bc

MÜHÜR

book_age18+
20
TAKİP ET
1K
OKU
BE
family
HE
escape while being pregnant
fated
forced
opposites attract
second chance
arranged marriage
badboy
drama
sweet
lighthearted
kicking
bold
city
mythology
childhood crush
enimies to lovers
lies
secrets
love at the first sight
like
intro-logo
Tanıtım Yazısı

Karalara bürünmüş saçlarında dolunay

Ben bu kadar zulme layık mıyım Rüveyda

                                                                                                                              Nurullah Genç

     Hazırlanmış masaya son bir kez baktı. Üzerini çekiştirerek düzeltti ve aynadaki yansımasını izledi. Hazırdı. Titreşimdeki telefonunun çaldığını fark etti. Masanın kendine ayırdığı köşesine oturdu ve nihayet telefonu açtı.

"Kargo teslim edildi efendim."

Hiçbir şey demeden telefonu kapattı. Yüzünde tebessüme gömülen bir matem vardı. Dudağında acı gülümseme ile masadaki pastanın üzerindeki mumları yaktı. Sandalyesine geçti, eriyen mumu uzun uzun izledi. Gözlerinden dökülen bir damlaya hakim olamadı, salıverdi. Yanan mumu parmaklarının ucu ile söndürdü. Eli yansa da farkında değildi. Boğazında oluşan düğümü nihayet çözdü. Zorlukla birkaç kelime fısıldadı:

"Mutlu yıllar sevgilim."

Terasa bakan odasında, İstanbul'un etrafını saran kara aldırmadan bütün kapıları açtı. Çalan müziğe eşlik ederek karşısında olmasını hayal ettiği kadını dansa kaldırdı.

"Dans edelim mi?"

Dişlerini gösterecek kadar gülümsemesini arttırdı. Kucağına koca bir boşluğu yükledi. Hayali bir ince beli kollarıyla kavradı. Yumuşacık bir boyuna yüzünü gömdü. Şarkının ortasına kadar dans etti. Karın getirdiği soğuk vücudunu üşütse de içi sıcacıktı. Gözlerinin önüne gelen yüzü avuçlarının arasına aldı.

"Umarım hediyemi beğendin sevgilim. Biraz senden biraz benden bir şey olsun istedim."

Hayali bir öpücük kondurdu boşluktaki dudaklara.

"Beğenmene çok sevindim."

Karşısında beliren yüzün gülüşüyle mest olurken dudakları büzüldü, gözyaşları gözlerine sığamadı, taştı. Sonra da akan damlalara hıçkırıklar eşlik etti. Aynaya bakarak yalnızlığı ile yüzleşti. Çaresiz hâli gayet acınasıydı. Ayaklarına takılan karları ittirerek terasın korkuluklarına geldi. Şehrin ışıklarının altında ezildiğini anladı ve kardan döşeğe çöktü. Korkuluklara asılan kolları güçsüz kaldı. Ağladı, ağladı. Çığlıklarıyla şehri boğarcasına ağladı.

****

Bir saat önce

Kargocunun kapısını çalacağı evdeki kalabalık dışarda biriken ayakkabılardan belliydi. Genç adam kardan ıslanan eldiveniyle kapının zilini çaldı. İçerdeki seslerden zilin tam duyulmadığına kanaat getirerek bir daha bastı.

Yoğun muhabbete dalmış arkadaş grubu içerisindeki ev sahibi duyduğu zille acaba kim eksik diye düşünerek kalabalığa baktı.

"Beklediğin başka biri var mıydı?"

Rüveyda kucağındaki çocuğu adama uzattı. 

"Yoktu. Kim ki gelen bu saatte?"

Adam ayaklandı, kapıya doğru yöneldiğinde Rüveyda omzundan tuttu:

"Sen misafirlerle ilgilen, ben bakarım."

Gecenin bu vaktinde karşısında kargocuyu gören kadın şaşırdı.

"Rüveyda Akın?"

"Benim."

"Buyurun efendim." diye eline iliştirilen pakete bakakaldı.

"Kimden?"

Sorduğu soruya cevap alamadan kargocu çoktan uzaklaşmıştı. Eteklerine tutunarak ayağa kalkan miniğini kucağına aldı.

Boşta kalan diğer eliyle kızının müdahalesine rağmen paketi açtı. Kürenin içinde gezinen kar tanelerine  dalmışken arkadan gelen sesle irkildi.

"Gelen kim?"

Apar topar elindeki hediye çantasına poşetleri ittirdi.

"Boş ver. Önemli bir şey değil."

Kızını yere bırakarak arka odaya ilerledi ve tekrar küreyi eline aldı. Küçük de olsa bir not aradı. Kürenin altına minicik yazılmış yazıyı görünce ince ince inen gözyaşlarına hakim olamadı.

"Mutlu yıllar"

*******

chap-preview
Ücretsiz ön okuma
MUTLU YILLAR
Karalara bürünmüş saçlarında dolunay Ben bu kadar zulme layık mıyım Rüveyda Nurullah Genç Hazırlanmış masaya son bir kez baktı. Üzerini çekiştirerek düzeltti ve aynadaki yansımasını izledi. Hazırdı. Titreşimdeki telefonunun çaldığını fark etti. Masanın kendine ayırdığı köşesine oturdu ve nihayet telefonu açtı. "Kargo teslim edildi efendim." Hiçbir şey demeden telefonu kapattı. Yüzünde tebessüme gömülen bir matem vardı. Dudağında acı gülümseme ile masadaki pastanın üzerindeki mumları yaktı. Sandalyesine geçti, eriyen mumu uzun uzun izledi. Gözlerinden dökülen bir damlaya hakim olamadı, salıverdi. Yanan mumu parmaklarının ucu ile söndürdü. Eli yansa da farkında değildi. Boğazında oluşan düğümü nihayet çözdü. Zorlukla birkaç kelime fısıldadı: "Mutlu yıllar sevgilim." Terasa bakan odasında, İstanbul'un etrafını saran kara aldırmadan bütün kapıları açtı. Çalan müziğe eşlik ederek karşısında olmasını hayal ettiği kadını dansa kaldırdı. "Dans edelim mi?" Dişlerini gösterecek kadar gülümsemesini arttırdı. Kucağına koca bir boşluğu yükledi. Hayali bir ince beli kollarıyla kavradı. Yumuşacık bir boyuna yüzünü gömdü. Şarkının ortasına kadar dans etti. Karın getirdiği soğuk vücudunu üşütse de içi sıcacıktı. Gözlerinin önüne gelen yüzü avuçlarının arasına aldı. "Umarım hediyemi beğendin sevgilim. Biraz senden biraz benden bir şey olsun istedim." Hayali bir öpücük kondurdu boşluktaki dudaklara. "Beğenmene çok sevindim." Karşısında beliren yüzün gülüşüyle mest olurken dudakları büzüldü, gözyaşları gözlerine sığamadı, taştı. Sonra da akan damlalara hıçkırıklar eşlik etti. Aynaya bakarak yalnızlığı ile yüzleşti. Çaresiz hâli gayet acınasıydı. Ayaklarına takılan karları ittirerek terasın korkuluklarına geldi. Şehrin ışıklarının altında ezildiğini anladı ve kardan döşeğe çöktü. Korkuluklara asılan kolları güçsüz kaldı. Ağladı, ağladı. Çığlıklarıyla şehri boğarcasına ağladı. **** Bir saat önce Kargocunun kapısını çalacağı evdeki kalabalık dışarda biriken ayakkabılardan belliydi. Genç adam kardan ıslanan eldiveniyle kapının zilini çaldı. İçerdeki seslerden zilin tam duyulmadığına kanaat getirerek bir daha bastı. Yoğun muhabbete dalmış arkadaş grubu içerisindeki ev sahibi duyduğu zille acaba kim eksik diye düşünerek kalabalığa baktı. "Beklediğin başka biri var mıydı?" Rüveyda kucağındaki çocuğu adama uzattı. "Yoktu. Kim ki gelen bu saatte?" Adam ayaklandı, kapıya doğru yöneldiğinde Rüveyda omzundan tuttu: "Sen misafirlerle ilgilen, ben bakarım." Gecenin bu vaktinde karşısında kargocuyu gören kadın şaşırdı. "Rüveyda Akın?" "Benim." "Buyurun efendim." diye eline iliştirilen pakete bakakaldı. "Kimden?" Sorduğu soruya cevap alamadan kargocu çoktan uzaklaşmıştı. Eteklerine tutunarak ayağa kalkan miniğini kucağına aldı. Boşta kalan diğer eliyle kızının müdahalesine rağmen paketi açtı. Kürenin içinde gezinen kar tanelerine dalmışken arkadan gelen sesle irkildi. "Gelen kim?" Apar topar elindeki hediye çantasına poşetleri ittirdi. "Boş ver. Önemli bir şey değil." Kızını yere bırakarak arka odaya ilerledi ve tekrar küreyi eline aldı. Küçük de olsa bir not aradı. Kürenin altına minicik yazılmış yazıyı görünce ince ince inen gözyaşlarına hakim olamadı. "Mutlu yıllar" *******

editor-pick
Dreame-Editörün seçtikleri

bc

KIZIL ŞEYTAN (BERDEL) TAMAMLANDI

read
14.3K
bc

Sessiz Çığlık

read
10.0K
bc

Askerin Yaralı Gelini

read
26.5K
bc

İNFAZ

read
4.8K
bc

Askerin Gelincik Çiçeği

read
33.2K
bc

KARŞI KOMŞUM Bİ ROMEO

read
7.3K
bc

YIKIK MESKEN

read
3.3K

Uygulamayı indirmek için tara

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook