Yamyamlar

1168 Kelimeler
Simon dakikalardır ortalarda yoktu ,Vaha ona bir şey olduğundan korkuyordu ,ona bir şey olursa burdan asla kurtulamazdı. Duyduğu silah sesleriyle irkildi ,sesler Simon'ın gittiği taraftan geliyordu ve anlaşılan çok fazla kişi vardı .Simon'ın ordan kurtulamayacağını düşündü ,içini büyük bir korku sarmaya başladı ,bir şeyler yapmalıydı, onu orda ölüme terk edemezdi .Ama ne yapacaktı, elinde bir sopa bile yoktu ! Çaresizce etrafa bakındı ,yine köşeye sıkışmıştı !! "Üzgünüm Simon bunu yapamam ...Ben korkuyorum ..." Dolan gözlerini elinin arkasıyla sildi , gözyaşlarının yüzünde bıraktığı o sıcak hissi kalbinin en derinliklerindeki sızıyla harmanladı ,çaresizliğin sarmaşıklarını bütün vücudunda hissetti .Üzüntü ve acının karışımı bir duygu seliyle titreyen vücuduna bir dayanak arayarak ayağa kalktı .Gitmek zorundaydı ,Simon ölmüş olmalıydı ,oraya gitmek onu kurtaramayacaktı. "Gitmem gerek ..." Simon'ın kaybolduğu yere baktı ,gözlerindeki yaşlar asi çocuklar gibi yanaklarından kaydı .Gitmek için etrafına bakındı ,binanın sağlam kalmış alt katında bir süre saklanmaya karar verdi . Gitmek için adım atmaya çalıştı ama bacakları onu dinlemiyordu. "Ya Simon hayattaysa ve sana ihtiyacı varsa? " Vaha olduğu yere yeniden çöktü . "Ben ona yardım edemem ki!" Gözyaşları raydan çıkmış gibi sürekli olarak yanaklarından kayarak tozun içinde kalmış yüzüne çizgiler katıyordu. "Zayıflığın midemi bulandırıyor " Simon'ın sesi Vaha'nın kulaklarında yankılandı . Gerçekten de zayıflık onun için hafif kalırdı ,eziğin teki olduğunu biliyordu . "Bu sefer olmaz ." Vaha bütün cesaretini toplayıp hızlı ama temkinli adımlarla silah seslerinin olduğu tarafa yürümeye başladı . Binanın köşesine geldiğinde bir kaç kişinin bariyerlerin arkasından karşı tarafa ateş ettiğini gördü .Aralarında Simon yoktu , dost yada düşman olabilirlerdi. Vaha arkasına bakıp kimsenin gelmediğinden emin oldu ,tekrar yönünü bariyerlere çevirdiginde adamların yerde hareketsiz yattığını farketti ,silah sesleri kesilmişti . "Bak sen !" Vaha ,kafasını zorlayan soğuk bir namlu hissetti,korkudan bir an kıpırdayamadı. "Ayağa kalk !" Vaha çok yavaş ve temkinli bir şekilde ayağa kalktı . "Yüzünü dön! " Aynı şekilde denileni yaptı ;karşısında yüzünün ve başının büyük bölümü devasa yaralarla kaplı iri yarı bir adam duruyordu . Adam tekrar gülümseyince Vaha onun iğrenç sivriltilmiş sarı dişlerini gördü, ağzının etrafı vıcık vıcık bir kanla kaplıydı. "Lenin buraya gel , akşam yemeğimizi buldum !!" Adam o kadar hevesli görünüyordu ki ,Vaha neden bu kadar mutlu olduğunu anlamamıştı . "Dostum çok cılız bu !" Konuşan adamın ,tıpkı karşısındaki adamınki gibi sivriltilmiş dişleri vardı ama yüzünde yara yoktu ,başının tamamı keldi.Vaha'ya yaklaşıp kollarını ellerini . "Bilemiyorum Dog,bu şey fazla cılız, kesmek için uğraşmaya değmez ." Vaha duyduklarıyla beyninden vurulmuşa döndü "kesmek mi"??? "Ne ...N..Ne demek k...ke ...kesmek?" Vaha konuşmakta hiç bu kadar zorlandığını hatırlamıyordu. İki adam birbirine bakıp güldüler ,Dog dedikleri adam silahı Vaha'nın kafasına bastırdı . "Uğraşmak zorunda değilsin ,tek kurşuna bakıyor ." Vaha dizlerinin zangır zangır titrediğini hissetti ,çenesini o kadar çok sıkıyordu ki bir daha açamayacağından korktu . Gözyaşları yerini alnından dökülen ter damlalarına bırakmıştı. "Saçmalama Doggy ,onu kampa götürene kadar çürür." Vaha her duyduğu ile bir kat daha şok geçiriyordu,bu adamlar karşılarında bir tavuk varmış gibi onu kesip kesmeyecekleri konusunda tartışıyorladı. Kulakları duyduklarına inanmıyordu, bu korkunç bir rüya olmalıydı, başka bir açıklaması olamazdı.Vaha içinden bunun bir rüya olması için dua etmeye başladı ,gözlerini kapatıp kendini tokatlamaya başladı . "Bu gerçek olamaz !!!!Bu gerçek olamaz .Bu gerçek olamaz ." Dog ve Lenin kızın yaptığı karşısında şaşırmış ona bakıyorlardı . "Kez şunu yoksa beynini dağıtırım!!!..." Dog denen adam bunu delirmiş gibi faltaşı büyüklüğünde açılmış gözlerle haykırmıştı ,sanki biri onun sabrını zorlamış gibi elleri titriyordu .Vaha gözlerini açıp onun yüzündeki o delirmiş ifadeyle yüz yüze kaldı .Adamın paramağı tetiğe ulaştığında duyduğu iki el silah sesi Vaha'nın kulaklarında, unutamayacağı bir çınlama bıraktı . Vaha yüzünden akan sıcak sıvıyı hissedince istemsizce elini alnına götürdü ;her tarafı sıcak ve akışkan kanla kaplanmıştı... Kan... O bakırımsı kokusuyla,sıcak ve vıcık vıcık kan... Vaha acının bedenine yayılmasını bekledi , ölümün nasıl bir şey olduğunu artık öğrenecekti. Gözlerini kapatıp titreyen ellerini alnına bastırmaya devam etti ama korktuğu şey bir türlü olmadı ,acı yoktu . Gözlerini açtığında Dog ve Lenin kafaları bedenlerinden ayrı bir şekilde yerde yatıyorlardı. Dog denen adam henüz tam anlamıyla ölmemiş olmalı ki başı bedeninden ayrı olmasına rağmen elleriyle Vaha'nın ayak bileklerine yapıştı . Vaha yüksek bir çığlık atarak bacağını ondan kurtarmayı başardı .Dog'ın bedeninden çeşme gibi kan akarken başı kareketsiz ve ifadesiz duruyordu .Vaha gördüğü manzaraya daha fazla dayanamayarak kustu .Yüzlerce sinek aç kurtlar gibi adamların üzerine üşüştüğünde Vaha , kendini hızla onlardan uzağa attı . Vaha tam dönecekti ki devasa bir kuş tam ona çarpacakken son anda eğilmeyi başardı .Sinekler yetmiyormuş gibi akbabalar, kargalar ,serçeler dahi yüzlerce kuş hayvan leşi görmüş gibi cesetlere saldırdı .Hayvanlar cesetlerden et kapatabilmek için birbirleriyle yarışıyordu ,daha güçlü olanlar küçükleri eziyordu. Vaha şaşkınlık içinde hayvanların cesetleri parçalamasını izledi, midesi daha fazla kaldıramıyordu ,ağzını tutup ordan daha fazla uzaklaşmaya çalıştı . "Vaha !" "Simon ." Vaha,Simon'a doğru koştu ve ona sarıldı ,Simon bunu beklemiyor olacak ki karşılık vermedi .Vaha geri çekilince Simon'ın ona tuhaf tuhaf baktığını farketti . "Ben özür dilerim sadece sana bir şey oldu sandım ." "Ben iyiyim ,yolu temizledik arkadaşlarımla ,şimdi hemen burdan gitmeliyiz çok daha büyük bir birlik buraya doğru geliyor ." "Ben silah sesi duydum ...Yani çok yakındı ...Onları vurdun sandım ama bir şey onları kesmiş ..." "Ne diyorsun?Kim kimi kesmiş? " Vaha parmağıyla kuşların parçaladığı cesetleri gösterdi ,Simon şaşkın görünmüyordu, aksine gayet rahattı. Simon birkaç saniye daha cesetlere baktıktan sonra yüzünü iğrendiğini gösterir gibi buruşturdu ama çok yapmacık bir edayla yapmıştı ,Vaha anlam veremese de bir şey demedi. "Herneyse önemli olan iyi olman ,şimdi hemen gitmeliyiz." Simon, Vaha'nın elinden tutup onu peşinden sürükledi, bir süre boyunca binalar arasından geçtiler .Yer altına doğru giden üç geçidin önüne geldiklerinde Simon durdu. Vaha bu kısmın hoşuna gitmeyeceğini biliyordu ... # Karanlık bir tünel, ıslak ve nemli taş bir zemin...Şu damlalarının tünelde yarattığı melodik ses yankılanarak tekrar eden seslerin içinde yok oluyordu. - Korkuyor musun? Sesin geldiği yöne döndü, zifiri karanlığın içinden bir tek o görebiliyordu, yavaşça sesin sahibine yaklaştı. - Sence korkuyor muyum? Ruhsuz bir ses tonu ile soruyu ona yöneltmişti, sanırım o da cevaptan pek emin değildi. - Senin hiçbir şeyden korkmaman gerekiyor. Sen sadece emirlere uyarsın. Yüzünü ellerinin arasına aldı, o sırada bir ışık yandı yüzüne doğru, gözlerini kaçırmadı, hiçbir şey canını yakmıyordu. - Onu hissediyorum...Sürekli... Acı çeker gibi bir hali vardı, eliyle boğazını sardı, boğuluyomuş gibi birkaç saniye çırpındı, sonra sağ elini kalbine doğru götürdü. - Onu tam burada hissediyorum, o kadar güçlü ki bazen kontrolü ele alıyor, ona engel olamıyorum. - Acı çektiğini biliyorum, vicdan denen uydurma sana olmayan bir şeyi hissettiriyor, bununla savaş, sen bir savaşçısın, acı çekmek şenlik değil. Birkaç adım ilerledi, ve ışığı ona tutan adama yaklaştı... - Sana dokunmak istiyorum? Adam birkaç saniye afallamış bir şekilde ona baktı ama kendini hemen toparlayıp sert yüz ifadesini tekrar takındı. - Bu mümkün değil, sen sadece emirlere uyarsın, senin hiçbir talep hakkın yok. Kız korkuyla geri çekildi, dehşete kapılmış gibi bakmaya devam etti. Kollarını başına doladı ve bir çığlık attı, ses tünelde dakikalar boyunca yankılanacaktı. Acı dolu bir çığlık... - Sadece biraz sabırlı ol, onun icabına bakıcam, seni kontrol etmesine izin verme! Adam ışığı kapatıp karanlığın içinne karıştı, adımlarının sesi tüneli dolduruken o tekrar acı dolu bir çığlık attı.... #
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE