Ece, saatlerdir koltukta oturuyordu, gözleri boşluğa dalmış, kalbi ise göğsünde ağır bir taş gibi yankılanıyordu. Zaman durmuş gibiydi, ama içindeki karmaşa durmadan akıyordu. Yaşadığı duruma hâlâ inanamıyordu. Serkan’a olan sevgisi, güveni… Her şey öylesine güçlüydü ki… Ama şimdi o sevginin yerinde tarifsiz bir burukluk vardı. Bir insanın, en güvendiği yerden kırılması ne kadar acıtıcı olabilirdi, işte bunu iliklerinde hissediyordu. Serkan’ın o sorgusuz, kontrolsüz tavırları Ece’yi yalnızca hayal kırıklığına uğratmamıştı; aynı zamanda kendini küçülmüş, değersiz ve aşağılanmış hissetmesine neden olmuştu. Burcu, Ece’nin bu halini görünce içi parçalanmıştı. Ama Ece'nin yanlız kalma isteğine saygı duyarak evine dönmüştü. Saat geceyi çoktan geçmiş, 01:00’i vurmuştu. Ece, ise koltukta saatler

