Lina’nın evi, kahve ve çikolatanın sıcak kokusuyla dolmuş, ortam tam anlamıyla bir kız kıza terapi seansına dönüşmüştü. Ece, gelirken Lina’nın en sevdiği depresyon atıştırmalığını unutmamış, pastaneden bol bitter damla çikolatalı cookie’lerden almıştı. Şimdi, geniş salonun ortasında yayılmış halde, kahve ve tatlı eşliğinde hayatın absürtlüğünü tartışıyorlardı. Lina, elindeki büyük kahve kupasından bir yudum alıp koca bir ısırık cookie’den kaptı. Ağzında dağılan çikolatanın verdiği tatlı mutlulukla iç geçirdi ama sonra birden duraksadı. Dudaklarına bulaşan çikolatayı fark edince, yüzünü buruşturdu ve çabucak elindekileri bıraktı. "Kızım alma şunu ya! Vallahi 100 kilo olacağız. Sen zaten minnacık bir şeysin, ama ben kilo alırsam direkt trole dönüşürüm." diye söylenerek ellerini silkeledi.

