Mesai başlar

1039 Kelimeler
Adam düşünceler içinde istasyona kadar geldi, son bir yıldır hiç terketmediği bu kasabaya uzun süre sonra ilk defa gelmiş gibi tepki göstermek garibine gitmişti, hoşuna gitmediğini de söyleyemezdi, arada nostaji yapmayı herkes sever. Polis karakolunun kapısı Adam’ın yaklaşması ile açıldı. Adam’dan daha kısa olan sarı saçlı bir adam kapıyı açtı, kıl bulmanın imkansız olduğu yüzünden genç birisi olduğu kolaylıkla anlaşılabiliyordu. Adam’ın geldiğini görünce hızlıca kapıya koşup onun yerine açmıştı, karakol son derece eski olduğu için sensörlü kapıları yoktu. Temiz yüzlü genç heyecanla içeri buyururmuş gibi rengi solmuş mavi kapının içinden eli ile hareket yapıyordu. “Hoş geldiniz!” Üslubunun yanlış olduğunu fark edip öksürerek kendini toparladı, derin bir nefes alıp tekrardan selam vermeyi denedi. “Hoş geldiniz efendim, haberler için üzgünüm. Telefonunuzdan sizi 203 kere aradım ama meşgul olduğunuzdan açmadınız galiba.” Ciddiyetini bozmadan Adam’a durum raporunda bulunduğunda adam kıkırdayarak siyah motorcu eldiveninin gizlediği elini kaldırdı, uzun zamandır tebessüm bile etmemişti. “Önemli değil Asshole, önceki gibi samimi olabiliriz.” Gencin ismi Ashou idi, Japonya’dan gelmiş biraz bozuk bir aksan ile konuşuyordu, ismi Asshole’a benzediği için karakoldaki herkes ona böyle hitap ediyordu. Adam’a şu ana kadar ismini doğru telafuz eden tek kişi olduğu için ekstra saygı duyuyordu, çok yeni ve acemi bir dedektif olduğu için Adam’ın altına işleri öğrenmesi için verilmişti. Genelde getir götür işleri ile uğraşırken sadece Adam ona ciddi dedektiflik işleri veriyordu, toy ve heyecanlı tavırlarından Ashou’yu kardeşi gibi gördüğünü bile söyleyebilirdi. “Bu kabaydı Adam!” Çocuk gibi tavır alıp arkasını döndü, salonu andıran dinlenme odasından geçerek ofislere açılan kapıdan geçti, Adam’ın içeri girmesi ile birlikte sayılı olan personelin hepsi onu karşıladı. “Geç kaldın ortak.” Kalın ve vurgulu bir ses Adam’ı karşıladı, Adam gülümseyerek ona seslenen adam ile selamlaşıp omzunu tokuşturdu. “Daniel! Uzun zaman oldu. Bir daha olmaz merak etme.” Kafasını kaşıyarak dinlenme odasına oturdu Daniel kafasını sallayarak Adam’ın omzuna vurdu. Kimse Adam’ın ortadan kaybolmasına sinirlenmemişti, anlayışla karşılamaları gereken bir süreçten geçtiğini biliyorlardı. “Geldiğin anda dinlenmen gerektiğini düşünmüyorum, hadi seni bekleyenler var hala!” Adam’ı zorla ayaklandırıp ofislere açılan demir kapıdan geçirdi, demir kapı ağırlıkla açılarak beyaz ve göreceli olarak uzun bir koridoru ortaya çıkardı. Koridor ortada 3 e bölünüyor farklı departmanlara açılıyordu, kendi kısmı için dümdüz yürümesi yeterliydi. Neredeyse her gün gördüğü manzara yine şaşırtmamıştı onu, şişman zenci bir adam kapının açılması ile uzun koridorun başındaki odadan çıkıp Adam’a sarıldı. “Adam hey!” Adam’da aynı samimiyet ile selamladı. “Koca adam hey! Uzun zaman oldu.” Zenci adam sarılmayı bırakıp Adam’ın omzunu sıvazladı “Birileri telefonunu açmamakta ısrarcı olmasaydı öldüğünü düşünmeme gerek kalmazdı.” Adam mahçup şekilde kafasını kaşıdı “Kusura bakma biraz zor bir dönemden geçtim de, bir yıl daha sizinle olacağım merak etme.” Zenci adam üzülerek Adam’ın gözlerine baktı “Neden olduğunu sormak isterdim ama bu küçük kasabada haberler çok hızlı yayılıyor, doktoruna bile güvenmeyeceksin bazen!” Kendini gülmeye zorlayarak Adam’ın omzuna iki kere daha vurup onu yolladı. Ofisine doğru yürümeye devam ederken omzuna gelen kumral saçlarını arkadan toplamış uzun boylu kumral kadın ela gözleri ile Adam’a bakarken kahvesini düşürdü. “Sen yaşıyor muydun!” Bir haftadır ortalığa çıkmayan Adam’ bu sözü ciddiye almış olsa da Kadın dalga geçiyordu, eskiden beri üstünde olarak ona rehber olan adamın kolay kolay ölmeyeceğini biliyordu. “Hadi ama! Hastalanmamın tek sebebi ölümün karşıma çıkmaktan korması! O kadar kolay düşmem biliyorsun.” Kadın bu sefer gerçekten şaşırarak Adam’a baktı “Hastalık mı?” Adam öksürüp kendini toparladı, söylentiler düşündüğü kadar hızlı yayılmıyormuş. Kendinden 10 yaş küçük olan genç kadının kafasını çocukmuş gibi okşayarak yoluna devam etti, karakolun en eskilerinden birisi olarak diğer işçilerle son derece samimiydi. Bu küçük kasabada samimiyet kurmamak imkansızdı zaten de. “Öhm… Evet… Uh… Öğrenmen uzun sürmez Maya.” Adam yürümeye devam ederken onun arkasındaki Daniel’e saf bir bakış attı anlamadığını belirterek. Daniel sonra anlatacağını söyleyip Adam’ın peşinden koşturdu. Koridorun en sonundaki odaya kadar yürüdüler, kapıya geldiklerinde Daniel Adam’ın önüne geçip oldukça düzenli olan ofis odasının kapısını açtı. Adam gelmeden önce temizlenip paklanmıştı, yıllardır kullandığı çürümüş tahta masanın yerini daha yeni meşeden siyah sade bir masa almıştı. Kapının tam karşısındaki masanın önünde birbirine bakan iki ofis sandalyesi ve küçük bir sehpa duruyordu, masanın arkasındaki tozları alınmış iki raflı dolapta dosyalar düzenle dizilmişti. Küçük ofis odasında sığacağından fazla eşya yoktu, olması gerektiğini de düşünmüyordu Adam, sadeliği hep sevmişti. Ofisinden hiç çıkarmadığı çocukluğundan kalma batman aksiyon figürünün çöpe atılmadığını görmek mutluluk vericiydi. Daha önce bu figür için sınıf arkadaşlarını dövmüşlüğü vardı, figürünü seviyordu. “Daha güzel bir karşılama olamazdı.” Aksiyon figürünü masanın iç kısmının köşesine yerleştirerek oturacağı yere yaklaştırdı, ofis sandalyesine yayılarak Daniel’in gözlerine tatminkar bir ifade ile baktı. “Seni ne zaman kötü karşılamışız ha sende! Hadi yeterince hoş geldin işe koyul artık.” Daniel’in çıkmasının ardından Ashou kucakladığı dosyalar ile birlikte koşarak Adam’ın odasına girdi, uzun süredir ayak işinden başka iş yapmadıktan sonra sonunda gerçek iş yapacak olmanın heyecanı ve koşmanın yorgunluğu ile hızlı hızlı nefes alıyordu. “İşe başlayalım mı Adam?” Adam’ın yüz ifadesi keskinleşti, yeterince aylaklık etmişti artık her zamanki sıkıcı işlerle ilgilenecekti. İşte kendisine yardımcı olacak Ashou’ya baktı. “Ashou… Uzun zaman sonra sana ilk görevini veriyorum.” Ashou yutkundu, Adam’ın gözlerinin içindeki ciddiyetten basit bir görev almayacağını hissediyordu. “Bana kahve kapsana, sonra başlayalım.” Ashou hayal kırıklığı ile gözlüğünü düzeltti, isteksizce kucakladığı dosyaları masaya koydu. “Hadi ama!” Hevesi kırılmış heyecanlı genç kısa süre sonra elinde kahveyi ışıkları kapalı sadece masadaki lamba ile aydınlanan odada gözlüğünü giymiş bir dosyayı inceleyen Adam’a verdi. Dosya karısının kazası ile bağlantılı olan şoförün duruşma kaydı yazıyordu, kahveyi masaya yerleştirirken yanına geçip oturdu. “Başlayalım mı?” Dosyaya daha fazla zaman harcamanın boşa olduğunu düşünüyordu, zaman kaybetmek istemediği için kırıcı olmadan dosyayı bırakmasını ima etti. Masaya koyduğu dosyalar yerine aynı adamı incelemesinden rahatsız olmuştu, basit şeyleri bile atlatamadığını düşünerek derin bir nefes verdi. “Karınızı hemen unutamayacağınızı biliyorum ama iş zamanları daha çok işe odaklanmanızı isteyeceğim efendim.” Normalde Adam’a böyle bir şey söylemeye cesaret edemezdi, bir anda ağzından çıkıverdi sözler. Gözünü kapatarak Adam’ın ona vurmasını beklerken Adam sesli şekilde güldü. “Haha! Bazen cesur olabiliyorsun ha! Haklısın, hadi dosyayı verde başlayalım.” Ashou tekledi, eli ayağına dolanarak dosyaya uzanıp Adam’a verdi. “T-tabi! Bir haftadır kayıp olan bir kız…” Bir kulağı Ashou’da olsa da akşam yemeğe gideceği mekan daha ön plandaydı kafasında.
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE