7. BÖLÜM

1163 Kelimeler
* * * * * GEÇMİŞ * * * * * ‘’ Angel, buraya gel. ’’ Bayan McKennit’ın seslenmesiyle elimdeki süt dolu kovayı hızla mutfağa bıraktım ve ellerimi hızla yıkayıp koşarak oturma odasına gittim. İnek, keçi ve koyunu sağmak ile diğer hayvanları beslemek tahminimden de uzun sürmüştü bugün. Şükür ki bahçe işlerini sabah erkenden kalkıp yapmıştım. Bugün Sam’in doğum günüydü ve Horus halkının yaşadığı bloğa geçecektim Sam sayesinde. O kadar heyecanlıydım ki sürekli hata yapmıştım gün boyunca. Acaba yine ne hata yapmıştım da Bayan McKennit beni çağırıyor diye düşünmeden edemedim. Gayet olasıydı çünkü. Salondan içeriye girdiğimde gördüğüm manzarayla şok oldum ve donup kaldım. Bayan McKennit üzerinde yeşil bir elbiseyle oturma odasında ayakta duruyordu. Gözlerim kocaman açılmış bir şekilde ona bakarken kahverengi kısa saçlarını eliyle havalandırdı ve bana gülümsedi. ‘’ Yüzündeki ifadeden anladığım kadarıyla çok güzel oldum. Ağzını kapat Angel, ben sana böyle mi öğrettim? ’’ Aynı elbisesi gibi yeşil gözleriyle bana imalı bir bakış attığında derin bir nefes alıp kendimi toparlamaya çalıştım. İlk defa beyaz renkli bir kıyafet dışında görmüştüm Bayan McKennit’ı. Horus’ta yaşayan herkes beyaz giyinirdi. ‘’ Hadi, hemen gidip duş al. Benim banyomda ama, hazırladım banyoda her şeyi. Saçlarını kurut ve yatak odamdaki komodinin üstündeki çantayla beraber buraya gel. Üstüne bir şey giyme. Kıyafetin birazdan burada olur. Sabahlıklarımdan birini giyebilirsin. ’’ Duyduklarımın şokuyla bir kez daha bozguna uğrarken neler olduğunu kavramaya çalışıyordum. Bir avam asla sahibinin evinde duş alamazdı. Duşu geçtim tuvalete bile gidemezdi. Biz bu ihtiyaçlarımızı ortak alanlarda karşılamak zorundaydık ve örneğin duş almak için, avamların ortak bir banyosu vardı ve her avamın farklı günlere göre belirlenmiş on dakikalık bir duş süresi vardı. O da sadece haftada iki gündü. Tuvalet ihtiyacımı iste tek göz avam kulübesinden karşılama imkanım vardı şükür ki. ‘’ Ama efendim bu - ‘’ ‘’ Angelina, kurallara o kadar bağlısın ki bir robottan farkın yok. Seni gülerken neredeyse hiç görmedim. İnan bana çok meşgul olmasaydım seninle daha çok ilgilenebilirdim. Zaten yeterince zor bir hayatın var. Her günün birbirinin aynı geçiyor. Kurallara falan karşı geldiğini düşünüyorsundur şu anda. Düşünme! ’’ Tam ağzımı açıp itiraz edecektim ki susmamı söyleyen bir bakış attı. ‘’ Bak, bugün Sam’in doğum günü. Onu oğlum gibi severim. O da seni çok seviyor. Eğer bugün sen mutlu olursan o da mutlu olur. Bu yüzden bırak da bari bugün özgür olma hakkını kendine kendin ver. Ben ne kadar istesem de desem de sen yapmayacaksın, biliyorum. Bari onun için yap, olur mu? ’’ Bayan McKennit için daima gözleriyle konuşan biri demiştim. Çünkü genelde hep meşgul olurdu. İşi o kadar yoğundu ki konuşmaya bile vakit bulamadığı zamanlar oluyordu. Her ne kadar Meclis görevinden istifa etmiş olsa da o hala bir bilim insanıydı ve sürekli araştırmalar yapıyordu. Deneyler vs. Dediği gibi değildi ama. Ben zaten mutluydum ki. Bayan McKennit beni seçtiği için o kadar minnet doluydum ki. Onunla yaşamak, onun ihtiyaçlarını karşılamak, hayvanlarla ve bahçeyle ilgilenmek bile beni mutlu ediyordu. Böyle düşünmesine sebep olduğum için kızdım kendime. Minnettarlığımı daha çok belli etmeliydim. ‘’ Efendim ben mutluyum. Sizin beni avamınız olarak seçtiğiniz andan beri mutluyum ben. Ensemdeki çipi siz yerleştirdiğiniz için mutluyum. O günü çok iyi hatırlıyorum, küçük olmama rağmen. Çip yerleştirme işlerimi için tıp bölümüne gittiğimizde çipi yerleştirecek uzmana dediklerinizi hatırlıyorum. ‘ Benim avamım, ona elini bile sürmeyeceksin. ’ Demiştiniz. O an tüm korkularım ve kaygılarım uçup gitmişti. İlk defa kendimi bir yere ait gibi hissetmiştim. Ben Öksüz bir avamım. Bunları söylemem belki yanlış, hatta bu kadar konuşmam bile yanlış ama minnettarlığımı ifade etmeliyim size. Her avamı belli bir yaşa kadar yetiştiren, onunla ilgilenen biri hep olmuştu ama durum benim için çok farklı. Bazı avamlar hatırlıyorum da küçükken anne babalarından bahsederlerdi. Onlardan ayrıldıkları için ağlarlardı. Benim ağlayacak kimsem olmadı. Ben sizi hiç sahip olmadığım ve olamayacağım ailem yerine koydum. Ben - ‘’ ‘’ Bu kadar yeter. Çabuk banyoya Angel. ’’ Sert bir sesle sözümü kesen Bayan McKennit ile bakışlarımı ellerimden çekip ona baktım. Kollarını göğsünde birleştirmiş bakışlarını salondaki kocaman siyah piyanoya dikmişti. Onu kızdırdığımı düşünerek endişelendim ve kalbim göğsümü hızla dövmeye başladı. Hata yapmıştım. Avamların sahipleriyle bu kadar samimi bir şekilde konuşması yasaktı. Ağlamak üzereydim. ‘’ Özür dilerim efendim. Haddimi aştım. ’’ Salondan ayrılıp duşa gitmek için arkamı dönmüştüm ki kulağıma Bayan McKennit’ın sesi geldi. Duymam belki de bir mucizeydi. Çünkü o kadar kısık bir sesle söylemişti ki duyma duyumun bu kadar gelişmiş olmasına şükrettim. ‘’ Biraz daha konuşmana izin verseydim, makyajım bozulacaktı. ’’ Gülümsedim. * * * On beş dakika içinde aşağıya indiğimde yerimde heyecandan duramıyordum. İlk defa böyle bir deneyim yaşamıştım. Su isteğimize göre ayarlanabiliyordu. Üstelik gül kokulu bir temizleyici kullanmıştım. Saçımı kurutmuş ve Bayan McKennit’in yatağının üstüne bıraktığı sabahlığını giymiştim. Komodinin üstündeki çantayla beraber karşısında durmuş bir dahaki emrini bekliyordum. ‘’ Bu kadar çabuk nasıl duş aldın sen? ’’ Beni görünce şaşkınlıkla sormuştu. Sorusuna ben de şaşırarak cevap verdim. ‘’ Çok bile kaldım efendim. Normalde on dakikadan daha az - ‘’ ‘’ Tamam, tamam. Anladım. Hadi geç otur önüme de saçını yapayım. ’’ Bugün şaşırma kotamı iyice dolduğumu fark ederken artık daha fazla sorgulamamaya karar verdim. Her şeyi akışına bırakacaktım. Bayan McKennit Sam’i mutlu etmeye çalışıyordu. Eğer Sam mutlu olacaksa her şeye varım. Bayan McKennit’ın dediğini ikiletmeden yerine getirirken gözlerimi kapattım ve kendimi Bayan McKennit’ın usta ellerine teslim ettim. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama neredeyse uyumak üzereydim. Biri saçımla uğraşınca bedenim gevşemiş ve uyku çökmüştü birden üstüme. ‘’ Hazırsın artık, şimdi yüzünü bana dön. ’’ Bayan McKennit dediğini yapıp dizlerim üzerinde ona döndüm sersem bit halde. Bana gülümseyerek baktıktan sonra iki yanağımı da iki elinin işaret ve orta parmağının arasına alıp sıkmaya başladı. Hissettiğim acıyla dudaklarım aralanırken çığlık atmamak için kendimi zor tuttum. Bu nasıl bir cezaydı böyle. Bayan McKennit ellerini yanaklarımdan çektiğinde gözlerim yaşarmıştı. ‘’ Yüzüne renk gelsin diye yapacak başka bir şeyim yoktu. Kıyafet için zar zor izin almışken makyaj için maalesef elimden bir şey gelmedi Angel. Sam’in doğum gününe Null ve Horus Meclis üyelerinden katılanlar da olacağı için seni tehlikeye atamazdım. ’’ Bayan McKennit’ın dediklerini dinlerken aklıma bir sürü soru gelmişti ama hepsini bir süreliğine – daha sonra düşünmek ve cevaplar aramak için - geri plana attım. Bayan McKennit koltuktan kalkarken beni de omuzlarımdan tutup kaldırdı ve elime mavi renkte bir elbise tutuşturdu. ‘’ Bunu giymen için beş dakikan var. Erken gitmek istiyorum ki orada Sam ile daha fazla vakit geçirebilesin. Hem benim de Bayan Lee ve Bay Morris ile görüşmem gereken konular var. ’’ Elimdeki elbiseye şaşkınlıkla bakarken bugün Sam’in mi doğum günü mü yoksa benim mi doğum günüm diye düşünmeden edemedim. Sonuçta bugün birçok ilk yaşamıştım. Ve yine hepsi Sam sayesindeydi. Ben bu çocuğa tüm bunların karşılığında sevgimden başka ne verebilirdim ki? Aklımda beliren fikir beni heyecanlandırırken aynı zamanda da tedirgin etmişti. Onu o kadar çok seviyordum ki ona her şeyi vermek istiyordum. Sahip olduğum her şeyi. Kalbim ve ruhum onundu. Aklım onunla dolup taşıyordu. Kalbim onu görünce ya da sesini duyunca göğsümden fırlayacakmış gibi hızlanıyordu. Yüzüme onu düşündüğüm için bir gülümseme yayılırken hızla elbiseyi giyinmek için Bayan McKennit’ın odasına çıktım.
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE