"Al ağzına." Dediğinde ateşler içinde ona baktım."Ve yala." "Ben... yapamam nasıl yapayım?" alt dudağını ısırırken üstüme atlamamak için kendini zor tutuyor gibiydi. "Söz dinlemeyi öğreneceksin Umay. Seninle yataktan çıkmadığımızda bana kendin geleceksin." Deli gibi ıslanmıştım ama fazla utanıyordum...

Dikkat! +18 içerir. Ellerimi vücudumda gezdirirken gözlerimi kapattım bana verdiği hazzın tadını çıkardım. "Tenin bana iyi geliyor. Sana dokunmak bana çok iyi geliyor." Gözlerimi açtım ve onun ateş gözlerine baktım. "Ben senin değilim." Dudakları kıvrıldı ve sırtımda gezdirdiği elini belime getirdi ve beni kendine doğru çekti. Nefesi nefesimle bütün olurken alnını alnıma yasladı ve fısıldadı. "Benim olduğunu sana kanıtlayabilirim. Bu beden benim." Bu oyunu oynamak için cesur olmam gerekiyordu. Ve bunu ona göstermem gerekiyordu.

(Şiddet ve ağır cinsellik içerir.) Asya, Vesper’ın arka odasında, Korhan’ın gölgesinde titriyordu. Kırmızı neonlar, tenini kan rengine boyuyordu. Korhan, Asya’nın çenesini tutup başını kaldırdı; gri gözleri, bir bıçak gibi keskin. “Yalvar,” dedi, sesi boğuk, şehvetle ağır. Asya’nın dizleri titredi, ama inatla sustu. Korhan, gülümseyerek Asya’nın kırmızı elbisesini yırttı; kumaş, göğüslerini açığa çıkararak yere düştü. Eli, Asya’nın boynuna kaydı, sıkarken aynı anda dudaklarını vahşice öptü. Asya, nefes nefese, “Lütfen... yapma,” diye fısıldadı, ama sesi arzuya ihanet ediyordu. Korhan, Asya’yı duvara bastırdı, bacaklarını ayırarak sertçe üstüne çullandı.. Her itiş, Asya’nın inlemelerini yükseltti;Korhan’ın kalın aletini sıkıca sararken, her yeri zonkluyordu. Kan, Asya’nın dudağından sızdı Korhan’ın ısırığından. “Daha,” diye yalvardı Asya, sesi kırık, bedeni teslim. Korhan hızlandı, ter ve kan karıştı, ta ki Asya’nın çığlığı odayı yırtana dek. Nefesleri karışırken, Korhan kulağına fısıldadı: “Sırrımı alırsan, bu kan sonun olur.”

Aden adımlarını hızlandırmış, neredeyse gölgesini bile ardında bırakmaya kararlı yürüyordu. Gecenin solgun ışığı, çakıllı yolun üzerine düşüyor; ayaklarının çıkardığı tıkırtı sessizliğe meydan okuyordu. Tam o sırada, sert ve kararlı bir el, kolunu kavrayarak onu durdurdu. Aden, ani bir sarsıntıyla nefesini tutup bakışlarını geriye çevirdi. Karan’ın parmakları bileğinde kilitlenmişti. Siyah bakışları, gecenin karanlığını delip geçen bir odakla Aden’e dikilmişti. Dudaklarının kenarında sabırsızlıkla çizilen ince bir gerginlik vardı. "Tek başına gitmene izin veremem." dedi. Sesi derinden gelen, buyurgan bir yankı gibiydi. Aden, kısık bir nefes alıp kaşlarını çattı. Sesinde hem öfke hem meydan okuma vardı: "Her kurala uymak zorunda değilim." Karan, bileğindeki kavrayışını bırakmadı. Çekim adeta yakın plana dönmüş gibiydi; parmakların baskısı, Aden’in ince teninde solgun izler bırakıyordu. Başını hafifçe eğerek, sesini daha da sertleştirdi: "Yanımdan ayrılmayacaksın küçük kız. Baban beni boşuna senin yanına göndermedi." Aden’in dudak kenarında belli belirsiz bir tebessüm kıvrıldı. Yüzü karanlıkla ışığın arasında kalmış, gözlerinde meydan okumanın ince kıvılcımları yanıyordu. Bir adım daha yaklaştı, nefesi Karan’ın yüzüne değecek kadar yakın. Karan bu yakınlığa ani bir yutkunma sergiledi. Kokusunu şimdi daha net alıyordu. Sesi yavaş, ama içindeki inadı ve tutkuyu gizlemeyen bir tondaydı: "Küçük kız değilim. Gayet olgunum... Öyle olmasa bacağıma sert bir şey değiyor olmazdı." Sözleri havada asılı kaldı, iki nefesin birbirine karıştığı dar alanda. Karan’ın yüzü kasıldı, Aden’in gözleri ise meydan okumayı bırakmadan ışıldadı.

Dkdm

(DİKKAT: +18 sahneler detaylı bir şekilde yazılmıştır.) "Nasıl? Berzan Ağa'nın kuması daha önce kendisine fahişelik yapan bir kadın mıydı?!" Herkes şok içinde suspus halde kalakaldı. Berzan bir zamanlar onunla takılıyordu doğru, ama ondan başkası da buraya gelemezdi. * Küçüklük aşkı Berzan'ın yanına yıllar sonra giden Leyla, bambaşka şeylerle karşılaştı. Tek amacı bilinmeden, duyulmadan onunla olmakken işler karışmıştı.

Tuncay Kara, istihbarat teşkilatı tarafından yetiştirilmiş, zeki, sessiz ve karizmatik bir köstebek askerdir. Görevi, Türkiye’ye karşı siber saldırılar düzenleyen uluslararası bir suç örgütüne sızmak ve içten çökertmektir. Örgüt, Avrupa’da faaliyet gösteren görünüşte yasal bir teknoloji firması üzerinden yürümektedir. Tuncay, kimliğini değiştirerek örgütle bağlantılı şirkette işe başlar. Burada tanıştığı gizemli yazılım mühendisi Lena Volkova, örgütün kurucusunun manevi kızıdır. Lena, ilk başta mesafeli ve sert görünür, ancak zamanla Tuncay ile aralarında beklenmedik bir yakınlık başlar. Fakat Tuncay'ın görevi Lena’nın ailesini yok etmeyi gerektirirken, Lena geçmişte babasının işlediği suçların farkında değildir. Lena da kendi içinde bir çelişki yaşamaktadır çünkü Tuncay'ın gerçek kimliğini zamanla sorgulamaya başlar. Aralarındaki bağ güçlendikçe, yalanlar, geçmişin sırları ve acı gerçekler su yüzüne çıkacaktır.

Kddkd

Sksk

Kssk

Oeeı

Dikkat! Bu kitap fazlasıyla +18 sahneler ve kan içerir. "Sen ve ben artık bir bedeniz." Bu kelimenin anlamı çok ağırdı aslında. Onun hissettiği ve gördüğü şeyleri görmek bazen korkunçtu. "Artık seni hissedebiliyorum."

Mssmdmdkslsl