Ethan

806 Kelimeler
Hava karardıkça Adam’ın el hareketleri daha sabırsızlaştı, gazete kupürlerini okuyup kağıda bir şeyler karalayarak aylaklık etmekten başka bir şey yapmıyordu. Eski hali şu an yaptıklarını görse kalp krizi geçirebilirdi. Ashou ciddiyetini bozmadan Adam’ın el hareketlerini ve aldığı notlara bakıyordu, ilk günden çok fazla iş yüklemek istemediklerinden büyük bir şey vermemiş olsalarda iki saatte işini bitirmesini beklemiyorlardı. Sıkıntıdan Adam’ın sakalındaki beyazları sayacak duruma gelmiş Ashou bıkkınca üfleyerek uyumamaya çalıştı. Odayı aydınlatan tek loş ışık da uyanık kalmasında yardımcı olmuyordu, uyumak için içinden çığlık atsa da bunun saygısızlık olacağını bildiği için yapmıyordu. Kahve yapmak veya eşya taşımaya bile razıydı. “Gidebilirsin, burada işimiz kalmadı.” Ashou doğruldu, gözünde gidip gitmemenin kararsızlığı vardı. Gitmesinin saygısızlık olacağından değil, giderse çok önemli bir şeyi kaçıracakmış gibi bir his vardı içinde, bir dakika boyunca ağzını kapatmadan Adam ve kapı arasında gidip geliyordu. Adam yapabildiği kadar sıcak bir tebessümle omzunu sıvazladı. “Önemli bir şey olursa çağırırım, bir işimiz yokken zamanını burada harcamaya gerek yok.” Ashou yutkundu, hak vererek Adam’a teşekkür etti ve odadan çıktı, Ashou’nun çıktığından emin olduktan sonra sağ arkasındaki raflı dolabın çiziklerle dolu cam kapağını açtı. Raflar arasında giderek mavi kapaklı ‘02.06.2005’ yazan dosyayı çıkardı, dosyanın içinde o gün verilen ihbarların listesi vardı. Listenin ortalarında ‘Marie Aden’ ismini buldu, dosyayı kılıfından çıkarıp önüne serdi. 02.06.2005 Yer: Dus sokağı kavşağı. Adam devamını okumadan geri koydu dosyayı, her bir ayrıntısını bilmiyormuş gibi tekrardan okumayacaktı. Karısının öldüren kişi Ethan Smeth, 24 yaşında büyük bir şirket sahibinin oğlu. Sevgilisi bu kasabalı olduğu için her hafta cuma günü kasabaya gelerek küçük bir lokantada akşam yemeği yiyorlar, kasabanın biraz dışında kalan bir balık lokantası. Eski olmasına rağmen çok güzel menüleri olduğu için revaçta olan bir lokanta, zemininde halı yok ve iki tahtanın arası bir parmağın geçeceği kadar geniş mesafeye sahip olduğundan Adam bu boyasız tahtadan lokantaya her geldiğinde düşecekmiş gibi hissedip geri çıkıyordu. “Bugünle birlikte tam bir hafta…” Adam hala bir şeyler karalarken kaleme fazla bastırarak ucunu kırdı. “Akşam dokuzda kasabanın batısında.” Kendi kendine sayıklarken davayı aklına getirdi, kaza nedeni alkollü araç kullanımı ve ihmaldi. Gece karanlığında kar eşliğinde yürüyüş yapmak isteyen Marie’yi farkettiğinde frene basmak için çok geçti, arabada ne kar lastiği vardı ne farları açıktı ne de yavaş ilerliyordu. Araba korkunç hızla kadına çarptığında olduğu yerde ölmüştü, neyse ki Ethan’ın tuzu kuruydu. Babası en pahalı avukatlarını kullanıp hakime rüşvet vererek davayı zorla kapattırdı, hatta araba kazasının sebebinin Marie olduğunu iddia ederek yaslı kocasına dava açmayarak koca yürekli olduğu iddiası ile reklamını bile yapmıştı. “1.78 boyunda, 74 kilo. 7 yaşında orman yangının ortasında kaldığından beri ateşe travması var.” Kalem ile masaya vurarak düzensiz ve rahatsız edici bir ritim tutturmuştu. “Sevgililerine takıntılı birisi, çocukluğundan beri 2 sevgilisi oldu, ilk sevgilisinden ayrıldığında intihara teşebbüs etti.” Saate baktı öğleden sonra altıya geliyordu. “Annesi ismini bilemeyeceği yaşlarda öldü, babası annesinin ölümünden iki gün sonra başka bir kadınla evlendi. Kadının çocukla yalnız kaldığı her an ona mobbing uyguladığı iddia ediliyor, sevgililerine bu kadar takıntılı olmasının nedeni bu olabilir.” Ayağa kalkıp el çantasına eşyalarını ve karısının dava dosyasını koydu. “Kız arkadaşının ismi Rose Ruby, 19 yaşında. Annesi ile babası ortaokul zamanlarında şiddetli geçimsizlikten boşandılar. Babası alkolik. Bir yıldır erkek arkadaşı ile babasından ayrı yaşıyor, 1.62 boyunda 55 kilo. Uyuşturucu bağımlısı, düzenli olarak alışveriş bölgesi doğu kanadındaki ara sokaktan uyuşturucu temin ediyor.” Karısının davasında yakından tanıma fırsatı olmuştu, pis ağızlı huysuz bir kızdı. Erkek arkadaşının elindeki gücü sonuna kadar kötüye kullanarak egosunu ve cebini tatmin ediyordu, dava sırasında Adam ve Marie’ye demediğini bırakmamasına rağmen duruşmadan uzaklaştırılmamıştı bile, satın alınmış bir mahkemeden beklendiği gibi. “Aloklik olmasına rağmen kızına bir kere el kaldırmışlığı yok.” Çenesini kaşıdı, babası ona vurmasa bile vurduğunu iddia ederek erkek arkadaşlarına babasını dövdürdüğünü biliyordu. Kendi kendine sayıklarken odaya ona acır ifade ile bakan Daniel’ın girdiğini görmemişti. Konuşmalarını duymamıştı ama önündeki gazete küpürleri ve dosyadan ne ile uğraştığı kolaylıkla anlaşılabiliyordu. “Biliyorum ortak atlatmak zor.” Bildiği tek teselli yöntemi olan şey omuz sıvazlamaktır, o yüzden gidip Adam’ın omzunu sıvazlayıp derin bir nefes verdi. “Paydos vaktin geldi.” Adam Daniel’in kırmızı beyaz şeritli eski ve çirkin gömleğinin düğmesini ilikledi. “Bu akşam yemeğe gitmeye ne dersin? Kasabanın doğu kanadındaki güzel bir balık lokantası biliyorum.” Çok hızlı kapanan bir dosya olduğu için Adam’dan başka kimse katil ve çevresi ile ilgili bu kadar detaylı araştırma yapmamıştı.Tabi ki Daniel bir istisnaydı, katil ve sevgilisinin düzenli olarak lokantaya geldiğini bilmese de lokantanın katilin babasına ait olduğunu biliyordu. “Ama orası… Neyse boşver, neden olmasın? Bugün boşum.” Adam kafasını salladı, siyah deri kemerli kol saatine baktığında saatin çoktan altıyı geçtiğini görmüştü. “Akşam sekizde buluşalım o zaman.” Daniel onayladı. “Benim için uygun.” İçinde kötü bir his vardı, kesinlikle oraya Adam ile gitmesi gerektiğini söyleyen bir his. Adam'ın elini sıkıp hazırlanmak üzere ofisi terketti. Adam işini daha ağırdan alarak ofiste biraz daha kalmayı seçti.
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE