Ömer’i aradım. Evet bir kez daha. Ama yine açmadı. İkinci arayışımda beni reddetti ve beni derin bir acı dehlizine itti. Bu acıdan çıkışım yoktu. Yine balkonuma çıktım ve kendime bir sigara yaktım. Sanırım sigara bağımlısı olma yolunda ilerliyorum. Kahve yerine Fırat’ın gitmeden yaptığı bitki çayından içiyordum. Rezene galiba. Tadı bok gibiydi ve biraz lezzetlensin diye içine koyduğu bal daha da rezil bir hale getirmişti. Yine de akşamdan kalma birisi olarak biraz toparlamıştım. “Açsan ne güzel olur.” Diyerek telefon ekranımla bakıştım. Kendimi oyalamam lazımdı. Bütün gün telefon ekranına bakarak ve içerek gün geçmezdi. Balkonu düzenleyeyim önce. Acaba duvarlarını mı boyasam. Pencerenin olduğu kısma da bir tane makrome perde takabilirim. Annem makrome ilk moda olduğunda bana bir tane alm

