlice, ölümcül genleri olan gençleri taşıyan transporter gemisine binmiştim. Üstelik bu gemi Dünyaya yol alıyordu.

'' Evet, başardın. Ölüm fermanını imzaladın ve benimle birlikte kendini de ölüme mahkûm ettin. '' diyen Sam ile başımı kaldırıp ona baktım. Dudaklarında buruk bir gülümseme, gözlerinde ise karmaşık duygular vardı.

'' Evet, başardım Sam. Senin yanındayım şu an! Yine seninleyim, birlikteyiz yine baksana. '' dediğimde içten bir şekilde gülümsedi. Eskisi gibi...

'' Başaracağını biliyordum zaten. Hep başarırsın. '' Dedikleri sırıtmama sebep olurken geminin gövdesinden çığlığa benzer bir ses gelmesiyle gemi şiddetle sarsıldı ve geminin dengesi bozuldu. Sarsılmaya düşerken dengesiz zemin yüzünden metal ızgara üzerinde kaymaya başladım.

'' Lina! Bir şeylere tutunmaya çalış. '' diye bağıran Sam'i zar zor duyarken parmaklarımla metal ızgaraya tutunmaya çalışıyordum. Pürüzlü zemin kayarken açılan sırtımda keskin bir acı hissetmeme sebep olurken yüz üstü dönmeye çalışıyordum. Ayaklarımın tabanıyla kaymamak için ne kadar çabalasam da kendimi kapıya kadar durduramadım.

Ayaklarımı kapıya yaslayıp kendimi yüz üstü çevirirken başımı kaldırıp tüplere baktım. Ellerimin parmaklarını ızgaranın deliklerinden geçirip kendimi sağlama alırken Sam'in ağzını oynatmasından bir şeyler dediğini görüyordum ama çığlığa benzer mekanik seslerden ne dediği duyulmuyordu.

Gözüme takılan ışık kümesiyle ızgaranın altındaki motora çevirdim korkulu bakışlarımı.

Motordan çıkan kıvılcımlara ek olarak mavi bir ışık cılız bir şekilde motorun gövdesinden yayılıyordu. Burnuma genzimi yakan bir yanık kokusu dolduğunda çatırdamaya benzer yüksek frekanstaki ses kulaklarımı doldururken kulaklarımda hissettiğim acıyla çığlık atmaya başladım.

Ellerimle kulaklarımı tıkamak istesem de tekrar kayacağım için kafamı gövdeme çekmekle yetindim. Bakışlarım mavi ışığın geminin gövdesinde yatay bir çizgi çekişindeydi. Çizginin geçtiği yerdeki metal kabarıyor ve kıvılcımlar eşliğinde kızarıyordu.

'' Lina! - na... tut - '' kesik kesik kulağıma ulaşan Sam'in sesiyle başımı kaldırıp Sam'e baktım. İçinde bulunduğu tüpün cam yüzeyini yumrukluyor ve bana ulaşmayan sesiyle bağırıyordu. Bir an için bakışlarımı diğer tüplere çevirdiğimde baştan itibaren sarımsı bir sıvının tüplerin içinde yükseldiğini gördüm. En başta bulunan dört çocuk nefeslerini tutmuş bir şekilde camı yumrukluyor, çırpınıyorlardı.

Dolmak üzere olan diğer tüptekiler alabildikleri kadar nefes alabilmek için başlarını geriye atmış sıvının yüzeyinde burunlarını tutmaya çalışıyordu. Bakışlarımı korkuyla Sam'e çevirmeden önce dolu olan tüplerin yüzeylerinin kristalleştiğini gördüm. Sıvı ve sıvının içindeki gençler donuyordu.

'' Sam! '' diye bağırıp parmaklarımla ızgaraya tırmanırken dizine kadar sarı suyun dolmuş olduğunu gördüm. Tüpün içinde yer çekimi de fark etmiyordu sanırım. Gemi şu an dik bir pozisyondaydı çünkü. Kulaklarıma öncekinden daha şiddetli bir çığlık dolarken refleks olarak ellerimi ızgaradan çekip kulaklarımı tıkamaya çalıştım. Geriye doğru düşerken gözlerimi kapattım. Sırtımı çarptığımda ciğerlerimdeki hava ''Ah'' diye inlememle beni terk etti.

Gözyaşları ciğerlerimdeki yanma yüzünden gözlerimde birikirken gözlerimi açıp Sam'in bulunduğu tarafa bakmaya çalıştım. Sam'in tüpü de dolmuştu ve ayaklarından itibaren hızla donmaya başlamıştı sıvı. Bana bakıp camı yumrukluyordu. Ben hala nefes almaya çalışırken Sam'in de benim gibi acı içinde hissettiğini biliyordum.

'' Ayrılma vakti küçüğüm! '' diyen birden fazla tınılı sesi duymamla motorun pervanesinin tüplerle benim aramda olan yeri parçaladığını gördüm. Gemi ikiye ayrılırken nefessizlikten gözlerim kararıyordu. Sam'i pervanenin kanatları arasından görmeye çalışıyordum.

Kalbim şiddetle atarken ciğerlerim yanıyordu. Nefes almam gerekiyordu ama bir türlü bedenim bu işlevi gerçekleştiremiyordu. Geminin gövdesi ikiye ayrılırken ani bir hava çekimiyle bilincimi yitirdim.