TUTKU VE TEHLİKE

Kapadokya'nın büyülü atmosferi, Aslı'nın içini heyecanla dolduruyordu. Güneşin ilk ışınları, peri bacalarının üzerinden yükselirken, Aslı, antik bir yeraltı şehrinin derinliklerinde, yıllardır süren çalışmalarının meyvesini vereceği o anı bekliyordu. Aslı, zengin bir ailenin kızı olmasına rağmen, lüks hayata değil, arkeolojiye gönül vermişti. Çocukluğundan beri, efsanelere konu olan kayıp hazinelerin peşindeydi. Özellikle de, Türkiye'de bulunduğu varsayılan, hayatın bütün sırlarını bildiği iddia edilen bir firavunun hazinesi onu büyülüyordu. Efsanelere göre, bu firavun, kendi ülkesinde insanlardan fazla vergiler alarak halkı yoksullaştırıp kendi lüks içinde yaşayan bir hükümdardı. Gezileri sırasında tüm mal varlığını yanında götürürdü. Bir ziyaret sırasında suikaste uğramış ve hazineleriyle birlikte gömülmüştü. Aslı, bu hazinenin peşine düşmüştü. Yıllarca süren araştırmalar sonucunda, haritanın izini bulmuştu. Bu harita, onu, firavunun mezarının yerine götürecekti. Kazı çalışmalarının yapıldığı yeraltı şehrinde, Aslı, titizlikle toprağı kazıyordu. Birkaç gün önce bulduğu bir tablet, onu bu efsanevi haritaya götürebilirdi. Tablette, firavunun mezarının yerini gösteren bir harita olduğu düşünülüyordu. Aslı, tableti dikkatlice inceledi. Üzerinde, eski bir dilde yazılmış yazılar ve garip semboller vardı. Haritanın gerçek olup olmadığını anlamak için bir uzmana danışmaya karar verdi. Tam o sırada, Aslı'nın telefonu çaldı. Arayan, ailesinin emriyle onu korumakla görevli olan Demir'di. Demir, eski bir askerdi ve hayatının anlamını yitirmişti. Tek amacı, Aslı'yı korumak ve görevini tamamlamaktı. "Aslı, her şey yolunda mı?" diye sordu Demir, endişeli bir sesle. "Evet, Demir," diye cevap verdi Aslı. "Sadece biraz heyecanlıyım. Bir şeyler buldum sanırım." "Dikkatli ol," dedi Demir. "Bu işler tehlikeli olabilir." "Merak etme," dedi Aslı. "Ben bir arkeologum, tehlikelere alışkınım." Aslı, telefonu kapattı ve tableti incelemeye devam etti. Bir süre sonra, tabletin üzerindeki sembollerin anlamını çözmeyi başardı. Bu semboller, gerçekten de bir haritayı işaret ediyordu. Aslı'nın kalbi hızla atmaya başladı. Bu, hayatının keşfi olabilirdi. Ancak, bilmediği bir şey vardı: Bu haritanın peşinde olan başkaları da vardı. O sırada, yeraltı şehrinin girişinde bir hareketlilik oldu. Bir grup silahlı adam, içeri giriyordu. Aslı, tehlikenin farkına vardı ve hemen saklandı. Silahlı adamlar, etrafa bakınarak ilerliyorlardı. Bir süre sonra, Aslı'nın saklandığı yere geldiler. "Burada birileri var," dedi adamlardan biri. Aslı, daha fazla saklanmanın bir anlamı olmadığını biliyordu. Saklandığı yerden çıktı ve adamlara doğru yürüdü. "Siz kimsiniz?" diye sordu Aslı. "Biz, Magma'nın adamlarıyız," dedi adamlardan biri. "Haritayı almaya geldik." Magma, zengin ve acımasız bir koleksiyoncu mafya lideriydi. Yıllardır bu hazinenin peşindeydi. Aslı, haritayı onlara vermeyeceğini söyledi. Bunun üzerine, adamlar, Aslı'ya saldırdı. Aslı, kendini savunmaya çalıştı. Ancak, adamlar çok kalabalıktı ve Aslı, kısa sürede etkisiz hale getirildi. Adamlar, Aslı'yı bağladı ve haritayı aradılar. Ancak, Aslı, haritayı çok iyi saklamıştı. Adamlar, haritayı bulamayınca, Aslı'yı alıp götürmeye karar verdiler. Tam o sırada, Demir ortaya çıktı. Yeraltı şehrinin loş koridorlarında sessizce ilerlemiş, adamların konuşmalarını duymuştu. Aslı'nın tehlikede olduğunu anlamıştı. Demir, bir gölge gibi adamların arkasından yaklaştı. İlk adam, tam Aslı'ya vurmak üzereydi ki, Demir'in ani saldırısıyla yere serildi. Demir, adamın silahını alarak diğer adamlara doğru döndü. "Geri çekilin!" diye bağırdı Demir. "Yoksa hepiniz aynı akıbeti yaşarsınız!" Adamlar, Demir'in kararlılığını görünce bir an tereddüt ettiler. Ancak, patronları Magma'nın emriyle Aslı'yı kaçırmak zorundaydılar. Adamlar, Demir'e doğru hamle yaptılar. Demir, dövüş sanatları ve silah kullanma konusundaki yeteneklerini kullanarak, onlara karşı koydu. İlk adam, Demir'e yumruk salladı. Demir, yumruğu kolayca savuşturdu ve adamın kolunu tutarak onu yere fırlattı. İkinci adam, Demir'e bıçakla saldırdı. Demir, bıçağı ustaca etkisiz hale getirdi ve adamın elinden bıçağı alarak ona doğru fırlattı. Bıçak, adamın omzuna saplandı. Üçüncü adam, Demir'e silahını doğrulttu. Demir, hızla adamın üzerine atladı ve silahı elinden aldı. Adamı yere yatırarak etkisiz hale getirdi. Diğer adamlar, Demir'in gücü karşısında şaşkına dönmüştü. Geri çekilmeye başladılar. Demir, adamlara doğru ilerledi. "Sizinle işim bitmedi!" diye bağırdı. Adamlar, daha fazla dayanamayacaklarını anlayınca, kaçmaya başladılar. Demir, peşlerinden koştu. Birkaçını yakalayarak etkisiz hale getirdi. Sonunda, adamların tamamı etkisiz hale getirilmişti. Demir, Aslı'nın yanına döndü. "İyi misin?" diye sordu Demir, endişeli bir sesle. "Evet, iyiyim," diye cevap verdi Aslı. "Senin sayende." Demir, Aslı'yı kollarının arasına aldı ve ona sıkıca sarıldı. "Seni korumak için her şeyi yaparım," dedi Demir. Aslı, Demir'in kollarında kendini güvende hissediyordu. Demir'e aşık olduğunu anlamıştı. Ancak, aşkları, peşlerindeki Magma tarafından sürekli olarak tehdit ediliyordu Aslı ve Demir, adamlarla uzun bir süre mücadele etti. Sonunda, adamları etkisiz hale getirmeyi başardılar. Aslı ve Demir, yeraltı şehrinden kaçtı. Artık, sadece haritayı değil, aynı zamanda hayatlarını da kurtarmak zorundaydılar