Duru Babamı ilk defa bu kadar korkmuş, kızmış ve endişeli görüyordum. Havaalanından doğrudan hastaneye gelmişti. Şimdi, hastane odasında karşımda duruyordu. “Duru… güzelim kızım, iyi misin?” diyerek yanıma geldi ve sıkıca sarıldı. “Ne kadar korktuğumu biliyor musun? Aklımı kaçıracaktım. Bana neden daha önce haber vermedin?” dediğinde sesindeki titreme kalbime işliyordu. “Babacığım, özür dilerim… Ben sadece seni endişelendirmek istemedim. İyiyim, merak etme,” diyebildim kısık bir sesle. “İyi misin?” diye tekrarladı. “Bir hastane odasındasın, iki gündür kendine gelememişsin, bana hâlâ ‘iyiyim’ mi diyorsun? Ayfer Hanım aramasa, bu durumdan haberim bile olmayacaktı, değil mi?” “Baba lütfen… Büyütülecek bir şey yok,” dedim çaresizce. Babam hışımla ayağa kalktı. Tam o sırada, doktorum yan

